Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İKTİSAT  (Okunma sayısı 16268 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 26, 2007, 10:04:56 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

İktisat veya ekonomi, üretim, dağıtım, tüketim, ticaret, değişim ve bölüşüm ile ilintili etkinliklerin bütünü ile, bu etkinlikleri inceleyen bir bilim dalıdır.

Bir etkinlikler bütünü olarak iktisat ya da ekonominin yapısı, uygarlık tarihi ve toplumsal yapılanmalar ile yakından ilişkilidir.

Bir bilim dalı olarak iktisat ya da ekonomi, dünyadaki kaynakların sınırlı, insan ihtiyaçlarının sınırsız olması yüzünden, kaynakların daha verimli bir şekilde kullanılabilmesini sağlamak amacıyla kurulmuştur. İktisat, incelediği konulara ve kapsamlara göre dallara ayrılır:

Normatif İktisat - Bir durumu hedef olarak gören, ekonomik düzenin nasıl olmasına dair fikirler üreten iktisat dalıdır. Normatif iktisat belirlenen hedefler için neler yapılması gerektiğini araştırır. Sosyal adalet, üst düzey refah için neler yapılması gerektiğini araştırır.

Pozitif İktisat - Sadece ekonomik düzeni sebep-sonuç ilişkisi içinde inceleyen, ekonomi içinde sürekli geçerli kanunları saptamaya çalışan iktisat dalıdır. "Talep artışı enflasyonu nasıl etkiler?" gibi sorulara cevap arar. "Enflasyon hangi düzeyde tutulmalı?" sorusu normatif ikstisatın inceleyeceği bir konudur.

Mikroiktisat veya Mikroekonomi - Tüketicilerin ve firmaların ekonomik davranışlarını; ihtiyaç, fayda, değer, fiyat kavramları ile araştıran iktisat dalıdır. Piyasa türlerini, piyasaların işleyiş mekanizmasını ve farklı piyasa koşullarında firma dengesinin nasıl oluştuğunu da araştırır. Daha basit bir ifadeyle bir şirketin veya tüketicinin kendi iş işleyişi ve dış ekonomik ilişkilerini bireysel olarak inceleyen iktisat dalıdır.

Makroiktisat veya Makroekonomi - Ülke ekonomisini ve dünya ekonomisini ilgilendiren konu başlıklarını inceleyen bir iktisat dalıdır. İstihdam, enflasyon, kamu dengesi gibi konuları inceler.


Haziran 26, 2007, 10:50:12 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

   TİCARİ KAPİTALİZM

Kapitalizmin erken veya ilk aşamasıyla ilgilidir. Yeniçağ'ın başlangıcında, büyük coğrafi keşifleri izleyen yıllarda Atlantik Kıyılarında gelişmiştir. Sermaye, ticaret ve para muamelelerine yöneldiği için kapitalizmin bu aşamasına ticari kapitalizm adı verilmiştir.

Avrupa’nın Uzak Doğu ile ticaretinin 16. yüzyıldan itibaren Akdeniz’den Atlantik Kıyılarına kayması, ticari kapitalizmin İngiltere, İspanya ve Portekiz Kıyılarında yoğunlaşmasına yol açmıştır. Büyük imparatorlukların denizaşırı sömürgeler kurmaları, deniz ticaret filolarını geliştirmeleri, anavatana hammadde ve maden taşımaları, kapitale ve kapitalizme büyük imkânlar yaratmış, kapital birikiminin hızlanmasını ve yoğunlaşmasını sağlamıştır.

Ticari kapitalizm, 18. yüzyılın ortalarına ve kısmen ikinci yarısına kadar sürmüştür. Avrupa ülkelerinin bu dönem içinde yürüttüğü iktisadi politakaya merkantilizm adı verilmiştir.


Haziran 26, 2007, 10:52:47 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

    Marxist Ekonomi

Karl Marx’ın kapitalist ekonomilerdeki süreçleri inceleyen ve eleştiren “ekonomist” yanıdır. Marx özellikle, değer fiyat ve kâr gibi ekonomik olaylar üzerinde durmuştur. Marx’ın ekonomik olayları ele alıp incelemesindeki amacı, modern herhangi bir ekonomistin amacından farklı değildir: Belirli bir tarih dönemindeki ekonomik olayları ele alarak bu olaylar arasındaki neden-sonuç ilişkilerini tarafsız ve tutarlı bir şekilde ortaya çıkarmak, tıpkı modern iktisatçıların değer, ücret ve kâr kuramlarında ortaya koyduğu tümdengelimci mantık düzeni ve bazı dağınık tümevarımlı verileri ile Marx, hiç değilse sunuş açısından, modern ekonomi kuramına son derece yaklaşmaktadır.

Marx, kapitalist ekonomilerde faaliyette bulunan değer belirleyici kuvvetleri incelerken iki değer biçimi arasında kesin bir ayrım yapar: “Kullanım değeri” ve “mübadele değeri.” İlki, yani kullanım değeri, bir nesnenin mal sahibi için ne kadar kullanışlı olduğunu ya da kullanılmasından mal sahibinin ne kadar yararlandığını, tatmin olduğunu, zevk aldığını gösterir.

Kullanım değeri, bir soyutlamadır. Tamamen içsel bir kavramdır. Kullanım değeri yönünden bir nesnenin niceliğini yalnız ve yalnız onu kullanan ya da kullanacak olan kimse belirleyebilir. O zaman bile, kullanım değeri olan bir başka birime kıyasla, sahibinin nazarında artı ya da eksi nicelikte olabilir.


Haziran 27, 2007, 08:28:48 öö
Yanıtla #3

iktisat öğrencisiyim..fena mı fena bir hocam var dersten soğumak da istemiyordum. bunlar bana okurken moral verdi açıkcası teşekkürler
ars longa, vita brevis...


Haziran 27, 2007, 06:53:03 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Eger hocanizla sorununuz varsa, derse konsantre olabilmek icin kendinizi egitme yoluna gidiniz. Yani konulari dersi gecmek icin veya hocanizin istedigi sekilde ogrenmek yerine sindire sindire ogreniniz. Bazi konularin temelini ogrendiginiz surece, hoca ne kadar kotu olursa olsun, sizin bilgileriniz hep dogru olacaktir.


Haziran 28, 2007, 09:31:08 ös
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Aciyo Faiz Teorisi

Aciyo, İtalyanca’dan gelme bir sözcüktür. Aslı aggio’dur. Bankaların yaptıkları operasyonlar dolayısıyla müşterilerinden aldıkları ücreti ifade eder. Banka hizmetleri, zaman ve “mekan” boyutlarında olabilir. “Mekan” boyutunda hizmete bir örnek transfer işlemleridir. Böhm - Bawerk’in Aciyo Faiz Teorisi’nde, aciyo terimi zaman boyutu açısından kullanılmıştır.

Aciyo Faiz Teorisi “zaman tercihi” kavramına dayanmaktadır. Bu teoriye göre, zaman sorunu faizin ağırlık merkezidir. İnsanlar, genellikle güncel gereksinmelerini ön planda tutarlar ve geleceği aynı ölçüde önemsemezler. Güncel gereksinmelerin ön plana alınmasının nedeni, iyimserliktir; ilerde her şeyin daha iyi olacağına beslenen inançtır. Önemli olan bugünün gereksinmesi, bugünün fırsatı olduğundan, elimizde bulunan para, yarı n elimize geçeceğini umduğumuzdan daha büyük değer taşır.

Şimdiki para, insanlara geleceğin parasından daha iyi görünür. Bugünün hazır parası ile yarının belirsiz parası arası nda, bir zaman tercihi vardır. Böhm-Bawerk de, Jean Baptiste Say gibi, paranın arz ve talep arasında bir saydam perde olduğunu düşünmüştür. Aslında malların parayla değil birbirleriyle değiştirildiklerini yazmıştır. Kredi, bugünkü malların yarınki mallarla mübadelesini sağlayan, mübadelelerle zaman boyutunu devreye sokan araçtır.

Elimizdeki paranın ya da bu parayla alacağımız malın yararı, yarının parasına ve malına üstündür. Başka bir deyişle, bugünkü malların yarınki mallarla, bugünün parası ile yarının parasını mübadele edebilmek için agio farkının giderilmesi gereklidir. Faiz, bu farkı gidermektedir.


Haziran 28, 2007, 09:40:48 ös
Yanıtla #6
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Manchester Okulu

1838 yılında Manchesterlı iki işadamının Hububat Kanunu'na (Corn Law) karşı kurmuş oldukları derneğin üyelerine verilen addır. Klasik İngiliz ekonomistleri serbest ticaret taraftarı idiler; İngiltere'de tarımın hububat kanunlarıyla himaye edilmesine karşı çıkıyorlardı.

Sanayi Devrimi sırasında her yıl parlamentoya serbest ticaret lehinde kanun teklifleri yapılmaktaydı. Bu hareket, 1838 yılında Hububat Kanunu'na karşı kurulmuş olan dernekle kuvvet kazanmıştır.

Dernek, Richard Cobden ve John Bright adlarında kendi kendilerini yetiştirmiş iki Manchesterlı işadamı tarafından, toplu hareketi siyasi bir baskı aracı olarak kullanmak üzere kurulmuştu. Bir taraftan bu derneğin üyelerinin faaliyeti, diğer taraftan İngiltere'de tarımdan az ürün elde edilmesi ve İrlanda'da açlığın başgöstermesi sonucu, muhafazakâr hükümet 1846 yılında hububat kanunlarını kaldırmıştı.

Uzun süren parlamento tartışmalarında muhalefet lideri Disraeli, hububat kanunlarının kaldırılmasını savunanlara karşı "Manchester Okulu" terimini kullanmıştıü Bu ifade ile, Muhafazakâr Parti'nin Manchester ve dolayındaki pamuk imalatçılarının etkisi altında kaldığını vurgulamak istemişti.

Daha sonra Manchester Okulu terimi, fabrikalara ve işçi sendikalarına cephe alan İngiliz klasik ekonomi okulunu karikatürize etmek için kullanılmıştır. Gerçekte klasik ekonomistler bu kadar aşırı fikirleri benimsemiş değillerdi. Bu nedenle, bir Manchester ekonomi okulundan çok, bir Manchester işadamları ve politikacılar okulundan söz etmek daha yerinde olur


Temmuz 08, 2007, 02:11:32 öö
Yanıtla #7

sayın shemuel verdiğiniz bilgiler için size minnettarım. bir de grafikler olsaydı zaten  tekrar yapmamı gerektirecek kaynak burası olurdu ki bu bile gerçekten temel ve yararlı oldu. saygılarımla
ars longa, vita brevis...


Temmuz 09, 2007, 01:45:46 öö
Yanıtla #8
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 920
  • Cinsiyet: Bay

Shemuel bence bu sesı duy ve yardımcı olmaya calıs grafıklerıde arastırmalısın gıbıme gelıor bana bakma ben sefarad damadıyım :D
Taslar yerine oturabilecek mi ? İnşaasına basladıgımız yapı nasıl olur da yarım kalır ..


Temmuz 09, 2007, 01:51:26 ös
Yanıtla #9

Sevgili  ITZHAK öneriniz  gerçekten beni sevindirdi.  Saygılarımla...
ars longa, vita brevis...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
5 Yanıt
5723 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 28, 2008, 01:19:29 öö
Gönderen: Veritas