Sayın Akyol,
Bahsettiğiniz kişinin HKEMBL basın danışmanı olduğu vurgusu ile ne vurgulamak istediğinizi anlayamadım. Konuyu açabilir misiniz?Bu deli adamın bizlerle bağıntısına ilişkin ne gibi bilgi ve belgleriniz olduğunu, hepsini geçtim böylesi saçma bir isnad için ne gibi iddialarınız olduğunu paylaşırsanız sevinirim.
Landmarklar konusuna gelince internetten ilim yayma cemiyeti yerine, Harici aleme açık olan kitaplarımıza bakmanızı önereceğim. (Bir üyemiz de bu tavsiyede bulunmuş) Landmarkların içeriği içrektir. Fakat landmark tanımı elbette içrek değildir;
Landmark, kelime olarak, Land(arazi) ve mark (işaret) kelimelerinden oluşmaktadır, "arazi, toprak işareti" demektir. Sözlüklerdeki Landmark tanımları ise, esas itibarıyla şöyledir;
* Birincisi, Landmark, arazide sınır işareti anlamında bir kadastro terimidir. Bu işaretin doğal olması gerekmemektedir, önemli olan oraya yerleştirilmiş, tesbit edilmiş olmasıdır.
Birincisi, Landmark, arazide sınır işareti anlamında bir kadastro terimidir. Bu işaretin doğal olması gerekmemektedir, önemli olan oraya yerleştirilmiş, tesbit edilmiş olmasıdır. bu, insanın koyduğu bir işaret, bir izdir, ama kendi koyduğu işareti kaldırması, yoketmesi de dinsel ve yasal yönden yasaktır
* İkincisi, Landmark, çevredeki en belirgin nesnelere, cisimlere göre geminin mevkiini tayin etmek ve buna göre rotasını çizmek için yararlanılan, kerteriz işareti, röper veya nirengi noktası da denilen bir denizcilik terimidir.
* Üçüncüsü, Landmark, bir eylemin, bir etkinin, bir oluşumun, bir gelişmenin belirlendiği tarihî dönüm noktasıdır. İstanbul'un fethi ile yeni bir çağın başlaması; Fleming'in penisilini bulması gibi.
Masonlukta da Landmark aynı anlamlarda kullanılmaktadır.Birincisi, yani sınır işareti olarak Landmarklar, masonluğu haricî âlemden ayıran kurallardır. Bu kurallar kaldırılamaz, değiştirilemez. İkincisi, röper noktası olarak Landmarklar, Lacanın iç sisteminde kardeşlerimin uyacağı ve kendisine yol gösteren masonik kurallardır. Üçüncüsü, dönüm noktası olarak Landmark, Masonlukta bir tekris sisteminin bulunması ve bu sistemin bir parçası olan tekris töreniyle de bir haricinin mason oluşunun tescil ve ilân edilmesidir.
1. Cümlede yüzünüzde bir gülümseme oluştuğunu öngörüyorum. Aklınızdan "Hani dogma ile aynı şey değildi?" diye geçirdiyseniz ikinci cümlede bunun cevabını aldığınızı üçüncüde ise tamemen farkı kavradığınızı umuyorum.
Dediğim gibi konu içrek bu yüzden içrek olmayan tarafından gideyim;
Kendilerine Mason diyen harici alemdeki ilgili dernek bizleri dogmatik kendilerini adogmatik sanıyor?Dogmanın ve landmarkların (yukarıda verdiğim tanımları sizin için bu anlamda yeterli olacaktır) tanımları ışığında düşününüz ;
Bu insanlar kendilerine ait toplantı merkezlerinde bizlerin eski ve kabul edilmiş kurallarımızı takip ederek bir sistem kurmuşlar bu kurallar içerisinde;
. Bir kardeşin diğerine kardeş demesi esastır. Bu arkadaşlar eski ve kabul edilmiş düzeni içeriğini bozarak, boşlaştırarak kopyalarken biz adogmatigiz diyerek bunu mu reddetmişler?
. Bir kişinin locaya girişi çıkışı ve ayağa kalktığında ne yöne yürümesi gerektiği dahil her şey kurallar içerisidne yürür bu kuralları tamamen kopyalayan bu haricilerin bizlerin çalışmalarını kopyalarken "Bir insanın nereye yürüyeceğinin bile belli olması ne kadar dogmatik biz adogmatik bir kuruluşuz" demesi neden mümkün olmamış?
2 kısa örnekte sizlere açıklayabileceğim gibi Masonlukta aslında dogma yoktur bunlar gerçekten Masonluğun çalışmasının ahenginin korunması ve kardeşlerin o oturumdan paylarına düşen lezzeti alarak ayrılması için konmuş kurallardır. Bir hariciye bu sözler anlaşılmaz gelebilir. Zaten bunu da ezoterizm' in tanımında bulabiliriz "Belli bir kesime özel olan belli bir kesimce anlaşılır şekilde anlatılan" ya da Meydan Larousse tanımıyla "“Yalnız vakıf olanlara öğretilen / Vakıf olmayanlarca anlaşılmayan bilgi ve ya eserler ..."
Bu bilgiler ışığında onlar dogmatik biz değiliz diyen harici kişilerin paradoksuna yönelik gerekli açıklamaları yaptığımı umuyorum.
Saygılarımla,