Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Atatürk ve Ezoterizm  (Okunma sayısı 28880 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 17, 2020, 09:10:55 ös
Yanıtla #20
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 75
  • Cinsiyet: Bay

Kastım -a- maddesinde bahsedilen müceddit.

Bundan tam olarak emin olamadığımı belirtmek isterim sayın Mandıra Filozofu :) Zira "müceddid" kelimesi 1920-30 larda a) maddesindeki anlamı karşılayan bir kelime olabilir. Ancak günümüzde bu anlamı, kafa karışıklığı yaratmayacak şekilde ayrı bir biçimde karşılayacak  kelimeler bulunmaktadır. Peki 2020'deyken neden bu kelimeleri seçmek yerine, özellikle "müceddid" kelimesini kullandınız? Bunu fark ederek mi yaptınız fark etmeyerek mi bilmiyorum ancak siz "müceddid" kelimesini kullandığınız anda hem a) hem b) anlamlarını kapsayacak bir anlam açığa çıktı.

Zaten bunu sadece "yenilikçi" anlamında kullanmış olsaydınız aşağıdaki şu soruları hiç sormazdınız. Çünkü herkesin Atatürk'e yenilikçi diyebileceğini biliyor olduğunuz için soruya gerek kalmazdı:


Atatürk’ün masonlar için özel bir isimlendirilmesi var mı?

Yani bir nevi Atatürk 20. yüzyılda beklenen bir müceddid miydi?



Buradaki kelime seçiminiz ve soruş biçiminiz müceddid'e yenilikçi anlamından farklı bir anlam yüklediğinizi gösterir :)






   Bilindiği üzere ülkemiz de 3 "tabu" denebilecek değer vardır.Atatürk "sol" güruha bir yaşam biçimi sunar."Sağ" kanada ise inanç ayrı bir yaşam biçimi sunar.Birde devlet denilen bir "denge" mekanizması vardır ki çoğunlukla onun da içinde de bu üç unsuru yönlendiren bir güç vardır.Bu üç tabunun da kendi partileri mevcuttur.

Her biri içinde bir diğerinin ideolojik değerini barındırır."Zaman" içinde birbirleri içinden geçerek değişir ve gelişirler.Benim gördüğüm,addettiğim bunlar.

Soruma gelince; değişmesi ve gelişmesi kaçınılmaz olan şeyler neden tabu haline gelir,getirilir?.

Sevgiler saygılar.


Çünkü insanlar saygı duymak ile idolleştirmek arasındaki ince çizgide hep aşırıya kaçarlar. Saygı duydukları şeyleri tabulaştırır, idolleştirirler
« Son Düzenleme: Nisan 17, 2020, 09:14:01 ös Gönderen: Oğuz »
Race of man!
The errors of a wise man make thy rules
Ye shall see
Rather than the perfection of the fool


Nisan 17, 2020, 09:57:14 ös
Yanıtla #21

Kastım -a- maddesinde bahsedilen müceddit.

Bundan tam olarak emin olamadığımı belirtmek isterim sayın Mandıra Filozofu :) Zira "müceddid" kelimesi 1920-30 larda a) maddesindeki anlamı karşılayan bir kelime olabilir. Ancak günümüzde bu anlamı, kafa karışıklığı yaratmayacak şekilde ayrı bir biçimde karşılayacak  kelimeler bulunmaktadır. Peki 2020'deyken neden bu kelimeleri seçmek yerine, özellikle "müceddid" kelimesini kullandınız? Bunu fark ederek mi yaptınız fark etmeyerek mi bilmiyorum ancak siz "müceddid" kelimesini kullandığınız anda hem a) hem b) anlamlarını kapsayacak bir anlam açığa çıktı.

Zaten bunu sadece "yenilikçi" anlamında kullanmış olsaydınız aşağıdaki şu soruları hiç sormazdınız. Çünkü herkesin Atatürk'e yenilikçi diyebileceğini biliyor olduğunuz için soruya gerek kalmazdı:


Atatürk’ün masonlar için özel bir isimlendirilmesi var mı?

Yani bir nevi Atatürk 20. yüzyılda beklenen bir müceddid miydi?



Buradaki kelime seçiminiz ve soruş biçiminiz müceddid'e yenilikçi anlamından farklı bir anlam yüklediğinizi gösterir :)






   Bilindiği üzere ülkemiz de 3 "tabu" denebilecek değer vardır.Atatürk "sol" güruha bir yaşam biçimi sunar."Sağ" kanada ise inanç ayrı bir yaşam biçimi sunar.Birde devlet denilen bir "denge" mekanizması vardır ki çoğunlukla onun da içinde de bu üç unsuru yönlendiren bir güç vardır.Bu üç tabunun da kendi partileri mevcuttur.

Her biri içinde bir diğerinin ideolojik değerini barındırır."Zaman" içinde birbirleri içinden geçerek değişir ve gelişirler.Benim gördüğüm,addettiğim bunlar.

Soruma gelince; değişmesi ve gelişmesi kaçınılmaz olan şeyler neden tabu haline gelir,getirilir?.

Sevgiler saygılar.


Çünkü insanlar saygı duymak ile idolleştirmek arasındaki ince çizgide hep aşırıya kaçarlar. Saygı duydukları şeyleri tabulaştırır, idolleştirirler

Güzel bir analiz sayın Oğuz  :).

Durumu şöyle açıklayayım o zaman;

Ben pek dindar bir adam değilim açıkçası. Herhangi bir dine mensup hissetmiyorum kendimi. Ama inancım var, ki tahmin edersiniz bunlar farklı kavramlar. Merak ediyorsanız, Deizm ve Teizm arasında bir yere koyabilirim kendi inancımı, illa bir yere koyacaksam.

Her devirde, yüzyıla damga vuran insanlar çıkmıştır. Bu tek kişi de olmaz, yüzyıla damga vuran ‘kişiler’ vardır. Atatürk’ de 20. yüzyılda başta Anadolu insanı olmak üzere bir çok millete ‘örnek’ alınması gereken bir lider olmuştur.

Atatürk; insanların aklen özgürleşmesini sağlamış, ufuklarını genişletmiş, bir nevi 20. yüzyılda bir çok ülke için ‘devrimin’ öncüsü olmuştur. Bu basit bir devrim süreci de değildir, tüm alanlarda topyekün bir yenilenme sürecidir.

Benim kastım bir çok dinde beklenen ‘sadece o dini kurtaracak’ ‘yüceltecek’ ‘hakim inanç kılacak’ bir müceddit fikrinden çok; yenilenme, aydınlanma için ‘beklenen bir devrim lideri’ var mıydı? şeklindedir. Hâlâ aynı yerdeyim...Forumda yazılanlardan anladığım ise masonluğun böyle bir yenilikçi lideri beklemediği şeklinde. Ya da bu derece bilgisi istiyor?..

Bu forumda saçma bir şekilde Atatürk’ün mason olup, olmadığı tartışıldı hep. Ben de hep şunu belirttim; “Atatürk, Atatürk’tür. Bizlerin geleceği için bu kadar akıl ve emek vermiş, hayatını adamış birinin, mason olup, olmaması beni hiç ilgilendirmiyor”.

Sevgiler sayın Oğuz.

Dip not; yenilikçi ve ya devrim lideri tâbirleri yerine müceddit terimini de koyabilirsiniz. Ama dini anlamdaki müceddit değil.










Errare humanum est.
Ayıplı Müzmin öğrenci


Nisan 17, 2020, 11:53:25 ös
Yanıtla #22
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 75
  • Cinsiyet: Bay


Dip not; yenilikçi ve ya devrim lideri tâbirleri yerine müceddit terimini de koyabilirsiniz. Ama dini anlamdaki müceddit değil.

Aslında bu "kelime seçimi" konusu bir konuyla daha ilişkileniyor. Belirli terimlerin belirli kesimler tarafından kullanılması farklı anlaşılabiliyor.

Örneğin müceddid kelimesi dindar kesimlerin zihninde olumlu bir çağrışım yaparken, dindar olmayan kesimlerin zihninde olumsuz bir çağrışım yapabiliyor.

Benzer şekilde "devrim lideri" yada "devrimci" kelimesi sol kesimlerin zihninde olumlu bir çağrışım yaparken, sağ ve dindar kesimlerin zihninde olumsuz bir çağrışım yapabiliyor.

Yani belirli ideolojilerin kullanmaktan hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları kelimeler var ve bu kelimeleri kullanıp kullanmamış olmak da kişilerin bir ideolojiye yakın olup olmadıkları ile ilgili insanların zihninde bir çağrışım uyandırıyor. Örneğin "müceddid" kelimesini kullandığınızda dindarlığa veya sağa daha yakın, devrimci kelimesini kullandığınızda ise sola daha yakın bir pozisyondaymış gibi bir algı oluşabiliyor insanların zihninde.


Öncelikle şunu sormak isterim bu ayrımın farkında olarak mı "müceddid" kelimesini kullandınız?

Ortada "yenilikçi" gibi, hiçbir ideolojiye özgü bir anlam taşımayan tertemiz bir kelime varken, neden belirli bir kesimin kullandığı "müceddid" kelimesini kullandınız? Bunu sorma ihtiyacı hissediyorum çünkü "dindar değilim" de demişsiniz.
Race of man!
The errors of a wise man make thy rules
Ye shall see
Rather than the perfection of the fool


Nisan 18, 2020, 12:03:48 öö
Yanıtla #23


Dip not; yenilikçi ve ya devrim lideri tâbirleri yerine müceddit terimini de koyabilirsiniz. Ama dini anlamdaki müceddit değil.

Aslında bu "kelime seçimi" konusu bir konuyla daha ilişkileniyor. Belirli terimlerin belirli kesimler tarafından kullanılması farklı anlaşılabiliyor.

Örneğin müceddid kelimesi dindar kesimlerin zihninde olumlu bir çağrışım yaparken, dindar olmayan kesimlerin zihninde olumsuz bir çağrışım yapabiliyor.

Benzer şekilde "devrim lideri" yada "devrimci" kelimesi sol kesimlerin zihninde olumlu bir çağrışım yaparken, sağ ve dindar kesimlerin zihninde olumsuz bir çağrışım yapabiliyor.

Yani belirli ideolojilerin kullanmaktan hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları kelimeler var ve bu kelimeleri kullanıp kullanmamış olmak da kişilerin bir ideolojiye yakın olup olmadıkları ile ilgili insanların zihninde bir çağrışım uyandırıyor. Örneğin "müceddid" kelimesini kullandığınızda dindarlığa veya sağa daha yakın, devrimci kelimesini kullandığınızda ise sola daha yakın bir pozisyondaymış gibi bir algı oluşabiliyor insanların zihninde.


Öncelikle şunu sormak isterim bu ayrımın farkında olarak mı "müceddid" kelimesini kullandınız?

Ortada "yenilikçi" gibi, hiçbir ideolojiye özgü bir anlam taşımayan tertemiz bir kelime varken, neden belirli bir kesimin kullandığı "müceddid" kelimesini kullandınız? Bunu sorma ihtiyacı hissediyorum çünkü "dindar değilim" de demişsiniz.

Böyle anlaşılacağını kestirmem gerekirdi aslında bu kelimenin. Bir kelime seçim hatası olarak görebiliriz sayın Oğuz  ;).

İşin asli şu. Hem sağdan hem soldan çok sayıda arkadaşım oldu, dostum oldu. 20’li yaşlarıma kadar açıkçası sağ görüşlüydüm çünkü genel de çevrem bu şekildeydi. Üniversitede ve iş hayatının ilk yıllarında sol görüşlüydüm, çünkü çevrem daha çok böyleydi. Kısaca sosyal etkileşim diyebiliriz bu duruma. Son 7-8 yıldır ise ne sol ne de sağ görüşlüyüm, hem sağ hem sol görüşlüyüm de diyebiliriz ve ya hümanist  :)

Onun için terimlerin hangi tarafı çağrıştırdığıyla pek ilgilenmiyorum artık, aklıma hangi kelime gelirse o an, onu yazıyorum.

Hatalarım oldu, oluyor, olacak.

Yanlış anlaşıldıysam affola.

Sevgiler sayın Oğuz.  :)
Errare humanum est.
Ayıplı Müzmin öğrenci


Nisan 18, 2020, 11:02:35 ös
Yanıtla #24

Bu başlık altında Sayın Mars’a hoş olmadık şekilde kötü bir tâbir kullandım... ‘Ham taş’ olayı...

Bu benim haddime düşmemeliydi, haddimi aştım. Hani derler ya, insan kendinde ne eksikse en çok ondan bahseder, ben de sürekli kibirin kötülüğünden bahsediyorum ama kendim oldukça kibirli konuşmuşum.

Sayın Mars, siz ışık yolunda bir yolcusunuz, sarf ettiğim sözler için çok özür dilerim. Umarım beni affedebilirsiniz. Benim korkum, bir haricinin bir ışık yolcusuna bu tür bir lafı can sıkabilir ve kötü bir iz bırakabilir. Umarım siz de boşverip, unutabilirsiniz. Arada coşuyorum onun için forumdaki söylemlerimi çok ciddiye almayın lütfen sayın Mars.

Tekrar çok özür dilerim.

Yarın nöbete gideceğim, umarım affettiğinizi kalben hissedebilirim.

Sevgiler sayın Mars.
Errare humanum est.
Ayıplı Müzmin öğrenci


Mayıs 10, 2020, 07:02:05 öö
Yanıtla #25
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 5
  • Cinsiyet: Bay

Sevgili Caliper,

Sanırım arkadaşımızın Atatürk' ün mason olup olmadığı hakkında merak ettiği konulara girizgah yapmış olduğu hissiyatı konusunda hemfikirim...


Mayıs 10, 2020, 03:09:06 ös
Yanıtla #26
  • Mason
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 645
  • Cinsiyet: Bay

Sevgili Caliper,

Sanırım arkadaşımızın Atatürk' ün mason olup olmadığı hakkında merak ettiği konulara girizgah yapmış olduğu hissiyatı konusunda hemfikirim...

Bu konu forumda çok kez konuşuldu ve tartışıldı.
* MASON OLMAK İÇİN KİŞİSEL YARDIM, DANIŞMANLIK VE REHBERLİK TALEBİNDE BULUNMAYINIZ.
* MASONLUKLA İLGİLİ SORULARINIZI ÖZEL MESAJ İLE  SORMAYINIZ, FORUMA BAŞLIK AÇARAK SORUNUZU FORUMDA PAYLAŞINIZ.


Haziran 26, 2020, 10:38:59 ös
Yanıtla #27

İnsan hak ve hürriyetleri konusunda,aydınlanma konusunda; ışık,güneş veya sitare olarak sıfatlandırabileceğim bir üstaddır benim için..
Bir de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ve o kişi Ata-Türk..
 Soyadı dahi üzerinde düşünülmesi gereken bir soyaddır.. Soy-ad diyoruz ya hani,Türk soyunun atası..

Ezoterik ve masonik düşünmeye çalışırım daha bunların ne olduğunu dahi bilmeden.. Bildiğim bir şey var,o da cahil olduğum..

Konu başlığı altndaki Müceddit,ham taş,körlük ve beyinsizlik kelimeleri beni rahatsız etti. Mandıra Filozofuna yapılan ithamlar da haklı olunsa dahi, bir delil ortaya konulmadan yapıldığı ve dahi sanki yıpranmış sinirlerle yazılan kelimelerin bulunduğu bir üslup hissettiğim için rahatsız etti.

Atatürk de masonluk da çağdaş ve medenice konuşabilen insanlar olmamızı isteyen olgulardır diye bilirim.

Bir cahilden herkese kucak dolusu sevgiler ,
Bir cahilden herkese insanlık onuruna yaraşır objektif , öznel durumuna yaraşır subjektif saygılar..

« Son Düzenleme: Haziran 26, 2020, 10:42:54 ös Gönderen: Taşustası »


Ağustos 09, 2020, 12:41:14 öö
Yanıtla #28
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 3
  • Cinsiyet: Bay

İnsan hak ve hürriyetleri konusunda,aydınlanma konusunda; ışık,güneş veya sitare olarak sıfatlandırabileceğim bir üstaddır benim için..
Bir de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ve o kişi Ata-Türk..
 Soyadı dahi üzerinde düşünülmesi gereken bir soyaddır.. Soy-ad diyoruz ya hani,Türk soyunun atası..
    Sevgili Taşustası, yazdığın yanıta genel olarak katılmakla birlikte bir yanlışlığı dile getirmek istiyorum. Atatürk soy adı 'Türk soyunun atası' anlamını değil, 'Atası Türk' anlamını taşır. Birçok gerici kafa yapısına sahip olan Atatürk düşmanı insan, Atatürk soyadını ilk belirttiğim 'Türk soyunun atası' olarak yanlış bir şekilde algılıyorlar ve Atatürk'ün Türk soyunun atası olmadığını savunmaya kalkıyorlar(boş yere). Burada da affınıza sığınarak bu yanlış tabiri düzeltmek istedim.
    Saygılarımla.
All hope abandon, ye who enter here!


Ağustos 09, 2020, 09:44:35 öö
Yanıtla #29
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
Konu başlığı altndaki Müceddit,ham taş,körlük ve beyinsizlik kelimeleri beni rahatsız etti.

Sayın Taşustası ''  HAM TAŞ ''  Masonik bir kelimedir sizi neresi rahatsız etti . Ben de hala Ham taşın bunda gocunacak bir şey yok .

Saygılar

ALINTI: Çırak Masonun görevi ham taşı yontmaktır . Cahil ve ham insan kendini derinine inceleyerek ( kendini bil ) mükemmelliğe doğru gidecek, küb şeklindeki taşın yani aklının ve gönlünün tekamülünü sağlamaya çalışacaktır .

Ham Taş , ocaktan çıktığı gibidir ,işlenmemiştir, eğitimi yoktur, toplum içindeki insanlık görevinin bilincinde değildir. Küb şeklindeki taş, düzgün yüzleri ile Mabedin duvarına yerleştirilmeye hazır taştır . Bu , eğitim görmüş, kültürlü, toplum bilincine sahip insandır .

TANJU KORAY
ÇIRAK
Sayfa  79
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus