Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: TAPINAK ŞÖVALYELERİNİN ÖCÜ  (Okunma sayısı 4476 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 27, 2009, 10:29:53 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Bir söylentiye göre; Jacques de Molay kazığa bağlanmış olarak kızartılarak yakılırken, kendisini izleyen Papa 5. Clementnus ile Fransa Kralı 4. Phillippe’e seslenmiş. Onları da yanına gelip kendisiyle birlikte ölmeye çağırmış.

Nitekim Jacques de Molay’ın idamından bir ay sonra, Papa 5. Clementhus dizanteriye yakalanıp öldü.

Birkaç ay sonra, Tapınak Şövalyeleri Tarikatı’nın ortadan kalkmasının asıl sorumlusu olan Kral 4. Philippe de ateşli bir hastalığa kapıldı ve kurtarılamadı.

Tarikatın ortadan kaldırılmasındaki baş rol oyuncularından Guillume de Nogaret ise zaten bir yıl önce ölmüştü.

4. Philippe ölünce, art arda Fransa kralı olan üç oğlu ile bir torunundan her biri tahtta pek kısa süre kalabildi. Hepsi de çok genç yaşta öldü. 4. Philippe’in soyu (Capet) bile sürdürülemedi. 1328 yılında Fransa Krallığı “Valois” hanedanına geçti.

Birbirini izleyen bu ölümleri, Tapınakçıların birtakım doğaüstü güçlerine ve 4. Philippe’in geldiği Capet hanedanının lânetlenmesine bağlayanlar çıktı. Onlara göre, büyü tuttu; hak yerini buldu.

Kimilerine göre; Tapınakçılar böylece öçlerini almış oldu.

Kimileri ise «Hayır!... Tapınak Şövalyelerinin öcü tümüyle alınmadı. Bu iş henüz sona ermedi. Gerek Fransa Krallığı gerekse Papalık ortadan kalkmadığı sürece Tapınakçıların kanı yerde kalmış sayılacaktır.» diyerek, çeşitli eylemlerde bulundu. Böylece, tarihin olağan akışını etkilediler; kendi eğilimleri yönünde değiştirmek istediler. Umulmadık olayların doğmasına yol açtılar.

Sonraki Fransa kralları bu söylentilere pek kulak asmadı. Tapınak Şövalyeleri ile bir alıp veremeyecekleri olmamıştı. 14. yüzyıl başında olanlar, Kral 4. Philippe’in bireysel sorunuydu. O da ölüp gitmişti. Sonraki krallar, kendilerinden çok önceki bir kralın yapıp etmelerinden sorumlu tutulamayacağı görüşündeydi. Kaldı ki, 4. Philippe’den önceki Fransa kralları Tapınak Şövalyelerini desteklemişti. İkinci Haçlı Seferinde başına türlü haller geldikten sonra bir daha bu şövalyelere hiç güvenmeyeceğini bar bar ilân eden 7. Louis bile... 4. Philippe tek istisnaydı. Üstelik ardından gelenler de kısa sürede göçüp gitmişti. Bambaşka bir soydan olanlar, tarihteki bu yanlış tutumdan ve bunun sonuçlarından ötürü sorumlu tutulamazdı.

Bu düşünce tarzında Fransa krallarının aslında söylentileri umursamadığı değil, biraz çekindikleri hatta korktukları, kendilerini savunmaya giriştikleri görülür. Çünkü Tapınak Şövalyeleri Tarikatı’nın ortadan kaldırılmasıyla bu şövalyelerin tümümün yok edilmiş olmadığını, üstelik etkinliklerini sürdürdüklerini ve gelecek için eylem hazırlıklarına giriştiklerini pek iyi biliyorlardı.

Buna karşın Tapınak Şövalyelerinin daha sonra belirgin bir eylemde bulundukları söylenemez.

1188 yılında Tapınakçılardan kopmuş olan Siyonistler sorulursa, ha bakın iste o iş başka...

Hoppala!... Nedir bu 1188 yılındaki kopma olayı? Bundan hiç söz etmemiştim değil mi?

Aslında pek ilginçtir ama bu bambaşka bir konu başlığı olmalı. Bunu bir yerime not alıp anlatmalıyım.

Şimdi olayı o tarihten 4,5 yüzyıl sonraya götüreyim.

1789 yılında patlayan Büyük Fransız Devrimi ile birlikte Fransa Krallığı ortadan kalkınca; bunu Tapınak Şövalyelerinin öcüne bağlayanlar çıktı. Bundan sonra sıranın papalığa geldiğini bile ileri sürdüler.

Nitekim Fransa’nın son kralı 16. Louis idam edildiğinde, kimliği bilinmeyen biri giyotin sehpasının üzerine fırlamış, kralın kesik başını eline alıp kaldırarak, «İşte şimdi öcün alındı Jacques de Molay!» diye bağırmıştı.

Bu olay, Büyük Fransız Devrimi’nin Tapınak Şövalyeleri ile bağlantısının açık seçik bir göstergesi sayıldı. Günümüzde bile bu devrimi, yüzyıllar boyunca varlığını gizlice sürdürmüş olan Tapınakçıların tezgâhlamış olduğuna inananlar var.

Öte yandan Tapınakçılar ile masonlar özdeşleştirilince, Büyük Fransız Devrimi Masonluğa da mal edildi. Zaten bu devrimde “Tapınakçıların öcü” diye bir sorun söz konusu olmasa bile bunu masonların yaptığı sürülmüştür.

Tüm bu iddialara bakılarak, acaba 18. yüzyılın ikinci yarısında Fransa başta olmak üzere Batı Avrupa’da Aydınlanma Çağı olarak anılan dönem doğarken, bu akımın oluşumunda da Tapınakçıların payının bulunduğu söylenebilir mi?... Tapınakçıların bir de İlluminati ile de bağlantısı kurulabilir mi?...




Ben bunlara burada yanıt vermiyor, o işi komplo teoricilerine bırakıyorum. Şimdi Tapınak Şövalyelerinin gerçekten suçlu olup olmadıklarının incelemesine geçeceğim.




ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 27, 2009, 03:37:44 ös
Yanıtla #1

Sayın Adam, İhtilalle birlikte yayınlanan Fransız insan hakları ve vatandaşlık bildigresi sunumunda piramit içindeki göz sembolizmi hakkında ne diyorsunuz?

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/a/a0/Declaration_of_Human_Rights.jpg
Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Aralık 27, 2009, 05:07:18 ös
Yanıtla #2
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bu forum alanındaki en büyük sıkntılarımdan biri, konu ile doğrudan bağlantılı olmayan (kimi zaman bütünüyle bağlantısız) bir görüş bildirilmesi, açıklama yapılması ya da soru iletilmesi...

Sayın Popperist'in sorusu da ne yazık ki bu kategoriye giriyor. (Tapınakçılarla bağlantılı olmak üzere Büyük Fransız Devrimi'nden söz etmiş olmam, konuyu oraya getirmek bakımından pek yetersiz hatta yanlış.)

Bununla birlikte bir simge olarak "ortasında göz yer alan üçgen"in, tarih boyunca ve günümüzde de birçok kurum ve örgüt tarafından çeşitli amaçlarla ve üzerinde kimi zaman benzer kimi zaman ise benzemez yorumlar yapılarak kullanıldığını belirtmek isterim. Bir diğer deyişle herhangi bir yerde bu simge kullanıldı diye onu hemen bir başka kurumla bağdaştırmak yanlış bir tutumdur; özellikle spekülatörlerin ve komplo teoricilerinin pek sık başvurdukları bir yöntemdir bu.

Sevgiler.

 

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 27, 2009, 09:13:30 ös
Yanıtla #3

Sayın Adam,

İlgili olmadığını düşünseydim sormazdım. İlgili olduğunu düşünüyorum, çünkü sizin yazınızın son paragrafıyla bu konuya ilk sizin değinmeniz nedeniyle aklıma gelen bir şey bu.

"Tüm bu iddialara bakılarak, acaba 18. yüzyılın ikinci yarısında Fransa başta olmak üzere Batı Avrupa’da Aydınlanma Çağı olarak anılan dönem doğarken, bu akımın oluşumunda da Tapınakçıların payının bulunduğu söylenebilir mi?... Tapınakçıların bir de İlluminati ile de bağlantısı kurulabilir mi?..."

Gördüğünüz gibi doğrudan ilgisi var. Kaldı ki devrim sonrasındaki Fransız önderlerinin de Mason olması ilgiyi daha da fazlalaştırıyor. Siz sadece bu konuyu komplo teoricilerine bırakmışsınız, yorum getirmemişsiniz. Ben yorum için sizi sıkıştırmak istedim biraz :). Ama ilgisiz olduğunu düşünmüyorum. Bir cevabınız yoksa, kısaca bilmiyorum diyebilirdiniz.

Saygılar.

Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Aralık 28, 2009, 07:51:43 öö
Yanıtla #4
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Yo, hayır!... Öyle değil...  Ancak konuları, kurumları, örgütleri ve kişileri birbirine karıştırmamaya çok özen göstermek gerekir.

Şöyle yapalım... Bir an için EKEİR'nin tarihçesinden uzaklaşalım. Tapınak Şövalyeleri Tarikatı 14. yüzyıl başlarından kapatılmış ama Tapınak Şövalyeleri şu ya da bu ad altında, şu ya da bu örgüte sığınarak çeşitli örgütlerin bünyesinde etkinliklerini sürdürmüşlerdir. Buna karşın artık bunların özgün Tapınak Şövalyeleri ile gerek örgütsel gerek öğretisel bağlantısı kurulamaz çünkü artık ne o tüm ekonomiye egemen olan organize güç vardır, ne kendilerine özgü askeri nitelikleri ne de inisyatik gelenekleri. Bilindiği kadarıyla tek bir yer hariç; o da İskoçya. Buna karşın diğer ülkelerde, özellikle Kıta Avrupasında birçok yeni doğan örgüt bu tarikatın bir tür geçmişine sahip çıkmaya çalışmıştır. 18. yüzyıla gelindiğinde, özellikle İskoç masonların ele geçirdiği Fransa'daki Masonluk ve ardından Almanya'daki Masonluğun büyük bölümü de buna katılır. Aydınlanma Çağına girildiğinde ortaya Masonlukla bağlantılı bağlantısız diğer birçok örgüt ve akım çıkar. Henüz Yeni Tapınakçılar ortaya çıkmamıştır; onlar 19. yüzyıl başlarını bekler ama özellikle Fransa ve Güney Almanya bölgelerindeki Aydınlanmışlar (İlluminati) ile diğer bazı kuruluşlar Tapınak Şövalyeleri'nden kalma birtakım öğeleri kendi öğretileri kapsamında kullanır. Bence bunların hepsi aslında birer özentidir. Olay bir yandan kralların ve benzeri egemenlerin tutumuna diğer yandan Katolik Kilisesi'ne karşı çıkmaktır. Ramsay'ın söylevinde adı geçmeden Tapınak Şövalyelerine değinildiğinin belirtilişi aslında yanlış anlaşılmıştır. Zaten öyle anlaşılması istenmiştir çünkü asıl olan Priéure de Sion örgütlenmesini açığa vurmamaktır. Unutmayalım ki, Tapınak Şövalyeleri Tarikatı'nın etkinlik kapsamı öncelikle ekonomik ve dolayısıyla politikti ama ülkelerin siyasal yapısına dokunulmaksızın, sadece tutarlı bir rejimin korunması uğruna. Priéure de Sion'un amacı ise ekonomik değil, doğrudan ve öncelikle politiktir; bu amaç ülkelerin sıırlarını değiştirip eski Kutsal Roma İmparatorluğu'nun yeniden kurulumuna yöneliktir; bir farkla ki, bu imparatorlukta Katolik Kilisesi'nin yeri yoktur. Sanırım yazılarımın sonraki bir aşamasında oraya da geleceğiz. Fransız aydınlanması kapsamında ortam düşünsel boyutta devrime doğru ilerlerken, bunun eyleme dönüşmesinde kimi masonların en ön planda olduğunu hiç kimse yadsımaz. Ancak beri yanda kimi masonların da kralcı olduğundan ve mason localarında bu nedenle çatışmalar çıktığından sonunda o tarihte Fransa Büyük doğusu'nun büyük üstadının da devrim ertesinde kaçıp adını değiştirerek saklandığından, buna karşın giyotine gitmekten kurtulamadığından söz eden pek çıkmaz. Dolayısıyla Büyük Fransız Devrimi'ni ne masonlara ne de onların gerisinde silik bir biçimde varlığını sürdüren Tapınak Şövalyelerine mal etmek bence pek yanlış olur.

Benim öylesini bir soruyu ortaya atışımın nedeni, komplo teoricilerinin ve spekülatörlerin gerek belgesel desteği olmaksızın gerekse bunun hem tarihin akışındaki gerçeklere ve akıl ile mantığa uyup uymadığına bakmaksızın bu tür iddiaları ileri sürmeleridir. Bunu yaparken de ellerine bir şey geçirirler; örneğin bir simge... Diyelim ki bu simge belli bir biçimde çizilen bir haç olsun. Sonra bunun hem Tapınakçılarda, hem İlluminati örgütlerinde, hem Masonlukta, bu arada bir de Büyük Fransız Devrimi'nde bir vesile ile kullanıldığını belirterek, hepsinin birbirleriyle bağlantılı, birinin ötekinin uzantısı olduğunu ileri sürerler.

Soru işte buydu... Böyle bir bağlantı kurulabilir mi? Bu doğru olur mu?

Sevgiler.

   
       
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 28, 2009, 10:09:19 ös
Yanıtla #5

Sayın ADAM, şüphelerimi giderdiniz. Teşekkür ederim.

Yeni şeyler de öğrendim.

Tapınakçılarla organik bağları olması muhtemel İskoç masonları, ve tapınakçılarla bağları olduğunu iddia eden özenti kuruluşlar. Yani artık ortada tapınakçılık yok, kendilerini ona isnad edenler ve geçmişinde bir dönem bağlantısı olabilenler var. Bunlar dahi Fransız devrimini desteklemiş olsa, bu yüne Tapınakçı kuruma mâl edilemez diyorsunuz.

Fransız devriminde, büyük üstad da dahil, bir kısım masonun kralcı olmasını da şimdi öğrendim.

Siyon tarikatının dünya devleti misyonu da ilgi çekici. Yazıları bekliyoruz.

Saygılar



Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
8 Yanıt
6943 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 20, 2009, 11:05:33 ös
Gönderen: Veritas
0 Yanıt
3429 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 10, 2009, 07:51:58 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3332 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 12, 2009, 07:40:00 öö
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
4756 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 13, 2009, 04:57:14 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2919 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 14, 2009, 08:28:16 öö
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
2711 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 02, 2009, 04:59:45 ös
Gönderen: aashooter
0 Yanıt
3452 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 22, 2009, 03:57:21 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
4071 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 02, 2012, 09:44:23 öö
Gönderen: ERDEM ATALAY
25 Yanıt
21151 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 22, 2014, 11:13:51 ös
Gönderen: moonlight
2 Yanıt
3278 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 15, 2015, 12:20:25 ös
Gönderen: akcanmd