Bana göre masonluk...
Mason kuruluşlarının bir dernek olduğunu söylersem hata eder miyim? Sanmam. Sonuçta dernekler kanununa tabiler.
Öyleyse masonluk bir dernektir. Din, dil, ırk, renk ayrımı yapmayan bir dernektir. Ama insan ayrımı yaparlar. Ha bir de unutmadan cinsiyet ayrımı yaparlar. (Bu konuya az sonra değineceğim.) Elbetteki diğer kuruluşlara göre daha farklı bir yapılanması vardır masonluğun.
Büyük loca ve onun himayesinde (Belki himayesinde sözcüğü yanlış olabilir. Acaba alt kuruluşları demek daha mı doğru olurdu bilemedim.) localar şeklindedir. Ama masonlar ne kadar büyük locaların bağımsız olduğunu söyleseler de bana büyük locaların da büyüğü var gibi geliyor ne yalan söyleyeyim. O da İngiltere Büyük Locası. Hepsinin ağabeyi gibi. Sonuçta Türkiye'de kurulan mason büyük locası yıllarca muntazam sayılmak için İngiltere Büyük Locası'nın peşinde koşmadı mı? Neden koştu? Muntazamlığının sayılması için. Peki, muntazamlığının sayılması ne demek? Diğer büyük locaların onu tanıması demek. Öyle olunca da ben burada bir bağımsızlık göremiyorum. Evet, belki tüzükleri farklıdır. Belki değil, muhtemelen farklıdır tüzükleri. Ritüelleri farklılık gösterebilir. Ve toplantı şekilleri. Ne bileyim işte İngiltere'deki bir locayla Türkiye'deki bir loca her türlü farklılık gösterebilir.
Peki anayasaları da farklı mıdır? Genel anayasalarından bahsediyorum. Farklı mıdır? Benim bildiğim kadarıyla farklı değildir. Öyleyse bağımsızlık bunun neresinde? Birilerinin hazırladığı yasalara uymak bağımsızlık mıdır? Bunu şuna benzetelim. Türkiye Cumhuriti'nin yasaları vardır. Medya buna tabidir fakat bağımsızdır.
Güzel bir örnek oldu. Ama masonların bahsettiği bağımsızlık daha farklı değil mi? Kuşkusuz öyle. Onlar bağımsız olduklarını söylüyorlar. Oysa medya bağımsız değil sonuç itibariyle. Devletin himayesinde.
O halde şöyle demeliler bence. Büyük localar kısmi bağımsızdır. Evet, bu daha uygun olur.
Masonluk aydınlanma yuvasıdır. İyi insanı daha iyi insan yapmanın yeridir. Kamil mertebeye, bitmeyen bir yolda koşmanın yeridir masonluk. Masonluk kardeşliğin ayyuka çıkmasıdır. İnsanların birbirlerini sevmesi, birbirlerine saygı göstermeleri ve en önemlisi kendilerini geliştirerek insanlık mabedine bir taş koymanın yeridir. "Mason" bir dernekten çok bir sıfattır. Işığı arayan insanın sıfatıdır. Ve ışığı arayan insan her geçen gün biraz daha ışıkla tanışır. Yolu sürekli kateder. Ama bitiremez. Belki de masonlar tanıyıp tanıyabileceğiniz en güzel insanlardır. Sırrınızı paylaşabileceğiniz, arkadaş değil, dost değil, kardeş olabileceğiniz insanlardır. Çünkü onlar ışığı ararlar. Bu da büyük bir erdemdir. Ama bu sadece masonlar için geçerli değil elbette. Işığı arayan herkes için geçerlidir. Ve biz masonluğu "Işığı Arayan Kişi" olarak nitelersek, böyle insanların hepsine mason diyebiliriz diye düşünüyorum. Bence bir mahsuru yok. "Önlüklü" veya "Önlüksüz". O işin resmi olan tarafı. O beni pek ilgilendirmez.
Peki nedir bu insanlık mabedi? Hani şu masonların sürekli bahsettikleri "İnsanlık Mabedi"? Hani insanlık mabedini inşa etmeye çalışıyoruz diyorlar ya?
Elbette bu çok zor bir iş. Bunun için ne yapıyolar peki? Bu soruyu foruma ilk girdiğimde sormuştum. "Masonlar insanlık mabedini nasıl inşa edecekler?" diye bir soruydu. İsterseniz bakabilirsiniz. "Masonluk Hakkında Sorular ve Cevaplar" adlı bölümde hala duruyordur muhtemelen. 1.5 yıl kadar oldu bu soruyu soralı. O gün tatmin edici bir cevap alamamıştım. Ama forumda yeni olduğum için çekinmiyor da değildim hani. O gün için "Tamam" demiştim. "Öyle diyorsanız öyledir."
E bir masondan daha iyi bilecek halim yoktu ya. "Tamam" demeyip de ne yapsaydım?
Ama bugün bu sorunun cevabını az çok biliyorum. Ve bana kalırsa bu sorunun cevabı şöyle:
"Hayır, masonlar insanlık mabedini inşa falan edemeyecekler." Evet, bunu tüm içtenliğimle söylüyorum. Sitede bana katılmayan bir mason kardeşim varsa lütfen yorumunu esirgemesin.
E peki neden çalışıyorlar? Onun da cevabı da şu bana kalırsa:
"Uğrunda ölmek için."
Masonlar localarda sadece kendilerini ve "Kardeşlerini" o "İnsanlık Mabedine" "Taş" olarak koyuyorlar desek yanlış olur mu? Bence olmaz. Çünkü benim gördüğüm kadarıyla durum böyle.
Ha birde "yakın çevrelerini" diye ekleyim ki haklarını yemeyim değil mi? Uğraşıyorlar elbette. Çok çalışıyorlar. Kendilerini yetiştiriyorlar. Peki halk için ne yapıyorlar? İnsanlık mabedi halk olmadan düşünülebilir mi? Ya da temelsiz bir inşaat olur mu? Masonlar inşaat işçisi. Şüphesiz bu sorunun cevabını benden daha iyi biliyorlardır.
Evet, eleştirim haksız bir eleştiri. Kabul ediyorum. Ama aynı zamanda gerçekler. Masonların dünyayı değiştirmesini falan beklemiyorum. Ama yine de organizasyonlarını genişletebilirler.
Örneğin ülkede iki büyük loca daha var. Ö.M.B.L ve K.M.B.L Onlara "Gayrımuntazam Localar" diyorlar. Ne çirkin bir tabir. Onları neden dışlıyorlar? Çünkü masonluğun yasaları vardır. Ve diğer localar buna uymazlar.
Masonluk yobazlığa düşman bir kurumdur. Sürekli doğru bilginin peşinde koşarlar. Onu bulacaklarını umut ederek. Onlar için ecdatperestlik yoktur. Onlar için sürekli yol katetmek vardır? Onlar yobazlığa karşıdır. Mutaassıp değillerdir.
Peki gerçekten öyle mi? Acaba bazen onlar da karşı oldukları bu duruma düşmüyorlar mı? Örneğin kadınlar mason olamaz. Neden?
Çünkü operatif masonlukta kadın mı vardı?
Evet, forumdaki en mantıklı cevap budur. Henüz doyurucu bir cevap verilmemiştir bu soruya. Zaten hariciler de artık sormaktan bıkmıştır.
E burada bir çelişki yok mu? Onlar da kadın yoktu diye sizde de mi olmayacak? Bu bir bakıma atalarından gelen adeti devam ettirme. Evet, bunun adı ecdatperestlik. Ve doyurucu bir cevap verilene kadar da bunun adı benim için böyle kalacak.
Bazen savaştıkları şeylere kendileri düşüyorlar.
Peki yıllar önce düzenlenmiş bu anayasa da neyin nesi? Neden Ö.M.B.L'yi kendinizden saymıyorsunuz. Yoksa bilmiyor musunuz ki iki, hatta 3-4-5... farklı insanlık mabedi bir dünyaya fazla. Elbette biliyorsunuz.
Öyleyse nedir bu katı kurallar. Geçmişten kalma, sert ve katı kurallar. Sizin en çok eleştirdiğiniz de bu değil mi zaten? Öyleyse neden aynı hataya düşüyorsunuz?
Gün gelip gayrimuntazam localar birleşip bugünün muntazam localarını "gayrimuntazam" ilan ederlerse, acı acı gülerim. Evet, bunun olması zordur ama yine de "olmaz" diye bir şey yok. Belki olur, belki masonluğun resmiyeti el değiştirir. Ve bu kavramı kullanmaktan çekinmediğimi de belirtiyim.. "Masonluğun resmiyeti."
Cinsiyet ayrımı var, sert kurallar var, çoğunda teizm şartlanması var. Kötü insanları dışlamak var. Nerede özgürlük? Nerede özgür düşünce? Nerede kardeşlik?
"İyi insanı daha iyi insan yapmak!" Öyleyse kötü insanlar için gettolar kuralım? Kabul etmezsiniz elbette bu önerimi. Çünkü onlar da insandır. Ama onları dışlamakta da bir mahsur görmüyorsunuz. İnsanlık mabedi inşa olunacaksa bir tek taşı bile gözden kaçırmamalısınız. Çünkü her insan bir "Taş"tır ve insanlık mabedi, bütün taşları bir araya getirdiğinde tamamlanır. Masonluk baştan kendi kurallarıyla insanlık mabedinin önünü tıkıyor. İyi bir insan daha iyi bir insan olabilir ama kötü bir insan iyi bir insan olamaz. Doğrusu ilginç ve şaşırtıcı bir gerçekle karşı karşıya kalıyoruz burada.
Elbette bunlar eleştirilerim. Masonluğa karşı bir kin duyduğumdan böyle söylediğimi falan sanmayın sakın. Zaten yukarıda söylediklerim forumda çok kez tartışılmasına rağmen hiçbir zaman doyurucu cevaplar verilmemiş konular. Benim yaptığım aklıma gelenleri bir araya toplamak oldu. O kadar.
Masonluk, aydınlanmadır. Masonluk; ilimdir, bilimdir. Masonluk; hayatı anlamaya çalışmak, onu sanki yakalayacakmışçasına peşinden koşmaktır. Masonluk vazgeçmeden ilerlemektir. Ve gerçek bir mason olmak gerçekten zordur.
"Masonluk ulaşılamayan bir mertebedir." sözünü de ben bunu latife olarak kabul ediyorum. Etrafında "İyi insan" olarak tanınan herkes "gerçek bir mason"dur. Ama herkes tarafından aynı şekilde, "iyi" olarak tanınması koşuluyla tabii. Ki bu da çok zor bir şeydir.
Masonluğu seviyorum. Çok teknik konularını bilmem. Ama yine de seviyorum. Doğru yolda olduklarına da inanıyorum.
Bölümün başlığı "Bana Göre Masonluk" değil mi? İşte...
Bana göre masonluk böyle bir şey. Bu eleştirilerimin büyük konvanda dikkate alınmayacağını elbette biliyorum. Ama konuşmak, yazmak güzel.
Hatalarım varsa lütfen düzeltin. Umarım kimseyi de kızdırmamışımdır. Kimseyi kırmayacağı mı da umut ediyorum.
Saygılarımla...
MMT