Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Nedim  (Okunma sayısı 3006 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 02, 2009, 02:23:53 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

           Heddeden Geçmiş Nezaket

Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana
Mey süzülmüş şîşeden ruhsar-ı âl olmuş sana

Bûy-i gül taktîr olunmuş nâzın işlenmiş ucu
Biri olmuş hoy birisi dest-mâl olmuş sana

Sihr ü efsûn ile dolmuşdur derûnun ey kalem
Zülfü Hârut’un demek mümkin ki nâl olmuş sana

Şöyle gird olmuş Firengistân birikmiş bir yere
Sonra gelmiş gûşe-i ebrûda hâl olmuş sana

Ol büt-i tersâ sana mey nûş eder misin demiş
El-amân ey dil ne müşkil-ter suâl olmuş sana

Sen ne câmın mestisin âyâ kimin hayrânısın
Kendin aldırdın gönül n’oldun ne hal olmuş sana

Leblerin mecrûh olur dendân-ı sîn-i bûseden
Lâ’lin öptürmek bu hâletle muhâl olmuş sana

Yok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber Nedîm
Bir perî-sûret görünmüş bir hayâl olmuş sana
 

Nedim
 


Mart 02, 2009, 02:42:32 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Nedim 1680 yılında istanbul'da doğdu. Asil adi Ahmed'tir.Fatih Sultan Mehmed döneminde yaşayan eski bir aileden geldiği söylenir. Babası Mehmed Efendidir. Dedesi Musluhiddin Efendi, Sultan ibrahim devri kazaskerlerindendir. Nasıl bir öğrenim gördüğü kesinlikle bilinmiyor. Fakat bazı kaynakların bildirdiğine göre Şeyhülislam Ebezade Abdullah Efendi'nin başkanlık ettiği kurul önünde sınavdan geçerek, hariç müderrisliği payesini aldı. Bir süre sonra Mahmudpaşa mahkemesinde naiplikle görevlendirildi.

Sadrazam Ali Paşa ve Nevşehirli ibrahim Paşa tarafından korundu. Nevşehirli ibrahim Paşa, şiirlerini çok sevdiği Nedim'i muhasipliğe seçti. Daha sonra ise kütüphanesinde hafızı kütüb görevine getirdi. Bütün zevk ve eğlence meclislerinde sadrazamın ve bazı devlet büyüklerinin nedimi oldu. Ramazan aylarında, Sadrazam ibrahim Paşa huzurunda verilen tefsir derslerine katıldı. Sadrazam ibrahim Paşa aracılığı ile Sultan Üçüncü Ahmed'in bulunduğu toplantılara katılmaya başladı. Şiirleri Sultan Üçüncü Ahmed tarafından beğenildi. Bu arada Mollakırımı medresesi (1727), Sadiefendi medresesi (1728) ve aynı yıl Nişancipaşayıatik medresesi müderrisliklerine tayin edildi. Son görevi Sekbanalibey medresesi müderrisliğiydi (1730). ibrahim Paşa'nın giriştiği, doğu dillerinden tercümeler, çalışmasına katıldı. Müneccimbaşı Derviş Ahmed Dede'nin Sahaifü'l Ahbar (Haberlerin Sayfaları), Bedrüddin Avni'nin ikdü'l Cuman (inci Dizisi) adlı eserlerini Türkçe'ye çeviren kurulda çalıştı.


Içki düşkünlüğü yüzünden irtiaş (titreme) hastalığı ve ileri vahime (korku) hastalığı çeken Nedim'in, Patrona Halil isyanı sırasında bir buhran geçirerek öldüğü ileri sürülür. Müstakimzade'nin, isyanda kaçarken Beşiktaş'daki evinin damından düşerek öldüğünü belirten ifadesi ispatlanmış değildir.

Şiirinde genellikle zevki ve aşkı işleyen Nedim, din ve tasavvufla pek ilgilenmedi. Padişah sadrazam ve diğer devlet büyüklerine kasideler sundu, çeşitli vesilelerle tarihler düşürdü. Aşk ve şarap kavramlarının sık sık geçtiği gazeller ve şarkılar yazdı. Dilde ve nazım biçimlerinde yenilikler denemiştir.Hece ölçüsüyle bir türkü yazmıştır. Mahallileşme akımı”nın önderi olan şairin  Halk  edebiyatından da etkilendiği bilinmektedir. Şiirlerinde halkın ağzından alınma deyimler olduğu gibi, halkın konuşma diline de oldukça yaklaşmıştır. Samimi ve içten bir söyleyişi olan Nedim, şarkılarıyla tanınmıştır.  Divan şiirindeki klişeleri (mazmunları) bir  ölçüde yıkmış olan şairin  Divan“ı vardır.1730 yılında ölmüştür..

« Son Düzenleme: Mart 02, 2009, 02:51:31 ös Gönderen: Kirlangic »


Mart 02, 2009, 02:51:46 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Bir safâ bahşedelim gel şu dil-i nâ-şâda *
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'dâbâd'a *
işte üç çifte kayık iskelede âmâde
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'dâbâd'a *

gulelim oynayalim kam alalim dunyadan *
Mâ-i Tesnîm içelim Çeşme-i Nev-peydâdan *
Görelim âb-ı hayât akdığın ejderhâdan * *
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'dâbâd'a

Geh varub havz kenârında hırâmân olalım *
Geh gelüb Kasr-ı Cinân seyrine hayrân olalım *
Gah şarkî okuyub gâh gazel-hân olalım *
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'dâbâd'a

izn alub Cum'a namâzına deyu mâderden *
Bir gün uğrulayalım çerh-i sitem-perverden *
Dolaşub iskeleye doğru nihân yollardan *
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'dâbâd'a

Bir sen ü bir ben ü bir murib-i pâkîze-edâ *
iznin olursa eğer bir de Nedîm-i şeydâ *
Gayrı yârânı bugünlük edib ey şûh fedâ *
Gidelim serv-i revânım yürü Sa'dâbâd'a


nedim'in hayat felsefesini özetleyen bu şiirde kimi araştırmacılar eşcinsel bir aşkın varlığından söz ederler ve nedin'in gizli yollardan sadabad'a götürmek istediği "serv-i revan"ının erkek olduğunu ileri sürerler.


Mart 02, 2009, 03:38:06 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

Nedim'in siirlerine simdilik ara verip Osmanli'daki diger divan sairlerine kulak vermek istedim.

Once uc cocugunu sonra esini sonra da en kucuk kizini kaybeden dertli Adile Sultan'dan asik'a nasihatler.


Aşkta kanun imiş âşıklara cevr eylemek
Âşık oldur kim cefâ-yı yâre sabretmek gerek

Aşk nâz ü şîve evvel gösterir âşıklara
Âşık ol demde ona cânı fedâ etmek gerek

Âşıkın ancak murâdı dostunun maksûdudur
Çekse de bin derd ü mihnet hep sebât etmek gerek

Arzû-yı dü-cihândan geçmedir aşka nişân
Terk-i cân edip reh-i cânâna azm etmek gerek

Âftâb-âsâ bilip her zerresin nûr-ı safâ
Her belâ dosttan gelir kim merhabâ etmek gerek

Havf-ı a’dâ eylemez olan müsellah aşk ile
Yanmadan Hakka erilmez pertev-i tevhîd gerek

Nefsle cehd et tecellî eylesin aşk-ı Hudâ
Beyt-i kalbi Âdile ma’mûr ü pâk etmek gerek

Adile Sultan



Bu da ayni sairin  ASK'i vasfettigi, lezzetine doyumu olmayan misralar.


Aşktır min-evvel ilâ âhir kevn ü mekân
Aşktır gâhî dil ü cânda nihân gâhi ayân

Aşktır eden cemâl-i pâk-i cânâna nazar
Aşktır ol gonca gül rûyu için bülbül olan

Aşktır dü-âlem içre cânı yâra vasl eden
Aşktır dâim olan hem mahrem-i esrâr-ı cân

Aşktır çün dilde misbah-ı tecellîyi yakan
Aşktır bil “küntü kenz” birle miftâh-ı cinân

Aşktır bî-kayd pervâz eyleyip sîmurg-veş
Aşktır dost ellerini dâima seyrân eden

Aşktır mir’ât-ı kalbi eyleyen sâf ü celî
Aşktır dilde veren nûr-ı ziyâyı her zamân

Aşktır kalbi kılan pür-nûr mihr-i mâh-veş
Aşktır şem’-i cemâle karşı pervâne yanan

Aşktır hem saykal-ı mir’at-ı esbâb-ı derûn
Aşktır bir âteş-i cân-sûz ey dil sen de yan

Aşktır beyt-i dili meyhâne-i irfân eden
Aşktır Leylâları Mecnûn ü ser-gerdân eden

Aşktır fehm ile iş’âr eyleyen derd-i dili
Aşktır bak Âdile çarhı eden keşf ü beyân
« Son Düzenleme: Mart 02, 2009, 03:47:15 ös Gönderen: Kirlangic »


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
18680 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 25, 2006, 10:31:24 öö
Gönderen: MASON