Sıradan EGO ve gerceklerden kaçanlar:
Gerceklerden kaçarak ve yalanlar duymak isteyerek, oluşturduğumuz egomuz garip bir karmaşa yaratıyor.
Hemen hemen İnsanlığın tamamı bu durumda.Örnek verirsek:
"Saçlarım nasıl görünüyor" diye soran bir kişi "Saçların cok güzel" cümlesini duymak ister.Kötü görünümüne dair bir çözüm dahi duymak istemez.Bu olgu sonsuz örneklemelerde böyle işler.
Gerceklerden kaçanların Hayatları, bitmek bilmeyen başarı öykülerini nedensizce anlatmak ile geçer.
Haklı oldukları kadar mutludurlar.(Kayıtsız kalamazlar çatışıp haklı cıkmaları gerekir)
Süper EGO ve kendini bilenler:
Nadir olanların ego şeklidir.Kendilerini bildikleri için "Saçlarım nasıl görünüyor" örneğindeki cevabın, doğru ve çözüme yönelik yönünü duymak isterler.
Doğru kişilere, başarısızlık öyküleri anlatmayı seçerler; nedeni: Başarısızlıklarındaki nedene farklı bir bakış acısı getirebilmek için.
Hep mutludurlar; o yüzdende hep haklı cıkarlar.(Kayıtsız kalırlar.tartışmak isteyen kişiye ufak bir gülümseme
)
Sonuç:
Ego öz benliğimiz ve kimliğimizdir; yok sayılamaz.