Felsefe; Profesyonellerin oyunu... Bayılıyorum bu oyuna..
Felsefe akıl yormaz arkadaşlar. Felsefe akla güç katar..
Fakat felsefe Dincilerin, siyasetcilerin ve ticaretle uğraşanların elinde bir oyuncak oldu. Siyasi ve Ticari güç uğruna neredeyse alınıp satılan bir metaa haline geldi.
Felesefe bir yaşama alanıdır, sorgulama alanı değildir. Felsefe sorgulamayı kendi içinde yapar amacı kendisini ispat etmektir. Eğer bir felsefe dışardan sorgulanabilir duruma düşmüş ise o bir felsefe değil o bir hikayedir. Dinci, Siyasetci, Ticaretciler Fesefeyi dışardan sorgulanır hale düşürerek onu bir hikaye haline getirmeyi başarmışlardır. Günümüzdede bu devam etmektedir. Muhtemeldirki yarında devam edecek.
Matematik ve Fiziği kullanarak bir problemi çözebilirsiniz, Fakat matematik ve Fiziği kullanarak bir soruya cevap veremezsiniz. Soruya cevap ancak felsefe ile verilir. Bunun içinde elinizde çok güçlü bir felsefe olması gerekir. Buna örnek olarak Cern deneyini verebiliriz.
Bildiğiniz gibi isviçrenin cern kasabasında bir deney yapıldı. 20 km lik bir tünel inşaa edilerek bir bilimsel deney gerçekleştirildi. Belkide dünyanın en meşhur bilim adamları oradaydı. Fakat bu adamlara şu soru soruldu; " siz ne yapıyorsunuz burada.?? " onlar şöyle cevap verdi " Tanrı parçacığını arıyoruz ". Gerçekten bu cevap son derece komik ve son derece düşündürücüydü. Çünkü, bilimsel olarak ileri noktada olabiliriz fakat felsefi olarak hala aynı noktadayız. Acaba Mason arkadaşlar bu konuda ne söylerler. Onlarda bu cevaba katılıyorlar mı yoksa farklı bir cevap verebilirlermi.
Gerçekten öğrenmek isterim. ( Kaytarmak yok )
Felsefe bir savaştır, aşk değildir. Bildiğiniz üzere dünyamızda çok fazla sayıda düşünce, tarikat, din, mezhep vs vs vs vardır. Ve bunların militanvari olduklarını görüyoruz. Savaşlar, insanların bellerine dinamit bağlayıp yada uçak kaçırarak yaptıkları terrörvari eylemleri bunlara örnek olarak gösterebilriz. Ve bunların sonucunda şu kavramın hala dünyamızda devam ettiğini görüyoruz. "Biz tanrıları koruyoruz, onlarda bize yardım ediyorlar ". Bana göre insanlar sembollerle konuşmuyorlar bilakis insanlar sembollerin esiridir. Ve ben bunu tehlikeli olarak görüyorum.
Felsefe yeri gelir bir muhasebedir. Örneğin, bana göre Teknoloji çağı, Dijital conseptin geliştirilmesi ile bitmiştir.
Yani teknoloji, görüntü ve sesin sayısallaştırılmasıyla artık bitmiştir. Bundan sonra muhasebe yani felsefe yapma zamanıdır. Hangi durumda olduğumuzu tespit etmek için bu gereklidir. Çünkü görüntünün ve sesin sayısallaştırılması demek, bunların elle tutulan ve gözle görülen bir madde haline getirilmesi demektir. Eğer birşeyi sayısallaştırarak madde haline getirmişseniz onu istediğiniz gibi kontrol edebilirsiniz.
Felsefe yeri gelir bir kavgadır.zeka ister. Örnegin, bir filozof der ki " Hayat zıtlıkların uyumudur ". Diğer bir filzof şunu söyler "Hayır. Hayat zıtlıkların savaşıdır". Ben iki filozofa da itiraz ederim. Bana göre, eğer ortada zıtlık varsa mutlaka onun bir üst basamağı vardır. Zıtlığın olduğu basamak su altında kalmış merdiven basamağı gibidir. Bu basamakta duran boğulur. Eğer bogulmak istemiyorsan bir üst basamağa çıkmalısın.
Fakat bir üst basamağın paradiğmaları farklıdır. Buna uyum sağlamalısın.
Genelde insanlık tarihine baktığımız zaman, insanlığın binlerce yıldır ve günümüzde de aynı basamakta durduğunu görürüz. Ben bu basamağa "Teism---- A-teizm (Varlamak-Yoklamak)" basamağı derim. Bütün dinler, siyaset, ticaret, ahlak, adalet, hukuk vs vs vs buna göre şekillenmiştir. Hatta "Mason" kavramı bile bu basamak ürünüdür. Yani Masonluk bile bu "Teism-Ateism" basamağında kendine yer bulmuştur. Yaptıkları açınımlar ve kullandıkları semboller bunu göstermektedir. Ben bu durumu hata olarak görürüm.
Sn. Adam
Örnek olarak belirttiğim Belediye otobüsünün adı (Teism-ATeism) otobüsüdür masonlukda bu otoüsün içindedir. Eğer daha rahat ve konforlu bir araç ve yolculuk istiyorsan birüst basamağa çıkmalısın. Bir üst basamakta duran otobüsün adı (BTS) dir. Bu otobüsün güzergahı farklıdır ve bu güzergah üzerinde hiç ara durak yoktur. Ve en önemlisi bu otobüs boş bir otobüstür. Kimseyle tartışmak yada kavga etmek zorunda değilsin. Ben o yüzden inan çok rahatım. Bütün koltuklar benim. Fakat BTS herzaman paradigma kayması yaratır. Çünkü bu otobüs çok süratli gider ve önüne gelen herşeyi ezer geçer. Buna örnek olarak Nuh tufanını verebilirim. Gerçekten Nuh Tufanı çok güzel bir paradigma kayması örneğidir.
Birşey daha söylemek isterim. Piramit sembolunu kullanıyorsunuz. çok iyi. fakat nerededir Musa'nın asası. Musanın asasının olmadığı bir piramid içi boş su bardağına benzer.
Şimdilik bu kadar..
Saygılarımla..