Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Aydın Kişi ve Mason... 23 (SON)  (Okunma sayısı 3803 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mart 19, 2013, 08:00:39 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Başka çalışmalara geçeceğimizden, artık bunu bitirelim…


SONUÇ ve DEĞERLENDİRME

Aydınlar, çeşitli dönemlerde ve toplumlarda farklı özellikler göstermişlerdir. Başlıca ortak özellikleri toplumdaki yenilikleri sağlayan bir kesim olmalarıdır. Bu kesim, toplumun çeşitli tabakalarına yayılmış ilim adamları, din adamları, sanatçılar, yöneticiler, elitler gibi bulundukları sahalar ve kurumlarla birlikte anılan alt gruplardan oluşmaktadır (akademik entelektüeller, sanatçı entelektüeller gibi).

Aydın, bir bakıma sosyal değişmenin de gerçek üreticisidirler. Ancak, ele alınan anlamdaki aydınlar sınıfının öneminin giderek azaldığını düşünenler de vardır. Onlara göre dünya çatışmacı grupların ve birbirine muhalif organizasyonların olmadığı bir topluma doğru gitmektedir. Böyle bir toplumda, ideoloji üreten entelektüellerden ziyade uzmanlara daha çok ihtiyaç vardır. Mevcut mekanizmanın daha da geliştirilmesinde bürokratlar, uzmanlar, sosyal mühendisler önem kazanmaktadırlar.

Aydın, bilen, bilme aracılığıyla fark edebilen ve bu farkındalık doğrultusunda yaşamında bir duruş alabilen kişidir. “Farkındalık” konumuna rağmen bu farkındalığa hiçbir sonuç bağlamayan dahası, bu farkındalıktan doğal olarak kaynaklanan hiçbir yükümlülüğü üstlenmeyen, dolayısıyla her tür politik tutumun ötesinde ve üzerinde (!) kalan, kalmayı yeğleyen, böyle bir tavrın gerekçesi olarak da sanatçılığını, yazarlığını, düşünürlüğü, yansızlığını vb. gerekçe gösteren omurgasızlardan aydın değil, fakat ancak kaypak, dönek, düşünsel bağlamda ne idüğü belirsiz ve puslu kişilikler çıkabilir. Çünkü düşünsel duruşsuzluk, örnek alınabilecek değil, fakat ancak sürüngen yaradılışlı olanlara yakıştırılabilecek bir durumdur!

Buraya kadar söylenenlerden sonra, “aydın” tanımını son tahlilde şöyle yapabiliriz: “Eleştirel (kuşkucu), araştırıcı aklı, yerleşik bilgi ve inançların önüne koyan; bilgilerini senteze ulaştırabilen ve bunları insanlığın yararına eyleme dönüştürme sorumluluğunu taşıyan ve gerçekleştirmeye çalışan kişi...”

Türkiye’de bu yönlerde düşünen, çalışan, üreten çok sayıda aydınımız olduğuna katılmamak elde değil. Bu konuda en önemli sorunlarımız olarak;

•   Dağınıklığımız,
•   Örgütsüzlüğümüz,
•   Düşüncelerimizi eyleme dönüştürmeye yeterince birikimli ya da istekli olmayışımız,
•   En kötüsü de, karşılıklı hoşgörüsüzlüğümüzdür.

Bunları aşabilmek için ise, öncü olduğunu düşünen “aydın”lara ve MASONlara yine fazlasıyla ihtiyacımız olacaktır.

Son söz olarak, Robert Maynard’ın beğendiğim bir özdeyişi ile konuyu sonlandırmak istiyorum: “Taze çay içmek istiyorsanız eğer, fincanınızdaki eski çaydan kurtulmanız gerekir... Kafanız da o fincan gibidir. Kapasitesi sınırlıdır ve dünya ile ilgili bir şeyler öğrenmek istiyorsanız, bunu alması için önyargılarınızdan kurtulmanız, kafanızı dogma ve boş inançlardan boşaltmanız gerekir.”   Robert Maynard Pirsing




Güzel bir yazı dizisiydi. Yararlandık. Düşünce evrenimiz biraz daha genişledi.

Teşekkürler Sayın adını vermediğimiz aydın mason yazar.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mart 19, 2013, 08:58:36 öö
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Güzel bir yazı dizisiydi. Kendi açımdan yararlı oldu.

Özellikle 21. ve 23. bölümde yazar biraz daha güncele değindi ve eleştirel yönü ağır bastı.

Paylaşımınız için teşekkür ederim.
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Mart 19, 2013, 09:05:29 öö
Yanıtla #2
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 718
  • Cinsiyet: Bay

Sayın ADAM,

Yazı dizisi için teşekkürler. Ancak bir noktaya takıldım...

Yazıdan "eleştirel (kuşkucu), araştırıcı aklı, yerleşik bilgi ve inançların önüne koyan; bilgilerini senteze ulaştırabilen ve bunları insanlığın yararına eyleme dönüştürme sorumluluğunu taşıyan ve gerçekleştirmeye çalışan ilim adamları, din adamları, sanatçılar, yöneticiler, elitler gibi bulundukları sahalar ve kurumlarla birlikte anılan alt gruplar (akademik entelektüeller, sanatçı entelektüeller gibi) ve bunlara ek olarak aynı niteliklere sahip bürokratlar, uzmanlar, sosyal mühendisler" iyi birer Mason adayıdırlar gibi bir sonuç mu çıkıyor acaba?

Yani yukarıdaki paragrafın ilk satırında belirtilen niteliklere sahip olduğu halde, bahsedilen meslek/konumlarda olmayan kişiler bu durumda hiç Mason olmayı hayal bile etmesinler mi?

Live long and prosper.


Mart 19, 2013, 11:06:21 öö
Yanıtla #3
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 689

Paylaşımıniz için teşekkürler. Peki Sayın Adam aydınların örgütlenmesi için ne yapılabilir?
Doğru rehberini bulana ne mutlu...


Mart 20, 2013, 07:07:02 öö
Yanıtla #4
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bu yazı dizisinin son başlığı üzerine iki soru vardı.

Yorum yapmak istemedim. Doğrudan yazarın kendisine sordum. (Görüyorsunuz ya, kimi masonlarla tanışıklığım var.)

İlkine şu yanıtı verdi:

"Eleştirel (kuşkucu), araştırıcı aklı, yerleşik bilgi ve inançların önüne koyan; bilgilerini senteze ulaştırabilen ve bunları insanlığın yararına eyleme dönüştürme sorumluluğunu taşıyan ve gerçekleştirmeye çalışan" bir  birey, zekasını zaten kölelikten kurtarabilmiş, yaratılan zihinsel putlarının ve dogmalarının üstesinden gelebilmiş, özgür düşünebilen insandır.(Atatürk'ün söylemiyle: FİKRİ HÜR, VİCDANI HÜR)
 
Bu çerçevede "AYDIN" kavramını herhangi bir sınıf, zümre ve meslek grubuyla sınırlamak kanaatimce doğru değildir. Bu biz Masonlar için de geçerlidir. Bilinen analojiyi tekrarlarsak: "Her aydın Mason değildir ama her Mason aydın olmak zorundadır". Ama gerçekten bu böyle mi, tartışılır...


Diğerine yanıtı ise şöyle:

Bu sorunun  yanıtı genelde 30 sayfalık uzun metnin içinde var. Özellikle bu soruya  harici bakış açısıyla birşeyler söylemek bizim boyutumuzu aşar ama Mason camiası olarak yapabileceklerimiz ve yapmamız gereken düşünce ve eylemleri zaten ortaya koyuyorsunuz. Bu yönüyle de yazılı yanıt gerçekten zor.


Dedim ya, ben yorum yapmayacağım diye... Çünkü yazarımızın yanıtı bence de doğru. Bu Forumun birçok bölümünde bu konuda masonlardan ne beklendiği, neler yapmaları gerektiği işlendi. Ancak o beklenenleri ve işlenenleri daha doğrusu bir görev olarak üstlenmiş bulundukları işleri yapıyorlar mı, yapmıyorlar mı, o da tartışılır. Bence yapanlar yok değil ama çok da değil. Demek ki masonlar arasında "1- Loca üyesi olanlar" ve  "2- Masonluğu yaşayanlar" diye en azından iki farklı tür mason var. 


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mart 20, 2013, 10:38:23 öö
Yanıtla #5
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Adam

23 bölüm olarak hazırladığınız bu yazı dizisinde aslında söylemek istedikleriniz bana kalırsa sadece son bölümdeki yazınızdı!


Demek ki masonlar arasında "1- Loca üyesi olanlar" ve  "2- Masonluğu yaşayanlar" diye en azından iki farklı tür mason var. 


Benim bu irdelemeden anladığım ve çıkarım yaptığım aslında sadece bu oldu demem doğru olmaz belki ama sonuç olarak son cümleleri hep takip ederim.

ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Mart 21, 2013, 06:32:07 öö
Yanıtla #6
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 689

Bu yazı dizisini okuyup özümsedikten sonra ben kendi adıma bir harici olsam da aydınlanma konusunda sorumlu olduğumu hissettim. Bu noktada nasıl örgütlenebilirim ne yapmalıyım; bir hasici fert olarak.
Doğru rehberini bulana ne mutlu...


Mart 21, 2013, 08:09:03 öö
Yanıtla #7
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bu forumda haricilik, Masonluğa göredir. Bir başka ezoterik kurum söz konusu olsaydı, o kurumun üyesi olmayan masonlar da harici sayılırdı.

Bu yazı dizisi masonluğa hiç değinmeyebilirdi de. Nitekim önceki bölümlerinde değinmiyordu da, sonunda dönüp dolaşılıp masonluğa gelindi.

Masonluk faslını sıyıralım bu yazı dizisinden.... Önemli olan aydın kişi olmak ve bir aydın kişi olabiliyorsak, aydın olmanın bize yüklediği görevleri yerine getirmek...

Bu konuda anlaştık mı? Anlaştıysak sorun yok. Sonrasına geçelim.

Sonrası örgütlenme... Çünkü aydın kişinin bir aydın olarak yerine getireceği görevler bir örütsel çerçevede paylaşılmaksızın, salt bireysel çabalarla yerine getirilebilecek şeyler değil.

Ne yapacağız? Bunun için örgüt mü kuracağız? (Aman dikkat! Bu 1970'li yılların sonlarından 1980'li yılların başlarına sarkan ortamda büyük sorundu; günümüzde ondan da daha büyük sorun.)

Yeni bir örgüt kurmaya ne gerek var? Hani alanda çalışmak istiyorsak birçok dernek, vakıf, kurum bulabiliriz ülkemizde. Bunların Masonluk gibi ezoterik olması yani bir kapalılığının ve bir öğretisinin bulunması gerekmiyor.  Hatta öylesi bizi sınırlar.

Aydın kişi sıfatıyla (öyleysek sahiden) üzerimize düşn görevler bağlamında bir şey yapmak istiyorsak bunun olanağı var. Yeter ki gerçekten isteyelim.



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mart 26, 2015, 02:24:44 ös
Yanıtla #8
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

O kadar güzel ki, insanın içi gidiyor.
İçten içe de insana şunları dedirtiyor :
'Mason dediğin böyle olur'

Çalışmada oluşan boşluk yok denecek kadar az. Lakin dikkatimi çeken bir-iki eksik vardı,onları söylersem belki ben de birazcık işe yaramış olurum dedim.

İlk olarak 4. bölümde entelektüel kavramı incelenirken, Edward Said'in başyapıtından(Entelektüel) faydalanılması ve oralardan da alıntı yapılması belki yazıyı daha güçlü kılabilirdi.

Jean Paul Sartre, zaten bu konuda kafa yormuş, eser vermiş (Aydınlar Üzerine) diğer bir mimar sayılır.  Ondan alıntılar yapılmış olması da gayet güzel ve renkli olmuş.

Son olarak da içime sinmeyen, 'Ümit Zileli'nin 'Aydın İhaneti' kitabından alıntı yapıldığı kadar keşke en az da ; Benda'nın 'Aydınların İhaneti' kitabından da yoğun bir alışveriş olsaydı' diye de aklımdan geçmedi değil.

Onun dışında ; çalışma o kadar ciddi ki; okurken diken açtı tüylerim. Bir sürü güzel söz cümbüşünü de zulama attım.

Teşekkür ederim.

Kişiyi sırtında 195 ülke gezdirecek kadar, güçlü bir yazı.
« Son Düzenleme: Mart 26, 2015, 02:44:58 ös Gönderen: İNSAN »


Mart 26, 2015, 10:02:24 ös
Yanıtla #9
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 2105
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk ve Masonlar

Arşivime eklediğim ve hemen okumaya başlayacağım bir yazı dizisi. Teşekkürler sayın ADAM.
Gnothi Seauton

Yaşamak, kendini adam etmektir. Zeka ve bilgiyi kullanarak, etinden, kemiğinden kendi heykelini yapmaktır. - Goethe


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2747 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 14, 2013, 03:45:14 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2097 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 21, 2013, 10:36:28 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
2607 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 23, 2013, 10:25:05 öö
Gönderen: asimov
1 Yanıt
2478 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 24, 2013, 11:34:35 öö
Gönderen: asimov
1 Yanıt
2002 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 25, 2013, 09:06:37 öö
Gönderen: asimov
1 Yanıt
1802 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 01, 2013, 08:15:24 öö
Gönderen: ceycet
1 Yanıt
2126 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 04, 2013, 05:58:43 ös
Gönderen: asimov
0 Yanıt
1769 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 07, 2013, 04:07:09 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
1917 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 10, 2013, 06:03:38 ös
Gönderen: ADAM
6 Yanıt
3452 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 15, 2013, 07:25:31 ös
Gönderen: Spock