NURİYE AKMAN
Oya Sebük epey tecrübeli ve kariyerli bir Lions. Kendisinden Lionslar ile ilgili bir çok yeni şey öğrendim. Seçkinci olduklarını kabul eden Sebük’ün türban, AK Parti ve 28 Şubat ile ilgili söylediklerine çok şaşıracaksınız.
“Türk Lions hareketi, kuruluşunun 50’inci yılını kutluyor” haberini gördüğümde haklarında hiçbir şey bilmediğimi farkedip bu açığımı kapatmak üzere kapılarını çaldım. Kutlama Komitesi Başkanı Timur Erk’le Okmeydanı’ndaki merkez için randevulaşmıştık. Onu beklerken 45 lions klübün genel yönetmeni olan Hamza Kurtay’dan ilk bilgileri aldım. Hedefler ve uygulamalar uluslarası büronun sekretaryasına rapor ediliyordu. 80’li yıllarda 12 bin olan üye sayısı bugün 7 binlere düşmüştü. Türk lionslar yılda bir kez 350 lira’yı kendi klüplerine, 41 doları da Amerika’daki merkeze ödüyorlardı. Ayda bir otellerde yapılan yemeklerin ücreti de kendilerine aitti. Yardım faaliyetleri zengin hayırseverlerden toplanan bağışlarla yürüyor, üyelere liderlik ve benzeri sosyopsikolojik beceri eğitimleri veriliyordu. Kurtay, Lionsların Rotary’lerden tek farkını “Onlar yılda bir programı hedeflerler. Bizde ise yüzlerce hizmet şekli vardır” diye açıklıyor ve “Atatürk ilkelerine sahip olmayan bir insanın aramızda yeri yoktur” sözleriyle sideolojik pozisyonlarının altını çiziyordu. Kurtay aynı zamanda lionslardaki sıkı disiplin ve ritüellerin de korunmasından yanaydı.
Türk Böbrek Vakfı’nın başkanı olan ve kendisini “Kimya sektörünün bir numarasıyım” diye tanımlayan Timur Erk, Lions üye sayısının düşmesini artık sosyal yardım faaliyetlerini belediyelerin üstlenmesine bağladı. STK’lar da çoğalmıştı ve korkunç bir rekabet vardı. Lionslar sağlık hizmetlerini daha çok kurdukları vakıflar eliyle yürütüyordu. Ona göre Lionsların yüzde 10’u masondu. Kendisi devamsızlık sebebiyle 3’üncü derecede kalmıştı. O da Kurtay gibi “Atatürk ilkelerine bağlı kalacağım” diye ant içmem diyenleri üyeliğe almıyoruz” diyordu.
Erk bana Lionsların uluslararası yönetim kuruluna bir Türk kadınının seçildiğini ve biraz sonra bulunduğumuz mekana geleceğini söyleyince, sohbete aynı zamanda Altı Nokta Körler Vakfı’nın da başkanı olan Oya Sebük’le devam etmeye karar verdim. Erk, Oya Hanım’a beni “Zaman Gazetesi’nden ama gördüğün gibi başı kapalı değil, ne kadar çağdaş bir kadın” diyerek tanıştırdı. Ankara Koleji mezunu olan Oya Hanım’la sohbetimiz çok zevkli geçti. Lionsların seçkinci tavrının yumuşatılmasından yanaydı, “Her yere heykellerini dike dike Atatürk’ü putlaştırdık. Oysa hepimiz Atatürk olmalıydık” diyor, başörtülülerin milletvekilliğine karşı çıkmıyordu. Yeter ki Meclise gittiklerinde şeriat yasaları çıkarmasınlardı.
Tebrikler; Lionsların dünya yönetim kuruluna giriyormuşsunuz yakında...
Evet bu beni çok gururlandırıyor. Lionsun bütün dünyada mevcut olduğu yerler yedi bölgeye bölünmüş. Avrupa’nın altı temsilci hakkı var. Bu altı temsilciden biriyim ben. 34 kişilik uluslararası yönetim Kurulu’nda Avrupa’yı ve dolayısıyla Türkiye’yi temsil edeceğim.
Ne zamandır Lionssunuz?
78’de önce lioness olarak başladım. Lioness kadınlar için bir programdı. O zamanlar kadınlar lion’a üye olamaz ve karar mekanizmalarına gelemezdi.
O zamanlar mason da olamıyordu kadın
Hala öyle. Masonların başka bir disiplini var. 111’lerde kadınlar olabiliyor. Hakiki masonlar yine kadın almıyor. Amerikalı kadınlar isyanıyla tüzük değişti ve 87’de kadınlar da Lions’a gerçek üye olabildiler. Lioness bitti. Kadınlar seçme seçilme hakkı kazandıktan sonra, 96’da Türkiye’nin ilk kadın yöneticisiyim 99’da ilk kadın konsey başkanı, Türkiye’nin genel başkanıyım. Ve şimdi Avrupa’da da kadın olarak ilkim. Benim babam Türkiye’de lionsun kurucularından. Annem de lionstu.
Babanız mason muydu?
Evet. Ama ben değilim. Babamın olduğu disiplinde ben mason olamam zaten. 111’lere olabilirdim. Birçok yere dağılmak istemedim. Ben Çağdaş Yaşam’ın da kurucusuyum. Lionsa kendimi konsantre ettiğim için dünya temsilciliğine seçildim. Dört adaydık. Geçen sene Mayıs ayında yapıldı seçim. Bu yıl 4 Temmuz’da Hamburg’da nihai olarak seçileceğiz.
Bu size ne kazanç getirecek?
Çok büyük bir şeref getirecek. Bir kere uluslararası bir kuruluş olarak lions, bana AB mensubu olmayan Türkiye’yi uluslararası boyutta temsil etme şansı verdi. Bundan çok sevinçliyim.
LİONS FONLARINI TÜRKİYE’YE AKITACAĞIM
Bunun Türkiye’ye getirisi ne olacak?
Dünyadaki 204 ülkede benim ülkemin marşı çalınacak ben gittiğim zaman. Ve Türk kadınının akıllı, düşünebilen, fikirleri olabilen, bir şeyleri yapabilen bir kişi olduğunu ispatlayacağım. Oradaki suyun başında, karar mekanizmasında bir Türk olacak. Uluslararası vakfın fonlarının Türkiye lehine kullanılmasında etkin rol oynayacağım.
Lions olabilmek için başka bir lionsun sizi tavsiye etmesi gerekiyor. Adaydan ne talep ediyorsunuz?
Bir kere disiplinli bir şekilde yapılan belirli toplantılara katılmasını, erdemli davranışını talep ediyoruz. İnsanları dolandıran, piyasada kötü şöhretli biriyse lions olamaz, soruştururuz bunları. Mesleğinde ünlü, nispeten sivrilmiş olması lazım. Çünkü bir insan mesleğini iyi yaparsa bu lion üyeliğini de iyi yapar. Ben, yaptığımın en iyisini yapmak gibi bir alışkanlığım olduğu için buraya kadar geldim.
Bayağı elitist bir mekanizma bu.
Çünkü bir yerde ne yaparsanız yapın iş paraya dayanıyor. Maddi durumu iyi olacak. Yoksa kendisini geçindirecek hali olmayan adam gelecek de nasıl başkalarına yardım edecek?
Hizmet ille de parayla mı olur?
Ne yapılabilir? Ama tabii ki olur. Bir kimsesize kitap okumak, bir görmezin koluna girip onu bir yerden bir yere götürmek. Yalnız açıkça söyleyeyim. Bunu ancak birazcık tuzu kuru insanlar yapabilir. Çocuklarını doyurmak için uğraşmak zorunda olan biri başkaları için karşılıksız bir şey yapamaz.
Benim anladığım, siz daha böyle gösterişli, daha sosyetik tipler istiyorsunuz.
Haklısınız. Toplantılara giderken daha düzgün kılık kiyafetle gideriz.
Fahrettin Kerim Gökay; Türk Lion’ların kurucu babası “Halk plajlara akın etti. Vatandaş denize giremiyor” diyecek halka tepeden bakan biriydi. Lions seçkinciliğin kaynağı bu anlayış mı?
Aslına bakarsanız tabii elitist. Çünkü hukukçular, valiler, belediye başkanları, yok Abdi İpekçisi, yani önemli gazetecileri...Hakikaten Cumhuriyet Türkiyesinin seçkinleri tabii ki. Amerika’da normal insanlardır, lions orta sınıfın bir uğraşısıdır, yukarı sınıfın değil.
Davet edilecek kişilerin siyasi görüşlerine de bakıyorsunuz.
Bakıyoruz. O da seçkincilik. Haklısınız. Aynı kimya yapısında olanların daha üretken olabildiğini düşünüyoruz. Düşünceler aşağı yukarı aynı paralelde ise...
Orada çürüme olur!
Söylemek istediğiniz Atatürkçülükse, Atatürk’ün şahsı değil, Türkiye cumhuriyeti için düşündüğü ilkeleridir bizim için tabii ki önemli olan.
ZAMAN GAZETESİ'NİN İZNİ OLMADIĞI İÇİN RÖPORTAJIN TAMAMINI PAYLAŞAMIYORUM.. DEVAMINI OKUMAK İSTEYENLER AŞAĞIDAKİ LİNKTEN OKUYABİLİRLER
http://www.zaman.com.tr/pazar/ataturkculuk-puta-tapmak-gibi-bir-sey-oldu/2039931.html