Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Ne Degildir? => Diger => Konuyu başlatan: DaVinci - Şubat 24, 2008, 01:38:13 ös

Başlık: Sion Tarikatı
Gönderen: DaVinci - Şubat 24, 2008, 01:38:13 ös
Dünya 2000 yıldır Balık Burcu çağındaydı. Bu dönem aynı zamanda İsa'nın burcu olarak da biliniyor. 2000 yıl boyunca insana ne yapması gerektiği yüksek makamlarca söylendi, dinler damgasını vurdu bu çağa. 2000 yıl geçti, insanlık şimdi Kova Burcu çağında. Bu burca göre de insan gerçeği öğrenecek, kendi adına düşünme inisiyatifini elde edecek. 2000 yıllık Balık Burcu çağının ardından insanlığı rasyonalitenin egemen olacağı bir dönem bekliyor. Bu çağın da etkisi var mıdır, bilinmez ama bugün dünya hayal kırıklığı içinde yeni bir gelişmeyi tartışıyor. 2000 yıllık bir din temellerinden sarsılıyor. Tanrı, Mesih diye tarif ettiği Hıristiyanlık'ın kutsal yaratıcısı İsa'nın kimliğine ilişkin yeni tartışmalı tarihsel veriler ortaya çıkmaya başladı. Hıristiyanlık'a göre İsa hiç evlenmemişti, dolayısıyla bir nesli olamazdı. O bir Tanrı'ydı. Gel gelelim ortaya çıkan tartışmalar İsa'nın evlendiği ve bir neslinin olduğu yönünde.

Peki nereden çıktı bunlar? Dünyada en çok satanlar listelerinin birinci sırasında olan bir roman var: Da Vinci Şifresi. Bu kitap, Hıristiyanlığın İsa hakkındaki gerçekleri bilerek ve isteyerek çarpıttığını savunuyor. Hatta bu kitabın yazarı Dan Brown'un da katkısıyla Amerikan ABS televizyonunda yayınlanan bir belgesel program ortalığı karıştırmaya yetti de arttı bile. Belgeselde, İsa'nın evlendiği kadının Magdalalı Meryem olduğu ve nesillerinin bulunduğu iddiası gündemi altüst etti. İsa ve Hıristiyanlık hakkındaki bu yeni tartışmalar hiç de öyle bir roman içinde kalacak, kurgusal iddialar değil. Çünkü Dan Brown kitabının en başında bugün için bile tüm insanlığı polisiye öykülere taş çıkartacak bir yolculuğa çıkaracak haberi veriyordu: "Sion Tarikatı 1099 yılında kurulmuş olan gizli bir Avrupa cemiyetidir ve gerçek bir topluluktur. 1975 yılında, Paris Milli Kütüphanesi; Sir Isaac Newton, Botticelli, Victor Hugo ve Leonardo da Vinci de dahil olmak üzere, Sion Tarikatı'nın sayısız üyelerinin isimlerini içeren, Les Dossiers Secrets diye bilinen parşömenleri ortaya çıkarmıştır."



İsa'nın kızı kaçırılıyor
Bugün Da Vinci Şifresi'nde yazılan bilgiler, tarihsel tartışmalara götürüyor insanlığı. Hıristiyanların hiç evlenmediğine kutsal bir ayet gibi inandığı İsa aslında evliydi. Karısı da * olarak tanımlanan Magdalalı Meryem'di. Hatta İsa çarmıha gerildiği sırada Meryem kızları Sarah'a hamileydi. İsa'nın doğmamış çocuğu ve Magdalalı Meryem, neslinin korunması için kutsal topraklardan kaçtı. Tarihte hep sır isim olarak zikredilen Arimatea'lı Yusuf devreye girdi. Meryem'i gizlice Fransa'ya getirildi. Oradaki Yahudiler arasında kendine sığınacak güvenli bir yer bulundu. Kızını da burada doğurdu. Sarah, İsa'nın ilk çocuğu olarak, İsa neslini çoğaltacak bir kadın olarak, Fransa topraklarında yaşama gözünü açtı. İşte olaylar zinciri de bu noktadan sonra başladı. İsa ile ilgili gerçekleri gizlediği iddia edilen Roma Kilisesi, İsa'nın neslinin artmasından, İsa ve Magdalalı Meryem sırrının açığa çıkmasından ve temel Katolik öğretilerine meydan okunmasından korkuyordu. Bugünkü Vatikan'ın, o dönemdeki Roma Kilisesi'nin tüm engellerine rağmen İsa'nın nesli çoğalmaya devam etti. 15. yüzyıla kadar bu nesil gizlice çoğalmıştı. Ancak bu tarihte İsa'nın neslinin son temsilcisi, Fransız asillerinden biriyle evlendi. Merovingian hanedanı diye bilinen İsa'dan gelme bir soy oluştu. Vatikan, bu soyu yok etmek için türlü çabalar içine girdi. İşte bu krallıkta bir isim öne çıktı: Kral Dagobert. Dagobert Merovingian kralıydı. Yani İsa'nın neslini temsil eden hanedanlığın da kralı. 17. yüzyıl sonunda bu hanedanlık yok olma aşamasına geldi. Dagobert öldürüldü. Oğlu Sigisbert kaçmayı başardı. Aileye sonradan bir isim eklendi. Godefroi de Bouillon. İşte İsa'nın sırrı bu isimle birlikte bir gizli cemiyetin himayesine girdi.


Son temsilci
İsa'nın bu sırrını koruyan Sion tarikatı kuruldu. İsa'nın neslinden olan Merovingianların bugün soyunu temsil eden soyadları ise Plantard ve Saint Clair. Bu soyadları tarikat tarafından yıllarca korundu. İsa soyunun son temsilcisi bugün hayatta. Fransa'da yaşıyor ve tarikat tarafından gizlice korunuyor. İsmi ise Pierre Plantard de Saint Clair. Bu isim Dan Brown'un kitabında yazmıyor. Ancak 80'lerden bu yana Hıristiyanlık ve Vatikan'la ilgili araştırmaları olan Aytunç Altındal bu ismi Tempo'ya açıkladı. Son olarak Gül ve Haç Kardeşliği adlı kitabı da yayımlanan Altındal için Türkiye'nin Dan Brown'u demek yanlış olmaz. Altındal, İsa'nın torunu, neslin son temsilcisi Saint Clair ile ilgili ise şunları anlatıyor: "Pierre Plantard de St. Clair. İkinci Dünya Savaşı sırasında adamı Almanya'da aramaya başlıyorlar. Paris'te oturuyor. Hemen Londra'ya kaçırıyorlar. Adamı Londra'da saklıyorlar. Savaş bitince geliyor. 1945'den itibaren de AB'nin kurulması meselesinde, Sion tarikatı yeraltından çıkıyor. Sion tarikatının elindeki, İsa'yla ilgili dosyalar birden bire devlet arşivinde bulunuyor." Altındal'ın verdiği bilgiye göre İsa soyunun son temsilcisi 88 yaşında şu an ve Paris'te yaşıyor. İsa'nın kimliğiyle ilgili bu şaşırtıcı bilgiler, binlerce yıldır şifreler, gizli oluşumlar, cinayetler ve entrikalar arasında taşınıp durmuş. Tapınak Şövalyeleri, Sion tarikatı, Gül ve Haç Kardeşliği diye bilinen gizli örgütler, İsa'nın sırrını saklamak ve yüzlerce yıl Vatikan'a kaptırmamak için çalışıyorlar. Tartışmalı da olsa 25 Aralık İsa'nın doğum günü. 2000 yılın bittiği yeni bir çağın da içindeyiz artık. Sion Tarikatı bu gerçekleri açıklamaya hazırlanıyor. Hem Dan Brown bu bilgiyi kitabında yazıyor, hem de Aytunç Altındal bunun altını çiziyor. Altındal, tarikatın şifreleme sistemine göre bugünkü Papa'nın ölmesini beklediklerini söylüyor. Ölümünün ardından da gizli belgeler gün yüzüne çıkarılacak ve İsa gerçekleri ortaya konacak. Dolayısıyla binlerce yıldır Vatikan'la bu gizli tarikatlar arasında yaşanan çatışma da Vatikan'ın aleyhine sonuçlanmış olacak. Bu tarikatın içinde Victor Hugo, Leonardo da Vinci, Isaac Newton, Botticelli gibi ünlü sanatçılar da var. Her biri bu tarikatın üyesi olmuşlar. Eserlerine İsa gerçeğiyle ilgili gizli şifrelerini koymuşlar. Bir dönem Sion Tarikatı başkanlığını da yaptığı ortaya çıkan Leonardo da Vinci'in Son Akşam Yemeği tablosu bugün yeniden tartışılıyor. Çünkü 13 havari ve İsa olarak bilinen tablodaki karakterlerin 13'üncüsü meğer Magdalalı Meryem'miş. Aslında tüm bunları anlayabilmek için tarihin başına dönmek gerek. Hıristiyanlık tarihi için önemli bir isim olan Constantin'in Hıristiyanlık dinini seçtiği tarihe... 325 yılında Constantin'in emriyle İznik'te toplanan Konsey'de, İsa'nın Tanrı olarak görülmesine karar veriliyor ve İsa'yı insan ve evli olarak tanımlayan İncil'ler yok ediliyor. Dan Brown bu tarihi gerçeği romanında şu satırlarla aktarıyor: "İsa'nın çarmıha gerilmesinden üç yüzyıl sonra, İsa müritleri katlanarak artıyordu. Hıristiyanlarla paganlar savaşmaya başlamışlardı ve anlaşmazlık o boyutlara gelmişti ki, Roma'yı ikiye bölmekle tehdit ediyordu. Constantin de bir şeyler yapılması gerektiğine karar verdi. 325 yılında Roma'yı tek bin din altında birleştirmeye karar verdi. Hıristiyan sembollerinde pagan dinine ait izler vardır. Mısırlıların güneş çemberleri, Katolik azizlerin haleleri oldu. İsis'in mucizevi bir şekilde gebe kaldığı oğlu Horus'u emzirdiğini gösteren çizimler, Bakire Meryem’in Bebek İsa'yı emzirdiği modern sahnelere dönüştü. Constantin Hıristiyan geleneğini sağlamlaştırmak için İznik Konseyi adlı ekümenik toplantı düzenlendi. Tarihin o anına kadar Mesih, müritleri tarafından ölümlü bir peygamber olarak kabul ediliyordu. Mesih'in Tanrı’nın oğlu olduğu İznik Konseyi'nde teklif edilmiş ve kabul edilmişti."


Batı dünyası tartışıyor
İsa'nın Maria Magdalena ile evli ve çocukları olduğu konusu son 2 yıldır tüm Batı dünyasında sıkça tartışılmaya başlandı. Margaret George'un 2002 yılında satış rekoru kıran 'Magdalalı Denilen Meryem' adlı kitabı Katolikler arasında yeni taraftarlar oluşmasına bile neden oldu. Bu arada Wachowski kardeşler Matrix Reloaded'da etrafını Kâse'ye benzer kadehlerle çevreledikleri kötü adama Merovingian ismini verdiler. Yani İsa'nın soyunu temsil eden hanedanlığın ismi. Bu arada Mel Gibson'ın yakında gösterime girecek olan 'İsa' filminde de Monica Bellucci Magdalalı Meryem'i oynayacak. Newsweek Dergisi geçen haftalarda "İncil'in kaybolmuş hikâyeleri" başlıklı bir haber yayımladı. Haber eski metinleri yeniden inceleyen Amerikalı kadın araştırmacıların görüşüne yer veriyordu. Buna göre Magdalalı bir hayat kadını değildi, İsa'nın eşiydi. Chicago'daki DePaul Üniversitesi profesörlerinden John Dominic Crossan da Dan Brown gibi Magdalalı'nın İsa'nın eşi olduğunu savunanlardan. Bu arada ABD'de ABC televizyonunda gösterilen 'Jesus, Mary ve da Vinci' adlı belgeselde, İsa'nın Magdalalı Meryem'le evliliği, Leonardo da Vinci'nin gizli bir tarikat üyesi olduğu, 'Son Yemek' adlı tablosundaki sembollerle bu evliliği anlattığı öne sürüldü.


Sion - Gül Haç tarikatı
Hıristiyanlık içinde yer alan ancak agnostik Hıristiyanlar olarak tanımlanan gizli oluşumlar özü itibarıyla aynı. Tapınak Şövalyeleri, Sion Tarikatı ve Gül Haç kardeşliği gibi isimler altında bulunmuşlar. Günümüzdeki isimleri Gül Haç Tarikatı. Sion Tarikatı'nın kuruluşu 1099 yılı olarak biliniyor. Gül Haç Tarikatı'nın ilk ismine 17. yüzyılda Fama Fraternatis'te, Confessio Fraternatis ve The Chemical Wedding of Christian RosenKreuz'da rastlanıyor. Bu devirde yazılan ve Rosy Cross Manifestoları olarak bilinen üç eser bir Hıristiyan olan Rossy Cross'dan ve alegorik bir efsaneden ve bir manifestodan bahsediyor. Almanya'da 1378'de doğan Rosy Cross, Anadolu'ya ve kutsal topraklara gitmiş 106 yaşında 1484'te ölmüştür. Bu eserler simya ile, gizli bilimle ve tıpla uğraşan kiliseye karşı olan gizli bir topluluğun varlığından dem vurur. Eserlerde masonik sembolizm ve dolaylı anlatım kullanılır. Boyle ve Leonardo da Vinci'den, Isaac Newton'a kadar pek çok bilim insanın bu gizli örgüte üye olduğu ve bu örgüt sayesinde kendini geliştirdiği biliniyor. Örgütün tüm özellikleri masoniktir ve Tapınak Şövalyeleri ile ilişkileri olduğuna kesin gözüyle bakılıyor.


Türkiye'deki temsilci kim?
Bu gizli tarikatın halen var olduğu da iddialar arasında. Araştırmacı Aytunç Altındal, Gül ve Haç Tarikatı'nın bir dönem İstanbul Teşvikiye'deki İzmir Apartmanı'nda merkezi olduğunu, bunu gördüğü belgelere dayandırdığını söylüyor. 1960'larda Türkiye'deki isim Cemal Birik. Altındal, son 15 yıldır da bu örgütün temsilciliğini ünlü bir avukatın yürüttüğünü öne sürüyor.


Tutkun AKBAŞ

Tempo dergısınden alınmıstır.
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: DaVinci - Şubat 24, 2008, 01:53:14 ös
Benım şöyle bir sorum olacak.Tapınak şövalyelerı sion tarikatının askeri kanadı ve tapınak şövalyelerının devamı da masonlar olarak ortaya cıkıyor.peki sion tarikatı ile masonluk arasında bir bağ varmıdır?

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: Santander - Şubat 24, 2008, 07:01:46 ös
Sn.Davinci
Hesaplarıma göre dünyanın benim burcum olan aslana geçmesi için 14.000 yıla ihtiyacı var baya beklememiz gerekecek.Ayrıca balıktan sonra koç geliyor neden geriye gidildi?
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: DaVinci - Şubat 24, 2008, 10:22:04 ös
Sn.sandanter aslan icin 14.000 yil varsa benim burcum olan yengec icin baya var demekki... :D.ikinci sorunuza gelince arastirip size cevap verebilirim...
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: blossom - Şubat 24, 2008, 10:59:40 ös
Koç yazacaklarmış ama sanırım yanlışlıkla kova yazmışlar. Balık burcu dini temsil ettiği için bence gereksiz bir ayrıntı yazıya eklenmiş. Tabii sözüm Sn. DaVinci' ye değil. Sion tarikatının Masonik olmadığını biliyordum. Öyle olduğunu da sanmıyorum açıkçası.
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: blossom - Şubat 24, 2008, 11:00:32 ös
Sion Tarikatı, (İngilizce: Priory of Sion, Fransızca: Prieuré de Sion) çeşitli komplo teorilerinde adı geçen, bin yıllık olduğu iddia edilen, gizli politik ve dini örgüt. Yakın dönemde Dan Brown'un Da Vinci Şifresi kitabıyla tekrar gündeme gelmiştir.

1956 Sion Tarikatı

1956'da Fransız tacında hak iddia eden Pierre Plantard tarafından Sion Tarikatı isimli bir örgüt kuruldu. Sion Tarikatı Fransız yasaları gereği 20 Temmuz 1956'da resmi olarak kayıt edildi. Plantard bu örgütü kraliyet destekçisi bir mason locası olarak kurmuştu. Örgütün monarşinin desteklenmesinde ve kendisinin kral olmasında etkili olacağını umuyordu.

Örgüt ismini Kudüs'teki Sion Dağı'ndan alır. Ayrıca Fransa'nın Annemasse bölgesinde de aynı isimli bir tepe bulunmaktadır. Kudüs'teki Sion Dağı daha önce de bazı dini kuruluş ve tarikatlar tarafından kullanılmıştır.

Bazı ezoterik tarihçiler, tartışmalı filozoflardan Sicilya'lı Julius Evola'nın fikirlerinin, Pierre Plantard'ın iddialarına temel teşkil ettiğini düşünmektedirler. Bu örgütün tarihi kökenleriyle ilgili iddialar ve kanıtlar bir çok önemli tarihçi ve akademisyeni tatmin etmemiş, sonradan örgütün kökenleri ile ilgili bazı kanıtların Plantard ve arkadaşları tarafından Fransa'nın çeşitli yerlerine yerleştirildiği ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte komplo teorisyenleri örgütün varlığı ve gücü konusunda ısrarcıdırlar.

Kaynak: wikipedia
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: DaVinci - Şubat 24, 2008, 11:19:18 ös
Sn. blossom benim anlamadigim bazi kaynaklarda sion tarikati ile ilgili olarak isa nin soyunu korumak icin kurulmus bir orgut olarak gosteriliyor ve sizin sundugunuz kaynakta 1956 yilinda fransa da kuruldugu soyleniyor.Ama sanirim mason localari ile baglantilari devam ediyor....

Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: blossom - Şubat 24, 2008, 11:23:43 ös
Sn. blossom benim anlamadigim bazi kaynaklarda sion tarikati ile ilgili olarak isa nin soyunu korumak icin kurulmus bir orgut olarak gosteriliyor ve sizin sundugunuz kaynakta 1956 yilinda fransa da kuruldugu soyleniyor.Ama sanirim mason localari ile baglantilari devam ediyor....


Dediğiniz gibi aslında Hz. İsa' nın ölümünden beri var olan bir tarikat, 1956' da "sanırım" Hz. İsa' nın soyunun devamının Fransa' da olduğu vurgusu yapılmak için bir girişim olmuş olabilir. Ama şu terski, Sion tarikatı adı ile bir Mason locası kurulmuş olamaz, "tarikat" ismi hasebiyle...
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: DaVinci - Şubat 24, 2008, 11:36:36 ös
evet bence de bir loca kurulmamistir.Ama sion tarikatina mensup kisiler herbiri ayri mason localarina uye olmuslardir sanirim.
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: blossom - Şubat 24, 2008, 11:45:04 ös
evet bence de bir loca kurulmamistir.Ama sion tarikatina mensup kisiler herbiri ayri mason localarina uye olmuslardir sanirim.
Tabii ki, bu dediğiniz olabilir Sn. DaVinci...
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: DaVinci - Şubat 25, 2008, 09:32:26 öö
Sn.blossom   Sn. mason nun daha once tapinak sovalyeleri ile ilgili forumda yazdigi bir yazi var.butun tapinak sovalyeleri birer masondur ve york ritinin en ust(ozel secılmıs) kısmındakı masonlardan olusur dıye yazmıs Sn.mason.Tapınak sovalyelerı de sion tarikatının askeri kanadı olarak dusunursek sion tarikatına mensup kısıler bırer mason olmuslardır.

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: blossom - Şubat 25, 2008, 10:04:54 öö
Sn. DaVinci,
Acaba neden Dan Brown bundan kitabında bahsetmedi? Bilmiyorum, eğer bahsettiğiniz gibi bir durum olsa idi kitapta bahsetmez miydi?
Saygılarımla,
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: DaVinci - Şubat 25, 2008, 10:25:06 öö
Sn.blossom ,Dan Brown kıtabında tapınak sovalyelerını sion tarikatının askeri kanadı olarak anlatıyor.hatta tapınak sovalyelerının papanın emrıyle 13 ekım sanırım cuma gunu hepsını öldürtüyor ve bu da herkezın bıldıgı gıbı 13.cuma olarak tarihe geçiyor.tabii tapınakcılar öldürülünce sion tarikatı  tapınakcılarının devamını getırdıler sanırım...

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: blossom - Şubat 25, 2008, 10:35:46 öö
Sn.blossom ,Dan Brown kıtabında tapınak sovalyelerını sion tarikatının askeri kanadı olarak anlatıyor.hatta tapınak sovalyelerının papanın emrıyle 13 ekım sanırım cuma gunu hepsını öldürtüyor ve bu da herkezın bıldıgı gıbı 13.cuma olarak tarihe geçiyor.tabii tapınakcılar öldürülünce sion tarikatı  tapınakcılarının devamını getırdıler sanırım...

Saygılarımla...
Biliyorum Sn. DaVinci bu bahsettiklerinizden. Ama Mason kelimesinin geçmemesi ilginç geliyor. Templiye şövalyelerinin de Mason oldukları doğru fakat onlar sonradan Mason olmadılar mı?
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: DaVinci - Şubat 25, 2008, 10:41:00 öö
Sn.blossom evet sonradan mason oldukları dogru sanırım.Ama şöyle düşünebilirmiyiz acaba tapınakcıların ve sion tarikatının sırlarını masonlar mı devam ettırıyorlar?
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: blossom - Şubat 25, 2008, 10:44:09 öö
Sn.blossom evet sonradan mason oldukları dogru sanırım.Ama şöyle düşünebilirmiyiz acaba tapınakcıların ve sion tarikatının sırlarını masonlar mı devam ettırıyorlar?
Eğer dediğiniz gibi olursa Masonik öğretiye ters düşer ve Masonlar birer tarikatçı olurlar. Bilemiyorum Masonik sırlar nelerdir, belki de sadece Templiyelilere ve Sion tarikatına ait sırları saklıyor olabilirler. Ama bence Masonları Sion' dan ayrıran, tarikat kelimesi...
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: DaVinci - Şubat 25, 2008, 10:50:51 öö
evet Sn.blossom dedıgınız dogru masonları sıonlardan ayıran tarıkat kelımesı kesınlıkle dogru.Ama masonların tarıkatcı olmadıkları kesın...
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: blossom - Şubat 25, 2008, 10:54:43 öö
evet Sn.blossom dedıgınız dogru masonları sıonlardan ayıran tarıkat kelımesı kesınlıkle dogru.Ama masonların tarıkatcı olmadıkları kesın...
Mutlaka bir ilişki olmuştur aralarında vakti zamanında, tıpkı illuminati kardeşleri ile olduğu gibi. Ama Masonlar tarikatçı değiller, dolayısı ile alakaları olamaz...
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: DaVinci - Şubat 25, 2008, 10:58:46 öö
evet katılıyorum Sn.blossom masonların tarıkatcı olmadıklarına.
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: blossom - Şubat 25, 2008, 11:00:20 öö
evet katılıyorum Sn.blossom masonların tarıkatcı olmadıklarına.
Sn. DaVinci, Mason üyelerimizin yine de bu konuya olan cevabını merak ediyorum ben...
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: DaVinci - Şubat 25, 2008, 11:12:23 öö
Mutlaka bir ilişki olmuştur aralarında vakti zamanında, tıpkı illuminati kardeşleri ile olduğu gibi. Ama Masonlar tarikatçı değiller, dolayısı ile alakaları olamaz...
[/quote]

illuminati yı  mason olanlar almanya da kılıseye karsı olarak kurmus sanırım ve kurdukları bu toplulukta derece sıstemı masonlarla aynı....
 
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: blossom - Şubat 25, 2008, 12:59:23 ös
Mutlaka bir ilişki olmuştur aralarında vakti zamanında, tıpkı illuminati kardeşleri ile olduğu gibi. Ama Masonlar tarikatçı değiller, dolayısı ile alakaları olamaz...

illuminati yı  mason olanlar almanya da kılıseye karsı olarak kurmus sanırım ve kurdukları bu toplulukta derece sıstemı masonlarla aynı....
 
[/quote]
Evet, haklısınız. Fakat daha sonrasında Masonlar illuminati kardeşliğinden uzak kalmayı tercih etmişler. Bunula ilgili bir açıklamayı Sn. MASON yapmış idi...
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: DaVinci - Şubat 25, 2008, 01:05:12 ös
evet biliyorum....
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: blossom - Şubat 25, 2008, 03:08:56 ös
evet biliyorum....
Sion tarikatı ile Masonluk sanırım oldukça birbirine karıştırılan cemiyetler. Ama dediğim gibi bunu en net Mason muhteremler cevaplayabilir. Arama yaptım ama sanırım birşeyleri gözden kaçırdım yine :D
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: DaVinci - Şubat 25, 2008, 03:21:41 ös
galiba birbirine karistirilmasinin sebeplerinden bir tanesi de iki grubunun da sırlarının olmasıdır belkı de.
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: blossom - Şubat 25, 2008, 03:32:46 ös
galiba birbirine karistirilmasinin sebeplerinden bir tanesi de iki grubunun da sırlarının olmasıdır belkı de.
Birazda Masonluğa karşı ön yargılardan da kaynaklanıyor...
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: lucifer - Şubat 25, 2008, 04:50:54 ös
Benim fikrim dan Brown burada  hayal gücünü kullanarak bıraz kitabına macera katmıs zaten bunuda kitapta açıkca belırtıyor. sıon tarıkatının kiliseyle karsıt bırer dusunce sıstemı oldukları açıkca ortada. sion tarikatıisanın bılgılerını yıllardır gunumuze kadar kilise ortamından saklamıslardır. Dan Brown davincinin şifresinde kiliseyle tapınak sovalyelerının eskılerden aralarında anlaştıklarında ve tapınak sovalyelerının bu bılgılerı ortaya çıkarmayacağı ve kilisenınde onları tehdıt etmeyeceğini anlatıyo. ve kilise son zamanlardakı olaylardan dolayı Tapınak sovalyelerının yanı sıon tarıkatının bu belgeşlerı ortaya çıkararak kilise ınancını sarsacağından korkuo. kitapta bunu anlatan hıkayede var. yalnıs hatırlamıyorsam.

Sion tarikatı ve mason arasındakı olaysa. Sion tarikatı uyelrı sonradan mason olmuslardır. bılgı bırıkımıme gore sıon tarıkatı sırlarını masonlarla paylasırlardı. yanı masonlar sion tarıkatının tum sırlarına ortaktı.Fakat masonlar hiç bir sırlarını sion tarıkatıyla paylasmayarak gizliliklerine nekadar bağlı ve erdemlı durusuyla onem verdıklerını gostyerdıler. siın tarikatı kurulduğu zamanlarda masonların kendı localarına geçeceğini ve kendı aralarında yenı bir topluluk olusturacaklarına ınanıyorlardı. fakat olaylar pekte sion tarikatıonın beklediği gibi olmadı. daha çok sion tarikatına uye olan kısıler masonluğa geçtiler
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: lucifer - Şubat 25, 2008, 04:54:32 ös
Dan Brownun Davincinin sifresi adlı kıtabındakı bılgılerın Magdadalı meryemın gercektende sıon tarıkatının dediği gıbı doru olup olmadığına ve o kıtaptakı anlatılanların doruluk sevıyesını belırtcek bır Üstyadımızın formda bilgilerini paylaşması iyi olurdu dıye dusunuyorum sevgili kardeslerim
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: Don Corleone - Nisan 15, 2008, 01:23:58 ös
slm herkese saçma bir soru olabilir ama sion tarikatı varlıgını devam ettiriyormudur  ?
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: blossom - Nisan 15, 2008, 02:19:06 ös
slm herkese saçma bir soru olabilir ama sion tarikatı varlıgını devam ettiriyormudur  ?

Sayın DaVinci' nin Tempo dergisinden alıntı yaptığı yazısında da belirttiği gibi, Sion tarikatının halen var olduğu iddiası var. Açıkçası bende halen var olduğunu düşünmekteyim...
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: ahu - Nisan 15, 2008, 07:53:40 ös
Bende Sion tarikatının varlığını sürdürdüğüne inanmaktayım.
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: Don Corleone - Nisan 16, 2008, 06:24:56 ös
yazıyı okudum varlıgını sürdürdügüne eminim ama hiç bir iz bulamadim gerçegi söylemek gerekirse bu tarikata girmeyi isterdim
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: Barbaros - Ekim 11, 2008, 01:37:06 ös
İsa 25 Aralıkta doğduğuna göre balık burcu yerine oğlak burcu olmuyor mu?
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 11, 2008, 02:29:44 ös
İsa 25 Aralıkta doğduğuna göre balık burcu yerine oğlak burcu olmuyor mu?

Yaniliyorsunuz Sayin Barbaros; musaadenizle bildigim kadariyla Isa'nin dogumu baz alinmamis olup yasadigi donem itibariyle belirlenmis yillar arasindaki sureyi kapsayan ve adi uzerinde de belirtildigi gibi Cag olarak Balik burcu baglaminda kastedildigini saniyorum. Yine biliniyor ki, yaklasik olarak 150 ila 200 yil sonra bu cag sona erip beklenen Kova cagina dogru gecis yapilacaktir.

Bilginize sunulur (:
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: Fraternis - Ekim 12, 2008, 03:03:08 ös
Sion Tarikatı nasıl kurulmuş neden ikiye ayrılmış (Fransız-İngiliz çekişmesi) ve neden İsa'nın soyunu korumaya almış. Madem İsa'nın soyunu koruyor aklı başına neden 1000 yıl sonra gelir bir tarikatın isteyince bu kadar güclü olabiliyorsa heryere nufüz edebilen bir yapısı bıdısı dıdısı varsa neden bekliyor. Benim kanaatim bu tip yapılanmalar politik haklar kazanmaya yönelik kurulur. İşin hamuruna farklı bir dini söylem (İsa'nın soyu=Tanrının oğlu/ Tıpkı Eski Ortadogu-Mısır yöneticilerinin başvurduğu hikaye) ile bir efsane sokulur sonra gidip Kudüs'ün prensi oluverirsiniz kendinizi koruması içinde bodyguard olarak bir sınıfa ekonomik ve siyasi ayrıcalıklar tanınmasına göz yumabilirsiniz. Sion tarikatı ve Tapınak Şovalyeleri Avrupa'nın ve Orta Dogunun ekonomik hayatında farklılık yaratmış kıtalararası ticeret ve bankacılık sektörünün öncüsü olmuşlardır. bugünde İsviçre gibi ülkeler kayıtdışı paraların %30 'unu alarak zenginleşiyorlar. Bu tarikatte Avrupa'lı prenslere faizli para vermiş üçkağıtçı prenslerde parayı ödememek için tarikatı ortadan kaldırmaya çalışmışlar.

Buraya kadar sıkıcı söylemler. Gerçekte Sion Tarikatı ve Tapınakçılarda neler vardı. Sır İsa'nın soyumu yoksa varlığına, kişiliğine ilişkin farklı yazılar mıydı? Hiram Anahtarı yazarları bu soruyu kendilerine sormuşlar vardıkları sonuçlar bilinen İsa'nın varlığını, kişiliğini farklı sonuçlar ile sunmuşlar. Yazarlara göre İsa zaten bir tarikat üyesiydi ve bu tarikatın lideri Vaftizci Yahya idi. Çarmıh olayında can veren İsa değil, Yahya iken İsa' bu olaydan sonra tek lider konumuna yükselmiş, tarikatın yapısında değişikliklere gitmiş daha önce kapalı bir yaşam tarzı süren tarikat üyelerinin bir kısmı bu yeni düzene karşı çıkmış ve İsa'dan kurtulmak istemiştir. Daha ayrıntılı bilgilere kitaptan erişilebilir.
Bu kitapta yazan senaryolar gerçek tarihle ne ölçüde uyum gösterebilir. İsa'nın inancını Grek coğrafyasına yaymak oradanda egemen din olarak emperyal sistemde Dünya dini konumuna erişmek gibi bir amacı taşımakta mıydı? Yoksa yerel bir tarikat tek derdi İsrail halkı üzerinde yaşanan sorunlara (Roma hakimiyeti dönemi) ve bu sorunların kaynağı olarak gördükleri egemen sınıf iktidar ( Roma ile iş birliği yapmakla suçlanıyorlar) ile mücadele edip iktidarı kendi şaşmaz öğretileri yoluyla ele geçirip ülkelerini ''eski  doğru'' inançlarıyla yönetmeyi amaçlıyan bu doğrultuda suikastler düzenleyen ekonomik iş birlikteliklerine açılan bir örgüt müydü? Sanırım bu soruların cevapları bulunursa Sion Tarikatı daha net anlaşılır hale gelecektir. Davinci Şifresi kitabında anlatılan kaynağı Kutsal Kan Kutsal Kase kitabı olan veriler ne kadar doğru ve geçmişi ne derece yansıtıyor ancak böyle çözülebilir.
Yazdıklarım kimseyi incitmek için değildir anlatılandan farklı görüşleri de tartışabilmek içindir.
Sevgi ve Saygılarımla.
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 12, 2008, 03:21:23 ös
Cok dogru soyluyorsunuz Sayin Fraternis; herkes derken kesim olarak kastediyorum, cikar ve yayilma pesinde olduklari icin orgutlenme adi altinda birsekilde varliklarini devam ettirme pesindeler, bu gunumuzun bariz bir gercegidir. Ancak belki de olmasi gereken turdendirler. Olayin bu tarafi beni ilgilendirmiyor cunku herkes kendi fikrinde ozgurdur, bu kesim anlaminda da dusunulebilinir. Adam orgut kurmak ve yayilmak istiyorsa tabiki, ama taraftarlarinin mesuliyetini de uzerine almis demek anlamina gelecegi icin bunun bedelini bizzat kendisi odeyecektir. Bunun hangi baglamda soyledigim tartisilabilinir. Cunku hangi duzen hangi dusunce egemendir bu dunyada ?

Yine Isa'nin Tanrisalligi konusunda her inanc kendi bunyesinde farkli bir dusunce barindirmaktadir. Kabul ediliyor ki, Isa'ya inanmak zorunlu degildir. Hur irade ve serbest dusunme paralelinde ozgur iradeye hukmetmeme olayi gecerli kilindigindan her kafadan bir ses cikmasi deyim yerindeyse, mumkundur :)

Ancak yukarda da belirttigim gibi bir tek Gercek vardir ve herkes ona farkli acilardan bakmaktadir, bunun icin de dogal olarak farkli dusunceler uretilmektedir. Ama herkesin urettigi dusunce, kurdugu orgut ve yonettigi Insan baglaminda onemle dile getirmek isterim ki; '' veballeri cok agir olacaktir '':

Saygilarimla,
Başlık: Ynt: SİON TARİKATI
Gönderen: Quantum - Mart 11, 2009, 05:18:45 öö
Benim kişisel görüşüm şudur ki; Dan Brown, aşırı Amerikan şovenisti, ırkçı ve faşist bir yazardır. Eserlerinde hiç bir edebi incelik ve derinlik yoktur. Kendisi sadece insanların çok ilgi duyduğu din, tarih, mistisizm gibi konuları nakite çevirme konusunda yeteneklidir. Mesela bir "Dijital Kale" romanını okuduysanız, (bu adamın yazdıklarına roman demek de, gerçek yazarlara hakaret gibi ama neyse) kitabın baştan aşağı reklamla dolu olduğunu görürsünüz. Yazdıklarında Amerikan yapımı, pahalı aksiyon filmi senaryosu tadı var. Bilindiği gibi filmlerde birçok gizli reklam alınır ve izleyicinin bilinçaltına bu ürünler aşılanır. Dan Brown'ın, bu işi film yapımcılarına bırakmayıp, daha kitabı yazma aşamasında reklamlar olayına girmesi kendisinin tamamen rant elde etmeye yönelik kalem oynattığı fikrini güçlendirmektedir.

Bu kadar acımasız Dan Brown eleştirisinden sonra söylemek istediğim şey; Bu yazarın eserleri tarihi gerçekleri tartışmak için ne bir çıkış noktası, ne de referans olarak alınabilir.
Tarihe ışık tutan roman deyince, Viktor Hugo'nun "Sefiller" eserindeki hümanist ve gerçekçi bakış açısı, bu romanı nesillerin de ötesine taşımayı başarmıştır ama bahse girerim ki, Dan Brown'ın materyalist ve şovenist üslubu ile yazdığı çakma romanları 5 yıl sonra kitapçı raflarında görmek mümkün olmayacak.