Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Kırılsın hep kafesler.......  (Okunma sayısı 1686 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 12, 2016, 10:54:56 öö
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 308
  • Cinsiyet: Bay

KIRILSIN HEP KAFESLER

Kırılsın hep kafesler aşk ile

Aradan çıksın kalleşler aşk ile

Yıkılsın cami ve kilise aşk ile

Gelsin ol Ruh-ül Kudüs aşk ile

 

Davud geliyor Muhammed aşk ile

Yüz yirmi dört bin nebi geldi aşk ile

Arayan Mevlâsını buldu aşk ile

Erenlere karışan karıştı ilâhî aşk ile

 

Kırılsın hep kafesler aşk ile
Aradan çıksın kalleşler aşk ile

İlahide, kişinin doğru bildikleri, kafes; önyargıları da kalleş sözü ile sembolize edilerek anlatılmıştır. Kişiyi özgürlükten alıkoyan, âdeta kafese sokan, o doğru bildikleri, ancak ve ancak ilâhi aşk ile ortadan kalkabilir; o kafes, ancak ve ancak ilâhi aşk ile kırılabilir. Kalleş diye nitelenen önyargılar ve takıntılar da ancak ve ancak ilâhi aşk ile ortadan kalkabilir.

 
Yıkılsın cami ve kilise aşk ile
Gelsin ol Ruh-ül Kudüs aşk ile

Kişinin bilincindeki, o kafes ve kalleş diye sembolize edilerek anlatılan doğru bildikleri, önyargıları, takıntıları ortadan kalkmadıkça cami ve kilisesi de yıkılmaz. Cami ve kilisenin yıkılması ile ilahide kastedilen, ibadetlerin ve cennete ulaşmanın Allah’ın önüne geçmesidir; fiilen cami ve kiliselerin yıkılması anlatılmamaktadır. Yaptığı ibadetler ve cennete gitme isteği, kişiye Allah’ı unutturuyorsa bu, Allah aşkı değildir; hakikat boyutunda şirktir. İlahide bu şirk anlatılmaktadır.

Mukaddes, kutsal ruh anlamına gelen Ruh-ül Kudüs, Bekâ makamlarından Hazret-ül Cem makamını simgeler. Kafesleri yıkılan, kalleşleri aradan çıkan ve camisi, kilisesi yıkılan sâlikin ulaşacağı bilinç, Hazret-ül Cem makamının sırrıdır ki bu sırra ulaşan Ahmed ile; Ahmed’in kemâlâtı ile tanışır; onu tanır, onu bilir; ilmi de Ahmed’ten alır. Bu bilince ulaşan, Fenâ makamlarında Allah’tan başka bir şey görmezken Bekâ makamlarında Ahmed’ten başkasını görmez.

Davud geliyor Muhammed aşk ile
Yüz yirmi dört bin nebi geldi aşk ile

Pir, “Davud, Muhammed geliyor aşk ile” dizesiyle Ruh-ül Kudüs’e, diğer bir deyişle Hazret-ül Cem makamı sırrına ulaşan sâlikte, Muhammed’in kemâlâtının ortaya çıkmaya başladığını, bu kemâlâtın da yine ancak ilâhi aşk ile mümkün olabileceğini dile getiriyor. Sayıları 124 bin olduğu rivayet edilen nebiler de bu aşk ile nebîlik (nübüvvet) makamına ulaşmışlardır.

Arayan Mevlâsını buldu aşk ile
Erenlere karışan karıştı ilâhî aşk ile

Bu ilahide gerçek anlamda imanın ancak ilâhi aşk ile ortaya çıkacağı anlatılıyor. Ancak o ilâhi aşk ile kafesler kırılıp, kalleşler ortadan kalkıp, cami ve kilise ortadan kalkabilir; diğer bir deyişle Fenâ makamları bilincine ulaşmak, ancak ilâhi aşk ile mümkündür. O aşk ile fenâfillâh bilincine ulaşan; Bekâ makamlarının bilincine de yine o aşk ile ulaşır.

O ilâhi aşkın, Allah aşkının tadını ancak tadan bilir. Öyle bir tattır ki başka hiçbir şeyde bulunmaz. O ilâhi aşk ile ulaşılacak tat, Hz Muhammed’in (s.a.v.) kemâlâtıdır ki o tat, ancak hüccetli Melâmî insan-ı kâmilinde bulunur. O ilâhi aşkı tadamayan birisinin, o aşkı anlayamayacağı gibi iman etmesi de söz konusu değildir. İşte burası sözün bittiği yerdir. Mevlâsını arayan da Mevlâsını aşk ile bulmuştur; erenler de o aşk ile erenler arasına karışmıştır.

Peygamberlik mesleği olarak da nitelendirilen Melâmîlîk’e göre bu mesleği zevkli kılan, o aşktır. Aşkı olmayanın dini, imanı olmaz.(ALINTIDIR)

IŞIK ve SEVGİ ile KALIN.......
Işık, sadece ışık ama daha fazla ışık.......