Bir mason mabedinde ilk üç görevlinin birer kürsüsü olduğuna daha önce değinmiştim.
Bakalım bu kürsülerin üzerinde neler var.
Her şeyden önce birer çekiç var. Ancak çekiç deyince bunun çivi çakmak için kullanılan türden bir çekiç olduğunu sanmayın. Masonluk ritüelik simgelerinin büyük çoğunluğunu eski bina inşaatçılarının öğelerinden aldığı, üstelik bir de “hamtaşın yontulması” diye çok önemli bir simgesel terim kullanıldığı için bunun bir taşçı çekici olduğunu da sanmayın. Bunun için Batı dillerinde kullanılan sözcüklerin dilimizdeki sözlük karşılığını alırsak “tokmak” demek gerekir. Fakat Masonlukta bir de tokmak var bir başka simge olarak kullanılan. Belki de o yüzden Türk Masonluğu’nda buna çekiç denilmiş. Bunun eski adı biraz farklı: Matraka.
Şu işi kolaylaştıralım. Bu, başta birçok ülkede mahkemelerde yargıcın kullandığı, bir mezatta satıcının kullandığı, birçok kurum ve dernekte bir toplantıyı yöneten kişinin kullandığı türden bir ahşap tokmak. (Buraya bir fotoğraf bulup koymak gerekmez sanırım, nasıl bir nesneden söz ettiğimi anladınız.)
Şimdi ben bunun kürsünün üzerinde bulunduğunu söyledim ya… O nesne öyle her zaman ve her uygulamada kürsünün üzerinde durmaz. Görevlinin kullanımına özeldir. Hele bazı uygulamalarda görevliler mabede diğer katılacak olanlardan sonra girer; özellikle de Üstad-ı Muhterem. Dolayısıyla gelirken çekicini yanında getirir; giderken de götürür. Hatta bazı uygulamalarda üç çekiç birden getirir; diğer ikisini nazırlara verir, giderken de geri alır.
O çekiç olmadan bir mason mabedinde yapılacak olan ritüelik toplantı yapılamaz. O çekiç, nazırların kendi yönetim alanlarında, Üstad-ı Muhterem’in de tüm loca üzerindeki yetkesini sağlar, hem simgesel olarak hem eylemsel bakımdan…
Çekice ek olarak bazı uygulamalarda bir de kılıç vardır. Ancak kılıç locanın sadece bu yönetici üç görevlisi tarafından değil, diğer görevlilerce de hatta gerektiğinde oturuma katılan tüm masonlarca kullanılır.
Bu üç kürsünün üzerinde birer de şamdan vardır. Simgesel derecelerde çalışan bir locanın oturumlarını yaptığı bir mabette, bu şamdanların tek ya da üç mumlu (kandilli) olduğu görülebilir. Yüksek derece çalışmalarında ise ilgili derecenin özellikleri uyarınca çok daha fazla sayıda mumlu şamdanları kullanılması söz konusu olur.
Nazırların kürsüleri üzerinde bazı uygulamalardan kullanılan bir başka simgesel öğe dikkati çekebilir. Bu ise tek mumlu bir şamdana benzeyen ama üst ucundu mumluk yerine bir küçük küre yer alan bir simgesel öğedir. Bunlardan biri gündüzü, diğeri geceyi temsil etmek üzere düzenlenmiştir.
Tüm bu özetle belirttiklerim bir mason mabedinde var da, bunların bulunması o salonu hâlâ “bir mason mabedi” yapmıyor. O salonun bir mason mabedi olabilmesi için bu yazı dizisinin başından beri anlattıklarımın hiçbiri bulunmayabilir de… Çünkü o salonu bir mason mabedine dönüştüren tek ve en önemli öğe Ant/Yemin Kürsüsü’dür.
Bir oturum sırasında bu kürsünün üzerindeki öğeler şöyle sıralanıyor:
1- Açık durumda kitap: Kiminde bir kutsal kitap (Kiminde özellikle ve sadece İncil, Kiminde Kitab-ı Mukaddes yani Tevrat ile İncil); kiminde ayrı ayrı Tevrat ile İncil; kiminde bir de bunlara ek olarak Kuranıkerim; ABD’nin bazı eyaletlerinde Mormonların Kitabı; başka kitaplı dinlerden birinin inançlısı varsa ayrıca onun kitabı; kiminde özellikle Tevrat ile İncil’in önceden belirlenmiş sayfası açılmış olacak; Kiminde bunlardan hiçbiri yok ama onun yerine tüm yaprakları boş ve beyaz olmak üzere bir simgesel kitap var; kiminde kitap hiç yok.
2- Gönye ile pergel: Pergel 45 derecede açılır ve gönye onun üzerine ya da ayakları çapraz geçmiş ya da altına yerleştirilir. Kitap kullanılmaktaysa, gönye ile pergel kitabın üzerine konur.
3- İki yüzü keskin şövalye kılıcı: Kiminde gönye ile pergelin üzerinde; kiminde kürsüsünün üzerinde ayrıca ve bağımsız olarak.
Bazı uygulamalarda bu kürsünün üzeri örtülü durur. Oturum açılırken ritüelik olarak örtü kaldırılır ve kürsünün üzeri gerektiğince düzenlenir; oturum kapatılırken bu işin tersi yapılır.
Bazı uygulamalarda kürsünün üzeri boştur. Toplantıya başlanırken ritüelik olarak gerekli öğeler dışarıdan getirilip yerleştirilir; oturum kapatıldıktan sonra toplanıp götürülür.
Görüyorsunuz ki, bir mason mabedinin fotoğrafına bakmak, aslında orasının nasıl bir yer olduğunu anlayabilmek bakımından yeterli bilgi vermiyor.