Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: 30 Ağustos  (Okunma sayısı 5915 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 31, 2012, 09:45:17 öö
Yanıtla #10
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Ağustos 31, 2012, 09:48:29 öö
Yanıtla #11
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

30 Ağustos, Atatürk Anıtı’na Çelenk Koyma Meydan Muharebesi!



Sevgili Atam; dün 30 Ağustos 2012′ydi. Doksan yıldır her 30 Ağustos, senin hayatta olduğun günlerdeki gibi Zafer Bayramı olarak kutlanıyor bu ülkede…

Ama… Dünkü kutlamaların, senin katıldığın ve yönettiğin onlarca savaştan farkı yoktu be Atam!

Seni ve kahraman askerlerini anmak, anıtına çelek bırakmak isteyenler; tartaklandı, itildi, kakıldı…

Hatta bazı illerde aziz hatıranız için yapılması planlanan saygı duruşları bile engellendi.

***
Yanlış anlama; çok şükür ki ülkemiz “işgal” altında falan değil…

En azından açık bir “işgal” yok…

Dünkü çirkinliklere imza atanlar da Yunan Ordusu’nun askerleri değil zaten…

Tam tersine; onlar 30 Ağustos’un iki gün öncesinde senin nasıl bir kahraman olduğunu çarşaf çarşaf anlattılar kendi gazetelerinde.

Dünkü “meydan savaşları”nı başlatanlar ise… Ne yazık ki bu ülkede bugün yönetici durumunda!

Senden rahatsız olan, daha düne kadar “Her 10 Kasım’da sap gibi bekliyorlar” dedikleri hâlde bugün o törenlere katılmak zorunda kalanlar…

Ruhunu yok ettiler bayram kutlamalarının; cılızlaştırdılar…

***
Elbette sizin kahramanlığınızın yanında lafı bile olmaz ama… Bugün senin adını anmak, anıtına çelenk koymak, bu ülkeyi bize kazandıran dava arkadaşların için saygı duruşunda bulunmak bile yürek istiyor Atam…

Evet; Kocatepe’nin ayazında verilmiyor bu kavga…

Düşman orduları değil karşımızdakiler…

Üzerimize çevrilmiş toplar, tüfekler yok çok şükür…

Ama senin ideallerinle savaşanlar, bunlara artık gerek bile duymuyor ki…

Onlar topla, tüfekle değil; ne olduğu belli olmayan yönetmeliklerle yürüyor; senin kurduğun devletin değerlerine sahip çıkanların üzerine…

Asker değil, zabıta ve polis kullanıyorlar…

Komutanları valiler, kaymakamlar!

***
İnanmıyorsun değil mi yazdıklarıma?

O zaman birkaç örnek vereyim:

Büyükada’yı bilirsin… İşte orada uzun zamandır senin adını taşıyan bir meydan var… Dün Adalar Kaymakamı, bu meydanda düzenlenen çelenk koyma töreninde siyasi partilerin bile çelenk koymalarına izin vermedi. Israrcı olan parti yöneticileri polis tarafından tartaklandı. Milletvekilleri polisten dayak yedi…

Kadıköy’deki törenlerde yine senin adını taşıyan ve düşüncelerini ölümsüzleştirmek için kurulan derneğin üyeleri, anıtının yanına bile yaklaştırılmadı. Bu çirkinliği hem de Kadıköy gibi senin değerlerine en bağlı insanların yaşadığı bir yerde yapmalarının anlamı vardı elbette!

“Görün, ne kadar güçlüyüz” demek…

Aynı arbede Ümraniye başta olmak üzere çok sayıda ilçede de yaşandı.

Bursa Valisi, anıtının önünde saygı duruşu yaptırmadı… Buna itiraz edenlere, “Yönetmelik değişti. Biz yönetmeliği uyguladık” diye yanıt verdi.

Birkaç çiçeği…

Bir dakikalık sessizliği çok gördüler aziz ruhlarınıza Atam…

Ve düşün; bu yüzden dün bu ülkenin birçok meydanında “muharebe” yaşandı!

***
Sana ve tüm şehitlerimize saygımız sonsuz…

Tek yaptığımız; yılda dört kez, yani ulusal bayramlarımızda adınıza dikilen anıtların önünde toplanıp şiir okumak…

İşte; biz artık bunları yapmak için bile “meydan muharebesi” veriyoruz…

Şimdilik öldürülmüyoruz belki ama polis copu yiyoruz, itilip kakılıyoruz!

Senin döneminde düşman belliydi: Gittin savaştın… Merminin önüne gövdeni siper ettin!

Lütfen bir yolunu bulup da söyle:

Bu yasalı, yönetmelikli, tüzüklü saldırı karşısında biz ne yapalım?

*****
KOL KANAT!

Dün hem Zafer Bayramı hem de artık kimse söyleyemese de Türk Silahlı Kuvvetleri Günü’ydü… Ve dünkü gazetelerde yayınlanan acı bir haberle ne olduğumuzu şaşırdık… BEDAŞ isimli şirket, Foça’da yirmi gün önceki hain bombalı saldırıda şehit düşen er Özkan Ateşli’nin baba ocağına, elektrik borcu yüzünden haciz kararı çıkarmış! Oysa Güneydoğu’da ve Doğu’da yaşayanların yarıdan fazlası yıllardır elektrik faturası ödemiyor, bu paralar bizden tahsil ediliyor. Eminim ki ödemeyenler arasında terör örgütü üyeleri de var… Sorum bizi yönetenlere:

Şehit ailelerine daha fazla kol kanat germeyi gerekçe göstererek, Anayasa değiştirdiniz. Bu muydu sizin kol kanat germe anlayışınız?

*****
GÜNÜN SORUSU

Cumhurbaşkanı Gül, kulağındaki iltihap nedeniyle tedavi gördüğü hastaneden biri Başbakan’ı ve Genelkurmay Başkanı’nı kabul etmek, diğeri de Milli Güvenlik Kurulu toplantısına katılmak üzere iki kez çıktı… Üstelik bunlar sadece bildiklerimiz! Ayrıca dünkü bir gazetede fotoğrafları yayınlandı; maşallah oldukça sağlıklı görünüyordu. Sorum kendisine:

Yarım saatliğine de olsa gücünüzü toplayıp, en azından Anıtkabir’deki törene katılamaz mıydınız? Katılsaydınız, sağlık durumunuz çok mu ağırlaşırdı?



MUSTAFA MUTLU 31 AĞUSTOS 2012 VATAN
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Ağustos 31, 2012, 09:54:32 öö
Yanıtla #12
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Yıl 1937, Atatürk çok hasta...
Doktorlar; Kutlamalara gitmeniz intihar olur diyor, ama O "hayır" diyor.
"Halkın morali bozulur" Kutlamalar olacak ve ben gideceğim!

Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK, o gün törenlerde en öndeydi.

O, bir gerçek devlet adamı, gerçek bir komutan ve gerçek bir liderdi.
Bir çok liderin, devlet adamının ismini dahi hatırlanmayacak olan bu dünyada,
O her daim şanla, şerefle, hatırlanılacak ve yad edilecektir.

Her şeyi yasaklayabilirsiniz.
Ama düşüncelere asla kilit vuramazsınız!
Vuramayacaksınız!


Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Ağustos 31, 2012, 01:48:55 ös
Yanıtla #13
  • Ziyaretçi

Zorlamayla toplumsal heyecan yaratamassınız. Genelde bu örneği vermek zorunda kalıyorum çünkü başka bir benzeri aklıma gelmiyor. Cinsellik bir insanın yaşayabileceği en güzel duygulardan biridir fakat zorlama işin içine girerse tecavüz olur bu da kişide intihara sürükleyecek bir travma yaratır. Bu gün rahmetli Atatürk yaşıyor olsaydı bu toplumdan demokratik şartlar altında oy alamazdı ki CHP hep hüsrana uğramıştır. Neticede devrimlerin zorbalık yönleri vardır. Zorbalıkla zorlamayla insanları kendinize ısındıramassınız.

Twitterde facebookta milliyetçilik naraları atan milyonlarca insan görüyorum. TSK, pkk ile savaşacak ve canını verecek gönüllü vatanseverler alıyor diye ilan verse giden çıkar mı merak ediyorum. Zorlamayla yapılan silahlı mücadele de ancak bu kadar olur.

Bence kendimizi kandırmaktan zevk alan bireyler halini aldık.

Saygılarımla.


Ağustos 31, 2012, 02:48:17 ös
Yanıtla #14

Bazı kimseler bu bayramı  kutlatmamak için her pisliği çevirirse, birileri insanları evlere kapatırsa... Bayramlar olur mücadele günleri. Cinsellik olur taciz günleri. 

Alıntı
Bugün rahmetli Atatürk yaşıyor olsaydı bu toplumdan demokratik şartlar altında oy alamazdı ki CHP hep hüsrana uğramıştır

Ne demek istiyorsunuz Sayın Masor1976? CHP, başa hile hurda/despotluk ile mi geçmiş? CHP, PKK, ABD yalakalığı yapmamış olduğundan bu ülkede başa geçemez. Haklısınız!

Lütfen ama lütfen, karanlık fikirlerinizle, bu aydınlık başlığı lekelemeyin. Burası Masonlar forumu. Atatürkün, çağdaşlığın, laikliğin,HÜR düşünceli insanların yeri.

Saygılarımla.
• Laborare est Orare XXII.
• ... Bense daha önce duyulmamış, yeni şeyler söylediğim için onların ilenç ve lanetlemelerine maruz kalmaya devam edeceğim.... Simon Magus


Ağustos 31, 2012, 03:06:37 ös
Yanıtla #15
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay

Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Ağustos 31, 2012, 03:10:42 ös
Yanıtla #16
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 730
  • Cinsiyet: Bay


Bayramları kaldırmak kolay ama tarih silinmez




Birileri iktidar olmazdan önce bana telefonda şöyle diyordu:

“- Bizi sizi 70 yıl çektik! Siz de bizi çekeceksiniz!”

Merhum Erbakan Hoca Başbakan olmuştu yüzde 36 oyla- ve TV’de iktidarı eleştirmiştim de ondan.

Erbakan’a rahmet okutacak Erdoğan ve Gül el ele tutuştular ve devletin sadece yüksek rakımlı tepesini değil, hemen, hemen tüm kurumlarını ele geçirdiler. 11. yıl doluyor ve sadece biz değil iktidara oy veren çok insan verdiği oylara yanıyor. Hem de çıra gibi.

Oysa DP 1950’de iktidara geldiğinde Meclis’in önünde toplanan kalabalıktan yaşını başını almış güngörmüşler şöyle diyorlardı:

“-Yazık oldu! Onlar rical-i devletti…” Yani İsmet Paşa devrini kastederek yakınıyordu. Daha ilk gün Türkçe okunan ezan Arapça olmuştu. Hacıbayram Cami imamı minberden: “-Hayırlı olsun! Halife kapıda bekliyor“ diye müjde veriyordu. DP iktidarının başında bulunan ve Cumhurbaşkanı seçilen Bayar da O’nun Başbakanı Menderes de bu derece fütursuz olmadılar. Menderes dini siyasette kullandı ama ne Cumhuriyetin değerlerine karşı çıktı, ne de Laikliği yok saydı. Hiç biri itilafçı olmadı.

2002 seçimlerinden sonra AKP iktidara geldi; Sayın Erdoğan ve Gül ikilisi hayret verici bir şekilde Cumhuriyetten intikam almaya başladı. Oysa ikisi de Cumhuriyet okullarında okumuş, o rejimin ekmeğini yemişlerdi. Önce laikliğin tanımını değiştirdiler: “İnsan laik olamaz. Devlet laik olur.”

Sonra Cumhuriyeti simgeleyen bayramlara el attılar ve hiç düşünmediler ki, bayramları kaldırmak olaydır ama 88 yıllık Cumhuriyet tarih sayfalarından kaldırmak zordur.. Çünkü onlar kan ve gözyaşıyla gerçekleşmiş devrimlerdir ve tarihe mal olmuşlardır. O Devrim karşıtlarına soralım:

“-Siz tarih okur musunuz?
Tarih denilince ilk akla gelenler
Soralım ve yanıt bekleyelim:
“İstanbul işgal edildiğinde tarih kaçtı?
-1918.
-Ya İzmir’in işgali ne zaman?
-1919
-İşgalciler kimlerdi?
-İstanbul’da İngilizler, İzmir’de Yunanlılar.
-1919 yılının 19.günü ne oldu?
Yanıt yok! Ama tarihin yanıtı var:
-Gazi Mustafa Kemal Samsun’a çıktı.”

Demek ki Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın ilk adımı o gün atılmış. Tarih böyle yazıyor. Tarih böyle yazıyorsa ve o günlerde yaşananların ürünü şimdi üzerinde yaşadığımız bu vatan topraklarının işgalden kurtulması yurttaşlarımız için önemlidir ve bizim için kutsal bir kaç bayram günlerini simgeler. Onları yasakladınız. Ancak tarihten silemediniz.

*Erzurum ve Sivas Kongrelerinde alınan kararların önemi ve tarihleri nedir?
-Yanıt yok.
*Erzurum Kongresi 29 Haziran gecesi sona erdiğinde Mustafa Kemal Mazhar Müfit Kansu’nun defterine şu notu düşürdü mü düşürmedi mi?
-“Kadınlar için tesettürü kaldıracağız -Latin harflerine geçeceğiz -Kılık kıyafet devrimi yapacağız ve Cumhuriyeti ilan edeceğiz.”
*Şimdi keyif sürdüğünüz TBMM ne zaman açıldı?
Sizi köftehorlar bilirsiniz elbette. 23 Nisan 1920 günü ve o gün nedenle Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’dır. Onu da yasakladınız. Ya da bayram olmaktan çıkardınız. Elinize ne geçti?
Baksanıza ahali çocuklar gibi şen o bayramı kutlamıyorlar mı?
*Şu şiirin anlamını hiç düşündünüz mü?
“26 Ağustos gece sabaha karşı/Topların çelik ağzı çaldı bir hücum marşı”
-Hatırlamıyorum Beyefendi!” dediğinizi duyar gibiyim. 4 gün içinde o gerçek Başkomutan askerine ne emir verdi?
-Yanıt yok. Ama tarih yazıyor.
-Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri…”

O tarih 30 Ağustos’tu ve tüm işgalci kuvvetlerle birlikte Yunanlılar da denize dökülmüşlerdi. O nedenle o zafer günü TSK’nın bayramı olarak yıllardır kutlanır. Siz onu da yasaklayarak, tarihten silerek zaferleri yok saymak istediniz. Oysa dünya tarihi ve dünya basını o zaferi en büyük askeri başarı, o düşmana karşı savaşan muzaffer komutanı da en yüce komutan ilan etti. Size kim ya da kimler o hakkı verdi ki, şimdi yalanla dolanla, şu ya da özürle 30 Ağustos zaferini bayram olmaktan çıkarıyorsunuz. Arkasından 29 Ekim 1923 Cumhuriyet Bayramı geliyor. Onun da kutlanmasını yasakladınız. Yok o top ve tanklar önünüzden geçerken içiniz mi ürperiyor? Kiminiz hastasınız, kiminiz usta! İşte dün bayramdı ve o bayram TSK’nin tek zafer bayramıdır. En azından halkça kutlanacaktır. Yasak sökmüyor işte.

Ya tarih bilmiyorsunuz ya da bayramların değil, asıl tarihin silinmesi marifetini beceremediniz; yüzünüze gözünüze bulaştırdınız ve tarih önünde “suçluların telaşı içindesiniz!”

Tarihi bilmiyor silmeye kalkıyorsunuz. Bilmemek cehaletin ürünü olabilir de, tarihi silmek için bir ulusun simgeleşen kurtuluş bayramlarını silmek o kadar da kolay değildir.

Bayramlar kalacak, ama siz yakında gene halkın iradesiyle tası tarağı toplayıp gideceksiniz. Hem de tarihe geçmeden fena gideceksiniz.


31 Ağustos 2012
KURTUL ALTUĞ
AYDINLIK
Özgürlük zeka demektir, sevgi demektir. Özgürlük sömürmeme, yetkeye boyun eğmeme demektir. Özgürlük olağanüstü erdem demektir.
Jiddu Krishnamurti


Ağustos 31, 2012, 09:09:41 ös
Yanıtla #17
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Zorlamayla toplumsal heyecan yaratamassınız. Genelde bu örneği vermek zorunda kalıyorum çünkü başka bir benzeri aklıma gelmiyor.

YANLIŞ BİR SONUÇ !


Twitterde facebookta milliyetçilik naraları atan milyonlarca insan görüyorum. TSK, pkk ile savaşacak ve canını verecek gönüllü vatanseverler alıyor diye ilan verse giden çıkar mı merak ediyorum. Zorlamayla yapılan silahlı mücadele de ancak bu kadar olur.


DENEMESİ BEDAVA; SAKIN O NOKTA GELMESİN bence Sayın Masor1976
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Eylül 01, 2012, 02:20:18 öö
Yanıtla #18
  • Ziyaretçi

Sayın Nosam33 korkak olmak güzel durmasa da normal bir şeydir. Her kez korkaktır. En korkak insanlar da genelde despot liderlerdir. Lider olabilmek için en korkak olmak şarttır. Çünkü aksi taktirde savaş olan bir mecrada hayatta kalma ihtimalleri olmaz. Benzer şekilde korkaklık insanların savaş makineleri üretmelerine ve siyasi yapılar oluşturmalarına sebep olmuştur. Eskiden korkak insanların bir araya gelip siyasi bir yapı kurup kendilerini güçlü gibi hissetmelerini sağlayan yalandan mekanizmalar vardı adına boyutuna göre mafya, ordu veya devlet denilirdi. Bu gibi kavramlar insanların korkularından beslenirler, korkularından uzaklaştıkları kendilerin güvende hissettikleri mecralardır. İnsanlarda korku kavramı olmasaydı bu gibi kavramlar yaşama şansı bulamazdı.

Tarihte elinin altındaki insanları lsd tarzı uyuşturucu madde vererek korkularından arındırarak intihar komandosu yaratan liderler de olmuştur. Fikir ve ideoloji de insanlarda lsd tarzı uyuşturucu etkisi bırakabiliyor. İnsanlar sorgulamadan gidip bir ideoloji uğruna birilerini öldürebiliyor. Bu nedenle yaratılan tüm rejimlerde ideolojilerine dokunamassınız sorgulayamassınız. Kendilerini korkusuz hissettikleri yapı yıkılır korkusu nedeniyle özgür düşünceye yaşam alanı sağlamaktan korkarlar.

Örneğin İstanbul'un fethinde istanbulun yerli halkı alerjik tepki vermemiştir. Çünkü kendilerini katledecek bir yapı olmadığı için osmanlıya güvendiler. Başka seçenekleri yoktu. Ya osmanlı gelip liderleri değişse de eski yaşamlarına devam edebilme şansları olacaktı ya da başka bir Hristiyan mezhep haçlı orduları gelip tüm malvarlıklarına ve inançlarına el koyacaklardı. Mezhepleri ve nesilleri istanbuldan sürülecekti. Bu korku osmanlının rahatça istanbulu ele geçirmesine neden olmuştur. Bizim yiğitliğimizden değildir.

Yani klavye delikanlıları işin ucunda kesin ölüm olunca korkuyla yüzleşecekler. Bu tarz bir durumda korkuyla henüz tanışmadıkları için şoke olacaklardır. Ne kadar sevmeseler de Kürtlerle kucaklaşmak zorundalar. Bu yüzden Türkiye Türklerindir gibi idelojiler yok olmak zorundadır ve osmanlı yaklaşımı doğurmak zorundadır. Aksi taktirde kendileri yok olacaklar.

Konu başlığına dönersek askeri militarizmin dayattığı bayramların kutlanmıyor olmasında suçu halkta aramamak gerekiyor. Dayatmayla bir şey elde edemessiniz. Ülkemiz hiç bir zaman seküler ve demokratik bir ülke olmadı. Militarist bir yapının hakimiyetinde olduk. Bune ekstra olarak da uyuşturucu ticareti ve mafyacılık da serpiştirilebilir sivil yaşamda. Yani korku üstüne korku olan bir memleket. Militarizmin eksik tarafı sivil iradeyi yansıtmakta başarısız oldu. Halkını gereğinden fazla dövdü. Destekledikleri siyasi otoriteler ise halka ufağından bile bir hizmet sunmadılar. Adamlar tüm seçim vaatlerine rağmen aylarca suyu akmayan, çöpleri toplanmayan bir istanbul verdiler. Neticede insanlar dincileri de denediler. Dinciler iyi bir hizmet sununca da oylar sürekli onlara aktı. Memleketin yarısı onlara oy verince de oy verenlere aptal ve mal dediler.

 Devletler de insalar gibi hayatta kalabilmek için zeki olmak zorundadırlar. Zeki insanları özgür düşünme ihtimallerine karşı kurduğunuz korku imparatorluğunu korumak adına darbeyle vb. yok ederseniz neticesi bu tür görüntüler olur. Baskıdan ve dayaktan korkan bir nesil yetiştirirseniz bir gün sizi de dövecek bir güçle karşılaştığınızda bu nesil sizi satacaktır. Çünkü dayaktan korkmaya alıştırmışsınız.

Neyse bu konu çirkef bir konu olduğu için çok fazla derine dalıp başımı belaya sokmaya niyetim yok. Neticede ben de bir insanım ve korkuyorum.

Saygılarımla.

« Son Düzenleme: Eylül 01, 2012, 03:03:26 öö Gönderen: Masor1976 »


Eylül 03, 2012, 03:43:38 ös
Yanıtla #19
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Hakikaten ÇİRKEF bir konu ...

Saygılar

Not: Nereye kadar KORKACAKSIN AMA ?   >:( >:( >:(
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
14 Yanıt
5400 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 30, 2011, 10:08:52 öö
Gönderen: 418
1 Yanıt
2929 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 29, 2007, 10:04:36 ös
Gönderen: paragon
2 Yanıt
3853 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 14, 2011, 07:27:28 ös
Gönderen: BULGARIA
3 Yanıt
2120 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 30, 2014, 11:22:55 ös
Gönderen: ozkann
3 Yanıt
2717 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 11, 2015, 08:17:28 ös
Gönderen: Kağan
3 Yanıt
2437 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 21, 2015, 12:56:15 öö
Gönderen: burakc
0 Yanıt
1659 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 21, 2015, 07:43:30 ös
Gönderen: Metatron
4 Yanıt
2120 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 30, 2015, 01:59:54 ös
Gönderen: Melina