Diyanet son aldığı kararla bundan böyle Hz. Muhammed'in doğum gününü "Kutlu Doğum Haftası" adı altında 29 Kasım tarihinden itibaren kutlama kararı almış.
Doğrusu şaşırdım diyemem. Zira; bu tarih ilk defa değişmiyor ki. Bakınız ! 1400 sene ne ülkemizde ve ne de dünyanın her hangi bir ülkesinde bu kutlama yapılmıyor. Her nedense ;
ilk defa 12 Eylül- 17 Ekim 1989,
İkincisi 01 Ekim- 07 Ekim 1989,
Üçüncüsü 20 Eylül- 26 Eylül 1991,
Dördüncüsü 09 Eylül- 15 Eylül 1992,
Beşincisi 30 Ağustos- 05 Eylül 1993,
Altıncısı 20 Nisan- 26 Nisan 1994 tarihinden itibaren kutlanmaya başlanmış.
Hayret ! bir insanın doğum tarihi bu kadar değiştirilir mi? "RUHBANLAR" isterse bal gibi değiştirilir işte! (Bakın, Hıristiyanlar Hz. İsa'nın doğum tarihini hiç değiştiriyorlar mı?). Bir insanın doğum tarihi bilinmeyebilir ama o bir tarihe bağlanıp sabitlenir ve o tarih geçerli olur. Akıl bunu icabettirir.
Benim zorum "Kutlu Doğum Haftası" falan değil. Benim zorum "RUHBANLAR". Şu
"RUHBANLARIN" dinin önüne geçen uydurma safsataları.
Dikkat ederseniz, tarihin her döneminde bu "RUHBANLARIN" yönetimleri de arkalarına alarak yapmadıkları rezaletler yok. Ortaçağ da engizisyonlarda sayısız insanı ve bilim insanlarını acımasızca katletmediler mi?
Günümüzde, 21. YY.da ülkemizde de bu yöne doğru ciddi bir kayış görüyorum. Ortalık şıhlar, şeyhler, dervişlerden geçilmez oldu. Bunlar etraflarına topladıkları müritleri kanalı ile
istediklerini istedikleri şekilde yapıyor ve hep dini kullanarak arzu ve isteklerini dinin önüne geçirerek insanlarımızı karanlığa götürüyorlar.
Anlaşılan o ki Diyanetteki yetkililer değiştikçe bu tarihler değişmeye devam edecek. Bana göre hiç te inandırıcı değil. İnanmıyorum bu safsatalara yani.
Bir de ne diyorlar, "bunu Hicri Takvime bağlayıp her yıl on gün geriye alınacakmış". Olur mu yahu!. Bunun mantıklı bir izahı olabilir mi?. Bir de "Bizim dinimiz akıl dinidir, en son en mükemmel dindir" deriz. Bu mu akıl? bu mu mantık?.
Şimdi bir öğrenciye "Kutlu Doğum Haftasının" tarihi sorulduğunda, vereceği cevap ile aynı öğrenciye değişik değişik senelerde aynı soruyu sorduğunda hep ayrı ayrı cevapları alacaksın. Soru aynı, cevap her sene değişik. Hiç inandırıcı değil.
Dediğim gibi zorum "Kutlu Doğum Haftası" falan değil. Benim zorum ne idiğü belirsiz sözde din adamı kısfesi altındaki "RUHBANLARIN" yarattıkları hurafelerin dinin önüne geçip, dini akidelermiş gibi gösterilmeye çalışmalarındaki pervazsızlıklarıdır.
Yazacak o kadar çok şey var ama okuyanı sıkmamak adına (Arabi'nin tabiri ile "ariflerin anlayacağı düşüncesi ile) kısa kesiyorum.
Saygılar-sevgiler.