Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Başkan Heykel İçin Erotik Dedi ve Soktürdü...!  (Okunma sayısı 9089 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 03, 2009, 01:50:50 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

 Gecen seneden beri surekli tartisma konusu olan heykeli goreve gelir gelmez yeni belediye baskani sokturuyor. Literaturde kelimeler inanin kifayetsiz kaliyor. Konussaniz degmeyecek, sussaniz gonul razi degil . Kemer belediye baskani Mustafa Gul bu heykel'e erotik diyorsa Kemer'e gelen turistleri de sehirden kovmalidir bence. Veya diz alti etek zorunlulugu getirmelidir! Hele yurt disina asla cikmamali ama olur da cikarsa sokaklardaki heykelleri gormemek icin yaninda bir ahlak memuru bulundurmali ama olaki kazayla cikarsa asla ve asla National Portrait Gallery'e, British Museum'a filan hic ama hic ugramamalidir. En medeni sehirler arasinda sayilan Antalya'nin Kemer ilcesinde yasanan bu hadiseye sadece aciyarak bakiyorum...! Kadikoy Belediye Baskani heykeli Kadikoy'e almak istediklerini belirtmis. Bence hic cesaret etmesin cunku Kadir Topbas agzinin payini verecektir.

Evet, ulkemiz gittikce medeniyet irtifasi kaybediyor. Dileyelim de bu durum daha da kotulesmesin!







ANTALYA'nın Kemer İlçesi'nde eski belediye başkanı Hasan Şeker tarafından heykeltıraş Zafer Sarı'ya yaptırılan çıplak bir kadını belinden tutup havaya kaldıran erkek figürünün tasvir edildiği metal heykel, yeni başkan MHP'li Mustafa Gül tarafından dün kaldırıldı. Gül, “Heykel turistler ve vatandaşlar tarafından kabul görmedi. İstenileni yaptık” dedi.

MHP'Lİ BAŞKAN AŞK HEYKELİNİ KALDIRDI

Kemer'de yeni belediye başkanı MHP'li Mustafa Gül'ün ilk icraatı, 2004 yılında CHP'den seçilip daha sonra AKP'ye geçen eski başkan Hasan Şeker tarafından yaptırılan ‘Aşk heykeli’ni kaldırmak oldu. Sanatçı Zafer Sarı tarafından yapılan ve 2007 yılında ilçe merkezindeki kavşağa yerleştirilen heykel, Kemer Belediyesi işçileri tarafından kaidesinden vinç yardımıyla sökülerek Belediye'nin Fen İşleri Müdürlüğü'ne ait depoya kaldırıldı. Heykelin sökülmesini izleyen kalabalıktan bazıları heykelin kaldırılmasını desteklerken, bazıları olayı protesto etti. Rus turist Boris Stratov, “1994 yılından beri Kemer'de tatil yapıyorum. Burada Türk kültürünü yansıtan bir heykel olmalı. Böyle bir heykeli ben Kemer'e yakıştıramıyorum” dedi. Yusuf Saydam adlı kişi ise heykelin kaldırılmasına tepki göstererek, “Bu sanata yapılan bir saygısızlıktır. Nasıl bu heykeli kaldırırsınız?” dedi.

Heykeli yapan Zafer Sarı, telif hakları yasası gereğince savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Belediye Başkanı Mustafa Gül'ün kendisine sorarak bu heykeli kaldırabileceğini kaydeden Sarı, “Bana göre bu yaşanan ikinci Melih Gökçek vakasıdır. Melih Gökçek'in söktürdüğü heykel 11 yıl sonra Ankara'da yerine konulmuştu. Bu da benzer bir örnektir. Söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum” dedi.

Kemer Belediye Başkanı MHP'li Mustafa Gül, heykelin yerleştirildiği gün de tepki gösterdiğini hatırlatarak, “Kemer'in yerli halkı ve tatil yapan turistler heykelin kaldırılmasını talep ettiler. Heykel turistlerce ve vatandaşlarca kabul görmedi. Biz de istenileni yaptık. Oraya turizme faydalı bir yapı inşa edeceğiz” dedi.

HEYKELİ KADIKÖY İSTİYOR

Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, “Aşk Yağmuru” heykelini Kadıköy'e almak istediklerini bildirdi.

Öztürk, yaptığı yazılı açıklamada, Antalya'nın Kemer ilçesinde yeni seçilen MHP'li Belediye Başkanı Mustafa Gül'ün “Aşk Yağmuru” heykelini kaldırdığını basından takip ettiğini belirterek, şunları kaydetti:

“Ortada bir sanatçı yorumu, sanatçı emeği var. Sanat eserleri, heykeller, değişik kişilere değişik çağrışımlar yaptırabilir, ya da farklı olarak algılanabilir. Sanat eserinin özelliği de budur zaten. Herkes tarafından farklı yorumlanmak, farklı algılanmak. Sanat dallarının hiç birinde bu tür kısıtlamalar, engellemeler olmamalı. Sanat ve sanatçı özgür olmalı. Biz sanata ve sanatçıya her zaman saygı duyuyoruz. Bu nedenle sansürlenmek istenen, yasaklanmak istenen bu heykeli Kadıköy'ümüze istiyoruz.”

Selami Öztürk, heykelin Kadıköy'e getirilmesi amacıyla Kemer Belediyesi ve heykeltıraş Zafer Sarı ile irtibata geçeceklerini kaydetti.

radikal
« Son Düzenleme: Nisan 03, 2009, 01:58:38 ös Gönderen: Kirlangic »


Nisan 04, 2009, 01:14:22 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

 Dikilen heykeller niye kaldırılır canım ülkemde bilmiyorum ama şu var birileride habire müstehcen heykel diker ülkemde,niye dikiyorsun kardeşim bu heykeli çünkü sanat cevap hazırdır.Ya her şey mi sanat bu ülkede sanatı anlatmanın başka yolu yok mu illa açık mı olmalı açık olursak mı ilerici olucağız.

 Ben dikilmesine de karşıyım kaldırılmasına da herkez sanatçıyım diye ortaya çıkıyor sonra fahiş fiyatlara belediyenin parası anlamsız heykellere gidiyor.Madem dikildi niye kaldırılır onu da anlamıyorum hemde ilk icraat olarak sanki ülkede başka sorun yok çözülecek.

 Bu kafalar bir ileri bir geri hamleler yapar buna siyaset denir yok yok çıkmıyor içimizden dürüst iş yapacak beyinler hep yaz boz oyunu..

 Saygılarımla...


Nisan 06, 2009, 06:13:12 ös
Yanıtla #2

Dikilen heykeller niye kaldýrýlýr caným ülkemde bilmiyorum ama þu var birileride habire müstehcen heykel diker ülkemde,niye dikiyorsun kardeþim bu heykeli çünkü sanat cevap hazýrdýr.Ya her þey mi sanat bu ülkede sanatý anlatmanýn baþka yolu yok mu illa açýk mý olmalý açýk olursak mý ilerici olucaðýz.

 Ben dikilmesine de karþýyým kaldýrýlmasýna da herkez sanatçýyým diye ortaya çýkýyor sonra fahiþ fiyatlara belediyenin parasý anlamsýz heykellere gidiyor.Madem dikildi niye kaldýrýlýr onu da anlamýyorum hemde ilk icraat olarak sanki ülkede baþka sorun yok çözülecek.

 Bu kafalar bir ileri bir geri hamleler yapar buna siyaset denir yok yok çýkmýyor içimizden dürüst iþ yapacak beyinler hep yaz boz oyunu..

 Saygýlarýmla...
Malesef limitlerimizin ornegini goruyoruz bu yazida.
"a her þey mi sanat bu ülkede sanatý anlatmanýn baþka yolu yok mu illa açýk mý olmalý açýk olursak mý ilerici olucaðýz."
Demissiniz. Fakat, size acik gelen bir seyin baskasina acik gelmeme ihtimalini goz onunde bile bulunduramamissiniz.

Siz bir bayan silueti heykeline bakip acik bir sey goruyorsunuz diye herkes o siluete bakinca sizin gibi yorumlamak zorunda degildir heralde.

Bazilarinin her vucut hatti gordugunde istahi kabariyor olmasindan dolayi baskalarinin bu esere bakmasini engellemek ne kadar mantikli acaba?
Spes mea in Deo est


Nisan 09, 2009, 07:51:10 ös
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 211
  • Cinsiyet: Bayan

Sayın Amurdad ,

Sayın Lux_e_Tenebris konuyu mantalite ve öz yönünden net olarak ifade etmiş. Ben de bu konuda birkaç satırla kendimi ifade etmek isterim.

Yazınızda "müstehcen heykel" biçiminde bir tanımlama var ve sıkıntı tam da buradadır. Rönesans Süreçleri'ni geçirmemiş bizimki gibi toplumlarda , sanatın süjesi insan bedeni ise , "müstehcen" sıfatı tercih ediliyor maalesef . Mesele şu ki , heykelde ve genel itibarıyla sanatta "müstehcen" diye bir kavram tanımsız ve hükümsüzdür. Çünkü sanat , limitleri olan , dar, bağnaz ve boyutları başkalarınca tayin edilmiş bir alanda icra edilemez. Sanatçı da eserinin mesajını  , bazı çevrelerin "müstehcenlik algı eşiğine" göre tayin edecek değildir takdir edersiniz.

Sanatçı , kendinden taşan bir duygulanım içinde ise , yaratıcı güce yaklaşma , yükseği , yüceyi , sıradanlığın içindeki nüansı yansıtabilmek , hissettirebilmek veya düşündürebilmek  için herşeyi süje olarak seçebilir . Ancak çok boyutlu , olağanüstü bir tasarım olan insan bedeni , sanatsal yansımalar için çoğu kez en uygun süjeyi teşkil eder.   Çünkü insan, tabiatın en yüksek değeridir , aklın ,ruhun,bedenin, yönelimin,reddin, aşkın,öfkenin,tekin tümle temasının, durağanlığın ve eylemin , tasavvur edilen ve edilemeyen herşeyin tam merkezinde yer alır . Bu oluş Nietzsche'nin "Herşey bedendir ; can da nihayetinde bedenin içindeki birşeydir."  sözünde tam ifadesini bulur . 

Sanatın her boyutunu genel itibarıyla "müstehcenlik" ve "ahlaka uygunluk" gözlükleriyle değerlendiren toplumumuzda bunun ne gibi olumsuz ve yıkıcı yansımaları olduğu , ülkemizin ürolojik , jinekolojik ve psikiyatrik  endekslerine bakılarak rahatlıkla görülebilir. İnsan bedenine sadece "müstehcenlik paradigmasıyla " bakabilen insanlarımızın , kendi bedenini algılama , bedenininden hoşnut olma , beden fonksiyonlarıyla uyum içinde olma , bedenini doğru konumlandırma ,  beden-ruh-zihin koordinasyonunu sağlıklı biçimde yakalama , bedenin altındakini görebilme ve hissedebilme , karşı cinse ruhen ,zihnen ve bedenen yaklaşmada aşırı früstrasyon yaşadığı ,  "ayıp,günah,müstehcen" gibi hatalı yönlendirmeler  ve bu tanımlarla yüklenilmiş suçluluk duygularının yarattığı  psikosomatik problemler sonucu cinsel - organik arazlar da aşırı yoğunlukta gözlemlenmekte ülkemizde ...

Ama zannederim bunca satırla nafile bir gayret içindeyim. Bu zihniyet bu yapısıyla var olduğu sürece , ülkemde asla "Aşk Çeşmesi" nin yanında sokak çalgıcıları eşliğinde , heykellerin arasından dayak yemeden ve satırlı saldırıya uğramadan tango yaparak geçen  çiftler göremeyeceğimi biliyorum. İnsan yine de ummak istiyor tüm kalbiyle ...

Saygılarımla 

Quality has no fear of time ..


Nisan 09, 2009, 09:01:44 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Sevgili Halifemiz, Efendimiz Amerika ' daki çiftliğinden halkımıza seslendi , fetvalarını  verdi ... Misyoner

ordusuna  ''aman dikkatli olun darbe olabilir imalarında''  bulundu...Cumhuriyet mitinglerine 

göndermeler yaparak   , halka  '' TSK ' ya güvenmeyin''  mesajlarını verdi ...


Hazreti İmamın dizinin dibinde oturup, ondan feyz alarak  yetişen gençler bugün ülkemizi yönetmektedir.

Elbetteki heykel, resim ve sanat düşmanlığı olacaktır...



Saygılarımla


Nisan 10, 2009, 01:39:40 öö
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1662

.

Yazınızda "müstehcen heykel" biçiminde bir tanımlama var ve sıkıntı tam da buradadır. Rönesans Süreçleri'ni geçirmemiş bizimki gibi toplumlarda , sanatın süjesi insan bedeni ise , "müstehcen" sıfatı tercih ediliyor maalesef . Mesele şu ki , heykelde ve genel itibarıyla sanatta "müstehcen" diye bir kavram tanımsız ve hükümsüzdür. Çünkü sanat , limitleri olan , dar, bağnaz ve boyutları başkalarınca tayin edilmiş bir alanda icra edilemez. Sanatçı da eserinin mesajını  , bazı çevrelerin "müstehcenlik algı eşiğine" göre tayin edecek değildir takdir edersiniz.

Sanatçı , kendinden taşan bir duygulanım içinde ise , yaratıcı güce yaklaşma , yükseği , yüceyi , sıradanlığın içindeki nüansı yansıtabilmek , hissettirebilmek veya düşündürebilmek  için herşeyi süje olarak seçebilir . Ancak çok boyutlu , olağanüstü bir tasarım olan insan bedeni , sanatsal yansımalar için çoğu kez en uygun süjeyi teşkil eder.   Çünkü insan, tabiatın en yüksek değeridir , aklın ,ruhun,bedenin, yönelimin,reddin, aşkın,öfkenin,tekin tümle temasının, durağanlığın ve eylemin , tasavvur edilen ve edilemeyen herşeyin tam merkezinde yer alır . Bu oluş Nietzsche'nin "Herşey bedendir ; can da nihayetinde bedenin içindeki birşeydir."  sözünde tam ifadesini bulur . 

Sanatın her boyutunu genel itibarıyla "müstehcenlik" ve "ahlaka uygunluk" gözlükleriyle değerlendiren toplumumuzda bunun ne gibi olumsuz ve yıkıcı yansımaları olduğu , ülkemizin ürolojik , jinekolojik ve psikiyatrik  endekslerine bakılarak rahatlıkla görülebilir. İnsan bedenine sadece "müstehcenlik paradigmasıyla " bakabilen insanlarımızın , kendi bedenini algılama , bedenininden hoşnut olma , beden fonksiyonlarıyla uyum içinde olma , bedenini doğru konumlandırma ,  beden-ruh-zihin koordinasyonunu sağlıklı biçimde yakalama , bedenin altındakini görebilme ve hissedebilme , karşı cinse ruhen ,zihnen ve bedenen yaklaşmada aşırı früstrasyon yaşadığı ,  "ayıp,günah,müstehcen" gibi hatalı yönlendirmeler  ve bu tanımlarla yüklenilmiş suçluluk duygularının yarattığı  psikosomatik problemler sonucu cinsel - organik arazlar da aşırı yoğunlukta gözlemlenmekte ülkemizde ...

Ama zannederim bunca satırla nafile bir gayret içindeyim. Bu zihniyet bu yapısıyla var olduğu sürece , ülkemde asla "Aşk Çeşmesi" nin yanında sokak çalgıcıları eşliğinde , heykellerin arasından dayak yemeden ve satırlı saldırıya uğramadan tango yaparak geçen  çiftler göremeyeceğimi biliyorum. İnsan yine de ummak istiyor tüm kalbiyle .




Ancak bu kadar guzel ifade edilebilirdi.Tadina doyamadigimi itiraf etmeliyim.


Nisan 11, 2009, 01:07:10 ös
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

 Sn.Lux_e_Tenebris ustadıma Sn.Kırlangıç ustadıma ve benimle her zaman tartışmaya hazır uzun uzun cevaplar veren bazen beni kıran ama hep bir satıhtan yüklenen aydınlığın yılmaz savunucusu çünkü onun karşısında ben hep karanlığı oynamak zorunda kalıyorum Sn.Nueva Hanıma Üstadıma...

 Yine kendimi tanıtarak başlamak istiyorum kafamda karanlıklar,örümcekler yok.Ben yazımı yazarken sadece bu git gellerden sıkıldığımı bahsetmek için yazmıştım.Bu ülkede bu tartışma çokça yapılıyorda mustehcen sanat eserleri tartışmaları bunlardan sıkıldığım için biraz da yazmıştım.Sanata sanatçıya karşı değilim cevaplarım sizlerin ki gibi sıradan olmasın diye uğraşacağım ve içtenlikle vermeye çalışacağım.O heykel varya çok basit efendim öncelikle sanat onun neresinde böyle başlıyalım madem ve bence açık seçik de değil altını çizerek söylüyorum.Heykelin her yeri açık seçik olsa ne yazar.Ama illa da sanat olması için açık mı olmalı?Hiç mi farklı bir şeyler ortaya konulmazdı çıkan şey illa insan vucudu mu olmalı.Bizim ince bıyıklılara koz verilir mi böyle.Daha içsel geometrik şekillerden oluşan veya hani ruh ve sinir hastalıkları hastanesindeki gibi bir düşünen adam veya Amerikanın özgürlük anıtı gibi meşaleli bir aydınlık yolcusu olsa fena mı olurdu yaratıcılık bu mu ben şahsen heykeli beğenmedim efendim.

 Devam edelim ağır yargılamalara Sn.Nueva'nın ve Lux_e_Terebnis Ustadlarımının benim ifadelerimi beğenmeyip yorumlarına bakalım agır psikolojik tahliller yapıyorlar yok efendim neymiş size açık gelen bize açık gelmezmiş ya bende insan evladıyım azcık okumuş etmiş adamım ve ahlak dusturlarımda gayet yüksektir anlamam açıklık seçiklikten kendimi yazılarınıza bakarak değerlendirsem hanzo fikirli biri olarak buluyorum ve bunlar hep aydınlık adına yapılıyor.İşte ben buna karşıyım özellikle Sn.Nueva hanıma bu ikinci darılmamdır.

 Ama karşıyım şimdi yobaz deyin bana bakın buna alınmam bir bayanın açık seçik poz verip bir portre yaptırmasına karşıyım ve bence bunun sanatı olmaz.Genç kızlarımızın manken deyip adlandırılıp veya erkeklerimizin kapalı binalar içinde don paça gezdirilmesine de karşıyım.En azından ben yapmam büyük konuşmayayım da.

  İnsan bedeni kutsaldır.Benim insanlık anlayışım şimdi sizinkinden daha mı yüksek oluyor.Evet sanırım daha yüksek oluyor.Son sözüm aydınlığın yılmaz savunucusu Sn Nueva Hanıma efendim her zaman Türk kültüründen bahseden siz son sözlerinizde tango demişsiniz satırdan bahsetmişsiniz birincisi kolbastı oynayalım efendim daha sportif ikincisi satırlar silahlar hep vardı sadece bir fikire özgü değil o insanlıkla ilgili bir sorun.Yani yazınız biraz doldurma  olmuş.Neyse nerden nereye ama bilmeden görmeden tanımadan dinlemeden asmak kesmek de böyle bir şey olsa gerek.

 Saygılarımla....


Nisan 12, 2009, 06:59:22 ös
Yanıtla #7
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 211
  • Cinsiyet: Bayan

Sayın Amurdad ,

Zannediyorum sizin "müstehcen heykel" yazınıza verdiğim cevabı yeterince dikkatlice , düşünce ve duygu dizgesi yönünden inceleyecek fırsatınız olmamış . Tekrara düşmemek yönünden , aşağıdaki yazımı sanki ilk kez göndermiş olduğumu farz ederek yeniden okumayı denerseniz daha anlamlı bir noktada durabileceğiz diye umuyorum.

Bana önceki tarihlerde "darılmış" olduğunuzu ifade ederek , "uzlaşı noktası yakalamanın olanaksız olduğu " bir  görüş ayrılığı yaşadığımız , sizin Kürt Said'e methiyeler düzdüğünüz yazınıza karşılık , size o şahsın ülkemiz hukuk nizamında ve ulusal bütünlük duygumuzda yarıklar meydana getirişini Yargıtay dosyalarından sayı ve  tarihler de vererek ortaya koyuşuma atıfta bulunmuşsunuz. Forum kayıtlarımızda bu konudaki eksplikatif yazılarım yer aldığı için yeniden ele almanın lüzumunu görmüyorum.

Bir diğer husus, yazımda tango yapan çiftleri örnek  verişime "ilk kez bahsediyorsunuz tangodan "demişsiniz. 5 yıllık tangocu oluğumu ve tango konusundaki düşüncelerimi forumumuzda 27 Eylül 2008 tarihli mesajımda "Sanat " segmentinde "Tutku dansı tango" başlığı altındaki mesajımda etraflıca belirtmiştim.Her noktayı olduğu gibi, burayı da yine "zaman yetersizliğinden" olsa gerek atlamışsınız. Vaktiniz olursa bir ara açıp okursunuz belki ..Velhasıl , bir olguyu savunurken , körü körüne değil, anlayıp dinleyerek görüş vermek lazım . Böylece kimin yazısının "doldurma" olduğu konusunu yorumsuz olarak bırakıyorum. Gerek bile yok .

Yazınızın bir bölümünde de  "Ahlak düsturlarım da yüksektir." gibi neye yoracağımı tam bilemeyeceğim , hem epeyce gülümseten hem de  tuhaf ve bağlamla alakasız bir  ifadeniz göze çarpmakta. Size kim "Ahlaklı mısınız ?" diye sordu bu forumda acaba ? Sanatla ahlakın ne alakası var ? Demek siz benim salonumdaki heykeli görseniz , o çalışmaya kızarmadan ve kınamadan  bakamayacaksınız , öyle görünüyor. 

Bu ülkede , bütün dünyanın ayakta alkışladığı Sayın Fazıl Say'ın neden hırpalandığını yazılarınızı okuyunca daha iyi görebiliyorum. Profil çıkartmamızı sağlaması yönünden kendinizi ifade etmeniz çok önemli.  Bir de geçen yıllarda olan bir olayı anımsadım; Kadıköy Altıyol'daki klasikleşmiş boğa heykeli için de tıpkı sizin gibi "yüksek ahlaklı" ama Kadıköylü olmayan bir takım insanlardan heykelin "ahlaka aykırı" olduğu gibi bir görüş mü desem bilemiyorum , bir köpürtü gelmişti. Neden bilmem , o olayı hatırladım birden . Neyse ki gerçek Kadıköylüler o kadar "ahlaken düşük"(!)  ki sizin uygunsuz bulduğunuz heykeli talep ettiler.Böylece "ahlaklı ve ahlaksız ilçeleri" belirlemiş olursunuz , öyle değil mi?     

Eğer nü bir çalışmayı yerinden söktürdüğünüzde veya nü çalışmadan rahatsız olduğunuzu söz ve duruşla yansıttığınızda  , gerçekten okumuş-yazmış- hissetmiş ve düşünmüş insanların , sizin için "Ahlak düsturları ne kadar da yüksek bir insan" diyeceği düşüncesindeyseniz zaten bu , sözün bittiği yerdir.   

Sözün bittiği tek nokta burası da değil, satırla saldırıya uğramanın sanki meşru ya da olağan olduğu yönündeki cümleniz hakkında ne düşündüğümü gerçekten buraya yazmamak daha uygun. Ama tabii siz benim bu tür tespitlerime gücenecek denli hassas bir kişisiniz , bunu anımsıyor olacağım.

Elbette uygun gördüğüm her konuda fikrimi belirtmeye devam edeceğim. Çünkü bunları dile getirmek sorumluluğumuz bulunmakta. Biz sanattan hazzedenler olarak hal ve duruşla aydınlığı gösteririz , kişi neye yüzünü neye sırtını döneceğine kendi karar verir . Bizlerde gözyaşları içinde telkin verme ve DVD ile talimat yağdırma v.b yok yani ...  Size kolbastı adıyla ekranlara yansıyan çalışmaları seven  ve nü çalışmalardan irrite olacak kadar "yüksek ahlak düsturlu " muhitinizle keyifli bir pazar diliyorum.

Saygılarımla 
Quality has no fear of time ..


Nisan 12, 2009, 07:32:20 ös
Yanıtla #8
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 181
  • Cinsiyet: Bay

   Hiç yüceliğin ne olduğunu bilmiyorlar. Tam bir cahil kitle. Ancak terör ve savaşla yok edilebilecek bir kitle hemde. Sanatı hiçe sayan bir insan insan değildir..... Diğer varlıklardan bizi sanat ayırır. sanattır çünkü insanın tarihi.

   İnsan yüce olmaya mahkum olmalıdır sadece...


Nisan 16, 2009, 06:20:33 ös
Yanıtla #9

....
 Ama karþýyým þimdi yobaz deyin bana bakýn buna alýnmam bir bayanýn açýk seçik poz verip bir portre yaptýrmasýna karþýyým ve bence bunun sanatý olmaz.Genç kýzlarýmýzýn manken deyip adlandýrýlýp veya erkeklerimizin kapalý binalar içinde don paça gezdirilmesine de karþýyým.En azýndan ben yapmam büyük konuþmayayým da.
.....

Olay burada bitmis zaten. Siz buna karsi olabilirsiniz, bu sanati veya baskasini baglamaz. Iste o heykeli kaldiran zihniyet de ayni. O karsi ya, o sanat olarak gormuyor ya... Elinde de yetkisi var kaldirsin.

Sen kim oluyorsun derler adama.
Spes mea in Deo est


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Yeraltı Heykel Ordusu

Başlatan blossom Arkeoloji

6 Yanıt
7818 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 03, 2011, 04:01:15 öö
Gönderen: moonlight
0 Yanıt
2299 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 19, 2008, 09:29:47 ös
Gönderen: sun
2 Yanıt
3216 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 04, 2010, 03:53:56 ös
Gönderen: Genius Loci
9 Yanıt
9616 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 31, 2013, 12:20:11 ös
Gönderen: ceycet
2 Yanıt
3729 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 07, 2013, 06:12:30 ös
Gönderen: Samuray
0 Yanıt
2873 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 21, 2012, 06:17:00 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
3916 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 29, 2016, 11:57:02 öö
Gönderen: kurt
0 Yanıt
2413 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 25, 2012, 09:16:55 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
3481 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 29, 2016, 12:12:38 ös
Gönderen: kurt
4 Yanıt
2993 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 27, 2015, 03:09:51 ös
Gönderen: Risus