Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: OSHO  (Okunma sayısı 6015 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ocak 31, 2009, 05:07:04 ös
  • Ziyaretçi


                                                                                                                  O S H O
                                                                                                   Hiç doğmadı, hiç ölmedi.
                                                                                            Sadece dünya denen bu gezegeni,
                                                                                      1931-1990 yılları arasında ziyaret etti.




Hindistan’ın Madhya Pradesh eyaletinde Kuchwada da 1931 yılında 11 aralıkta dünyaya gelmiştir. İlk çocukluk yıllarında başkaları tarafından verilen bilgiler ve inançları edinmektense, gerçekliği kendinin deneyimlemekte ısrarcı olan bir asi ruhu vardır.
21 yaşında üniversite öğrenimini tamamladı. Jabalpur üniversitesinde yıllarca felsefi dersleri verdi. Aynı zamanda tüm Hindistan’ı dolaşarak konuşmalar yaptı. Halka açık tartışmalarda tutucu din liderlerine meydan okudu.
Geleneksel inanışları sorguladı ve hayatın tüm alanlarından insanlarla bir araya geldi.
Osho kendi hayatını anın zamansız boyutunda yaşamanın kapısını keşfetmiş birisidir. O kendisini gerçek bir “varoluşçu” olarak adlandırmıştır.
İnanç sistemlerini ve çağdaş insan psikolojisini anlamasında ufkunu geliştirecek bulabileceği her şeyi ama her şeyi okudu.

1960’ların sonuna doğru Osho, artık kendi dinamik meditasyonunu geliştirmeyi başlamıştı. Meditasyonun o rahat, düşüncelerden arınmış biçimini keşfetmeyi umut edilmesi için öncelikle geçmişin modası geçmiş yöntemlerinin ve günümüzün modern hayatının getirdiği sıkıntıların ağırlığı altında ezilen çağdaş insanın çok derin bir ruhsal temizlenme sürecinden geçmesinin şart olduğunu söylemiştir.

1970’lerin başlarında ilk olarak bazı Batılılar Osho’dan haberdar olmaya başladılar. 1974 te Hindistan’ın Pune şehrinde onun çevresinde bir “komün” kuruldu. Ve başlangıcında Batıdan tek tük gelen ziyaretçiler zamanla çoğaldı.
Osho insan bilincinin gelişiminin tüm yönleri hakkında konuşmalar yaptı.
Çağdaş insanın ruhsal arayışları için önemli olan şeylerin özünü entelektüel anlayış içinde değil, kendi varoluş deneyimi ile süzdü.
O, hiçbir geleneğe ait olmadığını açıklamıştır.

“Ben tamamen yepyeni bir dinsel bilinçliliğin başlangıcıyım” demiştir. Ayrıca;

“ Beni geçmişle bağlantılandırmayın, onu anımsamaya bile değmez” der.
Yakın öğrencilerine ve dünyanın her yerindeki izleyenlerine yaptığı konuşmalar ve otuzdan fazla dile çevrilmiş altı yüzden fazla cilt halinde yayınlanmıştır.

Osho 1985 yılında göçmenlik yasalarını ihlal etmek suçundan gözaltında olduğu sırada 19 ocak 1990 tarihinde bedenini terk etti. Amerikan hükümet ajanlarınca zehirlenerek öldürüldüğü iddia edilmektedir.

Onun Hindistan’daki komünü, meditasyon, terapi, bede çalışmaları ve yaratıcılık programlarına katılabilmek için yada sadece bir Buda alanı içinde olabilmeyi deneyimlemek isteyen binlerce uluslar arası ziyaretçi çekerek, dünyanın en büyük ruhsal gelişim merkezi olabilmeyi başarmıştır.

Ülkemizde de Osho Meditasyon merkezi bulunmaktadır. “Kendini tanı” anlamına gelen KUN adındaki bu merkez Beyoğlu/İstanbul-Tünel’de açıldı.
Günlük olarak Dinamik ve Kundalini Meditasyonlarının yapıldığı merkezde, dünyanın pek çok ülkesinden gelen hepsi Hindistan Puna’daki Uluslar arası terapistleri olan grup liderliği eşliğinde “workshoplar” , grup çalışmaları yapılmaktadır.

Osho'yu bu şekilde anlatmak çok güç,çünkü kendisinin de söylediğine göre yaşamının farklı zamanlarında çelişkili düşünceleri savunmuş , sırf insanlar onu bir budha haline getirmesinler diye , bu yüzden Osho kendisini anlatmalı bence o yüzden ondan birkaç söz ekledim...

"Asıl din tekdir. Din isimleri ise sadece biçimlerdir. Din bir miras gibi sana geçen bir şey değildir. O kendi içinde bulunacak bir şeydir. Kişisel bir büyümedir. Din gerçekle kişisel bir karşılaşmadır. O kişisel bir arayıştır, toplumun bir parçası değildir. Sen bir dinin içinde doğmazsın ancak din senin içinde doğar. Müslümanlara sorarsan benim müslüman olmadan, Kuran ve sufizm hakkında konuşmam yanlıştır. Fakat Kuran’ın Arapçayla işi yoktur. Onun işi yürekledir, sessizlikledir, lisanla değil."

 " ben yok olabilirim ancak geride kalacak bir dalga yaratıyorum. sen yok olabilirsin ama birini sevdin ve o sevgi geride kalacak bir dalga yarattı. o asla yok olmayacak, onun kendi yankıları olacak. titreşim yaratmaya devam edecek. göle küçük bir çakıl taşı atıyorsunuz ve dalgalar yükseliyor. çakıl taşı kısa süre sonra dibe oturuyor, ama dalgalar devam ediyor. kıyıya doğru hareket ediyorlar. ve bu varoluşta kıyı yok ! "

“ben tamamıyla yepyeni bir dinsel bilinçliliğin başlangıcıyım”

“lütfen beni geçmiş ile bağlantılandırmayın, onu anımsamaya bile değmez”

"düşünmeye gerek yok. yaşayın onu! gerçeği yalnızca yaşayarak bilebilirsiniz."

"aslında sıradan zihinler sıradışı olmayı ister; sıradışı zihinler ise sıradanlığın içinde rahat eder."

"Hayat öylesine bir gizemdir ki onu kimse anlayamaz ve kim onu anladığını iddia ederse o sadece cahildir, o ne dediğini,  ne saçmaladığını bilmiyordur. Eğer sen bilge isen anlayacağın ilk şey şudur: Hayat anlaşılamaz. "


Haziran 30, 2009, 06:13:01 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Martı,

Bu güzel paylaşımı henüz fark ettim.Eğer hint felsefesi ve inançları ile yakından ilgiliyseniz,"Brahma"ile ilgili de bir konu başlatmanızı rica ediyorum.Onunla Hz.Muhammed arasında bir yakınlık hissine vakıfım.Bu konudaki görüşleri merak ediyorum.

Aslında bu konu ile ilgili olarak,doğu felsefesi ve inanç sistemi ile ilgilendiğini sezinlediğim,Sn.Nuvea'nın da nadide fikirlerini ve bildiklerini öğrenmek isterim.


Saygılarımla...
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Temmuz 06, 2009, 09:33:38 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Sn Ceycet;Brahma ile Hz.Muhammed arasında nasıl bir yakınlık hissi kurdunuz bilmiyorum;ancak aynı Brahma'dan mı bahsediyoruz bilmiyorum ama Brahma;brahmanların evrenin yaratıcısı olduğuna inandıkları tanrının ismidir.Brahmanizm ile İslamiyet arasında benzer yanlar olması mümkündür ama Hz.Muhammed ile bilmiyorum nasıl bir ilişki kurduğunuzu anlarsam o yoldan devam ettirerek konu açabilirim.


Temmuz 07, 2009, 10:28:46 öö
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Sn Ceycet;Brahma ile Hz.Muhammed arasında nasıl bir yakınlık hissi kurdunuz bilmiyorum;ancak aynı Brahma'dan mı bahsediyoruz bilmiyorum ama Brahma;brahmanların evrenin yaratıcısı olduğuna inandıkları tanrının ismidir.Brahmanizm ile İslamiyet arasında benzer yanlar olması mümkündür ama Hz.Muhammed ile bilmiyorum nasıl bir ilişki kurduğunuzu anlarsam o yoldan devam ettirerek konu açabilirim.


Sayın Martı,

elbette aynı brahma'dan bahsediyoruz.Brahmanların,Brahma tasviri ile,İslam alemindeki mutasavvufların Allah'ı tasviri arasındaki yakınlıktan da öte,besmelenin dile getirilişindeki yakınlık,besmelenin Brahma'yı andırması,Hz Muhammed'in Brahmanizm e aşina olduğu görüşüne sahip olmama vesile oldu.Dolayısıyla,Sabii'liğe vakıf olan peygamberimizin Brahmanizm'e de vakıf olabileceğini düşünüyor,bu nedenle Brahmanizm'in detaylı olarak tartışılması gerektiğine inanıyorum.


Saygılarımla...
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Temmuz 07, 2009, 04:00:41 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Brahmanizm hakkındaki bilgim yüzeysel ne yazık ki,kopyala yapıştır yapmak da istemiyorum dediğiniz gibi sayın Nueva'nın konu hakkında bilgisi varsa ya da diğer üyeler de paylaşırsa tabi çok iyi olur ben de merak ettim.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Osho diyor ki:

Başlatan blossom Diger Konular

0 Yanıt
2852 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 08, 2008, 12:16:24 öö
Gönderen: blossom
Öfke Üstüne-Osho

Başlatan redkit Felsefe

0 Yanıt
3607 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 16, 2010, 05:00:06 ös
Gönderen: redkit
7 Yanıt
29373 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 24, 2020, 10:48:35 ös
Gönderen: Arais
2 Yanıt
6100 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 27, 2011, 09:23:18 ös
Gönderen: baron