Operatif Mason Locaları Çöküyor
İngiltere Kralı 3. William 1702 yılında ölünce tahta 2. James’in diğer kızı, Mary’nin kardeşi Anne çıktı. (Zaten o da babalarının tahttan indirilmesindeki iş birlikçilerdendi.)
Masonik kaynaklarda yazılı olanlara bakılırsa; Kraliçe Anne, aslında bir Stuart kızı oluşuna karşın Stuartistler üzerinde dehşetli bir baskı kurdu. Büyük Üstat Sir Christopher Wren, buna dayanamayıp 1702 yılında istifa etti.
Sir Christopher Wren, tüm diğer girişimlerinin yanı sıra kendini Stuartlara borçlu görürdü. Çünkü bu mertebeye bir bakıma onların sayesinde gelebilmişti. Bu nedenle bir Stuartist sayılabilirdi ama hiç politikaya bulaşmamıştı.
İstifa etmiş olduğu doğrudur ama acaba istifasının gerçek nedeni o muydu, yoksa bundan sonra olacaklar önceden ayarlanıp, istifa etmesi mi gerekmişti?
Gene masonik kaynaklarda yazılmış olanlara bakılırsa; hiç kimse Sir Christopher Wren’in yerine geçmeyi kabul etmemiş, Londra’daki operatif mason locaları başsız kalmıştı.
Hayret bir şey!... Sanki daha önce başlarında biri varmış gibi!
Daha önce de değinmiştim: Operatif Masonluğun geleneksel örgütlenme tarzı uyarınca her loca bağımsız çalışırdı. Meslek ve zanaatta kendilerinden başka, daha üstün hiçbir otorite yoktu. Gerçi birçok ülkedeki localar yılda bir kez toplanır ve mesleğin genel sorunlarını görüşür, gerekirse hepsi için bağlayıcı ortak kararlar alırlardı ama başlarında bulundukları ülkedeki devlet erkini saymazsak ne bir üstün güç ne de bir “büyük üstat” vardı.
Büyük üstat bağlamında ancak bir iki istisnadan söz etmek olanaklı: 13. yüzyıl sonlarında Strasbourg Kadetrali’nin ünlü mimarı Erwin von Steinbach büyük üstat olarak nitelenmişti ama bu ona verilmiş bir unvandan çok, duyulan saygı ve hayranlık nedeniyle benimsenmiş bir nitelikti ve ölümüyle birlikte sona ermişti. İskoçya’daki mason localarının büyük üstadı unvanını taşımış olan William Schaw da öyle; o da bu unvanı aldıktan dört yıl sonra ölmüş; yerine bir başka büyük üstat atanmamıştı.
Sir Christopher Wren’in de, ondan önce William Moray’ın da mason localarının başında olmadığı, sadece Londra’daki locaları devlet adına denetlemekle görevli bulundukları, kendilerine ancak bu nedenle “büyük üstat” denildiği unutulmamalı. Onlara bunu diyen de operatif mason locaları değil, devletti. Kim bilir belki Operatif mason locaları bundan rahatsızlık bile duyuyordu ama krallığın buyrultusuna karşı çıkamazlardı ya!
Demek ki işin doğrusu, locaların başsız kalmış olması falan değil, devlet denetimini yürütecek bir “büyük üstat” bulunamayışıydı.
O sırada Londra’daki localarda Stuartlardan yana olmayan ya da herhangi bir politik eğilim taşımayan başka hiçbir yetenekli usta (master) ya da bir mimar, hele William Moray göz önünde tutulacak olursa denetim görevini yürütebilecek esaslı biri yok muydu acaba?
Elbette olmalı... Fakat galiba bu işe hevesli olan çıkmamıştı. Niyetlenen olsa bile kulağına bu hevesten cayması fısıldanmış, yöntemince (!) uyarılmış olsa gerek.
Dendiğine göre; Londra’daki localar çalışmaz olmuştu. Üstlenmiş oldukları işi bütünüyle durdurmasalar bile, iyice ağırdan almaya başlamışlardı. Bunun nedeni de, o sırada İngiltere’de başgöstermiş olan ekonomik krizdi.
Geçiniz!
Ekonomik kriz olduğu doğru ama o tarihte değil, birkaç yıl sonra. Yüzyılın başında locaların çalışmaz, iş üretmez duruma girmesi, olasılıkla dışarıdan yapılan baskı ve yönlendirmelerin sonucuydu.
Dolayısıyla, inşaatçılık mesleği Londra’da bunalıma sürüklenmişti. Çöküyordu ama bu olgu “ekonomik koşulların etkisiyle oluşan bir çöküntü” değildi.
Bu, entrikanın bir başka türüydü. Londra’daki inşaatçı mason localarının çökmesi ya da çöküntüye uğramış gibi gösterilmesi gerekliydi.