Masonlar.org - Harici Forumu

Mason ve Masonluk Nedir? => Bana Gore Masonluk => Konuyu başlatan: ADAM - Ağustos 24, 2010, 02:59:13 ös

Başlık: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: ADAM - Ağustos 24, 2010, 02:59:13 ös



Forumun, anımsayabildiğim kadarıyla birkaç ay öncesine kadar olmayan, epeydir her sayfanın başında kendiliğinden görünen bir sür manşeti var. Yukarıda görüyorsunuz.

Tamam. İlke olarak bir diyeceğim yok. Masonluğu öğrenmek için masonlara sormalı.

Sormalı da… İki sorun var.

Birincisine bu yazı dizisinin “giriş” niteliğindeki ilk bölümünde dolaylı olarak değinmiştim. Onlar biliyor mu ki onlara soralım?

Bu bir demagoji değil. Soralım sormasına da, bilenlerine sormamız gerek. Elbette bilenleri, hem iyi bilenleri, hem çok iyi bilenleri var. Şu halde sorun, o iyi bilenleri bulmakta.

Bu forum alanında bu öyle çok zor bir iş değil. Forumun üyesi olan masonlar her konuyu, her ayrıntıyı yeterince bilemeyebilir. Ancak forumun yöneticileri, gerekiyorsa, bileni bulur ve bizim sorumuzun yanıtını bize getirirler. Bundan hiç kuşkumuz olmasın. İki koşulla:

Birincisi, o sorunun yanıtı varsa ve yanıtlanması uygun düşüyorsa.

İkincisi, o soru bu forumda yanıtlanabilirse. Unutmayalım ki forumun birtakım kuralları var.

İkinci sorun ise genel olarak masonların Masonluğu anlatmaya ne denli istekli olduğu… Bana öyle pek istekli gibi gelmiyorlar. Hele geçmişte özellikle ülkemizdeki masonlar hiç istekli olmamış.

İstekli olmak bir yana dursun, bundan olabildiğince kaçınmışlar.

Kamuoyunda Masonluk, gizlerle örtülü, bilinmezliklere gömülü bir kurum olarak bırakılmış. Bunun sorumlusu da masonlar.

Meydanı şu ya da bu nedenle Masonluğa karşı olanlara bırakmışlar. Berikiler de ağızlarına ne gelirse söylemiş. Kamuoyunda Masonluğun adı kötüyü çıkarılmış. Masonlara da birer öcü gibi bakılır olmuş.

Acaba bu tutumları kendilerinin bile Masonluğu bilmeyişlerinden, bu işi beceremeyeceklerinden mi ileri gelmiş dersiniz?

Beceremeyeceklerini sanmam. Belki beceremeyecek olan vardır aralarında ama çoğu pek âlâ becerir. Yeter ki anlatmak istesin. Anlatmak istememiş, anlatmaktan kaçınmışlar.

Bu tutumlarına ilişkin olmak üzere de birtakım gerekçeler göstermişler. Bana sorarsanız bahane. «Gerçek nasıl olsa bir gün anlaşılır.» gibi lâflar etmişler. Tam “lâf”. Sanki Masonluğu bir “esrarengizlik” kisvesi altına büründürmek, daha çok işlerine gelmiş gibi görünüyor bana. Kendilerine paye biçmişler bundan. Hele bir de mason oldukları bilinenleri düşünün… «Biz masonuz. Sırlarımız var. Bunları sadece biz biliriz. Mason olmayanlar bilemez ve öğrenemez.»

Ne kompleks!.. Ne bilmişlik taslayarak kendini bilmezlik! Bir de Masonluğun en önemli benimseyişlerinden birinin kendini bilme felsefesi olduğu söylenir.

Bu sözümü aşağılama olarak almayın sakın. Bu sözüm günümüzün masonlarına değil, geçmiştekilere. Şimdi onlar herkesin gideceği o yerde. Allah rahmet eylesin. Kuşkusuz yaşamlarında özelde Masonluk için genelde insanlık için çok iyi, çok güzel şeyler yapmışlardır. Fakat bu kötülüğü de yapmışlar işte bugünün masonlarına ve kurumlarına, belki farkında bile olmadan, belki düşünemeden.

Kim bilir belki çekindiklerinden hatta belki korktuklarından. Kendini koruma içtepisiyle…

Yakışır mı masonlara?

Bilemem.

Bu tutumun sonucunu biliyorum sadece. Ortalık boş kalmış ve kamuoyu gerek bir kurum olarak Masonluk gerekse birer kişi olarak masonlar hakkında birtakım yanlış bilgilerle, üstelik tersine bilgilerle doldurulmuş.

Susmuşlar.

Susmanın erdemini benimsedikleri için mi?

Onlar sustukça ötekiler daha da bir coşmuş hatta azmış: «Bakın, görüyorsunuz, susuyorlar. Hiçbir şey söylemiyorlar. Çünkü söyleyebilecekleri hiçbir şey yok.» diye.

Buna ise yanıt verilmez. Verilmemeli. Çünkü bu resmen polemiğe davet. Masonların polemiğe girmekten kaçınmalarını ise doğru bulur, haklı görürüm.

Birkaç ay önce bir televizyon kanalında yine Masonluk getirilmişti gündeme. Adını söylemek istemediğim, aslında çok beğendiğim, ele aldığı konuyu çok iyi didikleyen bir sunucusu vardı programın. Katılanları ise bir kalem geçiniz; üstelik içlerinden biri çok ünlü ve kitaplarıyla toplumun beğenisini kazanmış bir kişi. Buna karşın olur olmaz, yalan yanlış anlatımlarla dolduruldu programın söyleşisi. Sonuna doğru sunucu şöyle bir yakınmada bulundu: «Masonlardan rica etmiştik programımıza katılmalarını ama hiçbiri aramıyor. Acaba niçin?» diye… Niçin olacak? Hangi televizyon programı oldu ki bugüne dek Masonluğun doğru dürüst bir şekilde ele alınarak işlendiği, polemiğe olanak tanınmadığı?

Oysa eskiden, böyle televizyon programları falan yokken, hatta televizyon bile yokken, radyo elbette yeterli bir yayın organı sayılamaz, sadece yazılı basın ve yayınlar varken masonların Masonluğu anlatmaları ve kamuoyunu doğru bilgilerle aydınlatmaları olanağı vardı.

Bunu yapmadılar ve bu noksanlığın ceremesine çekmek de günümüzün masonlarına kaldı.

Yanlış sözlerin ve anlatımların doğruymuş gibi benimsenmesini kolaylaştırmış oldular.

Kimilerine göre; masonlar durup dururken Masonluğa ilişkin bir şeyler anlatmayı gereksiz görmüş. Ancak Masonluğa ve masonlara olmayacak saldırılar yapılıp ve suçlamalar yoğunlaşınca, doğruları anlatmak gereğini duyumsamış ama artık çok geç kalmış oldukları için de bundan çekinmiş, kendilerine yöneltilen soruları yanıtlamaktan da kaçınmışlar.

Sonuç: Benim evde 1960’lı yıllarda yayınlanmış bir çeviri kitap var. Kitabın adı: “Masonluk, Bu Meçhul” Kapsamına bakarsanız içinde hiç de öyle “meçhul” (bilinemez) şeyler yok ama adı bilinemezliği vurguluyor. O da satış amaçlı elbette ama kamuoyunda Masonluk ile ilgili izlenim zaten öyle.

Böylece, Masonluk hakkında zaten ortalıkta dolaşıp duran çeşitli uydurmacalar, olur olmaz söylentilerin yanı sıra, bir de «Masonluk bilinmez, bilinemez. Masonlukta her şey saklı, gizlidir.» diye bir yanlış kanı daha oluşmuş.

Şimdi ben demiyorum ki Masonluğun sadece masonlarca bilinen ve mason olmayanlardan saklı tutulmayan hiçbir yanı yoktur! Nasıl olmaz ki? Nasıl olmasın ki?... Masonluk ezoterik nitelikli bir kurum. Elbette bu  niteliği uyarınca birtakım gizleri olacak. Fakat bunlar devede kulak. Onlara gelene kadar Masonluğa ilişkin olmak üzere bilinebilecek, hiçbir gizli-saklılığı bulunmayan, dolayısıyla anlatılabilecek, anlatılmasında hiçbir sakınca olmayan o kadar çok şey var ki!...

İşte, gelin bunlardan söz edelim.

Neresinden başlayalım?

Örneğin ortaya “Masonluk Nedir?” diye bir soru atalım mı başlangıç olarak?

Çok mu basit gelir?

Masonluğun ne olduğunu, bu forumun üyeleri bir yana dursun, ziyaretçi niteliğiyle izleyenler bile gayet iyi biliyor.

Ya?

Ola ki bilmeyenler vardır. Olamaz mı?

Ola ki bilenlerden kimileri de eksik bilmektedir.

O bilmeyenlerden birinin sorduğunu varsayalım: «Masonluk nedir?»

Bunun yanıtı öyle basitçe, tek bir tümceyle verilebilir mi?

Yoksa soru kısacık olmasına karşın yanıtı biraz uzun mu sürer?

Sürsün.

Yanıtlamayı denemek, eksik bile olsa bir şeyler söylemek istemez misiniz?

Dolayısıyla ben bu başlık altındaki yazılarıma iki gün ara veriyorum. Buyrun, söz sizin.

Lütfen “Belki eksik ya da yanlış yazarım” diye kendinizi endişeye kaptırarak yanıtlamaktan kaçınmayın. Hepimizin eksiği olacak. Hepimiz birbirimizin eksiğini gidermeye çalışacağız.



Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: enelsır - Ağustos 26, 2010, 10:39:57 ös
  Masonluk, belki de hakkın da en çok yazılıp çizilen en çok konuşulan ve kendi içinde barındırdığı ketumluğun bir tezahürü olarak çok spekülasyona  ve yanlış anlaşılmaya açık hakında en çok bilgiye sahip olduğumuz ve bu bilgi çokluğuyla doğru orantılı olarak hakında hiçbir şey bilmediğimiz bir konu.

   Bu bilinmezlik beraberinde bir gizemi. doğal olarak bu gizem de onulmaz bir merakı  peşinden sürüklüyor. Bütün bunlara birde her önüne gelenin mason olamadığı gerçeğini ekleyin bu gizem büyüyor büyüyor büyüyor.

   Tabi ki farkındayım sevgili ADAM'ın bu konu başlığın da ortaya atıp cevap beklediği masonluk'un gizemi deyil bize göre ne olduğu.Bu girişi masonluk'un dışarıdan en çok algılanan tarafın bu olduğunu düşündüğüm için yaptım.

   Konumuza gelirsek. Masonluk'un bir sırra, büyük bir sırra sahip olduğunu düşünüyorum. Bu sır sanıldığı gibi masonluk'un kendisi deyil sahip olduğu bir şeydir.Bunu yapılanma şeklinden içine kabul ettiği insanlara ve kabul ediş şekline kadar masonluğun her aşamasın da görebiliriz.Ben masonluk'un bütün yapısının tepeden tırnağa sır tutmak üzerine kurulu olduğunu görüyorum. Bu da kaçınılmaz olarak masonluk'u masonluk yapan şeyin bu sır olduğunu düşündürüyor. Masonluk'un ne olduğu sorusu beraberin de bu sırrın ne olduğu sursunu da getiriyor. Hele mason olabilmiş birinin de belli mertebelerden geçtiğini belli şeyleri ancak belli kademeler de öğrenebildiğini düşünürsek düşündüklerim biraz daha destekleniyor.

   Bu sırrın ne olduğunu bulmaya çalışmak nafile.Fakat bu sır yolculuğun da arasına kabul ettiği insanların özelliklerine ve hele mason olduktan sonraki ierlemelerine bakınca bu sırrın insanlığı daha ileri ve daha güzele taşıyabilecek bir gücünün olduğunu görüyorum.

  Bu kadar basit fakat bir o kadar da geniş olan bu soru için yazabileceğim daha çok şey var şüphesiz.Fakat masosonluk nedir sorusunun bana ilk an da düşündürdükleri bunlar.

 Sevgiler, saygılar.
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: MMT - Ağustos 27, 2010, 03:15:00 ös
   Bu sitedeki çoğu üyeden daha az tecrübeli oluşumu ve daha az bilgili oluşumu mazur görürseniz ben de bir şeyler yazmak isterim.
   Benim için masonluk tam bir kapalı kutudur. Ne olduğu bilinmeyen veya açıklanmayan; halkı kendi hakkında yanlış bilgilerle veya bilinmezliklerle donatan bir kardeşliktir. Halkı yanlış bilgilerle veya bilinmezliklerle donatır diyorum çünkü bunları yapanlara izin verip ses çıkarmamak da halkı yanlış veya bilinmezliklerle donatanların işini bir nevi kolaylaştırmaktır. Ve ben de halktan birisiyim. Sadece çoğu kişiden farklı olarak biraz araştırmaya çalışıyorum bu konuyu o kadar. Masonluğun "ne" olduğu konusunu masonlarla yapılan röportajlardan okudum, başka sitelerden bazı yazılardan okudum, bazı kitaplardan okudum... Hatta bu konuda komplo teorilerinen bile yararlanmaya çalıştım. Ama bir cevap bulamadım açıkçası. Genelde bulduğum şeyler masonluğun neler yaptığıydı, "ne olduğu" değil. Masonluk iyi insanları daha iyi insanlar yapar, masonluk kardeşlerini aydınlığa götürür, masonluk kişiyi kendisinin farkına vardırır... Peki masonluk nedir? İşte buna yanıt bulamadım. Üzgünüm Sayın ADAM. Benim bu konuda verebileceğim pek de açık bir cevabım yok.
   Saygılar...
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: karahan - Ağustos 27, 2010, 04:57:36 ös
Sn.Adam

Konun bir çok yerinde kendi cevaplarınızıda vermişsiniz bence.

Bir alim şöyle der 'BİLGİ DÜNYANIN EN DEĞERLİ HAZİNESİDİR ' olaya bu pencereden bakacak olursak
bilgi almaya hazır olana verilir bu kural en eski kadim dinlerde ve Mısır uygarlığındada vardı.Kendi ulaştığı sırlarla coşan Hallac,ı mansur bilgiyi anlamaya hazır olmayan insanlar bu bilgiyi vermeye kalktığında akibeti feci olmuştu.

Yine bu pencereden bakarsak Masonların sır tutması ketum olmaları anlaşılabilir bir durum benim için.
Yine bu pencereden bakarak devam edelim bilgi dünyanın en değerli hazinesi ise o orandada tehlikeleri barındırabiliyor kendi içinde ve değrinde.Bu ketumiyet yasası sadece Masonlara özgü bir durumda değil ayrıca.Alevilikte,bktaşilikte,ahilikte mısırda ve pisagor okullarında hatta hermeçilikte dahi bu ketumiyete sıkı sıkı uyulurdu.

Bence bunun en mantıklı nedeni ki bencede doğru bilgiyi hazır olmayana verilirse ehil olmayan ellerde hem tehlikeli olur hem değeri kalmaz.

Masonlukta bu konuya bence sadece bu pencereden bakılsa yeterli olur diyorum .

esenkalın
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: ADAM - Ağustos 27, 2010, 05:06:36 ös
Bu başlığa bu aşamaya dek katkıda bulumuş üç üyemize kendi adıma teşekkür ederim.

Yanıtını, daha doğrusu açıklamasını beklediğim, bunun katılımla oluşmasını dilediğim yönde ilerleyemedik henüz.

Daha çok, Masonlukta sır var mıdır, varsa niçindir gibi konular üzerinde dolaşıldı.

Oysa benim ortaya attığım ve yanıtını, açıklamasını görmeyi beklediğim soru çok daha basit. Ötekilere belki daha sonra, Masonluktaki çalışmanın genel kapsamı üzerinde görüşme açarak  geliriz.

Belki çok basit olduğu için, belki zaten bilindiği için, belki açıklama yapacak olan katılımcılarımız bu arada foruma pek girmemiş olduğu için, konu çerçevesinde bir irdeleme söz konusu olmadı.

Peki, birkaç gün daha bekleyelim.

Bu arada şu basit soruyu yineleyeyim: "MASONLUK NEDİR?"


 

  
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: karahan - Ağustos 27, 2010, 05:33:51 ös
SN.ADAM

Okuyup araştırdıklarımdan benim anladığım masonluk bir din'dir.Hemde en eski inanç ve öğreti sistemlerini devam ettirmeye çalışan dini bir yapıdır.

Tersten bakarsak Masonluk ile din arasında çok derin ayrılıklar özde ne olabilir buna bakmak lazım.

öğretileri,sırları,ritüelleri,ahlaka bakışları kadim mısır din'inden yada hermetik inanç sisteminden ne kadar farklıki.

İnsanların din olarak kabul etmedikleri ve belkide hiç bu yönden bakmadıkları belki çoüu kendi masonlarının dahi o gözle bakmadığı bir olgu da olabilir.

Adı illa din olması gerekmez bir öğretide diyebilir ve öyle bakabilirler,ama bence bugünki Masonluk tam anlamı ile Eski Mısır inancının tamda devamı.
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: Genius Loci - Ağustos 27, 2010, 07:55:27 ös
Sn ADAM

O basit soruyu kendime sorduktan sonra onlarca sayfa yazı yazdım. 'Ahlak Dokusu olarak Masonluğa Bir Bakış denemesi' başlıklı kısa bir yazımı aktarmıştım forumda bir zamanlar (bkz. http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=6636.0 ) Körler ve fil öyküsünden bahsedip şöyle başlamışım söze:

'                Masonluk; Ülküsü, bütün insanlar arasında kardeşlik bağlarının kurulması insanlığın özgürlük ve ahenk içinde gelişerek ilerlemesi ve hakikatin araştırılması olan bir Ahlak Sistemidir. Bu ahlak sistemi, bulunduğu ülkenin geleneklerine ve inançlarına göre yeniden şekillenen bağımsız bir kurum niteliğini kazanır. '

Yine, Masonluk ve Onun Nurundan Faydalanmak İsteyen İçin Sınır Var Mıdır? başlıklı uzun yazımın sonuc bölümünde su cümleye yer vermişim:

'        Masonik sistem merkezinde insan olan, insanı yüceltmek amacıyla, geçmişin hermetik-ezoterik düşüncesinden güç alarak kurulmuş, zamanla eskimeyen sağlam ve evrensel ilkelere dayalı bu nedenle sürekli çağdaş ve ileriye dönük bir düşünce sistemini yaşatan bir Kardeşlik topluluğudur.'


Bu cevaplarımdan birisiydi. Ya da şöyle mi desem 'Masonluk nasıl zevk edersen oyledir'

Sevgi ve Saygılarımla
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: ceycet - Ağustos 27, 2010, 09:35:13 ös

Bende birşeyler söylemek isterdim;ama anladığım kadarıyla sayın ADAM bu soruyu forum üyesi Masonlara soruyor.

Bu yüzden,susup beklemeyi tercih ediyorum.


Saygılarımla
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: ADAM - Ağustos 30, 2010, 10:11:34 öö

Bu konu üzerinde Sayın SkullG'nin ortaya koymuş olduğu iki tanımı daha sonra kendi tanımlarımı sıralarken değerlendirmek isterim. Henüz beklemedeyim.

Ancak bu arada Sayın Karahan'ın deyişi üzerinde durmak gerekiyor. Dediğine göre; ona göre Masonluk bir dindir.

Bence bu çok yanılgılı bir söylem. Gerçi Masonluğun din olduğunu söyleyen çok olmuştur ve bu konudaki iddialar kitaplara da geçmiştir ama bunlar hep antimasonik nitelikli, objektif olmayan, ön yargılı hatta art niyetli tutumlardan kaynaklanır.

Şimdi biz onları bir yana bırakalım da "Masonluk bir dindir." biçimindeki bir iddianın doğru olup olamayacağına bakalım.

Din nedir?...

Bunun üzerinde uzun boylu ayrıntılara girmeden şunu söyleyebiliriz: Din, insann doğaüstü tasarımlarına ilişkin inançlarının belirli kurallara, kurumlara ve tapınma şekillerine bağlanmasıyla oluşan bir toplumsal sistemdir.

Demek ki Masonluğun bir din olabilmesi için buna uyması gerekir.

Masonlukta doğaüstü tasarımlara ilişkin inançlar yoktur. Bunların belirli kurallara bağlanışı da yoktur. Tapınma şekilleri de yoktur.

O zaman Masonluk bir din olamaz.

Konuya bir başka açıdan bakalım: Müslümanlık, Hıristiyanlık, Hinduluk vb. birer din midir? Evet.

Bir kişi kendinden önce oluşturulmuş bir dine bağlanacak olursa, kaç dine birden bağlanabilir? Bir.

Bir kişi hem Müslüman hem Hıristiyan, hem Müslüman hem Hindu, hem Hıristiyan hem Hindu olabilir mi? Hayır.

Bir kişi em Müslüman hem mason, hem Hıristiyan hem mason, hem Hindu hem mason olabilir mi? Evet.

O zaman Masonluk nasıl din olur?

Ha, bakın "Masonluk bir tür tarikattır." diyecek olursanız, iş değişir.  Ancak biz tarikat sözcüğünü genellikle dinsel bir anlama çekeriz. Masonluğun bir bölümü bir dinsel tarikat görümnümü yansıtabilir ama bunu evrensel nitelikte Masonluğun tümü için genel geçerli sayamayız.

Ötesi bir de şu var: Bazı mason kuruluşları, herhangi bir nedenle şu ya da bu dini çağrıştıracak nitelikteki tüm öğeleri öğretilerinin kapsamından özenle ayıklayarak çıkarmıştır.

Tüm bunların üzerine "Masonluk bir dindir." diyebilir miyiz?


 
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: karahan - Ağustos 30, 2010, 01:22:33 ös
Sn.Adam

Ben hala aynı noktada ısrarımı sürdürüyorum.Birçok başlıkta haklı olmanıza rağmen hala bence dindir.
Dine bakış açınıza göre masonluk bir din olamaz diyorsunuz bencede haklısın ama sizin dediğiniz vahye dayalı son 3 din için geçerli.Benim iddia etiğim ise bu 3 temel dini anlayış öncesi sistemleri ve gelenekleri kapsıyor.Vahye dayanmayan din demek doğrumudur bilmiyorum.

Din'de Masonluk gibi temelinde ahlaki öğeleri barındıran bir sisteme dayalı.Masonlukta kardeşliği baz alıyorsa dindede aynı temel olgular var.Bence çıkış noktaları farklı değil ama masonlukla dinin sonuç kısımları farklı değerlendiriliyor.

Dinin mistik gibi görünen bakış açılarına karşı masonluktaki keskin akılcılık belkide en önemi yol ayrımları.İnsanları bir doğruya yönelten bir yaratıc varlığın etkisinden bahsedn ve inanılan sistemlerin genel adı din olduğu için masonluğu bu sistemin dışında saymak yanlış olur bence.

Vahye dayalı dinler ile Mısır ve öncesi uygarlıkların allaha tapınım ve ibadet tazlarından dahi bakılsa
farklılıklar hemen anlaşılıyor.Masonluk vahye dayalı değil daha önceki dini sistemlerin bir devamı ve parçasıdır bence.Sn Adam ile ayrıldığımız noktada burası sanırım.
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: ADAM - Ağustos 30, 2010, 02:29:53 ös

Sanki Sayın Karahan ile diyalog içine girmiş gibi olduk ama elbette konu ve tartışmamız tüm izleyicilere açık...

Bildiğimiz semavi dinlerden örnek almak, konunun anlatımını kolaylaştırıyordu. Ancak benim demiş olduklarım semavi nitelik taşımayan dinler için de geçerli. Nitekim bu nedenle bir de Hinduizm'i belirtmiştim.

Daha eskilere gidersek bunlara Antik Mısır ya da Sümer Dini'ni, sonra Mazdaizm, Mitraizm gibi inanç sistemlerini, bu arada Paganizm'i, hatta doğrudan bir din olmamakla birlikte bir inanış türü olduğu için Panteizm'i, hepsini katabilirsiniz.

Şöyle bir farkı göz ardı etmezsek, sanırım konuya daha yakınlık sağlayabiliriz: Antik Mısır Dini ile Hermetizm aynı şey değildir. (Bu bağlamda forumda birçok yazı var.) Antik Helen Dini ile Eleusis Misterleri farklı şeylerdir. Eğer ortada bir din varsa, herkes o dini benimseyebilir, onun inançlısı olabilir çünkü din egzoterik bir sistemdir. Ancak ezoterik bir öğreti ya da sistem herkese değil, sadece seçilmişlere açıktır. Nitekim dinlerin uzantısında yer almış olan birtakım tarikatlar da ezoterik sistemi izler, dinlerden çok ayrılır ve bu nedenle din sayılmazlar. Masonluk da ezoterik bir sistemdir ve bu nedenle din değildir ama dinsel bir sitem hatta gizemci (mistik) bir sistem bile sayılmayabilir.

Dinde inanış zorunludur. Auguste Comte'un sözünü ettiği o "akıl dini" hiçbir zaman geçerli olamamıştır. Çünkü dinde öncelikli olan tartışmasız bir Tanrı inancı ve bunu izleyen birtakım dogmalar silsilesidir. Onun ardından tapınışlar gelir.

Peki ama Masonluğun sadece bir kanadında bir zorunlu Tanrı inancı var; bir diğer kanadında bu inanç bireyin kendisine bırakılmış ve zorunlu değil. İlk kanadın bir açılımında bu Tanrı inancının kapsamı da tanımlanmış, öteki kanatta ise kimilerinin Tanrı olarak nitelediği kavram bir simge biçimine getirilmiş. Masonluğun bu kanatlarının hepsi dogmalara temelinden, kökünden karşı… Masonlukta öncelikli olan bilim, akıl verileri ve bilgi ile erdemin birleşiminden oluşan bilgelik.

Masonlukta hiçbir tapınış uygulaması yoktur. Bana bir tapınış uygulaması, en azından bir ayin içermeyen bir din gösterebilir misiniz?

Şimdi Masonlukta ayin bulunduğunu ileri sürebilirsiniz; nitekim bu iddiada olanlar var. Hayır, masonluk’ta ayin yoktur, çok sayıda tören vardır. Tören ve ayin aynı şey değildir. Masonluğun bir kanadında ilâhiler okunması gibi uygulamalar söz konusudur ama sadece bir kanadında ve belli sınırlar içinde. O da Masonluğu benimseyiş tarzından ileri gelir. Çoğu mason kuruluşları bu gibi uygulamaları çoktan terk etmiştir. Biz ise sanırım tarihteki bazı mason kuruluşlarından değil, günümüzdeki Masonluktan söz ediyoruz. Yoksa tarihte Masonluğu okültist bir tutumla ele alarak ritüellerini buna göre düzenlemiş olan kuruluşlar da görülmüştür. Tarihin günümüze yönelen diliminde (diyelim ki 20. yüzyılın ikinci yarısında) bunların tümü ortadan kalkmış ve Masonluk tam olanak bilim, akıl, bilgelik ve insancılık (hümanizm) üzerine oturmuştur.

Şimdi Masonluğa Auguste Comte yaklaşımıyla din mi diyeceğiz?

Birileri hep Masonluğun bir din olduğunu söylemiş; masonlar buna hep karşı çıkmış. Hatta bu forumun sür manşetinin hemen altında sürekli değişen yazılardan birine bakın: “Freemasonry is not a religion.” diyor yani “Masonluk bir din değildir.”

Ancak Sayın Karahan elbette «Bana göre Masonluk bir dindir.» diyebilir; kendine göre ve genel geçerliği olmayan bir din tanımı yapabilir. Ona ne diyeceğim olabilir ki? Bu da onun özgürlüğüdür.

İşin ilginç yanı şu ki; Masonluğun bir kanadında bireyin bu özgürlüğü de onaylanır ve birey bu görüşünü dilediğince savunabilir.


Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: karahan - Ağustos 30, 2010, 04:36:49 ös
Sn.Adam

Ben masonluk din'dir savımı ezoterizme dayanarak söylemiştim zaten.Ezoterizmin din ile ayrıldığı ve tümleştiği noktalar bence irdelenmeli o zaman.

Masonluğu ezoterik sistemlerin devamı ve son temsilcisi olarak gördüğümden bu savı destekliyorum.
Eğer ezoterizmin  din ile uzaktan yakındanalakası yok der isek bir şey ile ilintilendirmek lazım.

Ezoterizmde yapılan ritüeller kimin için yapılıyor hedef kim hakikaten bilmeye ihtiyaç duyuyorum.
Kendi konusunda ,iddiasında dinden temelde nerelrde ayrılıyor düşünmek lazım.
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: Genius Loci - Ağustos 30, 2010, 05:02:30 ös
Her şeyden evvel vurgulanmalıdır ki, Masonluk bütün dinleri saygıya değer bulur ve onların bütün içeriğine ve yaklaşımlarına Tanrıya inanç geneli içinde saygıyla yaklaşır ve hiçbir durumda dinlerin yerine geçmeyi ve onlarla rekabet içinde olmayı düşünmez.

Bu saptamanın nedeni, aşağıdaki ifadenin dinlerle Masonluğu karşılaştırma amacıyla değil de, Masonluğun inanç felsefesi skalasında nerede sınırlandığını belirlemek amacıyla yazıldığını vurgulamaktır.

Dinler Tanrı ile ilgilidir, Tanrının gözüyle insana bakarlar. Masonluk ise insanla ilgilidir, insanın gözü ile Tanrıya bakar. Masonluğun da bir mistik yönü vardır ve Tanrıyı kırdaki çiçekten evrenin ötesine kadar olan büyüklükte aramak yerine insanın kendi içinde, kendi ruhunun derinliklerinde aramaya yönelmiştir. Bu nedenle, Masonlukta önde gelen insan sevgisidir. Masonik mistisizm insanı ruhundaki tanrısal yansımayla görür ve sever. Aşıladığı insan sevgisi de bu sevgidir. Başka bir deyişle, dinsel mistisizmde doğrudan Tanrıya yöneltilen sevgi, Masonik mistisizmde insan ruhu aracılığıyla Tanrıya yöneltilmektedir.

(Masonluk ve Onun Nurundan Faydalanmak İsteyen İçin Sınır Var Mıdır? Başlıklı yazımdan)
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: karahan - Ağustos 30, 2010, 05:13:29 ös
SN.SKULLG

Benimde ezoterizmden tam anlamı ile anladığım budur.Ayrım kısmınında insanın gözü ile tanrıya bakmak onu aramak ve bulmaya çalışmak ile tanrını gözü ile onun istediği şekilde bakmak arasında ne fark var ozaman tam olarak.

İnsan kendi içindeki tanrısı ile bu yolculuğu yaparken rehberi kim yada nedir tanrı gözü ile bakarken ise rehber olarak tanrının sözlerini alıyor.Belkide en önemli ve anlatılması gereken fark bu.

Eğer yanlış anlamad isem insan kendi gözü ile tanrıya bakarken öğretiyi kendimi geliştirmiş olmalı tanrıya ihtiyaç duymadanmı yapmıştır diye düşünmeliyim.İnsan rehbersiz yolunu bulup tanrıya ulaşabiliyor ise eğer bir bakışa göre  ozaman tanrıya ihtiyaç olmamasılazım.

insaın tanrıyı bulması yolculuğuna kendisi gibi düşüneleri kendisi gibi olanlarımı baz alıyorlar benim anladığım bumudur.Nerde okudum tam hatırlamıyorum birayette olabilir bir yazıtta allah şöyle diyor

yeryüzünde söylenmedik söz kalmamıştır.

Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: Genius Loci - Ağustos 30, 2010, 05:19:25 ös
Sn Karahan, insan bir zamanlar onda ve onun olanı ama sonra kaybettiğini aramalıdır.
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: ADAM - Ağustos 30, 2010, 05:22:48 ös
Sayın Karahan ile sonunda buluştuk.

Buluşamadığımız tek nokta kaldı: Ezoterik sisteme uyarak çalışan bir kurum ya da örgüt, din sayılmaz. Çünkü öyle ezoterik örgütler vardır ki, bunların öğreti kapsamında hiçbir inanç öğesi ya da mistik bir yaklaşım yoktur.

Ezoterik kurum ve örgütler bakımından Masonluğu aşırı uçlardan birine değil de belki ortalarda bir yere koyabiliriz. Ancak şunu da söyleyebiliriz: Geçmişi bir yana bırakalım, günümüzde Masonluk bu bağlamdaki tek ezoterik kurum değildir. Başkaları da var. Bunlardan kimisine Paramasonik Kuruluşlar ile bağlantılı aktarımlarımda yer vermiştim.

Sayın SkullG kısa ama çok güzel bir açıklama yapmış. Ancak bir noksan var. Çeşitli ezoterik örgütlerde, özellikle mistik bir nitelik taşıyanlarda amaç bireyde biter. Sayın SkullG'nin sözünü ettiği "sevgi" kavramı ve bunun üst ulaşımı sanrki Masonluktaki erek bu kadarmış gibi bir görünüme bürünüyor. Oysa iş o kadarla sınırlı değil. Bakım beri yanda Sayın MMT'nin sorduğu bir soru var "Masonluk bunu nasıl gerçekleştirecek?" diye. Orada bir simgesden söz ediyor; İnsanlık Mabedi. İşte o simge Masonluğun en önemli amaçlarından biri olduğuna göre, demek ki Masonluk'taki sevgi kavramı Sayın SkullG'nin belirtmiş olduğu noktada  son bulmuyor.

Nitekim işte Masonluğun bu özelliği, onu diğer çağdaş ezoterik örgütlerin birçoğundan ayırıyor. Kimi ezoterik örgütlerde hedef bireydir; bunun ötesi önemsenmez. Kimilerinde ise hedf toplumdur; bi arada bireyin pek önemi yoktur. Masonlukta ise birey önemlidir çünkü topluma ulşamanın birey aracılığıyla gerçekleştirilmesi öngörülür.

Dikkatinizi çekti mi? Masonluktan söz ediyor ama bunu hiçbir şekilde bir rdinsel ya da inançsal yönelim ile bağdaştırmıyorum. Niçin? Gerek yok da ondan.

Bu başlığın üçüncü ve sonraki bölümlerine geçtiğimizde sanırım konumuz çok daha billurlaşacak. Ancak ben unutabilirim; Sayın SkullG bana lütfen o iki tanımı da anımsatsın.


  
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: Genius Loci - Ağustos 30, 2010, 05:29:37 ös
Sn ADAM haklı o uzun yazıdan kısa bir alıntı yapınca eksik bir sonuc ortaya çıkabilir. Yine o yazımdan bir alintiyla tamamlayayım diyeceklerimi:

'Masonluğun amacı, kişiyi yücelterek kişi yoluyla toplumu yüksek insani değerlere ulaştırmaktır. Bu nedenle Masonluk kişiyi hedef alır ve öğretisini kişi üzerine yoğunlaştırır. Öğretinin içeriğinde, Masonluğun her derecesinde farklı bir isimle anılan Yüce Yaradana inanç bulunmakla birlikte, yaklaşım olarak, Masonik öğreti sekülerdir. Dinlerin tanım olarak içermek zorunda oldukları dogmatizmden kaçınır bunun yerine insan aklı önderliğinde hakikat arayışını koyar. '
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: ceycet - Ağustos 30, 2010, 06:14:04 ös
Ben bu diyaloğa girip,girmeme konusunda kararsızım;ancak sayın Karahan'ın kafasındaki soru işaraetlerini gidermek amacıyla birkaç şey söylemek isterim,nede olsa buda birtür sorumluluk olsa gerek.

Bilinen bütün dinlerin neredeyse tamamının bünyesinde varolmuş bir veya birden fazla ezoterik öğreti mevcut.Sayın Karahan'ı" Masonluğun bir din olduğu" algısına sürükleyen de bu gerçek.Bir öğreti ezoterikse,mutlaka bir dinle bağlantılıdır diye düşünüyor sanırım.İşte tam bu nokta,çelişkinin hem var olacağı,hemde giderileceği bir yer.

Dikkat edilirse,Masonlukun bir tarafı (muntazamlar)bir dine mensup olmayı değil,ama bir Tanrı inancına sahip olmayı şart koşarlarken,diğer tarafta yer alanlar bu şartı da bir kenera koyabiliyorlar.Bu prensip,tekamül yolunu benimsemiş bütün dinlerden hem azade,hem de bütün dinlerin ortak şartı olarak kabul edilebilir.

Şöyleki;tekamülün öncül şartı alçakgönüllülüktür.Alçakgönüllü olamayan beşer,alimde olsa yerinden kıpırdayamaz.Alçakgönüllülüğü tesis edebilmenin en pratik yolu da,kendinizden üstün bir varlığın mevcudiyetine samimiyetle inanmaktır.Bunun adına,ister Tanrı,isterseniz de,akıl,bilim,doğa,bilinç,altbeyin,masa,sandalye vs. diyebilirsiniz.Önemli olan samimiyettir ve bu samimiyet sizi alçakgönüllüğe en pratik şekilde ulaştırır.

Sayın Karahan'ın kafası biraz da sembollerle ilgili olarak karışmış.Her sembol kullanan ezoterik sistemin,eski Mısır ve Hermetizmle ilgili olacağını öngörüyor.Aslında iddiasında pekde haksız sayılmaz,çoğunluğu öyledir,ama öyle olmak zorunda değildir;zira,alt beyinde sembollerle konuşur.

Kısacası,ezoterik öğretide Tanrı veya yerine koyabileceğiniz herhangi bir imge tekamülünüzü kolaylaştıracaktır.Ancak ezoterik öğretiyi benimsemiş her oluşumu din olarak algılamak bizi yanılgıya sürükler.Sayın ADAM'ın da vurguladığı gibi,dinlerin dogmaları vardır;onları sorgulayamazsınız.Dolayısıyla sınırlıdırlar.Oysa,Sayın SukullG'un vurguladığı gibi,ezoterik öğreti,insanın kendini oluşturma yolculuğunda başvurduğu bir yöntemdir ki;orada insan,yolun bir kısmından sonra kendisiyle başbaşadır.Hiçbir aşinalık bile yaşamadan kavrayacağı kendi hakikatleriyle,kendisini var edebilir.

Dinler,itaat yoluyla terbiyeyi hedefler,ezoterizm ise,özgürlük yoluyla tekamülü...


Saygılarımla
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: rigormortis - Ağustos 30, 2010, 09:30:47 ös
Sayın Ceycet, size tüm samimiyetimle en içten teşekkürlerimi sunuyorum çünkü;


Tam da bu gün aklımda şu soru durmaksızın yankılanmaktaydı;

Şayet masonluğun (kabaca) hedefi iyi bir insanı daha iyi bir insan yapmaksa, bu amaç doğrultusunda kullandığı araç neden bir yaratıcı olgusuna ihtiyaç duymaktadır?

Belirtmiş olduğunuz tek bir sözcük tüm sistemi açıklamaya yettide arttı bile: ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK

Teşekkürler ve Saygılar...
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: karahan - Ağustos 31, 2010, 08:58:45 öö
Sn.Ceycet

Benim yazdıklarımdan hakkımda düşündükleri sanırım doğru bir çok noktada.Ben algılamakta olan bir insanım sordukça daha fazla öğrenip merakımı gideriyorum.Yalnız şunu ifade edeyim hemen her toplumda
dinlerin doğmatik olduğu ve sorgulanamaz olduğu söylenir.Bu söyleme bende katılıyorum bunun tersini zaten ezoterizm yapıyor,insan aklını hür bırakıp içindeki sırra ulaşmaya içindeki mevcut varlıkla bütünleşebilmeyi o sorularla sağlıyor.

Ama ben hala şunu merak ediyorum dinde soru sormayı yasaklayan ayetlermi var ,allah sözümü varki sorgulanamaz.Bunu kötü manada söylemiyorum sorgulanamayan gerçek gerçek değildir.Dinden benimanladığım ve anlamak istediğim şey ezoterizm gibi insanın içindeki nuruna bulup allaha ulaşma hevesi olduğudur.Biz insanlar Sn.Adam'ında bir sürü yazı yazdığı o bağnazlıkla ilgili sorunlar yüzünden
aslımızı aramaz sorgulamaz olduk.

Din benim için araçtır allaha ulaşmak için kullandığım bir rhberdir sadece.Nasılki tasavvufta hakikate giden yolda insanların bir hoca derviş ediniyor bir rehberi var o rehberinde rehberi kurandır,tevrattır,incildir.Olaya din gözü ile baktığım sanılabilir ama dün akşam sn.skullg'un sözü çok hoştu din tanrının gözü ile bakmaktır ezoterizm insanın kendi gözü ile tanrıya bakmasıdır.

belki bu söz benim ne demek istediğimi anlatmaya yeter.Allahın bize arayıp bulmamız için verdiği içimizde yaşayan o sır,belkide ezoterik öğretinin sırlar yumağı o sırdır allah'ın her insana doğuştan daha verdiği o hediyeyi o sırrı yaşarken bulup ona ulaşırsan içindeki tanrıyla tanışırsan onun parçası olurun bu ister ezoterizm ile olsun ister din ile yeterki onu bul.
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: ceycet - Ağustos 31, 2010, 09:38:45 öö

Sayın Karahan,

Samimiyetinizi anlıyor ve takdir ediyorum.

İsterseniz şöyle başlayalım;Dinler avam içindir,ezoterizm ise havasa hitap eder.

Dinleri oluşturanlar;Tanrı kelamını belli başlı kurallarla sınırlandırarak,Tanrı'ya giden yolda uyulması gereken koşulları belirlemişler,bu sınırlar içerisinde harekat edeceklerin tutumunun vuslat için yeterli olduğunu işaret etmişlerdir.

Zahiri algıların ve bu algılara yönelik davranış biçimlerinin zorunluluğunu,bu tutumların ise yeterliliğini savunmuşlardır.Görüldüğü üzere,avam için de bu prensip yeterlidir.

Ezoterizm ise dinlerden çok daha kapsamlı,bireyin kendi gelişimi ve bu gelişim doğrultusunda yine herdaim değişime açık yolculuğunun özgün kavranışına işaret eder.Din kalıpları içerisinde kalanlar söyleneni yapmakla yetinebilirler.Ezoterik öğretiye bulaşmış beşer ise,sorgulamak,bilmek,bulmak ve enönemlisi bulduğunu erdem ile birleştirerek uygulamak zorundadır.Bulduğu kendisine hastır ve herdaim değişime açıktır.

Ezoterik öğretinin kapsamında edilinenlerin tamamı beş duyu ile sınırlandırılamaz.Hatta bir kısmı belki de tanmlanamaz.Bu öğretiye bulaşanların yegane referans kaynakları bir noktadan sonra,sadece içlerindeki sessiz ses olarak tanımlayabileceğimiz Tanrı kelamı VİCDAN dır.O,O'nun sesidir ve onu yönlendirmek için yeterlidir.Bu aşamada beşer,hilafeti ve bütünün parçası olduğunu,kaynağını,özünü algılar.O artık varolan herşeyin kardeşi olduğunun bilicindedir.

Yaradılışındaki gayri cismani özünün geldiği kaynağa döneceğini,dolayısıyla ölümsüzlüğünü idrak eder.Taasupa,bağnazlığa,dayatmalara ve kurallara bağlı kalmaksızın,aklının kudreti ve bilgeliğin dinginliği içerisinde kendi yolculuğunu sürdürebilir.

Bu yolculuk,Tanrı'ya ulaşma yolculuğu değil,bizzahati Tanrı olma yolculuğudur.Şah damarından yakın ne ise onunla BİR olma yolculuğudur.Ancak bu yolculıkta bir problem vardır ki;bu yolun sonu yoktur.Mutlaka yarım kalacaktır.Giden,bunu bilerek ve bu bilginin verdiği sonsuz haz ve huzurla yoluna devam eder;zira geri dönüşünün olmadını da bilmektedir.

Tevazu ile gayret eden,Aklını kullanarak üretebilen,ürettiğini kullanan,kullandıklarını erdemle özdeşleştirebilen,layıkıyla arınabilenler bu yolculuğa aday olabilirler.Oysa dinler,"Kabuk"la doyanlar için yeterlidir.


Saygılarımla
Başlık: Ynt: MASONLUKTAN SÖZ EDELİM - 2
Gönderen: karahan - Ağustos 31, 2010, 01:44:14 ös
Sn.ceycet

Yorumlarınız için teşekkürler.Özellikle yolculuğun yarım kalması kısmına katılıyorum yarışa yarı yolda katılmak gibi bir şey bu bizim gibiler için