Şeyh kelime itibariyle yaşlı, ihtiyar, kabile reisi ve önder anlamına gelmektedir. Tasavvuf anlayışında ise kendisine bağlı olan insanları (mürid) tarikat kurallarına göre eğiten mutasavvıf olarak nitelendirilmektedir. Tasavvufa göre şeyhin hem vuslata ulaşmış bir veli, hem de eğiticilik, yol göstericilik niteliklerine sahip bir mürşid olması gerekir. Diğer bir deyişle nefsin mertebelerinden 7. mertebe olan Kamil mertebesine erişmiş olması lazım. Nefs, aşağılık arzular, kötü istekler ve Allah'tan uzaklaştıran duyuların bütünüdür. Tasavvuf akımına göre nefsin 7 mertebesi bulunmaktadır. Bunlar;
1-Nefs-i Emmâre
Devamlı kötülükten beslenen, nefsin ilk ve ham halidir.
2-Nefs-i Levvâme
Vesvesenin yoğun olduğu, günah işleyince pişman olan, tövbe etmesine rağmen günah işlemeye devam edilen ikinci mertebedir.
3-Nefs-i Mülhime
Hesap korkusu ve ölüm korkusunun hakim olduğu, salih diye nitelendirilenlerin yer aldığı mertebedir.
4-Nefs-i Mutmainne
Mutlak teslimiyetin başladığı,fenalıklara istek duymayan ve tatmin olmuşların yer aldığı mertebedir.
5-Nefs-i Râddiye
Rızai ilahi için herşeye razı olan, mutlak teslimiyet içinde olanların bulunduğu mertebedir.
6-Nefs-i Mardıyye
Allah'ın razı olduğu haldir. Bu halde bulunanlar için ölüm vuslatın başlangıcı olarak görülür.
7-Nefs-i Kâmile
Bütün mertebeleri içinde barındıran, nefsin en saf, tertemiz ve son halidir. Allah'ın seçkin kullarının bulunduğu mertebedir.
Yukarıda kısaca anlattıklarım bir insanın tasavvufa göre şeyh olması için geçtiği aşamaları ifade eder.
Gel gelelim başlıkta ifade ettiğim, dolaylamanın karşılığı olan turizmi bile kurmuş oldukları sektörle geride bırakan, cahilin ham madde olduğu hiper bütünleşik sisteme.
Olgunluğa erişmek için çekilen çile ve acılar yerini saltanata bırakmış durumda. Babadan oğula geçen yönetim kurulu başkanlığı, başkanın oğlu olmaması halinde kardeşine geçer. Ne hikmetse hiç adres şaşırmaz. Hep aynı aile etrafında döner durur. Modern yönetimin kurumsal anlayışının en büyük rakibidir. Vergi levhaları olsa Fortune 500 Listesinin başını çekecek olan bu yapı, insanların maddiyata dayalı zor günlerinde, kıt kanaat geçinebilmenin yollarını göstermek için en büyük destekçileridir. Akrabalarının ve çocuklarının şirketlerinin mukaddes ürünleriyle hem evlerimize yerli ürün girmesini sağlar hem de ibadet eden ürünlerin kanımızda dolaşmasına vesile olurlar. (Bkz: Gavsın zikirli ineklerinin sütü) Yokluk hırkasına talip olan bu zatlar, hiçlik makamına vardıkları için, mal ve mülke tamah etmez, parayı hiç sevmezler. Bu yüzden seyahatlerinde ulaşım için tevazu gösterip Maybach s600 cins deveyi tercih ederler. Boğazımızdan kıstıklarımızla zar zor almış olduğumuz, yirmi yaşını aşmış arabamızı kullanırken yönetim kurulu başkanımızın bu halini düşünüp kendimizden utanmalı, arabamızı derhal satmalı ve parasını başkanımızın sadaka kutusuna atmalıyız. Ona ne kadar hizmet etsek azdır. Çocukları, torunları, akrabaları twitter ve facebookta halkı irşad ettiği için ev işlerini aksatmakta. Bu duruma üzülmeli, oraya gidip canımız çıkana kadar iş yapmalıyız. Siz işinizi yaparken şirket sahiplerinden birinin ''haydi çabuk ol kerata'' dediğini duyar gibi olursunuz. Sakın ha ondan sanmayın. Bu şeytanın size oyunudur. Ses çıkarır veya koşulsuz itaat etmezseniz cehenneme gidersiniz. Ayrıca devlet dairelerinde, yetkili olmak veya devletin memuru olmak gibi bir günaha girip yoldan sapmayasınız diye sizler için sizin yerinize kendi üyelerinden kişileri görevlendirip atar. Ne yüce düşünce ne yüce gönüllülük.
Anlatmak istediklerim, dile dökemediklerim hayli fazla. Umarım tasavvufun, Hz.Mevlâna, Hacı Bayram Veli, Abdülkadir Geylani, Aziz Mahmut Hüdai vb... lerinden sonra ne hale geldiğini anlatabilmişimdir. Saygılarımla