Masonlar.org - Harici Forumu

Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Felsefe => Konuyu başlatan: Siempre - Ağustos 06, 2011, 12:33:26 ös

Başlık: Erdem üzerine ...sorular ve düşünceler.
Gönderen: Siempre - Ağustos 06, 2011, 12:33:26 ös
Erdem Üzerine…Sorular

Sayın Üyeler,
İnsan olmanın gereği olarak, hepimizin değer yargıları var,  bunlara göre yaşamımızı şekillendiriyor, bunlara göre de çevremizi belirliyoruz.
Peki kişiden kişiye değişen bu yargıların, nasıl standardı olabilir, Erdemli bir insan kimdir, bize göre erdemli olan, belki başkasına göre, yanlış davranışlar sergiliyordur. Sadece kişiden kişiye değil, toplumdan, topluma ve zamana göre de değişebilir.

Erdem (Virtue-ing- Vertu-Fr-): insanın kendisini aşma gücü.

Antik Yunanda yetkin yurttaşın niteliği olarak kabul edilmekteydi.
Daha sonra Sokrates tarafından bilgi olarak ele alındı. Erdemsizliğin ise bilgisizlikten kaynaklandığını belirtti.   
Mason Üstadı Murat Özgen Ayfer’ e göre ise ’İnsanın olgunluğunu, toplum ile ve diğer insanlarla uyumluluğunu, kendine yeterliliğini ve kendini aşma yetisini belirleyen çeşitli bireysel niteliklerden her biri’’ olarak bize tanımlıyor.

Erdemli olabilmek için ön koşul bilgili olmak gerekir, her bilgili insan elbette erdemli insan değildir, ama her erdemli insan, bilgili insandır.

MOUNTAİGNE: Erdem, insanın kendisine karşı sorumluluklarını yerine getirmesidir…
Erdem, insanın kendini aşma gücüdür. Kendini aşmak için çabalayan insan, evrensel oluşuma her an biraz daha artan bir çapta  katılmaktadır…
Belki de bunun sonucudur, İbn-i Sina: Ben erdemden başka, zenginlik tanımıyorum, demektedir.
SPINOZA: Erdem akla uygun davranmaktır.
VOLTAIRE: Erdem, benzerine iyilik etmektir
Friedrich HEGEL: Erdem, varlığın bilincidir.
KALLIKES: Erdem, güçsüzün işine gelendir.
Francis BACON: Erdemler ülkesini yöneten Süleyman Evi bir başka adıyla Altı Günlük İşler Koleji'dir.


Kökleri içinizde olmayan bir erdem örneğini başka bir yerde bulmanıza olanak yoktur.

– Masonik erdemlerde – söz edilir. Aslında bunların farklı bir tanımı ya da özelliği yoktur. “Masonik” olarak nitelenişleri, yalnızca masonlukta özellikle sık sık değinilişinden ileri gelir.

   Bu erdemler arasında şunlar sayılabilir. Alçak gönüllülük, bağlılık, sevebilirlilik, korkusuzluk, esirgemezlik, dayanıklılık, yiğitlik, temiz yüreklilik, sevecenlik, doğruluk, iyilik severlik, tok gözlülük, dürüstlük, hak severlik, tolerans, mertlik, cömertlik, özveri ve içtenlik.
Masonluk ,evrenin yetkinliğini güzellikte ve sevgide bulur.

Erdemli olmak için içten ve bilgili olmak gerekir. Socrates’e göre; doğruyu bilen doğru davranır. Doğru bilgi, doğru eylemi gerçekleştirir. Ve yalnızca doğru davranan kişi doğru kişidir. Bilimsel yolda bilgiyi sürekli arttırarak özeleştiri yapabilen bir insan özgür düşünceye hazırdır. Ancak bu şekilde kişisel evrimi gerçekleştirmek ve sürekli kılmak mümkündür. Ve Masonluk gösteriyor ki; kişisel evrimi gerçekleştirmek için bu erdemlerin üzerinde önemle durmak gerekir.

Masonluk , evrimsellik , laiklik , alçak gönüllülük , özgürlük , eşitlik , kardeşlik bilimsellik gibi kavramları da kendine temel olarak almıştır.
Hemen hepsi birbirini bütünleyerek masonik ahlakı oluşturmaktadır.

Peki Çağdaş dediğimiz yaşamımız ne kadar erdemli…

Sevgi ve Saygılarımla,

Başlık: Ynt: Erdem üzerine ...sorular ve düşünceler.
Gönderen: hailstorm - Ağustos 06, 2011, 03:23:14 ös
İlk önce Sn.Siempre'ın yazmış olduğu KALLIKES'in söylemiş olduğu : "Erdem, güçsüzün işine gelendir."  sözüne değinmek isterim.

Erdemli bir insan olmak alçakgönüllülük ve dürüstlükten başlar diye düşünmekteyim..Eğer erdemi güçsüzlük alameti olarak gören bir kişi varsa, hiç şüphesiz ki bu kişi erdeme sahip değildir.
Günümüz dünyasında erdemli bir insan olmak 300 yıl öncesine oranla çok daha zordur.Çünkü teknoloji ilerlemiş, insanlar adeta hayatı bir yarıştan diğer yarışa savrulurcasına yaşamaktadır..Buna Türkiye'de ki insanlardan örnek vererek başlayabilirim :
-Bebek doğar ve ilk önce yürümesi ve konuşması için ailesi çaba harcar.Biraz büyüyen bebek iyi bir eğitim alması için anaokula/kreşe başlar..İlköğretimde iyi çalışmalıdır çünkü liselere giriş sınavlarında bu yarışı kazanmalıdır.Hırs gözünü bürür..Çalışır...Tüm arkadaş ve dostlarım dahi benim rakibim, daha da ileri gitmek istiyorum "benim düşmanım" diye düşünmeye başlar..Liseye girer..Apayrı ve daha kapsamlı bir yarış başlar..Üniversiteye girme sınavları için herkesden daha çok çalışmak ister ve bir yarış atı edasıyla dershane özelders okul derken gencecikken erdemli bir insan olmak için hiçbir eğitim almaz..Yalnızca öğretim alır..Üniversiteye girdikten sonra durum rahatlamış görünsede staj yarışları başlar, en güzel cv'yi kim hazırlayacak?Üniversite bittikten sonra tabiki iş arama derdi gelecektir..Başkalarıyla işi almak için yarışa girer, çeşitli mülakatlar ve yazılı sınavlar...İşe giren birey daha sonra belki ailesinin baskısı belki yaşının getirmiş olduğu durumdan dolayı evlilik derdine düşer..Aile kurmak ister..Aile kuran birey ilk önce çocuk, daha sonra çocuğun eğitimi ile ilgili derdine düşer..50-60 yaşına geldiğinde birey geriye dönüp baktığında onca şey yaşadığını fakat kendini geliştirmek için hiç uğraşmadığını görür..
Biz bu anlamda daha şanslıyız diye düşünüyorum çünkü bu forumda bilgilerimizi yalnış ya da doğru paylaşıyoruz, yorumluyoruz ve öğreniyoruz..Her gün öğrendiklerimiz okuduklarımız bizi daha ileriye taşıyor..Adım adım da olsa yavaş yavaşta olsa kendimizi geliştiriyoruz..
Erdem bir insanın sahip olacağı en büyük hazinedir.Erdemli bir insanla tanışmak(kendi söylediği için değil, gerçekten erdemli olan) benim için en mutluluk verici şeydir..Erdemli insanlarla konuşmak bile bana çok büyük bir haz verir..Düşünün ki birde o erdemi yaşamınıza uygularsanız nasıl daha büyük bir manevi haz alacaksınız..

Saygılarımla
Başlık: Ynt: Erdem üzerine ...sorular ve düşünceler.
Gönderen: MMT - Ağustos 06, 2011, 04:50:32 ös
   "Erdemli olabilmek için ön koşul bilgili olmak gerekir, her bilgili insan elbette erdemli insan değildir, ama her erdemli insan, bilgili insandır."
 
 Bu söze katılamdan edemeyeceğim. Peki bu bilgi nasıl kazanılır, nasıl edinilir? Yada burada bilgiden kasıt nedir?
   
   Fenni bilimler olmadığı konusunda eminimki hepimiz hem fikirizdir.
   
   Burada edinilen bilgi hayatın ta kendisidir. Hayata bakışın açısıdır. O açıyı yakalayıp yorumlamaktır. Erdem için bilgi budur. Başka bir şeye gerek var mıdır?
   
   Hiç şüphesiz evet!
   
   Yaşamak gerek. Yaşayıp görmek, erdem gibi bir vasfa sahip olmayan aklın cezasını çekmek gerek.
   
   Nasıl yani?
   
   Şunu demek istiyorum. Kimse okuyarak, duyarak, araştırarak erdemli olamaz.
   
   Ancak yaşayarak kazanılır böyle bir vasıf. Ve öylesine zordur ki... Çok şey görmek gerek.
   
   Ve öyle gençliğe uzak bir şeydir erdem. Çünkü dediğim gibi, erdem gibi bir vasfa sahip olmayan aklın cezasını çekmek gerek. Ve gençlik işte o cezanın çekildiği dönemdir.
   
   Biraz klişe olacak fakat şu bir gerçek. O cezalardan ders çıkaranlarda bulunur erdem. Yanlış yaptığını anlayanlarda bulunur erdem.
   
   Albert Einstein diyor ya hani "Delilik, aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir." diye. İşte onun gibi bir şey.
   
   Yaşarsın, görürsün... Sonra anlarsın ki yanlış yapmışsındır. Cezasını çekersin. Bu 1'dir.
   
   Yaşarsın, görürsün... Sonra anlarsın ki yanlış yapmışsındır. Cezasını çekersin. Bu 2'dir.
   
   Yaşarsın... Eğer hala aynı şekilde yaşıyorsan Einstein'in belirttiği durum apaçık ortadadır. Görürsün... Belki farklı bir şeyler yapmışsındır ama yine yanlıştır. Cezanı çekersin... Bu 3'dür.
   
   Böyle devam eder. Ta ki doğruyu bulana kadar.
   
   İşte insan ancak bu şekilde erdemli bir kişiliğe sahip olabilir. Şahsen ben başka bir yol göremiyorum.
   
   Dener, dener, dener... Farklı açılardan yorumlar. İşte, o ince açıyı yakalamasıdır erdem.
   
   Peki kendimize sorarsak "Bende bu vasıflar var mı? O açıyı yakaldım mı?"
   
   Şüphesiz bir çoğumuz "Evet!" yanıtını veririz. Sanıyoruz ki bizim yaptıklarımız doğrudur. Sanıyoruz ki insanlara karşı tutumumuz, olaylar karşısındaki tutumumuz hep doğrudur. (Zaten doğru olmadığını bilmesek yapar mıyız hiç?) Aslında bu durum erdemin yokluğudur. Yaptıklarını sorgulamamanın sonucudur.
   
   Öyleyse buradan bir çıkarım yapabiliriz diye düşünüyorum.
   
   Erdem nedir?
   
   Erdem, insanın kendisini sorguya çekmesidir. Yaptığını sorgulaması, yapacağını sorgulaması, ne yapması gerektiğini düşünmesidir.
   
   Bi çok kişi bunu yapar. Fakat aradaki fark şurada ortaya çıkar. Bu sorgulamayı yaşanmışların deneyimiyle yapıp bilgiyle harmanlamakta.
   
   En güzel tanımı bence Voltaire yapmış. "Erdem, benzerine iyilik etmektir." demiş. Ne güzel demiş.
   
   İnsanlığı, salt çıkarların üzerinde tutmaktan bahsetmiş Voltaire. Ne güzel etmiş.
   
   Saygılarımla...
                                                                                                                                                 
                                                                                                                                             MMT
   
Başlık: Ynt: Erdem üzerine ...sorular ve düşünceler.
Gönderen: omega21 - Ağustos 06, 2011, 09:23:50 ös
erdemli olmayi gerektiren en onemli husus, hayat icersinde erdemli kalmayi basarabilmektir.
Başlık: Ynt: Erdem üzerine ...sorular ve düşünceler.
Gönderen: ceycet - Ağustos 07, 2011, 03:00:12 ös
Sayın siempre'nin paylaşımı,devasa olarak tamlanabilecek ölçüde seviyeli...

Az rastlanır paradigmaları hatırlattığı için,kendisine şükran!....
Başlık: Ynt: Erdem üzerine ...sorular ve düşünceler.
Gönderen: ADAM - Ağustos 07, 2011, 03:21:07 ös


Sayın Siempre’nin açtığı bu başlık altındaki çok güzel anlatımlı girişinden ardından bir de Sayın hailstorm ve Sayın MMT’nin gene çok güzel katkıları…

Geçenlerde forumun kalitesinden yakınan katılımcı dostlarımızı bu başlığa yönlendirdim. Umarım okumuşlardır ve onlar da görüşlerini belirtir.

Ben ise giriş metni ve ardından gelen iki katkı üzerine söyleyebilecek bir şey bulamayışıma karşın ille de bir şey söylemek için kendimi zorladığımdan, azıcık eleştiri yapayım.

Ancak eleştiri yapayım derken de takılıverdim. Hemen şunu düşündüm, eleştiri ille de olumsuz olmaz, iyi ve doğru yönleri de belirtmek gerekir ki eleştiri olumluluğa yönelsen. Ardından öreri getirmelidir ki olumlu olarak nitelenebilsin.

Sayın Siempre demiş ki;

Erdemli olabilmek için ön koşul bilgili olmak gerekir, her bilgili insan elbette erdemli insan değildir, ama her erdemli insan, bilgili insandır.

Şimdi bunun üzerine ne diyebilirsiniz?

Belki siz dersiniz. Ben diyemedim.

Sayın Siempre, beş örnek düşünürün özdeyişlerini vermiş; Montaigne, İbn-i Sina, Spinoza, Voltaire ve Hegel.

Dikkat ettiniz mi, bu beş düşünürün bu bağlamdaki sözleri ancak kendi yaşam dönemleri ve kendi kültür çerçeveleriyle uyumlu.

Demek oluyor ki, günümüzde bir Amerikalıya, bir Afrikalıya, bir Çinliye, bir İskandinavyalıya, özetle farklı kültürlerden olan kişilere “Erdem nedir?” diye soracak olursanız, farklı yanıtlar alacaksınız. Elbette aynı kültürlerin içinde farklı dönemlerde benimsenmiş erdem anlayışı da farklı olacak.

Günümüzdeki küreselleşme olgusu ve iletişimin giderek artışının kültürler arasındaki bu farkları azaltmaya giriştiği söylenebilir. Ne kadar azaltırsa azaltsın bunun sıfırlanması olanaklı değil çünkü kültür büyük ölçüde coğrafyaya dayanır. Öyle ki, coğrafyasını değiştiren bir insanın kültürel karakterinde değişim baş gösterir. Bu nedenle de evrensel boyutta genel geçerli bir erdem tanımı yapabilmek zordur; belki de olanaksızdır.

Bu arada Sayın Siempre Kallikes diye birinin daha görüşünü belirtmeden geçmemiş. Bilmediğim bir düşünürdü bu. Merak ettim baktım nasıl biriymiş diye. Bulamadım. Kallikles diye birinin adı geçiyor. Eğer o ise Sayın Siempre’nin değindiği, M.Ö. 5. yüzyılın pek ilginç bir düşünürü bu. Erdemi pragmatik bir yaklaşımla değerlendiriyor. Bana pek olacak şey gibi gelmiyor. Hani kimileri vardır, her sosyal ve toplumsal olguyu dönüp dolaştırıp ekonomiye bağlarlar; onun gibi bir tutum.

Bir de Sayın Siempre’nin değindiği Francis Bacon var; onanla bağlantılı olmak üzere sayfalar doldurabilirim. burada dikkatimi çeken yönü ise Sayın Siempre’nin onun şu Yehni Atlantis adlı yapıtındaki “Süleyman’ın Evi” tasarımından söz edişi. Bu ise konuyu şirazesinden çıkarıp bambaşka bir yöne götürebilir. (Bunun için belki bambaşka bir başlık altında bambaşka bir çalışmaya yer vermek gerekir.)

Ardından Sayın Siempre ortaya bir özdeyiş daha atıyor:

“Kökleri içinizde olmayan bir erdem örneğini başka bir yerde bulmanıza olanak yoktur.”

Hoppala!... Bir kez daha yıkım. Bu ne demek oluyor şimdi?

Bana göre şu demek: Erdem size öyle doğuştan ya da doğaüstü bir güçten falan gelme değildir. Onu siz kendi buyrultunuzla, kendi çabanızla, kendi içinizde kendiniz oluşturursunuz, eğer istiyorsanız ve bunu yapabilecek gücü kendinizde buluyorsanız.

Bilmem, doğru mu anladım.

Ben bu anlama katılıyorum.

Bu aşamada bundan biraz fazlaca etkilendim galiba; şimdilik susuyorum.

Siz bana katılmayabilirsiniz.


Başlık: Ynt: Erdem üzerine ...sorular ve düşünceler.
Gönderen: omega21 - Ağustos 07, 2011, 03:40:39 ös

Bana göre şu demek: Erdem size öyle doğuştan ya da doğaüstü bir güçten falan gelme değildir. Onu siz kendi buyrultunuzla, kendi çabanızla, kendi içinizde kendiniz oluşturursunuz, eğer istiyorsanız ve bunu yapabilecek gücü kendinizde buluyorsanız.


Size katilamamak mumkun mu :)

Belki de olumluya, iyilige ve insanlasmaya dogru caba gosterilmesidir. 
Başlık: Ynt: Erdem üzerine ...sorular ve düşünceler.
Gönderen: ceycet - Ağustos 07, 2011, 04:14:52 ös
Erdem le ilgili daha önceleri de oldukça paylaşımlarımız oldu.Aslına bakarsanız forum üyelerimizden sayın ADAM'ın bu konuyla ilgili hassasiyeti,tekamül arzusu ve temennisi içerisinde olan dostlarımıza oldukça katkı sağladı diyebilirim.

Erdem?....


Yeniden başlasak uzar mı acaba?...

Muhtemelen uzar;dolayısıyla geriye dönük sohbetlerden ziyade,daha önce yazılanların okunması ve onlar üzerinde konuşulması daha rasyonel görünüyor.Zannımca,forum ortamında bulnan dostlarımızın sorguladığı en önemli başlıklardan birisi olan erdem,geçmişte yeterince irdelendi.

Benim bu konuda söyleyebileceğim tek şey,erdem kıstasının zamana ve mekana göre değişebilirliğini vurgulayan değerlerin ucunun açık olduğudur.Zira ucu kapalı olana,erdem diyebilmek  için kanımca biraz küstah olmak gerekir.


Saygılar
Başlık: Ynt: Erdem üzerine ...sorular ve düşünceler.
Gönderen: omega21 - Ağustos 07, 2011, 04:20:36 ös
Zira ucu kapalı olana,erdem diyebilmek  için kanımca biraz küstah olmak gerekir.

Bana kalsa, paylasilmasi gereken sklikta olan onemli mevzulardan biri olarak goruyorum. Fakat cumlenizde, kullanmis oldugunuz ibarenin kastetmek istediginiz manayla uyumlu oldugunu dusunerek biraz daha acikliga kavusturulmasi isteginde bulunsam?
Başlık: Ynt: Erdem üzerine ...sorular ve düşünceler.
Gönderen: ceycet - Ağustos 07, 2011, 04:29:35 ös

Ucunu kapattığımız her paradigma,dogmaları inşaa eder;dolayısıyla,bugün erdem olarak kabullenebileceğimiz bir değer yargısının,yarın önemi olamıyabileceğini öngörmeliyiz ki,bugünkü değerini koruyabilelim.
Başlık: Ynt: Erdem üzerine ...sorular ve düşünceler.
Gönderen: omega21 - Ağustos 07, 2011, 04:32:03 ös
Ucunu kapattığımız her paradigma,dogmaları inşaa eder;dolayısıyla,bugün erdem olarak kabullenebileceğimiz bir değer yargısının,yarın önemi olamıyabileceğini öngörmeliyiz ki,bugünkü değerini koruyabilelim.

Anliyorum.
Başlık: Ynt: Erdem üzerine ...sorular ve düşünceler.
Gönderen: papoose - Ağustos 08, 2011, 09:37:20 öö
Anladım ki ben bu konuda farklı bir yerdeyim... Ben bazı şeylerin insanın varlığının içinden kaynaklandığını düşünmekteyim... Bazı şeyler sonradan kazanılamaz bence... kazanıldı görünenler sadece insanın içinde var olan temelin üzerine kurulan bir binadan ibarettir.

erdem insanın içinde varsa vardır... sonradan kazanılamaz bence... temelsiz bir bina olmaz diye düşünüyorum.

öyle olmasaydı hayatını hep ahlaksızlık içinde, yokluk içinde, çevresindeki erdemsizlik örnekleri ile geçiren, erdemli insanlarla hiç tanışmayan birisinden erdemli davranışlar beklenebilrmiydi... 

maden sonradan yaşamakla edinilen bir özellik bu peki nasıl oluyorda tam tersi örnekleri var...
Başlık: Ynt: Erdem üzerine ...sorular ve düşünceler.
Gönderen: ADAM - Ağustos 08, 2011, 10:50:43 öö

Sayın papoose acaba kendi kendisini mi çelişkiye sürükledi?

Erdemler, erdemli ve erdemsiz tutum ve davranışlar, bir toplumdan diğerine, bir kültürden başkasına yer yer değişikli gösterir. Çünkü töre ve ahlâk toplumlar ve kültürler bakımından birbirinden farklı olmuştur, olmaktadır, olabilir.

Erdemler ve erdemsizlikler doğuştan gelme değildir. Bunlar toplum içinde kazanılır. Çünkü zaten nyin erdem neyin erdemsizlik olduğunu kişinin kendisi değil toplum, benimsemnmiş olan değer yargıları uyarınca belirler.

Belki yaşamanının uzunca bir döneminde içinde bulunduğu çevrenin etkisiyle bir erdemsizlikler örneği olan bir kişi, sonradan şu ya da bu nedenle, şöyle ya da böyle bir etkiyle değişime uğrayıp aynı toplumun değer yargıları uyarınca pek erdemli bir kiişi olup çıkabilir. Kimileri bunu salt din açı-sından düşünür ama erdem ille de ve zorunlu olarak idne ya da inanca bağlı değildir.

Aynı olayın tersi de olabilir. O toplum içinde tam bir erdem örneği olarak nitelenen bir kişi, ender de olsa insanın evrime doğru ilerleme eğilimine karşıt bir biçimde erdemsizliğe düşebilir. Bu bağlamda önemli bir fark vardır: Erdemden erdemsizliğe geçiş âdeta bir isyandır, bir başkaldırıdır. bir zıtlaşma ve inatlaşmadır. Bunun çok önemli bir nedeni olsa gerektir.

Dolayısıyla sonuç: Erdem de erdemsizlik de bir toplumsal olgudur; bir kişilik öğesi olmaktan çok bir karakter öğesidir.

 
 
Başlık: Ynt: Erdem üzerine ...sorular ve düşünceler.
Gönderen: MMT - Ağustos 08, 2011, 05:06:04 ös
   Sn. ADAM'a yazdıklarından dolayı teşekkür ederim. Ve söylediklerine katıldığımı da belirtmek isterim.

   Fakat Sn. ADAM'ın yazısında bir cümle geçti ki beni düşündürdü.

   "Erdemden erdemsizliğe geçiş âdeta bir isyandır, bir başkaldırıdır. bir zıtlaşma ve inatlaşmadır. Bunun çok önemli bir nedeni olsa gerektir."

   Bu konuda ben sanıyorum biraz daha farklı düşünmekteyim.

   Erdem öyle bir şeydir ki, öyle ince bir çizgidir ki o çizgiyi yakalayan o çizgiden çıkamaz. Ha, bir insanın erdemli olup olmadığına kendisi değil, toplum karar verir. Bu doğru. Peki, bir insana bugün "erdemli" sıfatını yakıştıran bir toplum aynı kişiye yarın "erdemsiz" sıfatını yapıştıramaz mı?

   Elbette yapabilir. Zaten beni düşündüren nokta burası değil. Beni düşündüren nokta, insanda bu erdemden erdemsizliğe geçiş safhası, erdemden mi gelir, erdemsizlikten mi?

   Benim bu sorumu belki saçma bulup "Ne yani 'şafak vakti gece midir gündüz müdür' diye mi soruyorsun?" diyebilirsiniz. Ama tam olarak onu sormuyorum.

   Bence erdemden erdemsizliğe geçiş diye bir safha yoktur. Eğer bir toplum, kişiye bugün "erdemli" sıfatını yakıştırıp, yarın "erdemsiz" sıfatını yapıştırıyorsa, o kişi erdemini kaybetmiş kişi değildir. (Bu olayı toplumsal farklılaşma olarak değil bahsi geçen bireydeki farklılaşma olarak alıyorum.) O kişi içinde taşıdığı en yüce vasıflardan biri olan erdemi hala taşıyordur. Sadece farklı biz yüzünü gösteriyordu. Sn. ADAM'ın dediği gibi çok önemli bir olay olmuştur. Ama sonuç erdemsizlik değil, "erdem" anlayışının değişmesi olmuştur.

   Erdemden erdemsizliğe geçiş safhası dediğimiz safha, erdemin bir gereğidir.
 
   Çünkü erdem ince olduğu kadar da derin bir çizgidir. Bir giren asla çıkamaz.

   Saygılarımla...
 
                                                                                                                                        MMT
Başlık: Ynt: Erdem üzerine ...sorular ve düşünceler.
Gönderen: ADAM - Ağustos 10, 2011, 12:02:08 ös


Bu başlık Sayın Siempre’nin başlığı ama biz Sayın MMT ile giriştik tartışmaya.

Bana göre çok güzel görüşlerle eklemeler yapıyor konuya…

Ancak bir ara sormuş “Erdem nedir?” diye ve şöyle bir yanıt vermiş “Erdem, insanın kendisini sorguya çekmesidir. Yaptığını sorgulaması, yapacağını sorgulaması, ne yapması gerektiğini düşünmesidir.”

Olmadı. Bence erdemin tanımı olamaz bu. Özeleştiri kavramının tanımı olarak benimsenebilir.

Erdemli bir kişi özeleştiri de yapar belki ama zorunlu değil. Ha, konuyu Sayın Siempre’nin özgün bakışı açısından ele alırsak işin ucu Masonluğa bağlanır. Bir masonun da kendisini ara sıra güncel yaşamın hayhuyundan uzaklaştırarak özeleştiri yapması beklenir. Bir masondan erdemli olması da beklenir. Eh, burada bir bağdaşma, bir yakınlık var.

Fakat tanım içime sinemedi bir türlü. Sayın Siempre daha baştan vermişti erdemin tanımını. Bu bağlamda Sayın MMT’nin eklediği Voltaire’in tanımı da sınırlı kalıyor. Erdem sadece iyilik değildir ki… İyilik etmek, iyi insan olmak birçok erdemden sadece biridir. Evet, güzel demiş Voltaire Sayın MMT’nin belirttiği gibi ama yetmiyor.

Ardından Sayın MMT’nin verdiği, Voltaire’ni bir diğer deyişi: “İnsanlığı, salt çıkarların üzerinde tutmak”….

Şimdi bundan ne anlıyoruz ya da ne anlamalıyız?



Başlık: Ynt: Erdem üzerine ...sorular ve düşünceler.
Gönderen: popperist - Ağustos 10, 2011, 09:56:27 ös
Kallikles'in erdeme olan tepkisi, Nietzsche'nin ahlaka olan tepkisinin aynıdır. O da antik Yunan döneminde çok kez ahlakın (erdemin) kendinden vazgeçmek olduğunu, başkaları için yaşamak olduğunu, maddi kazanım ve haz aramanın ayıp olduğunu vb. savunan insanlarla karşılaşmıştı. Onun tepkisi, artık "erdem böyleyse, böyle erdem olmaz olsun" tepkisidir. Erdemi, güçsüzlerin avuntusu olarak değerlendirmiştir.

Saygılar
Başlık: Ynt: Erdem üzerine ...sorular ve düşünceler.
Gönderen: NOSAM33 - Mart 26, 2012, 09:08:05 ös
Erdemli kişi;
 BEN merkezli olmayıp BİZ merkezli olandır. Saygılar    :-[ :-[ :-[