Masonlar.org - Harici Forumu
Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: karahan - Ocak 12, 2014, 03:36:17 ös
-
Uzun olmuş bir konu açmayalı,eh birde istanbulda yaşarsan konuda bulmak zor olmuyor yani.
Artık kronik ötesi bir durum olan istanbul trafiği bu şehirde yaşayan herkesin malumu,sanırım bana biraz daha fazlası malum olmuş problem ise şu yani tartışmaya açmak istediğim konu?
İstanbul da görev yapan trafik polisleri şehrin iş çıkış saati olan 16.00 ile 20.00 saatleri arasında hemen hemen tüm ana artellerde yani tamda olması gereken hiç bir noktada yoklar ve trafik hemen hemen her yerde kilitleniyuor.Ne bir çözüm ne bir çözüm önerisi bırakın bunları en ufak bir mücadele bile yok.
Matematiğim çok iyi değil olsa idi şu hesapları yapmak isterdim;
1=Trafiğin sıkıştığı anlarda istanbulda kaç araç yürüyor çok merak ediyorum?
2=Kaç saat trafiğe maruz kalıyorlar?
3=Ne kadar fuzuli yakıt tüketğiyorlar?
4=Bu tüketilen yakıtın ülke ekonomisine verdiği zararın boyutları nedir?
5=İnsanlar için daha mühim olan zaman için yetişemedikleri yerler için kayıpları nelerdir?
Görüyorsunuz kısa zaman içinde aklıma ilk gelenler bunlar dahasıda var ama dejenere etmiyeyim.
Tüm bunlardan sonra soru şu İSTANBUL TRAFİK BÜRO POLİSLERİ ÇALIŞMIYORLAR.Bana aksini kimse ispat edemez ama neden ?
karahan
-
İşin içinde önünde ve arkasında hiçbir polemik eğilimi olmaksızın Sayın Karahan'a bir soru:
Yakınılan o trafik polisleri "pik" denilen o saatlerde ortalık yerde olsalar, trafiğin akışı artar mı?
Artar deniliyorsa, niçin ve ne kadar artar?
Artmaz, bir değişiklik olmaz deniliyorsa niçin olmaz?
Bunlardan sonra, belki sorunun nasıl çözülebileceği ya da niçin çözülemeyeceği üzerinde ayrı bir kafa ütülemesi yapılabilir ama önce şu konuyu bir geçelim.
Sayan Karahan sakın bu konudan bu işin uzmanı olmadığını söyleyerek sıyrılmaya kalkışmasın çünkü zaten ve nasıl olsa İstanbul'daki taşıt trafiği söz konusu olduğunda bunun çözümü açısından herkes uzman kesiliveriyor.
-
Sn.Adam doğru soru sormuş cevaplamakta lazım.
Kendi gördüğüm ve gözlemlediğim yerlerden başlıyayım o zaman;
Mecidiyeköy de oturuyorum en berbat durumunu yaşıyorum bu semtin tam 4 tane avm var bu semtte,iş ve okul çıkışları tüm ara yollarda kapanıyor ,sürücüler herhangi bir ışık kuralına uymuyor ,trafik ilerlemese dahi sadece yeşil yandığı ve hak onda olduğu için yola giriyor doğal olarakta kavşağın ortasında kalıyorlar ,diğer yönden gelene yeşil yandığında bu sefer ilerleme olmuyor kaos başlıyor işte tam o anda ve o noktada trafik polisi olsa sorunu çözer ilerleyen artere kırmızıda yansa yol akışını devam ettirir ,artık trafik ışıkları bu noktalarda işe yaramıyor,polisin olmadığı her arterde sürücüler kendi kurallarını koyuyorlar.
Polisin orada görüntüsü bile sorunu çözmeye yeter aslında,ama benim aylardır gözlemlediğim kaos saatlerinde polis çalışmıyor ortada yoklar.
Çözüm ise bir kaç küçük işlevsel hareketle bir rahatlama sağlayacak buna inanıyorum,bunlar ile alakalı kendi çözümlerimi söyleyeceğim konu ilerlerse.
İstanbul için trafik büyük problem yaklaşan belediye seçimlerinde kimki bu sorunu çözmeyi vaat ediyor ise planlamalarının sağlamlığına bakmak lazım,adayların istanbul için üretebilecekleri en büyük proje trafik olacaktır bana göre,bu sorunu çözmeye en yakın görüken aday seçimde önde olur.
Trafik hayatın her anını artık çok olumsuz bir şekilde aksatıyor,randevuya yetişemiyorsun,itfaiye trafikten çıkamıyor ,ambulanslar kezaki öyle,trafik polisleri bile ulaşımlarını trafik kurallarına uymayarak sağlayabiliyorlar,ekonomik boyutu ise hesaplanabilecek gibi değil.
Tüm bunların yanında en büyük sorun bu kadar probleme rağmen istanbul trafik bürosunun çalışmaması.
Bakınız net söylüyrum polis çalışmıyor,çalışma saatleri ise şöyle akşam 8 den sonra rutine dönüyorlşar,yol kesmeler araç çekmeler,alkol muayenesi gibi rutin işlerine başlıyorlar ama o 4 saat ortada yoklar bu çok ciddi bir sorun.
karahan
-
Ben bu kouyu matrağa alacağım; Sayın Karahan kusura bakmasın.
Demek ki; oradaki sorunun çözümü için
- Arazi kullanımı ve ulaşım projesi gerekmez;
- Karayolu kapasitesi ve işletimi etüdü ile düzenlemesine gerek yoktur;
- İnsanların kentsel alanda yaşam eğitimi görmesi, kurallara uymayı bilmesi, birbirlerine saygı göstermesi bir işe yaramaz;
- Palyetif önlem, polisiye uygulama yeterli olur.
Bir polis devletine yakışan da budur zaten.
Bu iş böyle olduğu için, teknik üniversitelerdeki Ulaşım ve Trafik Mühendisliği kürsüleri de kaldırılmalı, bunun yerine daha çok sayıda orta öğrenimli polise altı aylık trafik denetimi kursu verilmeli, bu polisler durgun saatlerde uyuyup, pik saatlerde taşıtların akışını sağlamalıdır.
Zor iş değil. Yeter ki başka yerlerde avanta peşinde koşmanın yanı sıra biraz da bununla ilgilenilsin.
-
Sn.Adam hicvederek az bir şey matrağa sarmış ama becerememiş bence nede olsa ciddi adamlara pek matrak yaramıyor.Söyledikleri tamöamen doğru ama şu an için geçerli değil artık iş işten geçti.Bu ülke asker devletide oldu polis devletide orasıda ayrı konu ama konu dışına çıkmadan makul öneriler ve görüşler bekliyorum.Bu sorun artık cok can alıcı devlette pek itibar etmiyor sorun yokmuş gibi davranıyor.Sorun olduğunu anlamanın en kolay yolu 104,2 trafik fm.bandını gündüz herhangi bir saatte 2 saat dinleyin anlayacaksınız.
karahan
-
Dün birden aklıma bir şey daha geldi ama bugüne kaldı.
Sayın Karahan Mecidiyeköy'de oturduğunu söylemişti.
İyi ya işte... İstanbul'da ne işi var? Köyünde otursun paşa paşa. Günümüzün olanakları işin köyden yürütülmesine de elverir.
Böylece polise gereksinmesi de kalmaz.
-
Benim aklıma gelen konu "sinyalizasyon sistemi"dir.
Şimdi bende İstanbulda yaşayan birisi olarak,
Avrupa Yakasında
- Gaziosmanpaşa, Eyüp, Topkapı, Fatih, Eminönü, dolmabahçe, beşiktaş, zincirlikuyu, levent, maslak, mecidiyeköy, harbiye,
Anadolu yakasında
- Ümraniye, Maltepe, Kadıköy, Kozyatağı, Altunizade...
Bu semtlere çok fazla gittiğimden trafik ışıkları rezalet şekilde çalışıyor. Şu şekilde;
- Kesinlikle senkron değiller. Dengesiz kırmızı ve yeşil yanması resmen düzgün giden yolda trafik yaratıyor.
- Tamam sadece yayalar için trafik ışığı gerekiyorsa konmalı fakat 100 metre arayla da konmasın. Azıcık yayalarda yürüsün birşey olmaz. Hem sağlıklı bişi yürümek.
- Mümkün olduğunca yayalar için üst geçit veya alt geçit yapılmalıdır. Yine kilit noktalarda araçlar için mümkünse üst geçit ve alt geçit uygulaması kullanılmalıdır.
İstanbul gereğinden fazla büyük. Tek başına gerek nüfusu gerek bütçesiyle çoğu ülkeyi katlaya katlaya geçiyor. Fakat buna rağmen çoğu uygulama çok çok amatör kalıyor...
Demezler ama!!! Bir deseler efendim biz bu işi beceremiyoruz. Yurtdışında bu konuda başarılı olan ülkeler neler yapıyor. Şu sinyalizasyon uygulamalarını kimler yapıyor. Gerekirse çağırılsın yurtdışından bilenler şehir analiz edilsin ve düzenleme yapılsın. İlla her belediye herşeyi bilecek diye bir kaide yoktur.
Tabi bunlar İstanbul'un trafik sorunu bitermi ? Tabiki hayır !!! Ama gözle görünür fark eder kanaatindeyim. Benim aklımdan geçen bunlar.
-
Bu iş öyle olmaz.
Batı ülkelerinde, başarılı bir trafik düzeni sağlanması için 3E olarak nitelenen bir kural önerilmiş ve uygulamaya konulmuştur. Bunun başlangıç tarihi 1945-1950 yılları arasıdır.
Türkiyemiz, bu kuralla hiç tanışamamıştır. Bu kural uygulanmadıkça, yayalar ve karayolu taşıtlarının yer aldığı kara trafiği (hava, demir ve su trafiği de var) karmaşadan kurtulamaz.
Sayın Karahan bu başlığı açarken, bu konuda böyle şeyler olduğunu bilmiyordu sanırım. Yok, sakın üzülmesin. Her şeyi bilmesi olanaksız. Bizim de bilmediğimiz şeyler var, onun çok iyi bildiği.
Şimdi düşünsün bakalım bu 3E nedir diye. Yok, düşünmekle bulunmaz ama belki internette vardır. İlgilenen arasın bakalım. (İpucu: İngilizce aramak gerek.)
Kimileri şimdi bana şunu sorabilir: Bu konunun Masonluk ile ne bağlantısı var? Yoksa, senin bu ilgin neden diye...
Doğru, Genel olarak Masonluk ile bağlantısı yok ama Türkiye'deki masonluk ile bir bağlandığı nokta var.
-
3E kuralından elbette haberim yoktu bu başlığı açarken.Lakin trafik sorununun çözümlenmesi için akıllı önerilerin işe yarayabilecek sistemlerin ve kuralların olabileceğini biliyorum,örneğin şehre bina yapılması yığın görüntüsünde kurtulabilmek için paris modeli çok idealdir,orada şehir çok ciddi anlamda korunmuş neresimi tabiki eski paris tek bir çivi bile çakılmıyor/çakılamıyor diyorlar orada yaşayanlar,onlara benim cevabım sizde laz müteahhit yokta ondan diyorum.İstanbul için araba satışı sınırlandırılabilir çok kolay yöntemler ile ama bunun için büyük araba firmaları ile savaşı göze alacaksın pes etmeyeceksin.
Tedavüldeki araba yaşına bir sınır koyarak yapılabilir bu sonra şehirdeki insan sayısına bir oran getirip ne kadar araç gerekiyor ise fazlasını sürdürmezsin piyasaya.İstanbulda trafik artık 4.dünya ülkelerinin kalabalık halk pazarlarına benziyor ve hala karaha ısrarla polis o alıştığımız eski düzende ana arterlerde sıkışık kavşaklarda sorunu çözmek için bulunmalı/bulunmuyorlar yani polis çalışmıyor.
karahan
-
Sayın karahan'a müjde...
Galiba yakınmasını duymuşlar. İstanbul trafiğine çözüm getiriliyormuş. Bu projede bilmem kaç adet çekici, motosikletli trafik polisleri görevlendirilecekmiş. Böylece sorunlar çözülecekmiş.
Kargalara da haber vermişler mi acaba? (Bilirsiniz, onlar pek sevmez gülmeyi.)
-
sayın Adam bu 3E nin masonlukla ilgisini bulamdadım.
-
Ben bu 3E'nin genel olarak Masonluk ile bir ilgisi olmadığını söylemiştim. Türkiyedeki bağlantısı bakımından ise boş laf etmişim; göz ardı ediniz.
-
Sayın karahan'a müjde...
Galiba yakınmasını duymuşlar. İstanbul trafiğine çözüm getiriliyormuş. Bu projede bilmem kaç adet çekici, motosikletli trafik polisleri görevlendirilecekmiş. Böylece sorunlar çözülecekmiş.
Kargalara da haber vermişler mi acaba? (Bilirsiniz, onlar pek sevmez gülmeyi.)
Sn.Adam bu haberi bende duydum sonra kendi kendime güldüm acaba bizim forumumu takip ediyorlar dedim kendi kendime.Lakin çözüm olarak sundukları saçmalığa gülen kargayı ben gördüm bizim karşı binanın damında bir karga ailesi var çoluk çocuk gülüp eğleniyorlardı ,hatta abarttılar bize bıraksınlar biz çözeriz havadan 2 tane taşı fırlatırız arabalara hemen dururlar diyorlardı ama yetkililer duyarmı bilemem.
İşin komedisi bir yana diyeceğim ama getirilen çözüm daha komedi ben polis çalışmıyor diyorum onlar 60 tane daha takviyte çalışmayacak polis ilave etmişler.Bırakınız polisin çalışmamasını kendi yaptıkları trafik uygulamaları ile trafiğe bile sebep oluyorlar.Dün sanırım anadolu yakasında güpegündüz asfaltlama çalışması yapıyorlardı trafiği tek şeride düşürmüşler hatta yeryer onuda tıkamışlar millet isyanda tabi.Ben bu şehir terk edilmiş kaderine bırakılmış dediğim nokta tamda bunun gibi şeylerdi işte.Arkadaş trafiğin en can alıcı zamanında hangi ileri akıllı bu işi yapar kimden izin alır?yada alırmı?
bu kadar acaiplik sadece bizde olur.Bu konu başlığını canlı tutmak çeşitli önerilerde bulunup sorunları tartışmak sanırım istanbula bir vefa borcudur.
karahan
-
Yollarinda insaat iscilerinden cok polislerin gezdigi bir sehirin trafiginden baska birsey bekleyemezsiniz.
Yollarinda, ellerinde defterleri ile arac sayimi yapan sehir planlamacilarindan cok, insan coplayan polislerin gezdigi bir sehrin trafiginden baska birsey beklenmez.
-
İstanbul'un trafiğini anlamak bana Tanrı'yı anlamaktan daha zor geliyor. Büyük bir karadelik gibidir istanbul trafiği.
-
sayın Adam bu 3E nin masonlukla ilgisini bulamdadım.
Ben de buna benzer bir soruyu siteye ara verilmeden önce Sayın karahan'ın trafik ile Masonluk arasında bir bağın olduğunu ima etmesi dolayısıyla sormuştum fakat bu konuda Sayın ADAM'ın gözümden kaçtığını sonradan farkettiğim engin bilgisi sayesinde cevap buldum.
Teşekkürler
-
paylaşırsan sevinirim melina
-
Paylaşmamı istediğiniz nedir Sayın ruzber ?
-
Trafik polisinin olması gereken zamanda ve olması gereken yerde bulunması trafiğin akış hızını artırmaz. Çünkü, trafik polisinin görevi düzenlemektir. İlahi bir kudretle binlerce arabayı bir anda hareket ettirecek değil. İstanbul gibi bir yerde ve milyonlarca kişinin yaşadığı bir şehirde nasıl bir düzenleme yapılırsa yapılsın, nasıl bir çözüm üretilirse üretilsin yetersiz kalacaktır. Yine maddi ve manevi kayıplar mecburen olacaktır. Kim bilir ne kadar araba vardır? Sürücülerin hepsi aynı fikirde değil üstelik bir şoför acemiyken diğer şoför usta. Bir sürü şarhoşken araba kullanan kişi var. Böyle bir yerde nasıl bir çözüm üretilirse üretilsin çare olmaz. Tek çare araba yerine daha küçük boyutlu ulaşım araçları yani bisiklet, motosiklet gibi ulaşım araçlarının kullanılması. Ya da çok çok katı kuralların konulması gerekir. Ya da daha fazla yol yapılması gerekir.
Saygılar.
-
What is the 3E ?
-
Sayın irukanji daha önce açıkladı.