Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Kötü insan yoktur, subjektiflik vardır.  (Okunma sayısı 8376 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 11, 2019, 02:13:07 ös

Küçük bir felsefi düşüncemi buraya not düşmek isterim;

İnsanlar ikiye ayrılır. İyiler(bilinci tam açılmışlar) ve daha az iyiler(henüz bilincini tam açamamış olanlar). En kötü insanın bile iyi bir yönü mutlaka vardır.

İnsanların iyi ve ya kötü olması, bizim onları değerlendirdiğimiz şekile göre biçimlenir. Yani çoğunlukla; bir birey, birine göre iyi diğerine göre kötü olabilir, bu subjektiftir. Doğal olarak insanı nasıl değerlendirirsen hayal gücünde o kişi o hali alır. Onun için asıl mesele insandaki iyiyi görebilmekte yatar.

-Mandıra Filozofu-
Errare humanum est.
Ayıplı Müzmin öğrenci


Ekim 11, 2019, 02:57:03 ös
Yanıtla #1

Doğru ve fakat eksik değerlendirme bana göre. Şöyle ki; dondurulmuş bir an ve bu ana farklı kişilerin bulunduğu pencereden bakışından bahsedilmiş.

Oysa ki iyi denilen veya kötü denilen kişinin değişik zaman kesitleri ve dahi değişik şartlardaki durumlarına göre subjektif yorum yapanın bile yorumu değişebilir!

İyi kişiyi tanımlamaya kalksak, herkes farklı tanım yapar ama ortalamasını alsak. Biraz Etik biraz Erdem buluruz, peki ama hangi şartta.

Mesela harama el uzatmamak! Şüphesiz iyi biri ister inanç ister etik sebeplerden bunu yapmaz. Peki bir memur alalım. Önüne de imar planı koyalım, bir imzası ile bir müteahhit milyarlar kazansın. Buna göre de bu memura bir şeyler teklif etmiş olsun. Tuzu kuru bir memur elinin tersiyle iter ve iyi insan olur. Peki ama rutubetli kira evi yüzünden çocuğu hasta, hastalığı ileri, tedavisi masraflı, masrafı için yeterli gücü olmayan bir ortama koyun aynı memuru. Sonuç ne olur?

Veya bu kişi çok iyi her gün herkese gülümser, günaydın der vs. dediğimiz kişi sabah hanımı tarafından başkaları ile kıyaslanarak yetersizliği yüzüne vurulmuşsa ve onuru kırılmışsa o sabah da aynı davranabilecek mi? Davranmasa artık iyi olmayacak mı? Halbuki aynı kişi...

Bir de iyilik mezuramız hep bize göre çalışır. Biri istediğimizi yaptığı, işimizi gördüğü, bize istemediğimiz sözleri söylemeyen, hoşumuza gitmeyen gerçekleri yüzümüze vurmayan, hatta çoğu zaman ensesine vurup ekmeğini elinden aldığımız kişilere kullandığımız birine 'çok iyi bu çocuk' ya deriz!

İyi kötü, melek şeytan. Bunlar aynı karbonun farklı ortam ve şartlarda kalmış hallerini ifade eder aslında. Kimi kömür olur sadece yakılacak gözle bakılır, kimi elmas olup takılacak; atmalara kıyamayacak sınıfa konulur...

Öyle değil mi?

Sanırım bu felsefenin daha geniş ve açıklayıcı yorumunu yaptınız. Kaleminize sağlık sayın ANARCHOSA.

Sevgiler.

Errare humanum est.
Ayıplı Müzmin öğrenci


Ekim 12, 2019, 09:53:46 ös
Yanıtla #2
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 631
  • Cinsiyet: Bay

“Kötü insan yoktur. Çünkü insansa kötü değildir. Eğer kötüyse zaten insan değildir.”


İsmini hatırlamakta yanılıyor olabilirim ama sanırım aşağıda bahsi geçen anlatı şair Yaşar Nabi’ye ait. Etrafına biriken birkaç genç, kendisine hocam kötü şiir var mıdır diye soruyorlar? O da hiç beklenmeyen bir tarz ve sakinlikle “elbette yoktur” diye cevap veriyor.

Nasıl olmaz efendim, öyle şey mi olur gibi homurtular tam yükselecekken, şair bunun önüne geçerek şöyle devam ediyor:

“Kötü şiir yoktur. Çünkü şiirse kötü değildir. Eğer kötü ise zaten şiir değildir.”



 


Ekim 13, 2019, 09:55:23 ös
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

Küçük bir felsefi düşüncemi buraya not düşmek isterim;

İnsanlar ikiye ayrılır. İyiler(bilinci tam açılmışlar) ve daha az iyiler(henüz bilincini tam açamamış olanlar). En kötü insanın bile iyi bir yönü mutlaka vardır.

İnsanların iyi ve ya kötü olması, bizim onları değerlendirdiğimiz şekile göre biçimlenir. Yani çoğunlukla; bir birey, birine göre iyi diğerine göre kötü olabilir, bu subjektiftir. Doğal olarak insanı nasıl değerlendirirsen hayal gücünde o kişi o hali alır. Onun için asıl mesele insandaki iyiyi görebilmekte yatar.

-Mandıra Filozofu-

Bir konu üzerinde anlaşabilmek için önce kavramlar üzerinde uzlaşmak gerekir... Burada anlatılan ( aktarılmak) istenen konunun temelinde bir hata var gibi düşünüyorum...
“Bilinç” açılmaz! Bilinç “gelişir”... Farkında olmak ile “Bilinç” olgularını karıştırmamak gerekir diye düşünürüm...
enelsır


Ekim 14, 2019, 01:19:16 öö
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 312
  • Cinsiyet: Bay

Hangi konuda bilinçlilik insanı iyi yada kötü kategorisine koyar? Bunun bir cevabı olmadan eksik bir soru olduğunu düşünüyorum.
Yaşam sürecinde neyin iyi ve kötü olduğunu neye göre ayırt edeceğiz? Doğa kutsal ve doğru bir döngü içerisindeyse güçlünün yada en iyi uyum sağlayanın hayatta kalması, zayıf canlıların ölümü, sürekli birbirinin üstüne basarak canlılığa devam eden canlıların iyiliği yada kötülüğü neye göre ölçülecek? İnsanoğlu olarak sürekli kendimizi etrafı kirletme, doğayı katletme gibi sebeplerden kötülüyoruz peki bizim yaptığımız döngünün dışına çıkarak döngüyü değiştirmek değil midir? Doğal döngüde ki yırtıcıların saldırganlığını evcilleştirme metoduyla, farklı canlılara yardım ederek, canlıların yiyecek sorunu çözülmesi için genetik müdahale ile doğal olanın dışında yeni şeyler üreterek döngünün dışında eylemler gerçekleştirmiyor muyuz? İyi ve kötü terimleri yaşam-ölüm ikilisi üzerine kurulu değil midir?

Felsefe denizinde yüzelim ve derinlere dalalım, etik hakkında neler çıkaracağız  :)