Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Fenomenoloji (Görüngübilim) Nedir?  (Okunma sayısı 7204 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 29, 2007, 03:24:10 ös

 Fenomenoloji (Görüngübilim) Nedir?     
       
     
  Bilim verilerinin doğrudan incelenmesiyle elde edilmiş ve somut deneyim konusu olmuş fenomenlere, nedensel açıklamalara ilişkin kavramlardan ve incelenmemiş ön kabullerden bağımsız yaklaşma yöntemi. Fenomenolojinin kurucusu Alman düşünür Edmund Husserl’dir. Ona göre gerçek, Platon’un da ileri sürdüğü gibi, mutlak olmalıdır. Eş deyişle her nesnenin bizim ona verdiğimiz anlamın ve yakıştırdığımız özelliklerin dışında, kendine özgü ve kendinde olan, her zamanda geçerli ve değişmez bir yapısı vardır. Nesne, insanların değil, insanların dışında öncesiz ve sonrasız bir nesneler dünyasının varlığıdır. Fiziğin ürünü olmadığı gibi metafiziğin de ürünü değildir, kendi saltık(mutlak) yapısı içindedir. Gerçek, böylesine ideal bir yapı taşıyanın niteliğidir. Husserl, bu savıyla tümüyle Platon’un savına yaklaşır.

Husserl’in biçimlendirdiği fenomenolojik yöntemin ilk adımı fenomenolojik indirgeme ya da epokhe’dir. Epokhe zihinsel edimlerin, bu edimlerle ya da dünyadaki nesnelerin varoluşuyla ilgili kavram ve ön kabullerden bağımsız betimlenmesini, olanaklı kılar. Fenomenoloji, Psikolojinin tersine zihinsel edimlerin nedenlerini, sonuçlarını ve bu edimlere eşlik eden fiziksel unsurları dikkate almayız. Ama bu süreçte nesneler bütünüyle ortadan kalkmaz. Çünkü incelenen nesne her zaman gerçek bir varlık olmayabilir, ejderhaların varlığın inanabilir ya da pembe fareler düşlenebilir, nesne gerçek dışı olabilir. Dolayısıyla zihinsel edimlerin betimlenmesi, nesnelerin de betimlenmesini içerir. Ama bu nesnelerin var oldukları varsayılmaksızın yalnızca birer fenomen olarak betimlenir.

Fenomenolojik yöntemin ikinci adımı, eidetik indirgemedir. Bu adım, bir nesnenin eidosunu(Yunanca da biçim) sezebilmeye, nesneyi olasılıklar ve rastlantılar dışındaki değişmez öz yapısı içinde kavramaya verir; böylece yalnızca belirli bir zihinsel edinimin değil onunla karşılaştırılabilir her türlü edimin eidosu sezilebilir. Örneğin görülen her nesnenin bir rengi, uzamı ve biçimi olmalıdır. Eidetik indirgeme yalnızca duyusal akıl ve nesnelerin incelenmesinde değil, matematiksel nesnelerin, değerlerin, ruhsal durumların ve arzuların incelenmesinde de kullanılabilir.

Fenomenolojik yöntem nesnelerin bilinişi sırasında bu nesnelerin kurulduğu ya da inşa edildiği süreçleri de dikkate alır. Örneğin bir ağacın görülmesi sırasında, ağacın değişik zamanlarda, değişik açılardan ve uzaklıklardan görülmesiyle çok çeşitli görsel deneyimler edinilir ama görülen şey gene tek bir kalıcı nesne olarak algılanır.     
     


Ocak 04, 2015, 08:39:11 öö
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 199
  • Cinsiyet: Bay
    • Burada Olabilir ?

Fenomenoloji ya da görüngübilim, kurucusu Edmund Husserl olan bir felsefe akımı. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde görülen bilimlerdeki ve düşüncedeki genel bunalım içinde doğup gelişen bir felsefe akımıdır. Husserlci fenomenoloji, bu bağlamda, Metafiziği sona erdirerek somut yaşantıya dönmek ve böylece tıkanmış olan felsefeye yeni bir başlangıç yapmak iddiasıyla ortaya çıkmıştır.

Bir felsefe akımı olmaktan çok bir yöntem olarak tarif edilmesi yaygındır. Fenomenoloji, her şeyden önce, fenomeni, yani dolaysız olarak verilmiş olanı betimlemeye dayanan bir yöntemdir çünkü. Bunu nasıl yaptığı ya da yapıp yapamadığı, yani yöntemin iddiasını geçerli kılmak bakımından teorik düzlemdeki statüsü tartışılırdır. Öte yandan, fenomenoloji, bu yöntem üzerinden kavramlar ve kategoriler geliştirerek özgün bir felsefe akımı da meydana getirir.

20. yüzyıl felsefesinde ve kuramsal tartışmalarında etkili ve belirleyici bir yere sahiptir Fenomenoloji. Heidegger'den Sartre'a, Frankfurt Okulu'ndan Foucault'a ve Postmodern düşünürlere kadar pek çok düşünür ve felsefe eğilimde etkisi görülür.

Fenomenoloji, genel felsefe akımlarında olduğu gibi özne-nesne ilişkisini konu edinir. Nesneyi, en genel anlamda öznenin dış dünya ile kurduğu ilişkilerinde algıladığı, deneyimlediği şey'ler olarak görmesiyle pozitivizm ve ampirizm'le aynı noktada dursa da, temelde fenomonoloji bu iki felsefe akımına karşı çıkar. Bu karşı çıkış en başta, tek tek nesnelerin ele alınması konusunda ortaya çıkar. Tek tek nesneler, Fenomenolojiye göre, belirli genel yasalara bağlı şeyler değil, varlıkları yalnız raslantı kavramıyla açıklanabilir olan şeylerdir. Ayrıca, dolaysız olarak verilmiş olanı betimlemeye dayalı bir yöntem olmasıyla ilkin doğabilimini dışta bırakır ve böylece her iki teorik eğilimi yadsır.

Fenomenoloji, yaygın olarak kullanılan deyişle, öz'lerin araştırılması konusudur. Cünkü, bütün sorunlar sonunda özlerin betimlenmesi sorununa geri götürülebilir. Ancak, bu noktada ayrımı belirginleştirmek gerekir; Fenomonoloji, öz’lerin bilimi degil, öz’ü görüleyen Bilinç’in bilimidir aslında. Algının ya da bilincin özü'nün betimlenmesi sorunu, fenomenolojinin konusudur.

Fenomenolojik bakışa göre, gerçekliğin kendiliği diye bir şey olamaz. Çünkü, gerçeklik, her zaman kendine yönelmiş bir Bilinç tarafından bilinen bir gerçekliktir. Yani kendisine yönelen bilinc tarafından görülen, algılanan ve bilincine varılan bir şeydir. Öyle ise, dünya deneyimlerimizin tamamı, bilinç tarafından kurulmuştur, en somut algılardan en soyut matematik formüllerine kadar. Bu nedenle fenomenoloji, Bilinç'in sistematik incelemesini hedefler. Hareket noktası olarak belli bir epistemolojiye dayanma düşüncesinden uzak durur.

Böylece "fenomenolojik yöntem" denilen nokta öne çıkar. Buna göre, hem bildiklerimiz hem de gerçeklik dışta bırakılarak, bilginin nasıl ve hangi süreçlerde oluşturuldugu/oluştuğu anlaşılmaya çalışılır. Özgün yöntemsel kategoriler geliştirir Fenomonoloji bu noktada. İki temel kategorisi vardır bu yöntemin; "askıya alma" ve "fenomenolojik indirgeme".

Bunlar, kısaca belirtilecek olursa, bir yandan verilmiş öğelerin, yani dış görünümlerin raslantılsallığının paranteze alınarak dışta bırakılmasını ve öte yandan da, bilimsel ya da mantıksal olsun, çıkarsama yoluyla türetilmiş olan her tür yargıların ve çıkarsamaların dışta bırakılmasını ifade ederler.

Böylece, ikili bir işlemle hem özne hem de nesne askıya alınmış ve hem raslantısal olgular dünyasından hem de bilinci yönlendiren öznel yargılardan kurtulunmuş olunur, ki sonuçta rastlantısal dış görünümleri bir yana bırakılarak dünyanin öz'ü ortaya konulabilsin. Salt öz ’e ancak bu şekilde varılabilecektir.

Kaynak
« Son Düzenleme: Ocak 04, 2015, 09:16:11 öö Gönderen: Kadim »
Benim Ülkem Dünyadır,
Tüm İnsanlar Benim Kardeşimdir,
İyiyi ve Doğruyu Yapmak Benim Dinimdir.

Kadim Her Daim Buradadır.!

www.Masonlar.org


Ocak 04, 2015, 08:43:05 öö
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 199
  • Cinsiyet: Bay
    • Burada Olabilir ?

Fenomen, başka anlamlarda da kullanılsa da aslında bilinç demektir. Loji kelimesi de bildiğimiz gibi bilim demektir. Yani Fenomenoloji, kabaca bilincin bilimi demektir. Tanımı ortaya Hegel atmıştır ve bu alanla ilgili ilk görüşleri belirtmiştir. Daha sonra fenomenoloji terimi, Husserl’in araştırmalarından doğan ve insan bilinci ile etkinliğinin sağlam biçimde betimlenmesine dönülerek, insan bilimlerinin göreliliğini aşmaya yönelen geniş bir felsefe akımı haline gelmiştir.

Fenomenoloji terimini Hegel ortaya atmıştır demiştik. Dolayısıyla bu bilimin babası olarak Hegel’i kabul edebiliriz. Hegel, “Die Phaenomenologie des Gestes” (Ruhun Fenomenolojisi) adlı eserinde fenomen sözcüğünün kök anlamından yola çıkar ve fenomenin, “daha önce gizli, örtülü olan bir şeyin açığa çıkması” demek olduğunu söyler. Hegel bu eserinde, bilginin oluşumunu, kendinde ve kendi içinde oluşan bilinçten “kendi-bilince”; bundan akıla, akıldan kültür ve ahlaklık olarak ortaya çıkan anlayışa, bu anlayıştan dine, oradan da mutlak bilgiye geçişi açıklar. Duyusal kesinlikten mutlak bilgiye ve felsefeye götüren değişim ve oluşum, anlayışın kendisine döndüğü mutlak bilgi birleşiminde ortadan kalkan kuşkulardan ve umutsuzluklardan, tedirginliklerden geçer. Hegel’in fenomenoloji anlayışı budur.

Fenomenolojiyi ele alan bir başka kişi de Husserl’dir. Husserl, felsefesini ve yöntemini belirtmek için fenomen teriminin en geniş anlamına dayanır. Bu anlama göre fenomen, bir felsefe ya da bilim kuramının bize verdiği bilgilere karşıt olarak, “şey”in olduğu gibi ortaya çıkması ve kendini göstermesi demektir. Bu açıdan Husserl’in Descartes’a dayandığını söyleyebiliriz. Zaten Husserl’a göre, gerçekten felsefeci olmak isteyen kişi, yaşamında en az bir kez içine kapanmalı ve o zamana kadar kabullenilmiş bilimleri hiçe sayarak yeniden kurmalıdır. Felsefe, bir bakıma kişisel bir iştir; kişinin kendi felsefesi, kendi bilgeliği, kendi bilgisi olarak kurulmalıdır ve kişinin mutlak sezgileri üzerinde temellenerek, kökeninden bütün öteki aşamalarına kadar doğrulanabilmeldir.

Aslında fenomenoloji adını, tasarısından alır; yani “şeylerin kendisine dönmek” ve onları, bilince göründükleri gibi betimlemek ister. Bunu yaparken de, o günkü bütün bilgilerden ve ön yargılardan sıyrılmaya yönelir. Bundan ötürü fenomenoloji, herşeyden önce betimlemedir. Sartre, bu girişimi, alt başlığı “Fenomenolojik Varlıkbilim Denemesi” olan “Varlık ve Hiçlik” (L’etre et le Neant) adlı eserinde belirtmiştir. Dolayısıyla fenomenolojik indirgeme, özne dışındaki varlığını ve ortaya çıkmasına yol açan nedenleri irdelemekten kaçınarak, dış ya da iç dünyanın herhangi bir nesnesini, katışıksız bir fenomen olmaya indirgemektir. Sözgelimi bir kalemi, o kalemin bilince göründüğü biçimiyle betimler ve buna bağlı olarak kalemin bilincini de betimler. Ama burada ele alınan nesneyi bir varsayım olarak elden geldiğince çeşitlendirmek ve bunu, yani söz konusu nesnenin özünü kavrayana kadar sürdürmek gerekir.

Husserl’ci fenomenolojide bilincin yönelişi kavramı önemli bir yer tutar. Husserl, bilincin gerçekleştirdiği edim ya da yönelim ile bilincin nesnesini her zaman birbirinden ayırt etmiştir. Burada bir parantez açıp şunu da belirtmek gerekir ki; fenomenoloji yöntemi, bilincin dışında söz konusu nesnenin gerçek bir varlığının olduğunu ileri sürmeyi ya da reddetmeyi yasaklar.

Kesin anlamıyla, bir öğreti ve yöntem olarak Husserl’in felsefesini belirten fenomenoloji, çağdaş düşünceyi önemli ölçüde etkilemiştir ve hala da etkilemektedir. Heidegger, (Husserl’ın öğrencisidir) Max Scheler, Sartre, Derrida gibi pek çok felsefeci, çeşitli bakımlardan fenomenolojiye dayandıklarını belirtmişlerdir.

Kaynak
« Son Düzenleme: Ocak 04, 2015, 09:16:31 öö Gönderen: Kadim »
Benim Ülkem Dünyadır,
Tüm İnsanlar Benim Kardeşimdir,
İyiyi ve Doğruyu Yapmak Benim Dinimdir.

Kadim Her Daim Buradadır.!

www.Masonlar.org


Ocak 04, 2015, 09:14:15 öö
Yanıtla #3
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Kadim bir de bu yazıların internetteki hangi kaynaktan kopyalanmış olduğunu belirtmiş olaydı, ne iyi olacaktı.

Biz de bu bağlamda bildiklerimiz varsa ona göre belirtir ya dan internetteki diğer referansları sıralamak yerine belki kitap alıntıları verirdik.
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ocak 04, 2015, 09:26:43 öö
Yanıtla #4
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ocak 04, 2015, 09:47:27 öö
Yanıtla #5
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 199
  • Cinsiyet: Bay
    • Burada Olabilir ?

Sevgili ADAM belirttiğiniz doğrultuda dikkatiniz ve kuşkunuz sayesinde gözünüze takılan hususta düzenleme yapılmıştır.

Bir İntihale sebep olmak istemem, burası Masonların sitesi, dürüstlük ilkedir.

Bazen bu gibi durumlar gözden kaçabiliyor haklısınız bu vesile ile genel anlamda bunu bir uyarı sayalım.

Mevcut site içerisindeki paylaşımı da canlandırmak ve ekler yapma maksadı ile bu şekilde yaptım.

Elimde konu ile ilgili kitaplar olmadığından ve tam konuya vakıf olmadığımdan internette bulmuş olduğum kaynaklardan paylaşım yaptım.

Bu konuya sevgili Prieuré de Sion. Minister Arthur Brett'in bugün twitter'da paylaştığı bir tweet sayesinde ulaştım.

Sizlerin değerli bilgi ve görüşlerinizi, kitaplardan yapacağınız alıntıları merakla beklemekteyiz.
« Son Düzenleme: Ocak 04, 2015, 10:05:06 öö Gönderen: Kadim »
Benim Ülkem Dünyadır,
Tüm İnsanlar Benim Kardeşimdir,
İyiyi ve Doğruyu Yapmak Benim Dinimdir.

Kadim Her Daim Buradadır.!

www.Masonlar.org


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
Sifir nedir?

Başlatan Hamlet « 1 2 3 4 » Matematik - Riyaziye

34 Yanıt
29636 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 24, 2015, 02:37:09 öö
Gönderen: hyperbolic metamaterial
7 Yanıt
18755 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 24, 2016, 01:07:09 öö
Gönderen: Ve-nice
Moziklik nedir?

Başlatan Anarkons. « 1 2 » Masonluk Harici Sorular

12 Yanıt
10974 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 02, 2007, 09:31:47 ös
Gönderen: shemuel
6 Yanıt
6928 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 23, 2008, 04:15:55 öö
Gönderen: Fraternis
Simya Nedir?

Başlatan MASON « 1 2 3 4 » Simya - Alşimi

38 Yanıt
58114 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 26, 2014, 11:52:21 ös
Gönderen: ayilmaz92
2 Yanıt
4536 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 08, 2007, 03:28:07 ös
Gönderen: Fraternis
12 Yanıt
16960 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 02, 2014, 01:23:29 öö
Gönderen: propulsion
0 Yanıt
4173 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 29, 2007, 03:23:09 ös
Gönderen: just_McCann
2 Yanıt
4381 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 12, 2014, 01:16:58 öö
Gönderen: ABCDEF
Dininiz nedir?

Başlatan Piyon « 1 2 3 4 5 » Anketler ve Istatistikler

47 Yanıt
31055 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 28, 2017, 05:39:10 öö
Gönderen: night manager