Bu işi yapalım, bir mason locasının toplantılarını yaptığı ve “mabet” olarak anılan yerin özelliklerini anlatalım, bu da eksik kalmasın, herkes Masonluğun bu konuda da gizlisi saklısı olmadığını görsün dedik…
Dedik de, korkarım başımıza iş aldık.
Bunun anlatımı belki çok kolay bir şekilde de yapılabilir.
Daha da kolayı verirsin birkaç fotoğraf; «İşte sana mabet.» dersin iş biter.
Ancak ben düşünüyorum da ne o pek kolay bir şekilde yapılan anlatım ne birkaç fotoğraf, bu forumun üyelerine ve dışarıdan bu forumda yazılanları izleyenlere yetmez. Ayrıntıya girmek gerek.
Ancak ayrıntıya girerken de özellikle Sayın Noah’ın değinmiş olduğu üzere 17. maddeyi de gözetmek gerek.
Bana sorarsanız, bu forumda 17. madde nedeniyle yazmaktan kaçınmamız gereken birtakım şeyleri belki bir başka ortamda yazabilir, tartışabiliriz. Ancak her bir ortamın kendine özü kuralları vardır. Burasının kuralı da bu. Bunun akla yatkın bir gerekçesinin bulunduğuna da inanmalıyız.
Mabet…
Bu terim, Masonlukta hem simgesel hem yüksek derecelerin birçoğunda, aynı anlama gelmek üzere kullanılıyor.
Mason birimlerinin toplantı ve çalışmalarını yaptıkları yere kimi zaman loca ya da atölye dendiği de olur. Loca simgesel derecelerde, atölye yüksek derecelerde geçerli. Loca, yüksek derecelerin bazıları için de kullanılmakta olabilir ama simgesel derecelerde atölye sözcüğünün bir geçerliliği yok. Mabet sözcüğü, her zaman için geçerli ve üstelik ayrıcalıklı.
Konumuz mason mabedi elbette ama işin başında masonu bir yana bırakıp salt mabet üzerinde durmazsak olmaz gibi geliyor bana.
Bu sözcüğün Batı dillerindeki karşılıkları, etimolojik olarak Latincedeki “templum” sözcüğüne dayanıyor. Sözlük anlamı bakımından templum ise “ayrı tutulmuş” demek ama özellikle “kutsal olmayan bir alan ya da çevreden fiziksel olarak ayrılmış bir kutsal yer” anlamına gelmek üzere kullanılıyor.
Şu halde, kimi masonlar ne derse desin, bir loca ya da bir başka birimin ritüelik çalışmalarını yaptığı yerin bir kutsallığı söz konusu.
Bu forumu izleyenler benim biraz “Türkçeci” olduğumu biliyor ve şu soruyu sormamı bekler: «Neden mabet de tapınak değil.”
Hadi ben buna masonların yanıt vermesini bekleyeyim.
Sonunda Masonluk açısından tapınak bu yarışı kaybedecek, mabet kazanacak biliyorum.
Bir başka soru da elbette bu çalışmaların yapıldığı yere niçin mabet dendiği. Niçin böyle bir kutsallık yakıştırması yapıldığı. Onun yanıtını ise izleyecek bölüme bırakıyorum.