Forumumuzun aktif uyelerinden Sn. asimov'a son mesajiyla ilgili cevap yazmayi dusunuyordum fakat gorunen o ki gec kalmisim. Kafamda sekillendirdigim cevabi canim kadar sevdigim Apprentice Kardesim ana hatlariyla vermis, kendisine tesekkur ediyorum.
Konuyla alakasiz olan bu paragrafi Sn. ADAM'a tesekkur etmek icin ayiriyorum. Kendisiyle uyusamadigimiz sayisiz temel konuyu bir yana birakacak olursam, kendisinin bilgisine, kulturune, Turkce'ye olan hakimiyetine saygim sonsuzdur. Uyusmasak dahi yazdiklarindan daima feyz almaya calisirim. Boylesine saygi duydugum bir kimse beni "Mason" olarak nitelendirmis, lutfetmis. Bana ve herhangi bir Mason'a yapilabilecek en buyuk iltifattir, iyi gorusudur, nezaketidir. Kendisine kalpten tesekkuru bir borc bilirim.
Bazi uyelerimizin Masonik akimlari kategorilendirme girisimlerini yerinde buluyorum, fakat bir kac duzeltme yapmadan da gecemeyecegim. Eger ki Masonluk bir kategoriye ayrilacak ise bunu gelenekselci ve liberal olarak ikiye ayirmak gerekir. Anglosakson Masonlugu gelenekselci akimin bir alt kumesidir. Gelenekselci Masonluk icinde Anglosakson Masonlugundan teolojik olarak cok daha kati olan obediyanslar da mevcuttur. (Norvec, Isvec, Danimarka, kismen Almanya gibi). Liberal Masonlugun altinda ise Ozgur Masonlar Buyuk Locasi, Kadin Masonlar Buyuk Locasi, Grand Orient de France gibi obediyanslari sayabiliriz.
Sn. ADAM Amerika'daki Masonlugun kan kaybetmesine uzuldugunu belirtmis. Amerika'da tekris olmus bir Mason olarak uzuntusunu paylasiyorum. Dogrudur, kendisinin soyledigi gibi ciddi bir kan kaybi mevcuttur. Fakat, sizi temin ederim, bu kan kaybinin sebebi Amerika'daki Masonlugun Anglosakson Masonlugu olmasi degildir; hatta belki daha da ileri giderek alakasi dahi yoktur diyebilirim. Bu etraflica konusulmasi gereken ayri bir konudur. Dileyen olursa baska bir baslik altinda tartisabiliriz.
Hangi Masonluk daha erken baslamis sorusu asla kucumsenmemesi gereken cok ciddi bir sorudur. Benim bu soruya yanitim fazlasiyla subjektifir. Masonluk ne 1717'de baslamistir, ne 1600'lerde ne de sanildigi gibi Kral Suleyman zamanlarinda. Benim dusundugum, Masonlugun ilk insanla basladigidir. Bu meslek insanla baslar, insanla biter. Ilk insan'dan beri kisi kendini gelistirmeye kamil insan olmaya calismaktadir. Bunu yapabilmek icin kullandigi araclar degisebilir ancak ulasmaya calistigi hedef hep ayni olmustur. Akademik olarak ise benim bildigim simultane olarak kita Avrupasinda ve Britanya'da spekulatif Masonlugun tohumlarinin atildigidir.
Konumuzun basligina geri donecek olursak, muntazam Masonluk kanadinda bir yuce yaratana inanc esastir. Diger akimlarda ise tanri inanci aranmamaktadir. Her ne olursa olsun, cemiyetin adi ne olursa olsun, kamil insan olmak yolunda elinden geleni yapanin basimin ustunde yeri vardir ve saygim sonsuzdur. Bu konuda ofansif davranmayi "dogrusu budur" "bu daha ozgurdur, insan haklarina saygilidir." seklinde beyanatlar vermeyi yanlis buluyorum. Hele ki eger bunu yapan bir de Mason sifati tasirsa icim acir. Bereket o terbiyeyi almis kimse boyle beyanatlar vermez. Bu sekilde dusunuyorsa bile zamanla dusuncelerini evrimlestirerek dogru yolu bulur. (Benim yaptigim gibi)
Sevgi ve saygilarimla