Tüm yazarlara saygı duyuyorum fakat;
O kadar merhamet , sonsuz sevgi,aşk,yüce bir güç,çoban,kuzu...inanın bu kelimeleri pek çok kişiden duydum.
İnsanların içindeki mükemmelliğe,temizliğe ulaşma gayretini gayet iyi anlıyorum fakat kendimizin dışında da bir dünya var ve o dünyada çok acılar çekiliyor.Bu acılara,bu sevinçlere baktığım zaman bunların insan gayretleriyle olduğunu görmemek mümkün değil.
Yeniyetme ateistler veya kandid gibi gibi Tanrı varsa neden bu kadar savaş,gözyaşı var demeyeceğim.Aynı şekilde yukarıda ak sakallı,ak saçlı,merhamet sahibi,sevmek için insan yaratmış,tonton bir tanrı vardır da demeyeceğim.
Kendi koyduğu kuralları mucize denen geçmiş zaman efsaneleriyle yok sayan bu tanrı ,zaman içerisinde yeri geldiğinde ateşle, hayvanlarla,fırtınalarla simgeleştirilen ,kendisine tapınılan bir korku unsuru olmaktan çıkmış ve biyolojik evrime destek verircesine sosyal ve kültürel bir evrim geçirerek bizlerin dünya görüşüne uygun ,barış,kardeşlik ,sevgi ve merhamet dolu bir yüce ve olgun varlığa dönüşmüştür ...fakat ne yazık ki bu insan evriminin kötü bir yanı olarak insan beyni bazen kaçıp korunulacak, dinlenilecek sakin koylar aramaktan vazgeçmemiştir. Ben bir tanrı inancını böyle anlarken dinleri ise bu inanç sürecinin kollektif ve bireysel ritüelleri olarak görüyorum.
Bundan yaklaşık 6-7 sene önce bir kokteylde yanımda duran acil servis doktoru ile aynı anda ızgara et yiyip kırmızı şarap içtiğimizi görünce ister istemez doktora bir soru yönelttim.
-Doktor bey kırmızı şarap sakıncalı mıdır?
Doktor bey cevap verdi.
-İnsana mutluluk veren her şey iyidir...
Sanırım konunun özü bu olsa gerek.İnsanı mutlu eden herşey iyidir...
Saygı ve sevgilerimle.