Usame Bin Ladin'in kim olduğunu kime çalıştığını ve Müslümanları Dünya'ya nasıl kötü bir şekilde tanıttığını zaten herkes biliyor. Ahmet Hakan'ı da herkes biliyor. Lakin bu yazı ile insanlarla dalga geçmesi(en azından ben böyle algıladım) yanlış bir hareket sanırım bu gibi bağımlı kalemler birazda bu halkın cahilliğinden aşırı şekilde cesaret alıyorlar. Aksi olsa zaten bu millet Akp'yi seçmezdi bu adamda böyle yazılar döşeyemezdi!..
Ergün Poyraz Bey'de uyduruk bir sebepten tutuklanıp hapse atılmış bulunmaktadır.
Bir anket firması da akepeyi %14 gösterdi diye anket şirketi patronu tutuklanmıştı. Muhalif sesleri sindirme politikası artarak devam ediyor.
Devlet korumasındaki birini devlet nasıl tutukluyor anlamış değilim. Umarım Ergün Poyraz
en kısa zamanda serbest bırakılır. Tayyip Erdoğan bu tutumuyla kendine mualif olanları hedef gösteriyor. Tutuklayacak suç bulamayıncada bahane hazır çete suçlaması..! Umarım ikinci bir Necip Hablemitoğlu olayını yaşamayız.
Bugün Türkiye'de kürt kökenli bir yazar veya siyasetçi herhangi bir suçtan ötürü tutuklanıp cezaevine konulacak olursa yer yerinden oynar. Organize olmuş kürt gruplar başta Ankara, İstanbul, İzmir, Diyarbakır ve Adana olmak üzere birçok ilde eylem yaparlar. Sivil toplum kuruluşları, vakıflar, dernekler, sendikalar, basın-yayın organları, anlı şanlı köşe yazarları, sözde aydınlar, hatta bazı siyasî partiler ve siyasetçiler yüksek perdeden yaygara koparırlar. "Demokrasi", "insan hakları", "fikir ve ifade özgürlüğü" diye çığıran bu koroya Avrupa Birliği ile Amerika'nın baskısı da katılınca, kürt kökenli yazarı veya siyasetçiyi içeride uzun süre tutmak mümkün olmaz... (Değil içeride tutmak, içeriye koymak bile mümkün olmuyor artık. Leyla Zana, Osman Baydemir ve türevlerine kimse dokunmuyor.)
Lâik Cumhuriyet rejimini hedef alan irticaî yapılanma hakkında kitaplar yazan Ergün Poyraz hiç inandırıcı olmayan bir sebepten ötürü cezaevine konuldu fakat kimseden ses yok. Kimse "Bu adam terörist falan değildir; Tayyip Erdoğan'ın ve Fetullah Gülen'in gerçek yüzlerini sergileyen kitaplar yazdığı için üzerine hayalî suçlar yıkılarak cezaevine kapatıldı." demiyor. Kimse O'na destek olmak için eylem yapmıyor. Vaktiyle sofrasında yiyip içen kişiler bile bugün O'nun adını telâffuz etmeye veya hakkında iki satır yazmaya korkuyorlar. "Demokrasi", "insan hakları", "fikir ve ifade özgürlüğü" gibi kavramların Ergün Poyraz için de geçerli olmasını yüksek sesle talep eden çıkmıyor.
Ergün Bey'in Ankara'nın Ümitköy semtindeki evinde 24 saat boyunca yanından ayrılmayan sivil giyimli jandarmalar tarafından korunmaktaydı. Yani devletin koruması altındaydı. Durum böyle olduğu için, devletin haberi olmadan herhangi bir faaliyette bulunması mümkün değildi. Şehirlerarası seyahate çıkmasının bile özel izne bağlı olduğunu ve kendisine refakat eden jandarmaların rapor tuttuğunu anlatmıştı. Bu şartlar altında yaşayan bir kişi nasıl "terör örgütü mensubu" olabilir? Yanındaki askerlerle birlikte mi terörist eylemlerde bulunacak? İnsaf yahu!..
Terörist arayan T.B.M.M.'ne baksın; bağımsız Türk adaleti tarafından yargılanarak cezaya çarptırılan ve cezaevinden yeni çıkan Sebahat Tuncel adlı terörist bugün Meclis'tedir!
Ergün Poyraz'ın yazdığı "Musa" serisinden fena hâlde canı yanan Tayyip Erdoğan söz konusu kitapların toplatılması için mahkemeye başvurdu fakat istediği sonucu alamadı. Bunun üzerine yazarı farklı yoldan susturmaya karar verdi ve seçimi aşıp iktidarını garantilendikten sonra yapacağını yaptı... Olayın aslı bundan ibarettir.