Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Piramidin Gücü ve Traşbıçaklarının sırrı  (Okunma sayısı 9585 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 25, 2012, 02:04:41 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Önceleri okuduğum ve yıllarca birdaha elime almadığım  bir  kitabımı,aklıma gelen birşey için tekrar açıp gözden geçirdim. 


  Bulgaristan ve Çekoslovakya'da
   Parapsişik Araştırmalar ve Bilimsel Mekaleler de geçen bir konu.



İstanbul 1977 baskısı bu kitab da ilginç bilgiler dikkatimi çekmişti özellikle pramid hakkındakiler;hiç olmadı ne kadar doğru olduğu konusunda fikir yürütülebilir..
             --------------------------------------------------

Piramidin Gücü:

"Dünyanın yedi harikasından ve mevcut mimarinin en acaiplerinden biri olan Mısır'ın Büyük Piramid'i 5000 yıla yakın bir zamandan beri insanları düşündürmüştür. Dünya üzerinde insan eliyle yapılmış olan bu yapının amacı ne idi? Kral Keops'un mezarı olarak bir ara düşünülmüşse de  içinden Kırala ait birşey çıkmamıştır. Amerikan medyomu Edgar Cayce'e göre, piramidin asıl inşası mühendislik işleri Hermes'e aittir.  Kahire yakınlarında çölün ortasında bulunan Büyük Piramit yaklaşık 57 dönümlük bir toprak parçası üzerinde yükselmekte olup, tabanının çevresi 1000 yarda kadardır. Her biri 54 ton kadar gelen büyük kireçtaşı blokların üst üste konulmasıyla inşa edilmiştir.  Bu kadar büyük olan blokların arasında yarım milimetre kadar  bile aralık bulunmamaktadır.

      91304 patent numaralı bir Keops Piramidi modeli Prag'da yapılmış bulunuyor.  Firavun'dan ziyade, Piramid için Çekler'in kafasında başka bir şey bulunuyordu. Prag'da  dolaşırken bir kitablığın üzerinde duran küçük bir piramit modeli gözüme ilişmişti.  İçinde de, bir kibrit kutusu üzerine yerleştirilmiş jilet bıçağı bulunuyordu. Merakımızı yenemiyerek sorduk,  "Pramidlerin sırlarından birini öğrenmek istermisiniz?"  diye sordu rehberimiz. "Tabii" diye cevap verdik. "Piramidin sırlarından birisi onun biçimidir." dedi.  O zaman yine belli belirsiz bir şekilde Edgar Cayce'in belirttiklerini hatırldık.  Onun söylediklerine göre, piramidin sırları onun matematiğinde, geometresinde, astronomisinde ve kullanılan taşların çeşidinin sembolizminde bulunmaktadır.  Okuyabilenler için piramidin kendisi taşlaşmiş bir tarihdir. O tarihte insanlığın ilk çağlarında 1998'e kadar olan ve olacak bilgiler verilmektedir.
      "Fakat biçimin ne önemi olabilir?" diye sorduk. Yanımızdaki Çek derhal cevap verdi: "Enerji üretmektedir." Bu bir şaka mıydı?  Bize anlattılar.  Yıllar önce bir Fransız olan Mösyö Bovis  Mısır'daki Büyük Piramid'i ziyaret etmişt.  Yapının içine giren yollardan biri  Firavunun odasıdır.  Sıcaktan bunalmış Bovis içeri  atar kendisini.  İçerde ki hava nemliydi.  Fivavun la hiç de ilgisi bulunmayan başka bir şey  Bovis'i  şaşırtmıştı. Odada, içinde ölü kediler bulunan çöp kutuları vardı. Bu hayvanlar besbelli ki piramidin içinde yollarını yitirip ölmüşlerdi.  Fakat kedilerin tuhaf bir halleri vardı.  Hiç de kokuşmuşa, çürümüşe benzemiyorlardı. Etrafda herhangi bir leş kokusu da yoktu.  Rutubete rağmen hayvanlar adeta mumyalanmışlardı. Bu durum Bovis'i son derece şaşırtmıştı.

      "Acaba?" diye merak etti Bovis,  "Firavun2un cesedinin bozulmaması  için piramidin biçimi bir garanti mi oluyordu?"  Bovis, bundan sonra piramidin  boyutlarının birbirine oranının, tam olarak kuzey-güney doğrultusunda bulunmasının tesadüfi birşey olmadığına karar kıldı.
 
      Bovis tabanı bir yarda genişliğinde bir  Keops Piramidi modeli yaptı.  Kuzey-güney doğrultusuna göre yön verdikten sonra içine ölü bir kedi koydu. Bir süre sonra kedi mumyalanmıştı. Kediyi alarak başka organik meddelerle  denemelere devam etti. Bilhassa çabucak bozulan organik maddelerle denemelere devam etti. Denemelerden sonra Bovis bu  piramidlerde bozulmayı önleyen ve çabucak kurumaya sebeb  Keopsolan bir etkinin olması gerektiğini kabul etmek zorunda kaldı.  Keops Piramidinin küük modelleri üzerinde kendi kendine denemeler yaptı.  Bunların içinde eski
kullanılmış  jiletleride denedi ve eski keskinliklerine döndüğünü gördü.  Sonunda şu karara vardı: " Piramidin içinde ki boşluğun biçimi ile, o boşlukta oluşan fizik, kimyasal ve biyolojik olaylar arasında bir ilişki bulunmaktadır."

    -----------------------

İşte böyle bir bilgi. Ne kadarı doğru olduğu ise mechul.

     
     



Sevgi ile kalın


Şubat 25, 2012, 04:51:17 ös
Yanıtla #1
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Hayli eskiden kalma bilgilerimi nımsamaya çalışıyorum... Sonrüa diyorum ki kendi kehndime, Sayın Hypatia'nın
aktarmış olduğu anlatı doğru olabilir. Benim anımsadıklarım aynen öyle değil ama onun benzeriydi.

Nitekim bu konuda Karel Dirbal mıydı adı ne, ona benser biri, ilginç çalışmalar yapmış. Günümüzde artık pek kullanılmayan türden, ben yaştakilerin eskiden "jilet" dediği bir tıraş bıçağının, Keops Piramidi'nin ölçülerine göre yapılmış bir maket aracılığı ile kendisini nasıl yenilediği anlatılıyordu. Aynı maketin daha büyük boyda yapılanı  ile çeşitli yiyeceklerin bir soğutucudtan çok daha etkili ve güzel bir şekilde korunuşu, baş ağrısının geçirilişi ama bunun sık sık yapılması durumunda nasıl bir ters etkinin yaratıldığı, buna benzer daha birçok şey anlatılıyordu.

O tarihlerde tüm bunlar bir doğa üstü oluşum ya da parapsikoloji alanına girebilecek birtakım olaylar tarzında belirtiliyordu. Hatta bu açıdan "bilimin belinginleştirilememiş köşeleri" gibi terimler de kullanılıyordu. Ancak bağnazlıkta direnmeyen kimi bilim adamları bu olayların üzerine giderek bu gibi konuları meslekdaşlarının protestolarına aldırış etmeksizin ele alıp deneye vurmaya ve irdtelemeye girişince, önceki bulgulardan daha ilginç soruçlara vardılar: Ortada hiç de doğaüstü, anlaşılamayacak, bilenemeyecek şeyler yoktu. Tüm bunlar bilimin yasalarına uygun bir şekilde yürüyordu. Hiçbir anormallik söz konusu değildi. Ancak olayın tanıtımı, belki propagandası, bunu yapanların ya yeterince bilgimsel bilgisi olmadığı ya da kasıtlı olarak farklı bir tarzda sunuluyordu. Örneğin şu ünlü Keops Piramidi geometrisi bakımından tam da bir magnetit kristalinin çok büyütülmüş bir örneğiydi ve tüm anlaşılmazlıklar, o kristalin yapısını ve onunla bağlantılı doğal oluşumları göz önünde tutmayışın sonucunda sanki ortada olağan dışı bir şey varmış gibi gösteriliyordu.

Dolayısıyla, üzerine gidilip araştırılınca hepsinin bilimsel açıklaması bulunabiliyor. O günlerden bugünlere daha birçok açıklama yapılmıştır. Bugün açıklanamamış olan birçoğu gelecvekte açıklanacaktır. Ne piramidin olağanüstü bir gücü var ne de tıraş bıçaklarının keanidelerini özgü bir sırrı. Hepsi de doğanın bir parçası.

Bilmeyen,  araştırıp öğrenmek de istemeyip işin kolayına kaçanlara göre Allah'ın işi.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 26, 2012, 01:14:07 ös
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Evet katılıyorum, Allahın işi deyip çok şeyler geçiştiriliyor.
1950 lerde  minyatür hazırlanan Keops piramidi traş bıçağı  bileme makinası olarak piyasaya çıkarılmış. "Bizim  jilet  bileyicileri harikalar yaratıyor" diye Çekler  yabancı arkadaşlarına takılıyormuş bile...Çok geçmeden jilet bıçağı bileyicisi Rusya'ya  atlamış ve orada Sovyet askerleri barakalarında küçük piramitler kurmaya başlamışlar. O zamanlar jilet bıçaklarını piyasada rahatlıkla bulabilmek bir meseleymiş.
 1959'da Çekoslovakya Cumhuriyeti Patent Bürosu Keops Piramidi jilet bileyicisizi 91304 numarayla Praglı Drba'la vermiş. Bunu çok geçmeden bir çek fabrikası küçük karton piramitler yapmaya başlamış,  (1970) başka bir maddeden yapmaktadır.


Bu kez muhakkak yaptırcam  bir tane. Deneyip görmek istiyorum.
Sevgi ile kalın


Şubat 26, 2012, 02:22:07 ös
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Şimdu şu piramit işi, bununla jilet bileme olayı kitaplarda öylesine anlatılıp geçiliyor ama pek kolay bir şey olduğu sanılmasın.

Diyelim piramidi istenilen malzemeden, istenilen kalınlıkta ve istenilen ölçülere uygun alarak yaptırdık. Hatta bunun içine yerleştirilecek olan platformu da yaptırdık. İşin en kolay bölümünü geçtik.

Şimdi jilet bulmak gerek. Piyasada hâlâ bulunuyor mu, bilmiyorum. Ben tıraşımda her gün tıraş bıçağı kullanırım ama belki 30 yıl var, belki daha çok, o klâsik jileti kullanmıyorum artık. Modası geçki, başka şeyler çıktı. O klâsik jileti başka amaçlarla da kullanırdık; eski mühendis ve mimarlar bilir. Şu anda benim masamın gözünde eskiden kalma iki adet var ama ben bu jiletleri deneme için versem de işe yaramaz; sıfır olması gerek.

Önce jilet kullanılacak. Kaç kez mi?... Tek bir kez. Kullanıldıktan sonra piramide yerleştirilecek. Bu yerleştirmenin bir orientasyonu var magnetik alan yönlerine göre, gelişigüzel olmaz ve iş yürümez. Ertesi gün
jilet yine kullanılacak ve yine piramidin altındaki platformuna yerleştirilecek. Bu böylece çok günler boyunca yapılacak.

Kaç gün?... Bakın işte o jiletin kalitesiyle bağlantılı bir süre. Gillette ya da Wilkinson olursa, iki ay kadar dayanabilir. Böyle çok iyi başka markalar da vardı eskiden özellikle Alman malı.

Deneyin başarılı olup olmadığı nasıl anlaşılacak?

Bunun için aynı paketten çıkma iki jilet aynı anda aynı oranda kullanılacak; biri sağ yana öteki sola aplike. Biri işi bitince gelişigüzel tutulacak, öteki ise piramitin altındaki platformuna yerleştirilecek. Farkları birkaç gün belki bir hafta sonra yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlayacak. Gelişigüzel tutulan jilet bozulmaya, acıtmaya, kesmeye başlayacak; körleşti çünkü. Ötekinin ise hiç körleşme emaresi göstermediği izlenecek.

Bingo!
 
Haydi Sayın Hypatia'ya kolay gelsin deneyinde...

 
 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 28, 2012, 11:42:16 öö
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Et de konulabiliyormuş. Eh, jilet de bir kez bile olsa sonuç da bunun bir nebze doğruluk payı olması  çok önemli..Asıl hedefim, o piramid'in  içine  konulan suyun  yüzümüze verdiği sonuçlar... Kadınların malum egoları işte :)
Sevgi ile kalın


Şubat 28, 2012, 01:32:05 ös
Yanıtla #5
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Öylesinin ötesinde şöylesini düşünsek...

Gize'deki Keops piramidinin firavun dairesi bölmesine ulaşmak günümüzde olanaklı. Üstelik orası hayli geniş ve hadar bir yer. (Gidip görmüş olanlar bilir.) Değişik yaşlarda ve cinsiyette birkaç kişi gönüllü olarak bir yıl için oraya yarleşse... Bu kişiler sürekli olarak gözlem altında tutulsa...

Acaba sağlıkları çok iyi mi gider?... Öyle ya piramit koruyucu etki yaratıyor. Firavun'un mumyasının oraya yerleştirilmesinin gerekçesi de bu. Niteekim oraya yerleştkirilmiş mumyalar ile Mısır'da Krallar Vadisi'ndeki mezarlardaki mumyalar arasında fiziksel farklar saptanmış.

Ancak sağlıktan söz edildiğinde durum biraz karmaşık. Bir kere genel bedten sağlığı ile beyin sağlığı birbirinden farklı. Örneğin baş ağrısını geçirmekte piramit kullanılırsa, bu iş sık sık yapılırsa, bunun birtakım başka nörolojik etkileri ortaya çıkabiliyor. Kaldı ki bir de ruh sağlığı sorunu var. Piramitlerin ruh sağlığını, hele alt bilinci ne ölçüde etkilediği apayrı bir sorun.

Sevgiler.
     

   
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 28, 2012, 05:11:06 ös
Yanıtla #6
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Bu olası bir durum. İş o kadar basit değildir muhakkak. Çocukluğumdan bu yana hala ilgimi ve merakımı çeker.  Belki birşeyleriöğrenmek için denemek de gerekir tabi biraz bazı konularda inisiye çalışmaları yapmalı ki , supriz olaylara dirençli olunabilinsin. Belki İlmin ve Bilimin tıkandığı yerde  kişisel  ve içsel cabalar gerekiyordur  kimbilir?..Hatta kitab da şöyle yazar:
 
"1968 de Kahire yakınındaki Ayn Şems Üniversitesinden bir grup ilim adamı bir milyon dolarlık bir projeyle Gize'deki Kefren  Piramidini rotken ışınından geçirmeyi denemişti. Keops'un kardeşi Kefren tarafından  M.Ö 2200 ila 2700 yılları arasında inşa edilmiş olan bu piramid hemen hemen Keops piramidi'nin aynısıdır.
 Her gün  24 saat çalışarak, bir yıl süreyle kompüterler ve uzay çağının elektronik cihazları kullanılarak piramidin içlerine kadar nüfuz edilerek magnetik teyp kayıtları yapıldı. 6 milyon tonluk piramitin kütlesi altında ilim adamları bazı gizli mahsenler bulacaklarını sanmışlardı. Hatta bu yolla Kefren'in mumyasının bulunduğu noktayı bile saptayabileceklerini düşünmüşlerdi. 
           1969 başlarında proje doruğuna ulaşmış bulunuyordu. IBM-1130 Kompüteri de aynı Şems Üniversitesi'ne  geri getirildi. İlim adamları 1000'lerce saatlik mesailerini harcamışlardı. Piramid'in metrelerce uzunluğundaki  bant kayıtları yapılmıştı. En nihayet, 1969 Temmuzunda bu çalışmaların başkanlığını yapmış olan Dr. Gohed  "The Times of London" da ilk açıklamasını: "Piramid'in içinde her ne hal var ise, bildiğimiz bütün fen ve elektronik kanunlarını altüst etmiştir."
      "Tihe Times" dan bir muhabir olan John Tunstall uçakla hemen Mısır'a gelmişti. Dr. Gohed piramidlerle ilgili bantlardan birisini kompüterden  geçirirken dinledi. Aynı bantı bir gün sonra  tekrar dinlediğinde  tamamen değişik sesler ve titreşimler alındı. "Bu ilmen imkansızdır!"  diye bağırmıştı Dr. Godhe.

Fakat bütün bunlar yine de ilim adamlarının gözleri önünde olan şeylerdi. İlk kayıtlarla gizli mahsenlerin ya da gizli tabutların yerlerinin bulunacağına dair ümitler artmıştı. Fakat sonun da kayıtların hiç bir  işe yaramayacak, üstelik araştırıcıların kafalarını allak bullak edecek kadar anlamsız olduğu anlaşıldı. Röportajı sırasında gazeteci Tunstall şöyle sormuştu: "Bizim bugünkü anlayışımızın ötesinde bir gücün bütün bunlara sebebiyet verdiği tamamen anlaşılmış mıdır?"
 
      Dr Goged, "The Times" da bu soruyla ilgili olaraktan şunları söylemişti: "Ya piramidin geometresinde muazzam bir yanlışlık var, ya da bizim açıklamalarımız ötesinde bir esrar var. Artık siz buna okültizm mi dersiniz, fravunun laneti mi dersiniz, bilemem...Piramidin içinde bildiğimiz kanunları alt üst eden bir güç var."
Sevgi ile kalın


Şubat 13, 2013, 11:27:17 ös
Yanıtla #7
  • Ziyaretçi

Merhaba arkadaşlar;
Yıllardır alıntı yapan kitaplarda ama ilk olarak bir ansiklopedi de gördüm bu olayı. Hatta bu ansiklopedi konu başlığı alfabetik değildi, sol üst köşesinde sosyoloji, fizik, nükleer ve paranormal gibi ufak etiket gibi kategorisi vardı. O günden beri kafama bu konu takılır ama bence deney yapılmadan görmeden kesindir demek zor...


Şubat 13, 2013, 11:33:35 ös
Yanıtla #8
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 60
  • Cinsiyet: Bay

eski mısır demon denilen ifritlerden yardım alıyordu. artık formülü nerden bulmuşlarsa, gökyüzüdekileri yeryüzüne indirmenin yolunu bulmuşlardı. kraliyet ailesinin de firavun soyundan geldiği söylenir.

bunu izleyiniz


41 - GÜNÜMÜZ FİRAVUN SOYU (UYANMA PROJESİ 41).mp4


Şubat 13, 2013, 11:34:08 ös
Yanıtla #9
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 60
  • Cinsiyet: Bay

ve bunu....


Gelenler - 35 - Süleyman'ın Tapınağı


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
7 Yanıt
8939 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 23, 2011, 02:48:17 ös
Gönderen: mevlüt
0 Yanıt
2480 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 11, 2007, 12:49:07 öö
Gönderen: shemuel
22 Yanıt
15228 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 12, 2009, 03:05:09 ös
Gönderen: perseepona
0 Yanıt
6905 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 12, 2009, 03:36:53 ös
Gönderen: Waldow
0 Yanıt
2397 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 30, 2009, 12:33:20 ös
Gönderen: Genius Loci
12 Yanıt
8592 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 09, 2015, 11:33:23 öö
Gönderen: Ati
3 Yanıt
9167 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 12, 2011, 09:07:00 ös
Gönderen: AQUA
0 Yanıt
17894 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 04, 2011, 09:27:44 öö
Gönderen: Maledictum
2 Yanıt
2866 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 14, 2013, 03:41:25 öö
Gönderen: GOASISG
4 Yanıt
11182 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 09, 2014, 06:18:36 ös
Gönderen: ADAM