Yargı mensuplarınca bilinen şöyle bir cümle vardır: "Usulü bilmeyen, esasa mahkum olur" Biz ne usulü ,ne de esası anlayabildik.Dünya dengeleri, "soğuk savaş" sürecinde ,Türkiye Cumhuriyet'inin militarist bir ülke olarak kalmasını uygun görüyorlardı; (Jeopolitik nedenler) ve bu tip müdahaleler yukarıdan aşağı; ABD,NATO,TSK 3'lüsü dahilinde gerçekleşiyordu.İç ve dış etkiler belli oranlarda yorumlana bilir.
Bu etkiyi yalnızca Türkiye'nin iç dinamikleriyle ifade etmek ne kadar yanlışsa, dış güclerin Türkiye'de mutlak bir hâkimiyet kurduğunu ve istediği kurumları istediği gibi kullanabileceğini düşünmek de bir o kadar yanlıştır.
Türkiye Cumhuriyet'i Kuruluş itibarı ile de militarist bir yapıya sahiptir; NATO üyeliği,soğuk savaş yılları ,TSK yapılanması, ülkeyi içten içe dizayn etti.Soğuk savaşın bitmesi ile de militarist bir Türkiye artık NATO için önemini yitirmeye başladı ve 28 şubat TSK'nın ve Türkiye'nin yeni dengelere göre dizayn sürecinin başlangıc noktası oldu.
Bütün bunların cıkarımı: Sağcı,solcu ayrımcılığı, soğuk savaş etkileri idi.
Dünya'yı ve Ülkeleri bazen dinler,bazen askerler,bazen şirketler yönetir; bizi kimler,ne zaman,nasıl yönetti de şu an ırkcı yobazlara dönüştük hala anlayamıyorum.Irkcılık,yobazlık ayrı kavramlardı; ne oldu da...
Saygılar-Sevgiler