Sayın Zig-Zag'a katııyorum, dediği gibi ilk iki paragraf açık ve net değil çok. Ancak birkaç kez okunduğunda anlaşılır olabilecek bir sıralamaya sahip... Ben de, kitabı ilk elime aldığımda aynı sorunu yaşamış, anlamayınca da gözlerimle tekrar yukarı çıkmıştım.
Aslında garip olan; bu anlaşılması zor dediğimiz paragrafın tanıtım amacıyla kitabın arka kapağında da yer alıyor olması.
Kendimce bu kapalılığı paragrafın uzun ve sıralı oluşuna bağlıyorum.
Ha, çeviri hatası olabilir mi, elbette o da olabilir. Ama buna kuvvetli bir ihtimal veremiyorum açıkçası. Çünkü bahsi edilen kitabın yayınevi acemi değil. Çömez birine de gel şu Schopenhauer'ın kitabını çevir demez.
Yine de tekrar tekrar okunsun, yok eğer anlaşılmazsa, metnin orijinalini bulmaya çalışır bir de ordan bakarız.
...
İnsanların büyük çoğunluğu, tabiatları gereği yeme,içme ve çiftleşme dışında herhangi bir konuda ciddi olamayacak biçimde yaratılmıştır
Kim tarafindan?
Niye?
Bagislayin ben böyle baliklama girdim ama soru sorma hakkimiz varmi?
O nasıl söz, tabiki de herkesin soru sorma hakkı, eleştirme, reddetme hakkı var.
Scohopenhauer’a göre insanların büyük çoğunluğu aklını kiraya vermiş ve onu kullanmayı ihmal etmiştir. Sonra da beyinleri çürümüş ve çamurlaşmıştır. Bu durumda, irade devre dışı kaldığı için, insanların bir kediden veya bir güvercinden farkı kalmaz. Zaten kafalarını kelle olarak kullanan bu insanların bedenleri de bir saman çöpüne, kalpleri ise bir et parçasına dönüşür.
Cemil Meriç bu tür insan çoğunluğu için aynı sert tonla şöyle der:
"Onlar sürü yavrum. Hayatı anlamadan geçip gidiyorlar"
Aslında daha da ileri gidecek olursak,harami mağaralarında kalan bu sıradan kişiler için, şöyle eski bir yakınmayı da örnek verebiliriz:
"Humani generis mater nutrixque profecto Stultita est"
"Aptallık insan soyunun anası ve ebesidir"
Kimileri onu yener, kimileri de o genetik koduyla bir aptal gibi yaşamaya devam eder.