Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: AKLIM ALMIYOR ...  (Okunma sayısı 1766 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 25, 2017, 07:01:10 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Erdoğan bir yıl önce 'Kalitemde değilsin' dediği İbadi'ye bu kez 'değerli kardeşim' dedi
Irak Başbakanı Haydar İbadi, çeşitli temaslarda bulunmak için Ankara'ya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz yıl Ekim ayında 'Sen benim muhatabım değilsin, karatımda değilsin, kalitemde değilsin' dediği İbadi'yi Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ağırladı. Erdoğan, orak açıklama sırasında 'Değerli kardeşime Türkiye'ye hoşgeldiniz diyorum' dedi.



ALINTI CUMHURİYET GAZETESİ
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Ekim 25, 2017, 08:44:03 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

       Günümüzde yaşananları tarih nasıl yazacak çok merak ediyorum!. Hangi taraftan bakarsam bakayım anlayamıyorum. Hani "akıl tutulması" diye bir şey var ya!, her halde onu yaşıyorum, beyin diye, muhakeme diye bir şeyim kalmadı gibi. Eyvah ki ne eyvah.
        Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Ekim 25, 2017, 09:13:00 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Ekim 25, 2017, 11:27:51 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

EMİN ÇÖLAŞAN Dün öyle bugün böyle! 25 Ekim 2017 Yazarlar Sevgili okuyucularım, gün geçmiyor ki tepedeki birilerinin, özellikle dünya liderimizin çelişkili sözlerine tanık olmayalım. İster istemez oluyoruz çünkü beyefendi ağzını ne zaman açsa bütün televizyon kanalları canlı yayına geçiyor. Peki bu nasıl oluyor? Örneğin her Salı günü partisinin Meclis'teki Grup toplantısında konuşuyor, canlı! Belli günlerde düzenlediği başka toplantılar var, hepsi canlı yayınlanıyor. Muhtar toplantıları, açılış törenleri, kongreler, konuk ağırlamalar, dış gezi nutukları… Bazen beklenmeyen, program dışı bir konuşma yapmasına karar veriliyor. O zaman bütün kanallara haber salınıyor: “Sayın cumhurbaşkanımız şu saatte falanca yerde konuşacaklardır. Bilginize!..” Bunun anlamı “Konuşmayı canlı yayınlayacaksınız” demek. Sıkıyorsa yayınlanmasın! Yani ağzından çıkan her sözcüğü duymak zorundayız. * * * Gazeteler derseniz, özellikle yandaşlar her gün “Cumhurbaşkanlığı basın bülteni…” Manşetlerine bakınız, hep aynı şeyi göreceksiniz… “Cumhurbaşkanı dedi ki…” “Cumhurbaşkanı sert çıktı!..” “Cumhurbaşkanı yeni müjdeler verdi…” Bu furyada arada sırada, ender bile olsa Başbakan Binali Bey'in sözleri de yer buluyor. Ama o hep geride, arka planda, Recep Bey'in yedek elemanı durumunda
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Ekim 26, 2017, 03:14:50 öö
Yanıtla #4
  • Seyirci
  • Yeni Katilimci
  • *
  • İleti: 17
  • Cinsiyet: Bayan

erdogan dan sonrasını okumadım.


Ekim 26, 2017, 06:17:23 öö
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

ABD'li 14 senatörden Erdoğan'a karşı mektup
14 senatör, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yazdıkları bir mektubu ABD Başkanı Donald Trump’a gönderdi...



ABD’de, Bernie Sanders, Marco Rubio, Robert Menendez ve John McCain gibi isimlerin de aralarında bulunduğu 14 senatör, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yazdıkları bir mektubu ABD Başkanı Donald Trump’a gönderdi.

Mektupta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Amerikan diplomatlara tacizi durdurması, insan haklarına saygı göstermesi ve Türkiye'de demokratik değerleri koruması” için talepte bulunuldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hukuka saygı göstermeye çağıran senatörler, Trump’a, “Erdoğan'a, ABD'nin bu tür davranışlara tahammül edemeyeceğini ve herhangi bir işbirliği için insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne ortak bir taahhütte bulunması gerektiğine dair açık bir mesaj göndermenizi rica ediyoruz" ifadelerini kullandı. Ayrıca mektupta, Wall Street Journal muhabiri Ayla Albayrak'a Türkiye'de verilen hapis cezası da hatırlatıldı.

İşte o mektup:   http://odatv.com/images/resimler/mektup(20).jpg

                        http://odatv.com/images/resimler/mektup2(2).jpg



« Son Düzenleme: Ekim 26, 2017, 06:24:08 öö Gönderen: NOSAM33 »
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Ekim 28, 2017, 01:18:28 öö
Yanıtla #6

EMİN ÇÖLAŞAN Dün öyle bugün böyle! 25 Ekim 2017 Yazarlar Sevgili okuyucularım, gün geçmiyor ki tepedeki birilerinin, özellikle dünya liderimizin çelişkili sözlerine tanık olmayalım. İster istemez oluyoruz çünkü beyefendi ağzını ne zaman açsa bütün televizyon kanalları canlı yayına geçiyor. Peki bu nasıl oluyor? Örneğin her Salı günü partisinin Meclis'teki Grup toplantısında konuşuyor, canlı! Belli günlerde düzenlediği başka toplantılar var, hepsi canlı yayınlanıyor. Muhtar toplantıları, açılış törenleri, kongreler, konuk ağırlamalar, dış gezi nutukları… Bazen beklenmeyen, program dışı bir konuşma yapmasına karar veriliyor. O zaman bütün kanallara haber salınıyor: “Sayın cumhurbaşkanımız şu saatte falanca yerde konuşacaklardır. Bilginize!..” Bunun anlamı “Konuşmayı canlı yayınlayacaksınız” demek. Sıkıyorsa yayınlanmasın! Yani ağzından çıkan her sözcüğü duymak zorundayız. * * * Gazeteler derseniz, özellikle yandaşlar her gün “Cumhurbaşkanlığı basın bülteni…” Manşetlerine bakınız, hep aynı şeyi göreceksiniz… “Cumhurbaşkanı dedi ki…” “Cumhurbaşkanı sert çıktı!..” “Cumhurbaşkanı yeni müjdeler verdi…” Bu furyada arada sırada, ender bile olsa Başbakan Binali Bey'in sözleri de yer buluyor. Ama o hep geride, arka planda, Recep Bey'in yedek elemanı durumunda
Sayin nosam33 merhabalar
Sayin Çölaşan neden yakinmis vede daha onemlisi bu yaziyi forumda paylaşmanızin amacı ne onu pek anlamadim sormak istedim yardimci olursaniz sevinirim bende anlayim
 Sayin Çölaşan kendisi yillarin tecrubesine sahip bir gazeteci
Devlet erkanının programinin onceden basina bildirildiğini ve isteyen kurulusun yayin yaptigini iyi bilir ve de hangi kanal kime ait hangi dusunceye hizmet eder benden kat kat iyi bilir
Burada anlatmak istediği her kanalın sadece bir tek seyi yayinlamasimi yoksa cumhurbaskanini yayinlamasimi  bence ikincisi ama buna niye saairmis kendisi zamaninda isinden  kovulana kadar yanli veya karsit o zamanki patronuna bağlı olarak nasil bir yayin cizelgesi izlediğini bilir..
Benim icime dert olan konu su masonlar.org gibi bir forumda Erdoğan zorla yayin yaptırıyor diye mi  bu yazıyı paylaştınız onu anlamak istiyorum izninizle.. cunku turkiyede herkes bilirki bagimsiz medya var fakat tarafsiz medya yok.. masonlar bunlari zaten bilecek kadar aydin kişiler bana gore boyle.
 O zaman aklima su geliyor  biz burada hep soz ettigimiz gibi forymda masonlugu masonlardan ogrenelim forum sayesinde ufkumuzu genisletelim ilkesinden vazgecip siyasete vede taraf olmaya yada karsit olmayami karar verdik saygilar
« Son Düzenleme: Ekim 28, 2017, 01:22:54 öö Gönderen: night manager »


Ekim 28, 2017, 02:08:30 öö
Yanıtla #7
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Sayın night manager ;   Konunun açılış sayfası Güncel Konular takdir edersiniz Masonlukla alakası bulunmuyor .Yazının anlatmak istediği TEK ADAM zihniyetinden bahsediyor .


Alıntı
herkes bilirki bagimsiz medya var fakat tarafsiz medya yok..

Türkiyede nerede bağımsız medya var herkes bir korku imparatorluğunda yaşıyor .


Alıntı
masonlar bunlari zaten bilecek kadar aydin kişiler bana gore boyle.


Biz farklı bir şeymi söyledik.Bu form Özgür bir forumdur .


Alıntı
O zaman aklima su geliyor  biz burada hep soz ettigimiz gibi forymda masonlugu masonlardan ogrenelim forum sayesinde ufkumuzu genisletelim ilkesinden vazgecip siyasete vede taraf olmaya yada karsit olmayami karar verdik

Okumazsın olur biter .

Son sözüm konu   GÜNCEL KONULAR  kısmında açılmıştır Masonlukla alakası yoktur .
Saygılar ...
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Ekim 28, 2017, 08:00:35 ös
Yanıtla #8

Türkiye'de mi basin özgürlüğü varmış???Basin özgürlüğü var diyen insanlara paylaşımım kapak olsun.Unutmayalim Bir gun sıra halka da gelebilir.Hrant Dink'te gazeteciydi.Bildiklerini yazdığı icin susturuldu.Kahrolsun Dikdatorluk ve Faşistlik!! Yaşasın Evrensel İnsan Haklari!........ Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde Türkiye'deki tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması istendi

04.05.2017 07:40

Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde Türkiye'deki tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması istendi
"Meslek örgütleri baskıların bu denli arttığı bir dönemde en az iktidar kadar cüretkâr olmalı"

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde gazeteci örgütleri seslerini yükseltti. DİSK Basın-İş Sendikası 150’ye yakın tutuklu gazetecinin derhal serbest bırakılmasını istedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası ise "OHAL’le yönetilen ülkemizde gazetecilik yok ediliyor" açıklaması yaptı. Basın Konseyi’nin Silivri’deki açıklamasında Cumhuriyet gazetesinin tutuklu yazar, yönetici ve çizerlerinin eşleri "adalet" istedi. Uluslararası Af Örgütü ve Uluslararası Basın Enstitüsü, Avrupa’nın birçok şehrinde yaptıkları eylemlerle Türkiye’deki tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.

Uluslararası Af Örgütü ve Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü Türkiye’de hapisteki gazetecilerin serbest bırakılması için çağrı etkinliğine dönüştürdü. Uluslararası Af Örgütü’nün basın açıklamasında, Türkiye’de tutuklu bulunan bütün gazetecilerin derhal şartsız serbest bırakılması talep edildi. Örgütün Almanya Genel Sekreteri Markus N. Beeko, “Dünyanın hiçbir ülkesinde Türkiye’deki kadar çok gazeteci hapiste değil. ‘Özgür basın’ tutuklu durumda” dedi. Beeko, Türkiye’de gazetecilerin tutuklanarak cezaevine konmasının “fiilen bir ceza gibi uygulandığını, adil yargılamanın sistematik olarak engellendiğini, örnek olarak tutukluların avukatlarıyla yaptıkları görüşmelerin izlendiğini ve kaydedildiğini” belirtti.

250 bin imza toplandı
Uluslararası Af Örgütü, 15 Temmuz’daki darbe girişiminden beri tutuklanan 120 gazetecinin serbest bırakılması için şubatta başlattığı #Free- TurkeyMedia kampanyası çerçevesinde online dilekçeye dünya çapında 250 bin aktivistin imza verdiğini duyurdu. Örgütün Danimarka şubesi topladığı 45 bin 337 imzayı Türkiye’nin Kopenhag Büyükelçiliği’ne teslim etti. Örgütün Almanya’daki aktivistleri dün Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği’ne Cumhuriyet çalışanları başta olmak üzere tutuklu ya da yargılanan gazetecilerin büyük boy fotoğraflarıyla giderek özgür bırakılmaları için eylem yaptı. Önde gelen Alman medya kuruluşlarının desteğiyle gece Berlin’deki Brandenburg Kapısı’nda Türkiye’deki gazeteciler ile dayanışma konseri düzenlendi. Örgütün Belçika’daki aktivistleri, Türkiye’nin Brüksel Büyükelçiliği önünde ağızları bantla kapatılmış halde durarak “demir parmaklıklar ardında gazeteciler” çiziminin yanında “gazetecilik suç değildir” yazan pankart açtı. “Af örgütü seni izliyor” yazan ağzı bantlı kukla da kullanıldı.

 

Twitter’da fotoğraf paylaşıldı
Hollanda şubesi çalışanları önceki gece projeksiyonla Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği’ne “Gazetecilik suç değildir” sloganı altında “Free Ahmet Şık”, “Free Mahir Kanat”, “Free Deniz Yücel” yazılarını yansıttı.

Tüm dünyadan gazeteciler “Free Turkey Media” yazılı kâğıtlarla çektirdikleri fotoğrafları Twitter’da paylaştı. Tüm dünyadan çizerler Cumhuriyet gazetesinin çizeri Musa Kart ile dayanışma adına Türkiye’de ifade özgürlüğüne yönelik baskılarla ilgili karikatürler paylaştı. Belçikalı çizerler üzerinde “şimdi doğru cezaevine” diyen bir polisin bulunduğu “yeni Türk basın kartı” karikatürünü gönderdi.

Uluslararası Af Örgütü, Türk hükümetinden gazetecilerin bırakılmasının yanı sıra basın özgürlüğünün acımasızca ezilmesine son verilmesini istedi. Örgütün raporunda, gazetecilerin aylarca haklarında iddianame yayımlanmadan hapiste tutulduklarına, yöneltilen suçlamaların tümüyle saçma olduğuna, gerçek bir suç içermediğine ve herhangi bir kanıt sunmadığına dikkat çekildi.

TGS: Tek sesli Türkiye istiyorlar
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günü nedeniyle Galatasaray Lisesi önünde biraraya gelen Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) üyesi gazeteciler, basın özgürlüğünü polis bariyerleri içerisinde kutladı. Etkinliğe CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İngiltere Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Tim Dawson, Avrupa Gazeteciler Federasyonu Temsilcisi Mehmet Köksal ve TGS Ankara, İstanbul, Adana, İzmir şube başkanları ile çok sayıda gazeteci katıldı.

TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş gazeteciliğin suç olmadığını belirterek, “Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde, özgür olamayan 159 meslektaşımız var. Türkiye’de basın özgürlüğünün olmadığının tek kanıtı tutuklu gazeteciler değil elbette. Medya organları üzerinde kurulan sansür ve otosansürün etkileri de basın özgürlüğünü ortadan kaldırıyor. OHAL ile yönetilen ülkemizde gazetecilik yok ediliyor. Tek sesli bir medya tek sesli bir Türkiye yaratılmak isteniyor” dedi. Tutuklu gazeteciler hakkında hazırlanan iddianamelerde, gazetelerin yayın politikasının değişmesinin suç unsuru sayılmasını eleştiren CHP’li Tanrıkulu da “Bütün iddianameleri okuyorum. Savcılara sesleniyorum görevlerini bırakıp genel yayın yönetmeni olsunlar” ifadelerini kullandı.

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) de yaptığı yazılı açıklama ile Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutladı. ÇGD açıklalasında gazeteciler açısından koşulların her geçen yıl daha da kötüleştiğine dikkat çekildi.

Basın-İş: Umudu hep diri tutacağız
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günü nedeniyle gazeteciler, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde dün bir araya gelerek tutuklu meslektaşları için özgürlük talep etti. “Gazetecilere özgürlük” pankartının açıldığı eyleme DİSK Basınİş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren ve çok sayıda gazeteci katıldı. Eren, “Biz adliye önünde açıklama yapmayı uygun bulduk. Çünkü zamanımızın çoğu zaten adliyelerde geçiyor. Biz basın özgürlüğü gününü kutlayamıyoruz. Bir an önce hapishanelerdeki arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını, basın ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz” dedi. Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu da şunları söyledi: “Makine gibi insanları tutuklamaktan, halkın haber alma özgürlüğünü ve haber yapma hakkını ellerinden almaktan bıkmadılar, yorulmadılar. Hukukun H’sinin kalmamış olduğu şu adliyeden hiçbir beklentimiz ve hiçbir inancımız kalmamış durumda. Esas itibarıyla Türkiye’de halkın haber alma hakkına sahip çıkan insanlardan güçlü bir savunma bekliyoruz.”

Ceyda Karan’ın okuduğu basın açıklamasında ise “Bir gün bu topraklarda güzel günler yaşanacak, umudu her zaman diri tutacağız, filizleri yeşil tutmak için gayret edeceğiz. Meslek örgütleri ise baskıların bu denli arttığı bir dönemde en az iktidar kadar cüretkâr olmalı, statükolara değil özgürlüklere sahip çıkmalıdır. Basın kuruluşlarının kapatılmadığı, gazetecilerin baskıya maruz kalmadığı bir ülke için sesimizi yükselteceğiz” denildi.

AP Başkanı Tajani: Gazetecileri serbest bırakın
Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle bir mesaj yayımlayan Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Antonio Tajani, “Medya özgürlüğü olmadan gerçek demokrasi varolamaz” dedi. Avrupa Birliği’nin tüm dünyadaki bu en temel hakkın en güçlü savunucusu olduğunu dile getiren İtalyan parlamenter, sadece otoriter rejimlerde değil genelde demokratik addedilen ülkelerde de gazetecilerin tehdit edildiğini belirtti. “En yakınlarındaki örneğin ‘gazeteciler için dünyanın en büyük hapishanesi’ diye nitelenen Türkiye olduğunu” vurgulayan Tajani “Bu yüzden bir kez daha sadece Alman- Türk gazeteci Deniz Yücel’in değil, mesleklerini yaptıkları için adil olmayan şekilde gözaltına alınan tüm dünyadaki gazetecilerin derhal bırakılması çağrısı yapıyorum. Gazeteciler, bilmenizi istiyorum ki, bu mücadelenizde yalnız değilsiniz. Avrupa Parlamentosu her zaman sizin yanınızda olacak” dedi.

Kılıçdaroğlu: Onlar hapisteyse özgürlük yoktur
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Basın özgürlüğü yoksa halkın haber alma özgürlüğü de yoktur” dedi. Birleşmiş Milletler tarafından 3 Mayıs 1993 yılında ilan edilen Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne ilişkin sendika ve derneklerin açıklamalarının ardından bir açıklama da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geldi. Kılıçdaroğlu, yüzlerce gazetecinin tutuklu olduğu Dünya Basın Özgürlüğü Günü için sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan mesaj yayımladı. Kılıçdaroğlu, “150’yi aşkın gazetecimiz hapisteyken Dünya Basın Özgürlüğü Günü kutlanamaz. Basın özgürlüğü yoksa halkın haber alma özgürlüğü de yoktur!” dedi.

 

[[Haber görseli]]

Onlar son dakikaya kadar haber verdi

Uluslararası Af Örgütü, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günü nedeniyle İstanbul’da “billboard”lara ilan verdi. İlanda, Gazetemiz Yayın Danışmanı ve Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Yönetim Kurulu üyesi Kadri Gürsel ve muhabirimiz Ahmet Şık’ın tutuklanmadan önce attıkları tweetler yer alıyor. “Onlar son dakikaya kadar haber verdi. Senin onlardan haberin var mı? #GazetecilikSuçDeğildir” ifadelerine yer verilen ilanda Ahmet Şık’ın “Gözaltına alınıyorum. Bir twittle ilgili olarak savcılığa götürülecekmişim” paylaşımı yer aldı. İlanda Gürsel’in de “Hakkımda yakalama kararı varmış, evimde arama yapılıyor. Evime gidiyorum. Cumhuriyet’e yapılan operasyonun devamı olduğunu sanıyorum” paylaşımı yer aldı.Kaynak:https://www.google.com/amp/m.t24.com.tr/amp/haber/dunya-basin-ozgurlugu-gununde-turkiyedeki-tutuklu-gazetecilerin-serbest-birakilmasi-istendi,402572
« Son Düzenleme: Ekim 28, 2017, 08:29:14 ös Gönderen: Farmakoloji »
Üyeliğimin iptalini talep ediyorum!Aksi taktirde dava edecem! Formda zorla kayıtlı tutuluyorum.Defalarca üyelik iptali talep ettim..Formda kayitli üye olarak bulunmak istemiyorum.Bu form zaman kaybı!