Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: MASON MABEDİ NASIL BİR YERDİR? - 1  (Okunma sayısı 11551 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 06, 2010, 01:55:49 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Locaların masonik çalışmalarını yaptıkları yere “mabet” denilmekte oluşu ne denli doğru, bu tartışılabilir. Batı dillerinden temple/tempel deniyor. Türkçe karşılığı tapınak olarak veriliyor ama tam yerli yerine oturmuyor gibi. Antik uygarlıklardan kalma tapınaklar pek bir sorun olmuyor da günümüzde bir yere “tapınak” denilmesi sanki oraksı tapınma yeri gibi bir izlenim yaratıyor. Peki mabet nedir? İbadet yeri. İkisi de aynı şey. Ancak Türkiye’deki masonlar böylesini daha uygun bulmuş nedense… Elbette bir mason mabedi ne tapınma ne de ibadet edilen bir yer değil. Sadece masonlarca, Masonluğun amaçları uyarınca yüce hatta “kutsal” sayılan bir işlevi var. Bu yücelik ya da kutsallık da simgesel. Masonluk ezoretik bir örgüt olduğu için simgesel. Ezoterizmi anlamayanlar, her şeyi egzoterik olarak düşünme alışkanlığından kendilerini kurtaramamış olanlar,  bu simgeselliği de kavrayamıyor çünkü simgesel dil ve düşünce onlara pek yaban. Kendi egzoterik nitelikli dinlerinin çerçevesinde geçen birçok anlatının da aslında çeşitli simgeler içerdiğinin, hele kutsal kitaplarındaki öykülerin aslında birer alegori olduğunun farkında bile değiller.

Her neyse, konuyu dağıtmış olduğum gibi toparlamaya çalışayım: Bir mason mabedinin nasıl bir yer olduğunu irdeleyeceğiz.

Günümüzün pratiğinde bir mason mabedi, planda dikdörtgen biçiminde olması yeğlenen bir kapalı salon. Ancak Masonluğun bir evrensel geleneği var: Kimilerine olmayacak şey hatta kimilerine gülünç bile gelebilecek ama Masonlukta geçerli olan bu gelenek şöyle: Loca toplantısını yapmak üzere elverişli bir kapalı salon bulamadınız mı?... Bir vadiye gidersiniz; orada yeterli genişlikte bir düz alan bulursunuz; elinize bir çomak alırsınız; yere bir mabet çizersiniz; içine girer loca toplantısını yaparsınız.

Bu dediğime sakın gülmeyin… Saçmalamakta olduğumu da söylemeyin. Bu da bir simgedir. Masonlukta çok şey simgedir. Mason olanlar söylesin; Masonluğun gelenekleri uyarınca bu dediğim olur mu, olmaz mı?

Nitekim herhangi bir mason locasının çalıştığı yer, kent ya da kasaba hatta köy Masonlukta kullanılan simgesel dil uyarınca “vadi” olarak anılır.

Neden vadi?... Çünkü Masonluk ezoterik bir kurumdur. Birimlerinin yani localarının çalışmaları harici de denilen inisiye olmamışların gözlerinden ve kulaklarından arınmış bir yerde yapılır. Kolay ulaşılamayacak bir yer; korungan bir yer; simgesel olarak…

Neden vadi de daha da korungan olabilecek bir başka yer, örneğin mağara değil? Üstelik eski ezoterik kurumların birçoğunun inisyasyonları mağaralarda yapılmaz mıydı?

Bunun yanıtını verebilirdim ama vermeyeceğim. Forum üyelerinden mason olmayanlar biraz düşünsün bakalım, niçin mağara değil de vadi? Düşünenler ve bir yoruma varanlar yanıt versin ve tartışalım gerekirse.

Bir vadide, ayrı ayrı yerlerde, her birinde en az bir mabet bulunan birkaç bina/lokal bulunabilir. Bunlardan her birinin yeri, gene Masonluktaki simgesel dille “geometrik nokta” olarak anılır.

Bir yerleşim bölgesinde tek bir bina/lokal varsa, mabedin yerinden simgesel dille söz edilirken “belirli geometrik nokta” denir. Bu belirli geometrik noktanın neresi olduğunun ilgililerce bilindiği varsayılır. Fakat, aynı yerleşim bölgesinde birkaç ayrı bina/lokal bulunabilir. Bu durumda, bunların yerleri birbirlerine göre hangi yönde oldukları belirtilerek betimlenir. “Kuzeydeki geometrik nokta”, “Yukarıdaki geometrik nokta” gibi...

Şu “yukarıdaki geometrik nokta” sözünü edince, bir zamanlar Türkiye’de niçin Har ve Kabul Edilmiş Masonlar büyük Locası üyelerine “Aşağıdakiler”, Büyük Mason Mahfili (şimdiki Özgür Masonlar Büyük Locası) üyelerine de “Yukarıdakiler” denilmiş olduğu belirginleşiyor.


Düzenli bir loca, çalışmalarını, bağlı olduğu büyük locanın belirleyeceği yerde hizmete konulmuş bir mabette yapmak zorundadır. Büyük locanın kendi sahip olduğu ya da kiralamış bulunduğu sürekli bir yeri yoksa, belki geçici olarak bir başka yerde (genellikle bir otel, kulüp ya da lokantada) toplanılabilir. Hatta bu amaçla locaların gemilerde toplandığı bile görülmüştür. Ancak hiçbir zaman bir locanın toplantısı, bir masonun evinde ya da iş yerinde yapılmaz. Yeter ki koşullar bir locayı buna zorlamasın. Yoksa tarih boyunca birçok yerde bir masonun evinin ya da iş yerinin bir bölümünün geçici ya da sürekli olarak bir mabet haline getirilip locaların çalışmalarını böyle bir yerde yaptıkları görülmemiş şey değildir. Bu deneyimi geçirmiş olan localar, Masonluğa gerçekten de gönül verip böylesine özveride bulunan kardeşlerine çok şey borçludur. O masonların yaptıkları ile sadece onur duymaktan başka bir dilekleri olmasa bile.

Eskiden, hiçbir mason kuruluşunun sahibi olduğu bir bina yoktu. Localar, bir günlüğüne ya da bir geceliğine tuttukları salonda mabet dekorasyonunu yapar, çalışmalarından sonra da dekorasyonu kaldırıp götürür ya da kendilerine ayrılan bir özel bölmeye kaldırırlardı. Bu yöntemi günümüzde de uygulamakta olan localar vardır. Hatta günümüzde büyük locaya bağımlı kalmaksızın kendi binalarını edinmiş localar da vardır.

Bir geometrik noktanın en önemli özelliklerinden biri, vadi içinde yerini bilenlerce kolay ulaşılabilir bir yerde bulunması olmalıdır. Localarının toplantılarına katılacak masonların, evlerinden ya da iş yerlerinden mabedin bulunduğu geometrik noktaya gereğinde toplu taşıma araçlarından yararlanarak ulaşabilmeleri, toplantıdan sonra evlerine de olabildiğince kısa süre içinde ve rahatça gidebilmeleri öngörülür. Bu olanak, masonların localarının toplantılarına katılmakta istekliliğini artırdığı için, mabetlerin sapa ya da uzak yerlerde olmamasına özen gösterilir.



Böylece bir mason mabedinin nasıl bir yer olduğunu değil de, bulunduğu yerin özelliklerini gözden geçirmiş olduk. İçinin nasıl olduğunu bu yazı dizisinin ikinci bölümüne bırakalım.



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mayıs 06, 2010, 03:12:09 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Sayın ADAM ilginç bir soru sormuş,benim de henüz dikkatimi çekti.

Acaba,neden mağara değilde mabet!...Kendisininde belirttiği gibi,geçmişte kullanılan ezoterik okulların inisiyasyon yerleri, genellikle mağaralar...

Düşününce,bu soruya çok farklı yanıtlar verilebilir;ama doğrusunu bulabileceğimden emin değilim.



1-Gelişen toplumun fertleri,mağaraları ikamet alanı olarak kullanmaktan vazgeçmiştir.

2-Mağaralar,yaban hayvanlarının kullandığı mekanlardır.

3-Mağaraların girişi olur ama çıkışı olmayabilir;oysa vadilerin hem girişi hemde çıkışı olur.

4-Vadiler,tüm canlıların ortak kullanım alanıdır;dolayısıyla doğayı tasvir etmek için gayet uygundur.

5-Vadiler güvenlidir,mağaraları kullanmak risklidir.

6-Mağaralar,teist dinlerin inisiyayon alanlarına da çağrışım yapar.

7-Vadiler,bireysel özgürlüğe de vurgu yapılabilen yerlerdir;oysa mağaraların kullanım alanı sınırlılığa    işaret eder.

 Daha birçok  alternatif yanıt üretilebilir;ama sanırım,doğrusunu bilenler bilir.


Saygılar
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Mayıs 06, 2010, 05:17:42 ös
Yanıtla #2
  • Mason
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 1235
  • Cinsiyet: Bay

Sn. Adam' ın söyledikleri doğrudur. Yeterli bir düzlük ve sonsuz gökyüzünün altı bizler için çizilecek bir kaç şekil ile mabed olur. Dahası eski üstatların uygulaması da doğrudan budur.

Masonluk uzun süre bu düzlüklerde toplanılarak toplanmış. Bizlerin şimdi vadi binalarında harici alemdeki anlamından farklı olarak süsler içerisinde gördüğümüz çoğu simge yere çizilerek sürekli göz önünde tutulması sağlanır. Celse bitiminde de silinirmiş. Şimdilerde bazı şeyler daha kolay yapılır hale gelse de özü itibariyle vadi binalarımızın sonsuz gökyüzü altındaki eski üstatların çalıştığı vadilerden hiçbir farkı yoktur. Ne menfi, ne müsbet anlamda fark mevcut değildir.
Tempus fugit...


Mayıs 08, 2010, 08:37:29 öö
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Sevgili Dostlar,

Bu yazının kapsamında bir soru koydum ortaya; bir tek Sayın ceycet kendine göre bir yorum yaptı. Başka hiç kimseden ses çıkmadı.

Bana göre Sayın ceycet'in yorumu asıl olması gereken açıklama değil; elbette bana göre... Peki diğer forum üyesi dostlardan bu yazıyı okumuş olanlar niçin ilgilenmez? Yanlış olacağından mı çekiniyorsunuz? Çekinmeyin. Varsın yanlış olsun yani bana göre yanlış; size göre doğru olabilir. Biraz düşünce jimnastiği yapalım istedim.

Bu sorunun doğru yanıtı Masonluğun asal niteliğini ortaya koyar bir bakıma.

Şu halde soruyu yineleyeyim: Bir mason mabedinin bulunduğu yere niçin "mağara" değil de "vadi" denir? Dikkat: Buradaki soru niçin vadi olduğu değil, aynı zamanda niçin mağara olmadığı... Masonluğun, kendi öğretisini oluştururken antik misterlerden çok yararlanmış olduğunu biliyoruz. Antik misterlerin birçoğunda inisyasyonların mağaralarda ya da dehlizlerde yapıldığını da biliyoruz. Şu halde Masonlukta bu özellik niçin iteklenmiş?

Ben bu konuyla bağlantılı yazı dizisinin sonrasına devam edeceğim ama  bu sorunun yanıtınıns ortaya konması bakımından yanlış bile olsa medeni cesaretle ortaya konacak yorumları bekliyorum.

Sevgiler.

 




ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mayıs 08, 2010, 06:26:39 ös
Yanıtla #4
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 784
  • Cinsiyet: Bay

Süleyman Mabedinin bulunduğu bölgenin vadilerle çevrili olmasından dolayı vadi denmiş olabilir.

Neden mağara değil sorusuna cevabım,

Mağara doğal bir oluşum. Mabed ise inşaat ustaları tarafından yapılmış bir yapıdır.


Saygılarımla,
« Son Düzenleme: Mayıs 08, 2010, 06:28:46 ös Gönderen: dogudan »


Mayıs 08, 2010, 06:36:51 ös
Yanıtla #5
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın dogudan'a katkısı için teşekkürler ama olmadı...

Süleyman Mabedi bir vadi içinde kurulu olsaydı, hani yebilirdik ama Kudas tapınaklarının hepsi o Siyon tepesi üzerinde kurulmuş. Bir locanın bulunduğu yere ise "tepe" denmiyor.

Elbette mağara doğaldır ama vadi de doğaldır. Bir açıklamada konunu doğa ile bağlantısı var; zaten vadi olunca doğa bağlantısının olmaması olanaksız ama bağlantı bu değil.

Sorunun yanıtı bakımından Masonluğun özelliklerini simgeselliğiyle birlikte düşünmek gerek.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mayıs 08, 2010, 06:44:21 ös
Yanıtla #6
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 259
  • Cinsiyet: Bay

Merhabalar;
Sayın ADAM ben kendimce sorunuzun yanıtını vermeye çalışayım;

Masonluk kurumu sadece kendi üyeleri için değil tüm insalık için de çalışır.Çalışmalarından çıkan ''Sevgi ve Bilgi'' ''her yöne'' dağılsın ister.Mağarada sıkışıp kalmasın istenir desem boğulurmuyum ?


Sevgi ve Saygılarımla...
Her şey bir adımla başlar...


Mayıs 08, 2010, 08:08:12 ös
Yanıtla #7
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Vadi, çünkü göğe açıktır. Bir mağara kapalı bir mekandır. Sn. MERICCAN'ın da ifade ettiği üzere. Ama o zaman dağ başı niye denmemiş? Çünkü vadinin kıt cografya bilgimle ulaşımı daha zor, daha sessiz, daha kuytu bir yer olduğunu söyleyebilirim. Dağ başı değil çünkü vadideki derinlik dağ başında yoktur. Gözlerden uzak, sessiz, insanın çalışmalarını daha dingin bir şekilde yapabileceği bir yerdir vadi ve gökyüzü ile arasında bir engel yoktur. Orada yapılan çalışmaların nuru halka halka her yöne yayılabilir.

Benden bu kadar.

Sevgi ve Saygılarımla.


Mayıs 09, 2010, 08:37:31 öö
Yanıtla #8
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Masonlukta bir locanın toplantı yaptığı yere simgesel olarak niçin “mağara” değil de “vadi” denir?

Bu soru üzerinde bu kadar çok durmanın gerekçesi nedir?... Çünkü bu sorunun yanıtı, kişiye Masonluğun çok önemli bir niteliğini kavrama olanağını sağlar.

Ortaya atmış olduğum bu soruya bana göre en doğruya yakın yanıtı Sayın SkullG verdi.

Konuyu daha çok uzatmanın gereği olmadığı için, ben kendi yorumsal açıklamalarımı yapacağım. Bunların tam ve kesinlikle doğru olduğu gibi bir iddiada bulunmadığımı da belirtmek isterim.

Öncelikle sadece Masonlukta değil, birçok ezoterik kurumda kullanılmakta olan şu simgesel terimi anımsayalım: “Karanlıktan aydınlığa geçiş.” Bu simgesel terim, bir bakıma bir inisiyenin o kurumdaki amacını yansıtır. İnisiye karanlıklar içindedir ve ışığı görmeyi, aydınlanmayı hedeflemektedir. Buradaki “karanlık”, “ışık” ve “aydınlık” sözcükleri, birer simgesel terim olarak, bir ezoterik kurumdan diğerine farklılık gösterir. Elbette bunun üzerinde zamanın da etkisi vardır. Örneğinde Masonlukta karanlık ve aydınlık kavramlarının bugün zihinlerde canlandırdığı olgu, dolayısıyla yorum, 18. yüzyılda olandan çok farklıdır.

Mağarada inisyasyondan geçen kişi hep karanlıktadır. Buradaki sınavlardan başarı ile geçip kurtulduğunda aydınlığa, dışarıya çıkar. Masonlukta ise bunun tam tersi söz konusudur. Aday simgesel olarak dışarıdayken karanlıktadır; vadiye girdiğinde ışığa ulaşır ve aydınlanır.

Doğada vadi, gökyüzüne açıktır. Burada o gökyüzü de çok önemli bir simgedir ve nitekim bir mason mabedinin tavanının gökyüzünü simgelediği de benimsenir. Mağara ise her bakımdan kapalıdır; doğadan kopuktur. Masonluğun amacı evrenseldir. Birçok ezoterik kurumun ise sadece bireye yöneliktir; toplum ve evrensellik söz konusu değildir. Dolayısıyla mağarada inisiye olan, ışığı dışarıda bulsa bile kendi içine kapanıktır. Oysa bir masonun topluma ve evrenselliğe açık olması beklenir. Elbette her ikisi de ulaşılması hayli güç olan, çevresine oranla daha kuytu, genellikle sessiz ve esenlikli bir yerdir; oradaki çalışmaların yabancı gözlerden ve kulaklardan uzak, dışa kapalı ve dinginlik içinde yapılmasını sağlar ama mağara Masonluğun amaçlarıyla, bir masondan beklenenlerle bağdaşmamaktadır.

Vadinin bir diğer doğal özelliği de, çevresine oranla derin bir bölge oluşudur. Masonlukta bu “derinlik” mecazi bir anlamda değerlendirilir. Böylelikle vadi, gerçeklerin araştırılmasındaki çalışmaların derinlemesine yapıldığı bir yer olarak da bir anlam kazanır. Nitekim Sayın SkullG de buna değinmiş.

Bir diğer önemli nokta daha var ki bu da Masonluktaki simgesel çalışma zamanıdır. Masonlukta düzene çok önem verildiğine çeşitli başlıklar altında birçok kez değinmiş, hatta bunun ayrıntılı bir irdelemesini de yapmıştım. Bu düzen çerçevesi içinde yer bir öğe de simgesel olarak çalışmaya belirli bir zamanda başlamak ve belirli bir zamanda bitirmektir. Zaman boyutu “gün” olduğunda doğada iki belirli an vardır. Kimileri bunu sabah güneş doğarken ve akşam güneş batarken biçiminde alır. Hayır, bu belirli değildir. Her gün az da olsa değişir. Zaten doğanın bu belirgin anlarını mağarada saptamak olanaksızdır hatta orada manyetik alanın oluşturduğu sezgi dışında zamanın olmadığı bile söylenebilir. Vadide zamanın (vaktin) belirgin anları ise biri güneş tam tepedeyken yani öğle ortasında, öteki ise bunun tam tersine gece yarısındadır. Nitekim bu nedenle Masonlukta çalışmaya simgesel olarak tam öğle zamanında (gün ortasında) başlanıp gece yarısında son verilir. İşte o gün ortası vadide belirgin olarak saptanabilir ama mağara hep ve sürekli olarak geceye gömülüdür.

Dolayısıyla vadi, simgesel olarak bir masona aydınlığı sağlayan yerdir.

Başta belirtmiş olduğum gibi, bu benim yorumumdur; elbette tartışılabilir.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
715 Yanıt
834172 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 16, 2022, 01:01:59 öö
Gönderen: Behiye1921
O NASIL BAŞARDI?

Başlatan Ittihatci « 1 2 3 » Mustafa Kemal Ataturk

22 Yanıt
13342 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 06, 2007, 01:58:35 ös
Gönderen: Ittihatci
0 Yanıt
4126 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 31, 2009, 06:13:01 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4573 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2010, 08:39:58 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3800 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 06, 2010, 09:11:18 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3133 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 07, 2010, 03:42:26 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
8123 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 08, 2010, 04:55:02 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
6065 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 11, 2010, 04:33:45 ös
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
3210 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 26, 2012, 01:08:58 öö
Gönderen: Alşah
15 Yanıt
7853 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 26, 2014, 10:37:24 öö
Gönderen: Spock