Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: AKP'lilerin 2. Peygamberi  (Okunma sayısı 3562 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 03, 2010, 07:29:09 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay



MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, seçim mitinglerinde “Son Osmanlı Padişahı” ve “2’nci Atatürk” pankartları açılan Başbakan Erdoğan için AKP Aydın İl Başkanı İsmail Hakkı Eser’in 14 Kasım 2008’de yaptığı bir konuşmada “İkinci Peygamber gibidir” dediğini öne sürdü

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, seçim mitinglerinde “Son Osmanlı Padişahı” ve “2’nci Atatürk” pankartları açılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için AKP Aydın İl Başkanı İsmail Hakkı Eser’in 14 Kasım 2008’de yaptığı bir konuşmada “İkinci Peygamber gibidirö dediğini öne sürdü. Aydın il başkanı Eser’in, 29 Mart seçimlerinde “taltif” edildiğini ve Aydın İl Genel Meclisi birinci sıradan aday gösterildiğini söyleyen Vural Erdoğan’a “Sen kimsin ki peygamberimize, dil uzatacak, onun adını alacak, mukayese ettirecek kadar bu milli manevi değerlerimizin içini hortumluyorsun?”dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, son günlerde Başbakan Erdoğan’ın kendisine bir takım sıfatların yakıştırılmasından ayrı bir haz duyduğunu savundu. Daha önce Erdoğan’a eski ABD Başkanı Bush’un “BOP eşbaşkanı” görevini verdiğini hatırlatan Vural “Daha sonra Davos çıktı, Fatih oldu. Sonra da Padişah oldu, Atatürk’le ilgili pankart açıldı. Doğrusu sen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı mısın, AKP Genel Başkanı mısın, nesin sen diye sorma ihtiyacı duyuyoruz” dedi.

“AYDIN İL BAŞKANI 2’NCİ PEYGAMBER DİYOR
Basın toplantısında AKP Aydın İl Başkanı İsmail Hakkı Eser’in 14 Kasım 2008’de yaptığı bir konuşmanın kaydını dinleten Vural, İl Başkanı’nın Erdoğan için “Biz Başbakanımızın aşağıyız. Başbakanımız bizim için adeta ikinci peygamber gibidir” dediğini kaydetti. İl Başkanı’nın konuşmasının CD’lerini de basın mensuplarına dağıtan Vural, Eser’in 29 Mart seçimlerinde taltif edilerek İl Genel Meclisi birinci sıradan aday gösterildiğini kaydetti.

“SEN KİMSİN SAYIN BAŞBAKAN” Başbakan Erdoğan’a “Sen kimsin Sayın Başbakan” diye seslenen Vural, şöyle konuştu:
“Sen kimsin ki peygamberimize, el uzatacak kadar onun adını alacak, mukayese ettirecek kadar bu milli manevi değerlerimizin içini hortumluyorsun. Yeri geldiği zaman iktidarı için partisi için ‘Papaz elbisesi bile giyerim’ diyen bir kimsesin. Bugün geldiğimiz bu noktada milli manevi şahsiyet abidelerimizle mukayese edecek kadar gözlerini hırs bürümüş. Bunlardan dolayı büyük üzüntü duyuyoruz. Ve böyle kimseleri yaptırıp konuşturup taltif ettiren bir siyasal zihniyetle karşı karşıyayız. Böyle bir kişinin milli ve manevi değer şahsiyetlerimizle mukayese edilmesini de Türk milletine hakaret kabul ediyorum.”

“BURASI TAYYİBAN CUMHURİYETİ DEĞİL”
Türkiye’de yıpratılmadık milli ve manevi şahsiyet kalmadığını kaydeden Vural Peygamber’e kimsenin dil uzatmaya hakkı olmadığını söyledi. Aydın İl Başkanının sözleriyle ilgili Cumhuriyet Savcılarını göreve davet eden Vural “Türkiye demokratik bir ülke midir, değil midir? Ne sultanısın sen. İşsiz kalan yoksul bıraktığın gönüllerin mi, yoksa böyle inanç değerlerimizin içini boşaltanların gönüllerinin sultanı mısın? Yoksa Bush’un BOP’unun gönlünün sultanı mısın? Yoksa Davos’un sultanı mısın? Burası Tayyiban cumhuriyeti değil. Uyarıyorum bir daha milli ve manevi şahsiyetlere, peygamberimize dil uzatanlar hadlerini bilsinler” diye konuştu.

SU SAYAÇLARI İLE İLGİLİ İDDİALAR
Vural, basın toplantısında, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’le ilgili de yeni iddialarda bulundu. Su sayaçlarıyla ilgili Sanayi Bakanlığı Ölçüler ve Standartlar Genel Müdürlüğü’nün 2007 yılında İçişleri Bakanlığı’na yazı gönderdiğini ve su sayaçlarıyla ilgili 670 TL civarındaki rakamın tüketicilere külfet getirdiğini ve abonelerin mağdur edildiğini bildirdiğini söyleyen Vural, “Sanayi bakanlığı ‘büyük külfet’ diyor ancak soygun devam ediyor. İçişleri Bakanlığı bu konuda ne yaptı, Ankara Valiliği ne yaptı? Ankara’da niye zorunlu olarak ön ödemeli su sayacı takılıyor?” diye konuştu. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 26-28 Ocak 2009’da, Elektromed şirketinden, yüzde 20 iş artırımı ile 60 bin su sayacı alımı daha yaptığını kaydeden Vural, “Ankaralı kazıklanmaya devam ediyor, sayaç mı kalmadı depolarda? 42 bin sayaç var, sayacınız mı bitti de 60 bin sayaç daha alıyorsunuz? Günde 200 sayaç takılıyor bu 60 aylık sayaç alındığını ortaya koyuyor. Bu da Gökçek’in Ankaralı’ya su üzerinden kazığı” diye konuştu.

“İHTAREN SÖYLÜYORUM İŞTEN EL ÇEKTİRİLEBİLECEĞİN GÜNLER YAKIN” Gökçek’e “ihtaren söylüyorum işten el çektirilebileceğin günler yakınö diye seslenen Vural, Gökçek’in kendisiyle ilgili araştırma yaptırdığı iddiaları konusunda ise “Yüreğin yetiyorsa çık televizyondan söyle. Mesaj gönderme. Ne istiyorsan sor. Evime gelip çay içebilir, gel sana acı kahve içireyim” diye konuştu. Vural Gölbaşında malvarlığı olup olmadığı yönündeki bir soruya ise “Var benim değil eşimin, imarsız yerde” karşılığını verdi. (anka)

Kaynak: http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=926033&Date=13.03.2009&CategoryID=78


Şubat 03, 2010, 07:32:53 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

Bi'at kültürünün yansımaları, genel anlamda.


Şubat 03, 2010, 07:54:38 ös
Yanıtla #2
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

Tam anlamıyla rezillik başka söyleyecek bir şey bulamıyorum. Yazıklar olsun.


Şubat 03, 2010, 08:01:58 ös
Yanıtla #3
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 566
  • Cinsiyet: Bay
    • Yok site mite...

Yahu bir sevk aninda soylenmis bir sey buyutmeyn bu kadar. Adam aza gelmis agzindan cikani kulagi duymamis bence. Yoksa AKP ideolojisinde olanlar zaten direk Hasaaaaa demislerdir o anda :D
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlari sevmiyorum.


Şubat 03, 2010, 08:18:34 ös
Yanıtla #4
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

Sanırım bu sefer sadece Hasaaa diyerek geçirememişler devreye yumruklar girmis Sn.Asi :)


Şubat 03, 2010, 09:06:32 ös
Yanıtla #5
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 566
  • Cinsiyet: Bay
    • Yok site mite...

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlari sevmiyorum.


Şubat 03, 2010, 09:42:28 ös
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

Peki Akp'nin birinci peygamberi kim ? Bir siyasi partinin peygamberi olmaz sanırım.Akp ve zihniyeti büyük çoğunluğu muhafazakar ,liberal,şeriatçı, parçalarından oluşmuş bir insan kümesi bir ekonomik yoğunluktur aynı zamanda yani insanları meta olarak görmüyorum yalnız bu işin finans kısmına dikkat çekmek istiyorum,kapitalizmle yüz göz olan onun kurallarıyla yaşamak zorunda eninde sonunda batıyı içselleştirmeliler bu ama geç olur ama erken.Yani daha da açayım kültür denen bir şey var  ve devamlı devinim halinde bu kültür bir peygamber taşıyamaz.Ama bir model olabilir diğer İslam ülkelerine kendi sekülerleşmemiz bir öncü olabilir.Bu yüzden bırakalım Akp çalışşın çatışsın belki kendi aydınlanmamızı yaşarız.....Öncüsüde Recep Tayyip değil ama Abdullah Gül olabilir...


Mart 05, 2010, 07:25:22 öö
Yanıtla #7
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 308
  • Cinsiyet: Bay

Bay Kötülük...
Cumhuriyet, 21 Nisan 2009
İlhan İrem

Nitelikli yaşayan, derinlikli üreten, teslimiyetsiz yurtseverliğini ve Mustafa Kemal aydınlığını sürdürenlerin hâlâ soluk alıyor olması, insanın erdeminden, çağın aydınlığından kopuk birilerini çok rahatsız ediyor.
Daha mükemmelini görenler / gösterenler yaşadıkça, ucuz duyarlıklar sirkine kendilerini paketleyip yutturmaları zor.
Oysa, anlaşılmaz bulduklarını yaftalamaya, engellemeye uğraşmalarına... Rahatsız olmalarına gerek yok!
Bazıları için hiç olmayan, bazıları için hiç ölmeyen güzellikler vardır...
Ki, bu cümlenin iki yarısı, birbirinin içine geçmesi imkânsız iki ayrı boyuttur.
Sistemin içinde yaşayarak ve susarak bu rezilliğin parçası olanlar;
Bir kısırdöngüye ait olmayı reddederek, hayatıyla, sanatıyla, duruşuyla, daha yaşanılır bir dünyanın kavgasını veren insanlara köstek olacaklarına, kendi hayatlarını gözden geçirmeliler.
Sıkıntısını çektikleri eksiklik hissinin çaresi, hayatında, işinde, sanatında, hiçbir ucuzluğun arkasına, hiçbir nüfuzun ya da dinin korku imparatorluğuna sığınmadan gerçek evrensel insanın aydınlığına ulaşabilmektir.
Daha yukarıdakini derdest etmek, Hitlervari tezgâhlarla susturmaya çalışmak, senin karanlığını daha devasa bir kaosa sürüklemekten başka hiçbir işe yaramaz.
“İnsan” gibi insanların tümünü yok etsen bile, aydınlık düşünceyi indiremezsin göklerden.
Parayla ya da despotlukla satın alamayacağın olgular var; insanlık, iç huzuru, sevgi, saygı...
Senin çiğliğini, niyetini röntgen filmi gibi gören saygın insanlara histeri krizi halinde saldırıp organize karalar çalmak, daha derin bataklara saplanmandan başka, seni saygın ve başarılı kılmaz.
Mükemmel hayatlar ve yapıtlar orada durdukça, sen anlamsız ve nobran bir kürsü komiği olmanın ötesine geçemezsin.
Bunları algılayamayacak kadar mikro bir mahallede yaşasan dahi, “o güzelim insanları” gördükçe hissettiğin;
“Donanımsızlık, cahil ve çırılçıplak olma duygusu” seni saldırgan yapıyor.
Bu kadar kendini bilmez oluşun, kendinin ne olduğunu bilmenden...
Cüretkârlığın cehaletinden, cesaretin korkaklığından kaynaklanıyor.
Evrensel hayatın sonsuz özgürlüğünden, uçuşan saçlardan, aydınlık çağdan öylesine ürküyorsun ki, kendine kapanık, güdük bir yaşantı kurmak istiyorsun. Yöreselleştirip kendine benzettiğin inançların avcılığında...
Bel altı vuruşlarında yaratıcılığı sınır tanımayan bir tayfa ile bedevi âlemi peşindesin.
Hayatın kılcal damarlarına nüfuz eden o kadro, senin gibi örümcek sabrı gösteremez, duracakları yeri bilemezler.
İlkelliklerin tavana vurduğu, toplumun gözbebeklerine saldırdıkları günler karanlık tertipler için sonun başlangıcıdır.
İdrak sorunlu rüzgâr gülleri, dikta heveslisi çağdışı bir nokta olduğunu anlayana kadar parlatırlar seni.
Kronik hainler hiç uyanmamayı yeğlerler. Işık insanları ise, evrimleşmeni, aydınlanmanı veya çekip gitmeni bekler. Büyüyen fiskesi ile kalabalığın, ötelenmeni.
Umuda, düşlere, bekleyişe bile tahammülün yok senin.
İşte böyle birisin sen Bay Kötülük.
Klonlarınla birlikte bu utanç devrine ibretli bir rezalet imzası atıyorsunuz ya. Mutlaka gideceksiniz sonunda.
Bu kadar debelenip, yaşadığı çağı acımasızca bulandıranlar, günlerin köpüğünde yitip gider.
Dünyanın bütün kavgaları senin gibilerin kafasında yaşanıyor aslında.
Erişemediği yıldızları karartmaya çalışan cüceler, beyhude bir faşizanlıkla sadece geciktirir aydınlığı.
Sonra yılan gömleğini çıkarır...
Dünya, çöl yaratıklarına çok uzak bir “günaydın” faslındadır

Işık ve Sevgi İle Kalın.......
Işık, sadece ışık ama daha fazla ışık.......


Mart 05, 2010, 04:50:42 ös
Yanıtla #8
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Selam

İnsansı bir özelliktir coşmak belliki adam çoşmuş ve o şevkin verdiği hızla haddini aşmış.Peki sonraki düşücelere ve yapılan yorumlara ne demeli onlarda hadleri aşan yorumlar değilmidir.Nu konuda bende kısa bir bilgi vereyim Metin Aydoğanın BİTMEYEN OYUN isimli kitabında okuduğum bir pasajdı belki karşılaştırıpta daha sağlıklı yorum yaparsınız.1950 li yıllar hiç ihtiyacımız olmadığı halde Atatürk ilke ve söylemlerine aykırı olarak cumhuriyet tarihinin ilk dış borcunun 4.5 milyom dolarlık geri ödemesini yapıyoruz.Chp bursa milletvekili coşuyor ve şu cümleyi kuruyor.Bir peygamber kadar saf ve temiz olan başkan rooswelt ve onun yerine gelecek olan trumana ne kadar minnet etsek azdır.

Tarihimiz bu kadar garip minnet duyguları ile dolu iken başka ne söylemeli bilmemki.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Mart 05, 2010, 05:59:45 ös
Yanıtla #9
  • Ziyaretçi

Bay Kötülük ... Çok iyi yazılmış. :) Üstüne artık laf  edilmez.