Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: CHUCK SCHULDINER  (Okunma sayısı 5091 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 26, 2007, 12:15:20 öö


Bir insan düşünün; müzikten elde ettiği cüzi rakamı tekrar müziğe yatıran, beynindeki ur için hastane masraflarını karşılayacak paraya azla yetinmesinden dolayı sahip olamayan, hastalığıyla mücadele ederken de asla ümidini yitirmeyen, sadece hastalığıyla ilgilenmesi gerekirken müzikten kopmayan ve bunun da mücadelesini veren, “İki köpeğime her gün yemek götürebileyim, geri kalan parayla da gitar teli takımı alabileyim, daha fazlasını neden isteyim ki” diyen bir insanlık modeli. Mücadeleci, savaşçı, ne yaptığını bilen, olgun, mütevazi, sade, elindekiyle yetinmesini bilen ve virtüöz bir müzikal deha. 13 Aralık 2001’de hayata veda eden efsane Death / Control Denied grubunun lideri, filozof-ruh iyileştirici Chuck Schuldiner...

DOGUM TARIHI : 13 Mayis 1967
DOGUM YERI : Long Island, New York
FAVORI YIYECEKLERI : Buffalo Wings, Pizza, Biftek, Izgarada Chi-chee-pi-on (Çin Yemegi)
HOBILERI : Kano kullanmak, Albüm Koleksiyonu Yapmak, Balik Tutmak, Gitar Çalmak
SAHIP OLDUGU HAYVAN : 2 Köpek (Buster ve Heidi) ve 3 Kedi (Pierre, Mommy Mew ve Tigger)
EN ÇOK SEVDIGI KISI : Annesi Jane Schuldiner
ZIYARETTEN HOSLANDIGI YERLER : California (Bay Area) ve Amsterdam
MÜZIKAL ETKILENIMLERI : Kiss, Iron Maiden, Mercyful Fate, Watchtower, Venom, Exciter, Anvil, Slayer
GELECEKTEKI AMAÇLARI : Saglikli, mutlu bir birey olmak ve gitar çalmaya devam etmek, Metal müzikle kapsanmis bir birey olmak
KISA LAFLARI : Let the Metal flow!!!!! Support music, not rumours!!! ...to keep metal alive!!!

Maalesef ama maalesef;
ÖLÜM TARIHI : 13 ARALIK 2001

Death gibi bir grubu kurmasinin ve bu denli büyüme gösterip muhtesem bir virtüöz, müzisyen olmasinin anlami Chuck’in kardesi Frank’in ölümünde gizlidir. Kardesi Frank ölünce, 10 yasinda olan Chuck’in hayatinda bazi seyler degismis, baslangiçlarda içine kapanmis, kendisini müzige vermis, hayatin inceliklerini sorgulamis, Frank’in ölümüyle iliskili tutarak DEATH adinda bir grup kurmus ve liriklerinde yer yer bu tür aci anlamlara da yer vermistir. Belki de DEATH grubunu ölen kardesi Frank’a borçluyuz.

Death grubunun tarihi 1983 yılına dayanmaktadır.Chuck,bir kaç liseli arkadaşıyla birlikte Mantas adı verilen bir grup kurar.Kısa bir süre sonra ise grubun ismini kardeşinin anısına Death olarak değiştirir ve kendi isimlerinde albüm yapmaya başlarlar.Combat Records şirketinin dikkatini çeken 3 şarkılık Mutilation demosundan sonra çıkış albümleri Scream Bloody Gore'u 1987 yılında piyasaya sürerler.Albüm kısa bir süre içinde bir metal klasiği olacaktır.Hala Death'in canlı performansındaki "Zombie Ritual" da olduğu gibi kalabalığın yoğun bir şekilde eşlik ettiği konserler nadiren olmakta.

Bir sonraki yıl ikinci albümleri Leprosy piyasaya çıkar.Daha deneysel,maceracı ve progresif bir müzik yapmıştır grup.Grubun müzikal anlayışı ve yaratıcılığı da sonraki albümlerde büyüyecektir.Özellikle sonraki dört albüm olan Spiritual Healing(1990) ,Human(1991) ,Individual Thought Patterns (1993) ve Symbolic (1995) müzikal ve şarkı sözü sınırlarını oldukça zorlamış,ölümcül bir progresifliği geleneksel death metal kalıplarıyla dinleyenlerin sinapslarına iletmiştir.

"Human" ın üzerine Schuldiner,Death'deki etkili ve benzersiz stili ile dünyaca ünlü dergiler ve yayınlar tarafından en önemli 100 rock gitaristi arasındaki haklı yerini almıştır.Death,hayran kitlesinin artmasıyla birlikte genelde Amerika'da düzenlediği turların sınırlarını da aşarak Avrupa,Japonya ve Güney Amerika'da bir çok tur ve organizasyonda kendini göstermeye başlamıştır.

Symbolic'in çıkışıyla birlikte,ilk kez Chuck ilk kez kayıt şirketlerinin baskı ve yaptırımlarından kurtulmuştur.

Bu albüm kesinlikle yeni bir başlangıçtır ve albümün çıktığı zaman,yeni bir tarz yakalamak adına kararların verildiği bir zamandır.Bu aralar Chuck,Control Denied adı verilen başka bir projeyle Death arasında kalmıştır.Albümün çıkışından hemen önce daha melodik bir tarzda müzik yapılan bu proje için az kalsın grubu bırakıyordu.Chuck bu projede vokalist değildi.Onun yerine daha geleneksel stilde (Iron Maiden,Queensrche,Nevermore gibi grupların tarzına benzer) çalan bir gitaristi.Bir albümlük bir materyal oluşturduktan sonra Chuck yine metal alemini şaşırtarak yeni bir Death albümünün yapımına başladığını açıkladı.

Symbolic böyle ortaya çıktı.Schuldiner'e göre "Zamanlama müzikte herşeydir.Death'in ve fanlarının yaptığım herşeye saygısı olduğunu biliyorum.Bu,grup için yeni bir kayıt kontratı yapmanın zamanıydı.Control Denied'ı bırakmadım ve gelecekte yeni şeyler çıkaracağım,fakat ancak yeni bir Death albümünden sonra".Bu açıklama elbette Death hayranlarını sevindiriyordu.Her zaman,müzik yazımında ve profesyönellikte yüksek standartlarını korumuş bir grup olan Death'in yeni albümü The Sound Of Perseverance 1998 yılında işte bu fikirlerle ortaya çıkar.Chuck,14 yıllık kariyerinin en önemli ve en iyi müziğini ortaya çıkarmıştır.Control Denied projesinden Shannon Hamm ve Scott Clendenin de gruba katılır ve kısa bir süre sonra Hollanda'daki Dynamo Open Air festivalinde "gelmiş geçmiş en ilgi çekici baterist" ünvanını almış Richard Christy ile çalışmıştır Chuck.Böylece akıllı bir karar vererek Nuclear Blast şirketiyle anlaşma imzalar.The Sound Of Perseverance,anlaştıkları bir şirketin varlığının verdiği rahatlıkla yoğun bir metal müzik aşkıyla ortaya çıkar.Symbolic'te çalıştıkları prodüktör Jim Morris'le çalışmışlardır.Bu albüm aynı zamanda Death efsanesinin de içinde yeni materyaller bulunduran son albümü olacaktır.

Chuck Shuldiner,Mayıs 1999 yılında ensesinin üstünde ağrılar çekmeye başlar.MR'dan geçen sanatçıya kötü haberin gelmesi uzun sürmez.Bu ağrıların bir tümörden kaynaklandığını öğrenir.13 Mayıs 1999'da sanatçıya,doğum gününde bir çeşit beyin kanseri olan PONTINE GLIOMA teşhisi konur.Acil olarak radyasyon tedavisine başlanır.1999 Ekim ayına gelindiğinde Schuldiner'in ailesi tarafından yapılan tümörün bir kısmının yok edildiği ve şu anda gözlem altında olduğu açıklaması,hayranlarının yüreklerine su serpmiştir.Ocak 2000 'e gelindiğinde tümörün geri kalanının alınması için bıçak altına yatan sanatçının operasyonu başarılı geçer.Bu iyi haberlere rağmen Schuldiner'in ailesi finansal problemler yaşıyordur.Ameliyatların toplam maliyeti 70.000 $dan fazla tutmaktadır ve Schuldiner'in ailesi bu kadar büyük bir ücret ödeyecek durumda değildir.Bir çok yardım konseri,duyuru ve benzeri yollardan paranın bir kısmı toplanır.Bu paranın büyük bir kısmı metal çevrelerince karşılanmaktadır.Çünkü Death metal'in en önemli sanatçısının "hayatı tehlikededir".Schuldiner,Parasal yokluklar nedeniyle ameliyatı reddeder.O sıralar Control Denied ile çalışmaya devam eder.Annesi,Jane Schuldiner ise bu sırada Amerika 'daki sistemi aşağılayan ve Chuck'ın durumunu tüm medyaya sergileyen konuşmalar yapar.

Schuldiner yeni deneysel bir ilaç kullanır.Bu ilacın adı Vincristine 'dir ancak hap onun sistemini zehirler.Bununla birlikte Chuck kanserle mücadelesine devam eder.Kasım 2001'e gelindiğinde pnemoni(zatürre) teşhisiyle yeniden tedavi altına alınır.Ancak 13 Kasım 2001 tarihinde Doğu Saati'yle öğleden sonra 4'te hayata gözlerini yumar.Her ölen sanatçının ardından olduğu gibi birden konser albümleri piyasaya çıkar.Eski albümlerin satışı birden tavana vurur..oysa efsane artık yoktur..


Peki Chuck nelerden bahsediyordu yazdigi liriklerde?

Insan yasamini sorgulardi ve “Overactive Imagination” parçasinda söyle demisti : “Senin var olusun bir senaryodur.Yasam senin için bir oyundur. Rolünü sonuna kadar oynarsin. Yöneltmek ve önceden tasarlamak, her biri hareket eder. Senin hasta bagimliligini arttiran aktif bir hayal gücüdür. Bos kabugunu köle yapan...”

Yasamin ciddiyetini gözler önüne sererdi ve “Nothing Is Everything” parçasinda söyle demisti : “Yasamak hosumuza gider ve günlerimizi paylasiriz. Baska bir dünyada, oldukça uzakta farkli bir mevcudiyet, hemen hemen neredeyse ayni. Çatisma üzüntüdür ve kahkaha acidir. Söyledikleri seyler için onlarin gözlerinin derinliklerine bak. Yasamin ne verdigini inkar etmek, zihinsel gölgenin arkasinda yasamalidir. Duygular yasamin kontrolünü her gün üstlenir.”

Saygisiz, kisiliksiz, hayatini ot gibi ben merkezci duygularla yasayan müzik severlere, icracilara, gerçek heavy müzigini yaralayanlara “Mentally Blind” parçasinda “Sinirli bes para etmez hayata yaklasan düsüncelerinle ne yapacaktin? Yeteneklerinin eksikliginin seni yansittigi düsüncelerin kendine, yikici. Umutsuzluk senin kazancindir, zevk ahlaksizliktir. Senin öykülerine av olarak düsmek için mahkum olmus. Senin için gelecek hiç bir yerde degildir. Her dakika senin türünün basmakalip sözleri, saygisizlikla bir bireyden oldukça bahseder. Pisman olacagin suçlamalarin, aklen kör gelinen fikirler zehirlidir. Gücünü topla, yüzeysel bir insan seni bulacak” diye seslenecekti.

Güçlü ve ne yaptigini bilen insan modeli için de “Individual Thought Patterns” parçasinda “Zihinsel aldatmanin esirleri kendi kararinin içinde özgür olur. Kütleleri idare etmek için kelimeleri degistirmek, birinin kendi güvensizligini örtmek, bir ilacin besledigi gibi felç olmus akillarin hayal gücünü besler. Hipnotik bozulmaya ugramis liderlerin takipçileri, sadece kusur bulmak için yasamlarini yasarlar. Bireysel düsünce modelini yaratmak için resmi çizdigimizde, görünmez çizgi nerededir” diyecekti.

Kadere nasil bakiyordu peki? “Destiny” parçasinda söyle diyordu : “Zaman bizim kabul etmek zorunda oldugumuz bir kavramdir. Bazen beklenmedik anlarda korkarim. Ben kargasanin arkasinda bizim için gerçegi bekleyene inanirim. Baktigimiz engellerden sonra yasamimiza deger biçer ve güvenirim. Yasamlarinda ne gibi yollari niçin denediklerini sorgulamanin yillari... Böylece ruhlarimizi birlestirebilirdik. Onaylamak zorunda kaldigimiz acidan kaçabilmek için hiç bir yol olmadigini biliyorum. Gerçek olan diger yarisini bulmak. Kader hepimizin neyi bulmaya çalistigidir, kader seni ve beni bekliyordu”

“Suicide Machine” efsanesini bilmeyen yoktu ve “Yasam devam ederken, önemser görünmez hiç kimse. Ama yasam devam ederken istekler ortaya çikar, orada güçlü bir sekilde durulacaktir. Aciyi uzatmak, sonunda ne kadar sürecek? Intihar makinesi. Sayginca ölmek için bir istek, çok fazla sey mi istenmistir? Intihar makinesi. Bazi kisilerin acilarini inkar etmesi ne kadar kolaydir” diyecekti ve bir nevi hayattaki zorluklara karsi güçlü olunmasi gerektigini belirtecekti.

Topluma lider kesilen kesimlere de filozof diye ironik takilarak tepkisini dile getirecekti “The Philosopher” parçasinda : “Benim neyi hissettigimi hisseder misin, ne gördügümü görür müsün, ne isittigimi isitir misin? Senin hayal dünyan ile gerçekligin arasinda çizmek zorunda oldugun bir çizgi vardir. Yasamimi yasar misin yada aldigim nefesi paylasir misin? Senin aklin bizzat kendine ait degildir, nasil farz edecegim hakkinda vaaz verirsin, lakin kendi cinsel özelliklerini bilmezsin. Yalanlar senin diger kararlarini besler. Filozof...Sen her seyi en iyi sekilde bilirsin.”

Chuck “Symbolic” parçasinda geçmisi, anilari ve bu anilarin hediyelerini irdelemeyi ihmal etmiyordu : “Ben yasamayi kastetmiyorum, ama ben kendim yardim edemem. Yasamin bir aninda, anilarin tadina bakmayi hissederken, yillar hala ayni gözükürken, gözlerimi kapatiyorum ve kendi içimde açiyorum. Degerli anilarin hediyelerini animsiyorum”

Yasadigimiz yasam bize ayni gelebilirdi ama ince düsündügümüz zaman, geçmise baktigimiz zaman güzel seylerin de oldugunu görecek, anilarimizda kalmis o anlarin bize haz verebilecegini, kendimizi yeni bir yöne çekebilecegimizi ögrenecektik. Çünkü ne olursa olsun yasanan seylerde her zaman bir anlam vardi ama önemli olan insanlarin bunu nasil karsiladigi, nasil reaksiyon gösterdigi ve hayatini hangi yöne çektigiydi. “Symbolic” parçasi bu baglamda çok derin seyler ifade eder. Ayni zamanda ölen kardesi Frank’i aklina getiriyordu bu parçayla.

Hayatin zor bir bütün oldugunu, ne dersek diyelim bazi seylerin yetersiz kalacagini, bazen karamsar düsüncelerin bize hakim olabilecegini ve bunu yansitan ruh halini “Empty Words” parçasinda bize sunuyordu : “Küller ve umutlar bir bagi paylasir. Degisimin rüzgarlari boyunca sözcükler uzaklara uçar. Görüntüler düsüncelerinde dövmelenmeliyken, güçlü yürümek bazen zoru aramaktir. Cevaplar bulunamadi baskalarinin yazisinda yada egitilmis bir aklin sözcükleri hafizalarimizin degerli dünyasinda. Kendimizin hapsedildigini buluruz, ustura gibi keskin pençeler ruhumuzu yirtar. Umutlar potansiyel bir incinis, hiçbir sey gerçek degil midir? Sonsuza dek derinliklerde olurken, bos sözcüklerin dünyasinda, bu saldirilardan kaçis yok. Bos sözcükler...”

Insanlar arasindaki iletisimin bozulmasini, kopmasini ve iliskileri düzeltmektense sürekli kavgayi tercih eden iletisimden yoksun bir toplumu anlattigi “Lack Of Comprehencion” parçasinda “Etkilemek için ayiplama korkusu, onlar bazi seyleri anlayamazlar.Yalan söyleyen zaaflari örtmek için bir özür, yalanlar. Suçunu ve acini yatistirmak, yasama biçim verilmesinde paylarini almayan insanlar, yok olmayi yaratan, yalanlar. Sizin kendi gözlerinizden önce dogrular, hatalarin bir yansimasi, sonunda inkar edeceksin. Bir yasamin ölümünde senin görevin, anlayis eksikligi, basma kalip sözlerinle basarili olmak. Olusmus akillarinda iletisim kurmak, kendi içlerinde bunalim, kendi bedenleri ve kanlarinda bogulan, yalanlar. Suçlamak kolay, girisimlerde bulunmaktan korkar, yasamin sonunu açiklamak için, yalanlar” diyecekti.

Ona göre ölüm sonrasi yasama bakis açisi nasildi? “Misanthrope” da biraz bahsedecekti : “Bilgi merakli yasamla olusturularak alinir. Ölüm sonrasi yasamdan umut getirilebilir. Yasami verenin altinda, bizim günesimiz. Baska bir türün sinavi tamamlanmistir. Onlardan bir görüs yükseklere yerlestirildi ve gökyüzü nefes aldi.”

Hayata dair sordugumuz bir kaç soruyu kendisi de soracakti “Perennial Quest” eserinde : “Yolculuk merakla baslar ve ruhla gelisir, sorulari hisseder. Yürüdügümüz taslarin üzerinde bir seçim yapariz yönümüzde. Bazen asla bilinemez, bazi zamanlar oldukça çok bilinir. Bizi arkada tutan kötülükler süzülür. Açliginin gerçekliginin ne oldugunu kavramayi üstlenirsin. Yarinlari tasarlayip duran yillarin sorusuna beni katiyor musun? Cevaplar için yillarin sorusunu arastiran, izlenen rüyalar nerede ve zaman bir sinamadir. Bu yazilan sözcüklerin arkasinda basit bir plani paylasiyorum, hissettigimiz yola asiyorum. Üzüntünün nehirlerinden, okyanuslarin derinliklerine kadar, umutlarimla yolculuk ettim onlarda. Simdi, geriye dönüs yok. Niçin sorularimi soruyorum? Bugün nedir? Yarin ne zaman?”

Herkesin delicesine sevdigi “Spirit Crusher” parçasinda da “Görünüste insan, kalpte canavar. Izin verme dogrularini parçalamasina. Suçluluk degil, basit bir görünüsle besler. Ruh Ezicisi. Güçlü kal ve siki bekle. Ruh Ezicisi. Ezen ve öldüren gaddar bir tür, merhamet yok, tadina varilan bir zevk” diyecekti ve bazi kendini bilmez insanlara gerekli cevabi verecekti. Gerçek heavy müzigin daima desteklenmesi, gerçek olan sanatin uygulanmasi için seslenislerde bulunacak, maddiyattansa maneviyatin önemli oldugunu betimleyecekti..

Peki insanlarin iç dünyalarindaki eziyetlerle nasil ilgilenecekti? Human albümündeki “Together As One” parçasinda söyle diyecekti : “Kötü bir yaratilisla tanimlandirilmis, berbat görünümleri alay konusu yapilmis, aci ve sevinç her ikisi de paylastirilmis. Iki akil, iki kalp, tek ruh, zihinsel ayrilik, gizliligin bir illüzyonu. Hep birlikte - Onlar baskalarinin yasamlarini emerler. Herkes gibi - Yasayacaklar ve ölecekler. Yasayan cehennem basladi. Bir kabus gibi görünür, sözlerde kusur bulunur, onlarin baktiklari gibi bakarak normal olan seyler anormal görünür. Bedensel zevklerle baglanir”

Ve de insanoglunun güçlü bir yapida olmasi gerektigini, umutlarinin ölmemesini, hayatta her seyin olabilecegini, güzel zamanlari elde etmenin kolay olmayip içimizdeki mevcut güçle bunu elde edecegimizi ve güzel zamanlarin tadinin çikarilmasindan bahsettigi “The Flesh And The Power It Holds” parçasinda “Ihtiraslar rüzgarla tasinan ateste oldugu gibi yakar. Bir zamanin sonu, bir zamanin baslangicidir. Seni bir yolun yukarisina insa eder ve gözyaslari. Geri dogrulursun, bir zamanin sonunda bir zaman baslar. Dokun, tadina bak, solu, tüket” diyecekti.


Bu parça dahilinde kesinlikle ayri bir parantez açmak istiyorum. Bu parçada özel olarak hissettigim bir sey var. Söz konusu parçanin 4:25’inci dakikasinda Chuck’in muhtesem virtüözlükte, insan ruhunu costurucu, göz yasartacak güzellikte bir solosu var. Bu esnada sadece onun solosu isitilmektedir ve arka planda da bas gitar eslik etmektedir. Baska hiçbir ses de yoktur. Aslinda bu soloyla bize o kadar önemli bir mesaj veriyor ki kaç kisi vermek istedigi mesaji anlamistir? Öncelikle size sunu sormaliyim : Solo öncesi nasildik, solo sonrasi nasil olduk? Bu soloyu dinledikten sonra garip bir ruhsal devinim içine girmiyor muyduk ve içimizde bir seyler uyanmiyor muydu? Peki Chuck bu parçada ne diyordu?

BIR ZAMANIN SONU BIR ZAMANIN BASLANGICIDIR.

Parçada liriksel olarak söyledigi bu müthis sözü, müzikal olarak bize bu soloyla yansitiyor ve hissettiriyordu :

SOLO ÖNCESI (BIR ZAMANIN SONU) – SOLO SONRASI (BIR ZAMANIN BASLANGICI)

Chuck, solosuyla solo sonrasi yeni bir yasamin, güçlü, mücadeleci, sorgulayici ve güzel bir yasamin anlatim ifadesini filozofça salgiliyordu bize. Bilmiyorum kaç kisi bu mesaji gerçek manada anlayabildi ve hissedebildi. Chuck bu denli derin bir mesaj veriyordu bizlere ve bu kadar etkin, vurucu bir anlatim ifadesine dogru kelimeleri nasil kullanabilirim ki! Kesinlikle kelimeler bogazimda dügümleniyor ve Chuck’in neler ifade etmeye çalistiginin gerçek manada bazi kisiler tarafindan bilinememesi beni gerçekten de rahatsiz ediyor. Zaten “Flesh And The Power It Holds” çalismasi yaptigim arastirmalar dahilinde Chuck’in en çok sevdigi parçaymis. Tesadüfe bakin ki benim için de öyle ve bunu ögrenmeden önce bu parçada farkli bir havayi her zaman algiladim.

Yasamin sirlarla dolu oldugunu “A Moment Of Clarity” parçasinda söyle betimleyecekti : “Yasam bir gizem gibidir, bir çok ipucuyla, ama bir kaç cevaplarla. Neye bakabildigimizi kendimize anlatabilmek. Gerçeklikten bizi koruyan mesajlar için.”


Sadece bu kadar mi? Tabi ki degil. Nice inciler saçilmisti Chuck’in agzindan. Kendisine yazdigi sözler hakkinda sorulan soruya söyle cevaplar verecekti: “Aslinda lirikler kayitlarin yansimasinin da ötesinde, gerçekligi bütünüyle yansitiyor. Bilindigi gibi gerçeklik, iyi, kötü, dogrulari sorgulamak, güçlü olmak ve engelleri yenmek gibi kavramlar yansitiliyor. Temelde; insanlarin hayatlarinda bazi tirmanislara geçebilecegini, hayatlari için en iyi seylere erismelerini ve kendi rüyalarini gerçeklestirmelerini betimliyor. Ben bir hayalperestim. Benim için müzik bir rüya ve en iyi seylere erismeyi, korumayi düsünürüm. Bu benim amacimdir. Lirikler benim için gerçek bir hayatin gerçeklikleridir, benim için lirikler gerçektir, müzik gibi çok önemlidir, her ikisi kesinlikle birbirine baglidir.”

Kendisine “dahi” mi yoksa müzikal açidan “sapik” mi oldugu soruldugunda “aslinda ilkini tercih ederdim ama bir dahi oldugumu düsünmüyorum.Yaptigimiz seyler inanarak ve hissederek yaptigimiz kisisel seylerdir, bir dahiligi ortaya koymaz ama rahatsiz da etmez. Benim için yasamda her ne olursa olsun inandiklarinizi yapmalisiniz. Neleri yapabilecegime inanirim ve trendlere dikkat etmem, her sey grubumun çevresinde döner ve trend adina diger seyleri umursamam. Benim için esas olan dogru seyleri yapip durmak ve müzigin içine duygulari yerlestirmek. Insanlarin samimi olmasi ve gerçek seyleri korumasi gerektigini düsünüyorum. Bunun, bu müzigin önemli bir parçasi oldugunu düsünüyorum. Kesinlikle...” demistir.

Son albümleri “The Sound Of Perseverance” albümünün kapagindaki “dag motifi” için hayata dair söyle baglanti kuracakti: “Bu pozitif bir dag türüdür. Korkutucu görünebilir ama sadece sorular betimleniyor, daha çok sorular! Bazi seylere ulasmak ve elde etmek için tirmanabilecegimizi, belki bazi zamanlar düsebilecegimizi ama yine de yukariya tirmanabilecegimizi, bazi insanlarin en dipte, bazilarinin ortada, bazilarinin da en yüksekte olabilecegini söylüyorum albümde. Bu yüzden yasamimizda bu baglamda attigimiz adimlar var, eger senin özellikle yapmak istedigin bir hayalin varsa bunu yapmak için yola koyulursun. Kendi açimdan, müzik benim rüyamdir. Insanlar benim hakkimda kötü konusarak beni yikmayi deneyebilir ve ne olursa olsun kendi yoluma engeller koyabilir ama ben yine de bazi seyleri koruyarak yoluma devam edecegim, amaçlarima erismeye çalisacagim. Bu baglamda kapak çok önemlidir. Onlar yasamimda, yapmaya çalistigim görüntümün bir yansimasidir.”

Yillar önce müzige ilk basladigi siradaki Chuck ile simdiki Chuck arasindaki fark soruldugunda “15 yas daha yasliyim. Kesinlikle, çok farkli. 16 yasindan 31 yasina geldiginiz zaman çok farkli bir sekilde düsünürsünüz. Çok toyduk, 16 yasinda çocuklardik. Çok sey ögrendim, umutla bir çok iyi seyi ögrendim, ama ayni zamanda bir çok saçmalik da oldu. Müzikle olmak kendimi iyi hissettirdi ve BENIM IÇIN, MÜZIK BURADA OLMAMIN SEBEBIDIR. BEN MÜZIK YAPMAK VE INSANLARI UMUT VEREREK EGLENDIRMEK IÇIN BURADAYIM. Benim için bir çok mesele önem tasir ve el ele hep beraber giderek bir sahsiyet olarak ve müzikal olarak bir çok büyüme oldu.” demistir.

Heavy müzige neler katmis olabilecegi sorusuna da söyle yanit vermistir : “Katkim varsa nasil bir katkidir bilmiyorum, bunu diger insanlar kararlastirir. Ama umut ediyorum ki metal müzigin ruhunun gücünü korumak, yanlis akimlara gitmemesi yada trendin bir parçasi olmamasi gerektigi gibi katkilarim oldu. Çünkü trendlere egilmenin metal müzigi yaraladigini düsünüyorum. Amerika’da diger kisiler trendin gücünün kurbani olurlarken ben Amerika’daydim ve asla trendin bir parçasi olmak istemedim. Gitar çalan bir herif gibi yada bir fan gibi asla yolumdan ayrilmadim. Gerçek seyleri koruyarak daima ileriye gitmek istedim. BU BENIM TEMEL SORUMLULUGUMDU.”

Genel bakis açilarindan biri de söyle olmustu : “Ben bir hayalperestim ve 15 yildir bu hayalimi gerçeklestirmek için çok zor olan bir endüstride amaçlarimi gerçeklestirmek konusunda hayatimi sürdürüyorum. Tek istedigim müzik yapmak ve Amerika’da kaybolmak üzere olan gerçek Heavy Metal’i yeniden ortaya çikarmak, yüceltmek.”

Bir röportajda kendisine Death Metalin babasi tanimlamasi yapilinca sunlari söylemistir : “Böyle bir seye katilmiyorum ve yapilan seyler Death Metal adina yapilmiyor. Ben sadece bir grupta yer alan bir adamim ve Death, bir metal grubudur. ‘Sizin bir stil olusturdugunuza inaniyoruz’ diyorsaniz, Metal müzik için güzel seyler yaptigimizi umut ediyorum. Ben bir Heavy Metal faniyim, bu müzigin güzel taraflarini göstermek imkani elimde varsa bunu yapmaya çalisirim. Özellikle son zamanlarda Metal müzigi yaralayan yeni yeni seyler çikti, özellikle Amerika’da. Mesela Korn ve Limp Bizkit kesinlikle Metal degildir, gerçek Metal müzigi yaraliyorlar ve bir an önce bu durumu düzeltmeliyiz. Burada yardima ihtiyacimiz var ve umarim son çalismamiz (The Sound Of Perseverance) gerekli yardimi saglayabilir. Avrupa müzik konusunda daha zengin ve Amerika bu açidan kötü durumda. Hammerfall ile beraber tur düzenlemis ve insanlari sok etmistik. Gerçek bir metal turuydu, sahte metal ve hip-hop metal gibi saçmaliklar yoktu. Ortada sadece iki tane gerçek metal grubu vardi ve umarim böyle devam eder” (Aralik 1999 – Rock Hard Magazine / Almanya)

Müzigi çok içten yaptigi, bu konuda inatçi bir çocuk oldugu, bu isten kazanamadigi soruldugunda verdigi cevap söyleydi : “Bu sadece yasadigim hayatin bir yönü ve bunun haricinde hayatim gösterissiz bir sekilde yön aldi. Çok küçük bir apartman dairesine sahibim. Zengin degilim, bir çok genç müzisyen gibi benim için çok avantajsiz olan, bana para kazandirmayacak sözlesmelere imza attim. Aslinda daha fazla paraya sahip olabilirdim ama bu farkli bir çalisma. Ben sikayet etmiyorum, eger sikayet edersem bu kendi hatamdir, iyi bir avukat tutabilirdim bu konuda. Ben durumumdan memnunum, iki tane büyük köpegim var ve onlarin her gün yiyeceklerini karsilayabiliyorum. Eger para kalirsa da kalan parayla gitarima tel takimi alabiliyorum. Daha fazlasini neden isteyim ki?” (Eylül 1998 – Aardschok Magazine / Hollanda)

Ve nihayetinde ölmeden 2 yil önce sagligi hakkinda sorulan soruya söyle bir cevap vermisti ve kapanis lafiyla beyinlerimizi darmadagin etmis, son cümlesiyle uzun uzun içimiz titreyerek düsünmemizi saglamisti: “Simdilerde günlerin bitkin bir sekilde geçtigi gerçek. Aralik ayinda saglik muayenesinden geçmek üzere New York’a gidecegim ve bu muayenede tümörlerin röntgeni çekilecek ve umarim çok küçük çikacaklar. Önceden 6 hafta tedavide kalmistim, 6 hafta boyunca evimdeydim, o zaman fazla yapacak bir sey yoktu. Bayagi bir dinlenmeye ihtiyacim var, ayni zamanda da sakinlesmeye ama ben müzik yapiyorum, bir çok lirik yaziyorum. Su anki konum sevinçten uzak olsa bile, yapacak fazla bir sey yok, UMUDUM VE PARMAKLARIM EN IYISINI YAPMAYA ÇALISACAKTIR.”

Beyninde tümör bulundugunu ögrendigi sirada o an neler hissettigi ve neler oldugu konusunda kapanisi da Chuck’in agzindan dinleyerek yapalim : “Bir hayal gibiydi. En baslarda boynumda bir agri vardi, asla kötü bir sey olacagini düsünmemistim ve masaj, akupunktur yaptirdim ama bir faydasini göremedim. Gün geldi beyin tümörüne sahip oldugumu ögrendim. En basta çok agir bir haberdi ve büyük bir soktu. Ailem ve herkes yanimda oldu, sürekli ilgi gösterdiler ve cesaret verdiler. Ama bu soku atlatmamda müzik yardimima kostu. Sunu söyleyebilirim ki ne zaman tekrar lirikleri yazmaya basladim, büyük bir terapi oldu bu benim için. Ben müzigi her seyiyle seviyorum. Sen besteleri yapmaya basladiginda baska bir dünyaya gidersin ve o an geçen zamani unutursun. Farkina varmadan oturursun ve saatlerce çalarsin. Insanlarin müzik dinledigi zaman farkli boyutlara uçtugunu görmek harika degil mi?” (Aralik 1999 – Rock Hard Magazine / Almanya)


death'den Voice of the soul'u bir kez dinleyin pişman olmayacağınıza kefilim.


ars longa, vita brevis...


Temmuz 26, 2007, 12:45:37 öö
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Nerde almanya yazısını  görsem  aklıma  Rammstein geliyor. 8)


Temmuz 26, 2007, 12:50:04 öö
Yanıtla #2

ars longa, vita brevis...


Ağustos 12, 2007, 05:25:54 ös
Yanıtla #3

Voice of the soul şarkısının tersini dinlemek isteyenlere... ilginç olmuş

« Son Düzenleme: Eylül 02, 2007, 07:13:39 ös Gönderen: MASON »
ars longa, vita brevis...