Üstad-ı Muhterem (4)
Üstad-ı muhteremin bir locada mabetteki oturum sırasında yapıp ettiği o kadar çok şey var ki, bunlar sayıp dökmek ve anlatmakla biter gibi değil. Diğerlerine oranla daha Önemli birkaç noktayı sıralasam sanırım bu görevliye ilişkin yeterli bilgi vermiş olurum.
Mabetteki oturum sırasında uygunsuz ya da disipline aykırı davranışlarda bulunan herhangi bir kişiyi uyarma yetkisini yalnızca üstad-ı muhterem kullanabilir. Bunu başka biri yapmaya kalkışan olursa, önce bunu yapmaması için onu uyarır. Eğer bunu yapmazsa, açıkça otoritesi zedelenir.
Gerekli gördüğünde, özellikle aşırı düzeyde disiplinsizlik gösterilmesi durumunda, bir masondan mabedi terk etmesini isteyebilir. Onun bu isteğine uyulması zorunludur.
Söz almış ve konuşmakta olan herhangi bir masonun sözünü kesebilir. O mason, konuşması sırasında uygun düşmeyecek sözler kullanırsa. ondan bu tür sözler kullanmamasını, konuşmasına dikkat etmesini, kırıcı olmaktan sakınmaya özen göstermesini isteyebilir. Konu dışına çıkan, lâfı çok uzatan, diğer kimi masonlar için incitici nitelikte olan, Masonluğu ya da çalışması yapılan dereceyi ilgilendirmeyen, locanın ya da büyük locanın genel yararlarını zedeleyebilecek türde konuşmaları mutlaka keser. Eğer konuşmakta olan bir masonun sözünü kesmeye kalkışan başka biri olursa, bunu önlemek de üstad-ı muhteremin görevidir.
Söz isteyenlere hangi sırayla söz verileceği, üstad-ı muhteremin yetkisindedir. Genellikle seyrek söz alan ve daha genç masonlara öncelik tanır; çünkü daha kıdemli masonların daha sonra konuşması uygun düşer. Fakat konu önemli ve zaman dar ise, konuşma önceliğini, bu konuda bilgili ve deneyimli üstatlara vermeyi yeğleyebilir. Özetle, kime ve ne zaman söz verileceğini üstad-ı muhterem saptar; söz vermeyebilir de…
Zaman zaman bir görevlinin görevini aksattığı ya da yerine getirirken yanlış yaptığı görülebilir. Bu nedenle uyarılması gerekebilir. Üstad-ı muhterem böyle bir uyarıyı oturum sırasında değil, özel olarak ve ikili bir görüşme ile yapar. Görevlileri diğer masonların önünde azarlamaktan sakınır.
Locada herhangi bir konu üzerinde karşıt görüşler belirmekteyse, bireysel görüşü üyelerin çoğunluğundan yana olsa bile tutumu bakımından azınlığın haklarını da korumaya özen gösterir. Bu nedenle de bireysel görüşünü açıkça ortaya koymaz; yan tuttuğu izlenimini vermekten kaçınır. Buna karşılık yapamayacağı bir şey de vardır: Çoğunluğun eğilim ve kararına karşı çıkamaz; uymak ve uygulamak zorundadır.
Görev dönemi sona ermekte ve bir dönem daha görevi üstlenmeyecek olan üstad-ı muhterem, seçimlerden en az bir ay kadar belki daha önce, üstad-ı muhterem adayı olması söz konusu kardeşlere, seçim için hazırlanmalarını anımsatır. Bu amaçla, tüm üstad-ı muhterem adayı olabilecek kardeşler ile bir özel toplantı yapmayı bile öngörebilir. Loca üyeleri arasında “seçim” nedeniyle doğal olarak belirecek rekabetin bir çekişmeye ya da zıtlaşmaya yönelmesini önler.
Üstad-ı muhteremin en önemli yükümlülüklerinden biri de, yerine yeni bir mason seçildikten sonra, uygun bir zamanda onunla bir araya gelerek görevde bulunduğu sürece karşılaşmış olduğu birtakım özel konular üzerine ona bilgi vermek, böylece görevin sürekliliğini sağlamaktır.
Sanırım bu kadarı yeter. Anca bu konuda çok soru olabilir. Yanıtlanabilecek olanları elimden geldiğince, bildiğim kadarıyla yanıtlarım. Bundan sonra diğer görevlilere geçeceğim.