Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: BİLGİ ve SEVGİ İLİŞKİSİ ÜZERİNE  (Okunma sayısı 2227 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 24, 2011, 07:48:20 ös
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

İnsanın duyduğu ana gereksinim olan başkasıyla kaynaşıp kendi yalnızlığının tutsaklığından kurtulma isteği insana özgü bir başka istekle ''insanın sırrını'' çözmekle içiçedir. Yaşam, salt biyolojik yanıyla bir mucize, bir giz olmayı sürdürürken, insan, insanca yanıyla, kendisi ve diğer insanlar için çözümsüz bir sır olarak kalmaktadır. Kendimizi tanırız, ama gene de harcadığımız tüm çabalara karşın kendimizi tanıyamayız. Yoldaşımızı tanırız, ama gene de tanıyamayız onu, çünkü ne biz ne de arkadaşımız eşyadır. Kendimizin ya da bir başkasının varlığının derinliğine ne kadar inersek, bilginin amacı bizden o kadar uzaklaşır. Ama insan ruhunun gizliliğine girme, ''o'' olan en diplerdeki öze ulaşma isteğinden kendimizi bir türlü alamayız.

Sırrı çözmenin bir yolu, umutsuz bir yolu vardır: o da, bir başkasının üzerinde tam bir egemenlik kurmak, ona istediğimizi yaptıracak, istediğimiz duyguları hissettirip dilediğimizi istetecek güce erişmektir. Böylece, onu bir nesne, bizim nesnemiz, bizim malımız haline getiririz. Bu en son dereceye varan öğrenme çabası, insana acı çektirmenin arzulandığı ve çektirme yetisinin kazanıldığı sadistliğin en aşırı evrelerinde belirir. Karşıdaki kişi tartaklanır, çektiği acının sırrını ortaya koyması için baskı yapılır. Kendimizin ya da bişr başkasının sırrını çözmek için duyduğumuz bu şiddetli isteğin altında derin ve keskin bir zulmetme ve yoketme dürtüsü yatmaktadır. Bu sav, Isaak Babel tarafından son derece net ortaya konmuştur. Rus iç savaşında, bir zamanlar ki efendisini tekmeleyerek öldüren bir subay arkadaşının sözlerini şöyle aktarmaktadır: ''Vurarak -şöyle anlatayım- kurşuna dizerek sadece kurtulmuş olursun o adamdan...Vurarak, onun ruhuna hiçbir zaman erişemez, nerede olduğunu, kendini nsaıl belli ettiğini asla anlayamazsın. Kendime hakim olamamış, düşmanı kaç kez, bir saati aşkın tekmelemişimdir. Görüyorsun, benim tek istediğim, yaşamın gerçekten ne olduğunu bilmek, ona erişmek.''

Bu yolla bilgi edinmeye çocuklarda sık sık rastlarız.Çouk herhangi bir şeyi ya da hayvanı bir köşeye çeker, tanıyabilmek için onu kırar, sırrını zorla çözebilmek için kelebeğin kanatlarını zalimce koparır. Zulmün kendisi daha derinlerden gelen bir dürtüye bağlıdır: eşyaların ve yaşamın sırrını çözebilmek.

Sırrı öğrenebilmenin bir diğer yolu SEVGİDİR.Sevgi bir başka insanın etkin bir şekilde içine girmektir. Böylece öğrenme isteğimiz, birleşme ile doyurulur. İç içe geçip bir olma ediminde ben seni tanırım, kendimi de tanırım, herkesi tanırım-ve hiçbir şeyi ''tanırım'':Düşünerek ulaştığımız herhangi bir bilgiyle değil, insanların yaşayanlar hakkında bilgi edinebilecekleri tek yolla-bir olma deneyimiyle- bilebilirim.Sadizm, sırrı öğrenme isteğiyle hareket eder, ama sonunda baştaki kadar cahil kalırım.Diğer canlıyı lime lime parçalarım, yaptığım tek şey onu yok etmektir. Sevmek öğretmenin tek yoludur, birolma edimi sırasında sorularımı yanıtlar. Sevme, kendimi verme bir başka insanın içine girme ediminde kendimi bulur; kendimi,ikimizi, insanı keşfederim.

Kenimizi ve arkadaşımızı tanıma isteği, Delfi tapınağındaki yazıtla dile getirilmiştir: ''Kendini bil''. Tüm ruhbilimin kaynağıdır bu söz.

ERICH FROMM
SEVME SANATI
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
SEVGİ

Başlatan sun Insan

1 Yanıt
3621 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 14, 2008, 08:14:09 ös
Gönderen: Prenses Isabella
4 Yanıt
3267 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 14, 2008, 04:54:37 ös
Gönderen: blossom
1 Yanıt
3012 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 01, 2009, 02:53:01 ös
Gönderen: martı
0 Yanıt
2387 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 16, 2009, 09:58:38 öö
Gönderen: ADAM
3 Yanıt
3459 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 19, 2009, 02:46:46 ös
Gönderen: Prenses Isabella
15 Yanıt
8581 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 17, 2014, 07:53:05 öö
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
3433 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 09, 2010, 05:30:19 ös
Gönderen: oasis
3 Yanıt
3981 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 15, 2010, 04:04:10 ös
Gönderen: Prenses Isabella
0 Yanıt
2689 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 09, 2011, 06:56:12 ös
Gönderen: karahan
0 Yanıt
2984 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 06, 2012, 07:53:40 ös
Gönderen: karahan