Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Potentate ile Roportaj  (Okunma sayısı 5098 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 29, 2011, 11:35:56 öö
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

 
 Saygı değer forum üyeleri

 Yani öyle sıkkın ve öyle üzgündüm ki. Bir ara alıp başımı gitmeyi bile düşündüm. Ya hu ne zamandır dükkan kapalı... Bir Allahın kulu da arayıp, bu adam nerdedir? Ne yer ne içer demedi ya... Çok kırgındım çok... Yani şukadarcık mı hatrımız yoktu... Aşk olun yani ne diyim.

 Neyse ki sevgili Potentate taaa Amerikal'ardan imdada yetişti de dükkanı yeniden açabildik. Adam Amerika görmüş abi. Boş değil. Bir akşam kara kara dükkanın elektiriğini suyunu aidatını nasıl öderim diye düşünüp , bakkal Hasan amcaya yazdırıp aldığım rakının son dublesini içerken telefonum çaldı... Bir baktım sevgili Potentate... ''Ya hu dedi kaçtır geliyorum dükkan da kapı duvar. Açsana dostum, ben elimden ne gelirse yaparım''. İşte o an içimde yeniden bir umut belir di ve sabah ilk iş dükkanı açtım.

 Neyse buyurun karşınızda Potentate.


Eğitiminiz nedir?

Doktorami tamamliyorum

Mesleğiniz nedir?

Ben, meslek ile yapilan isi ayri tutuyorum. Egitimim normalden biraz farkli oldugu icin bir kac tane meslegim var. Lisansimi Fizik, yuksek lisansimi ise Endustri Muhendisligi uzerine yaptim. Doktoram da Makine Muhendisligi uzerine. Yaptigim is ise akademisyenlik. Amerika’da bir eyelet universitesinde, lisans seviyesinde dersler veriyorum, bir yandan da doktorami tamamliyorum.  En az bu siraladiklarim kadar onem verdigim bir diger Meslegim ise Masonluktur.

 Kaçıncı derece masonsunuz?

Sembolik Locada Ustad derecesinde calisiyorum. Eski ve Kabul Edilmis Iskoc Ritinde 32. Derecede, York Ritinin Royal Arch Sapitirinde ise Royal Arch Mason derecesinde calisiyorum. 

Masonluğa ne kadar zaman önce kabul edildiniz?

Yaklasik 3 sene oldu. 

Bize masonluğa kabul edilme sürecinizi biraz detaylandırarak anlatır mısınız?

Ben kapiyi calanlardanim. Turkiye’de Mason tanidiklarim olmasina karsin Amerika’da hic Mason tanidigim yoktu. Benim bulundugum sehirde Eski ve Kabul Edilmis Skoc Ritinin cok guzel bir binasi var, icinin bir kismi muzedir ve ziyaretcilere aciktir. Ben de bir gun bu muzeyi gezmeye gittim. Beni gezdiren Kardes sansima inanilmaz bilgili, derya gbi bir adamdi. Ben sordum o cevapladi, bende sorular onda ise cevaplar bitmedi (hala sorarim, hala cevaplar). Yaklasik 3 ay duzenli olarak muzeyi ziyaret ettim, sonrasinda bana Mason olmayi dusunup dusunmedigimi sordu hic dusunmeden “istiyorum” dedim. Sonra beni bir Locaya yonlendirdi. Ama sanmayin ki bu kadar kolay oldu. O Locadan sirf beni tanimak icin Kardesler gorevlendirildi ve yaklasik 9 ay boyunca beni arastirdilar. Sonrasinda oylama islemi gerceklesti ve Kabul edildim. Beni egiten o muze gorevlisi Kardes ise rehberim oldu. 

 Neden mason olmak istediniz?

Bu sorunun cevabini tek cumlede vermem imkansiz. Cocuk yasta duydum Masonlugu. Cocukluk hevesi ile aklima kazinmisti. Bir diger etken ise cok sevdigim bir aile dostumuz. Ben ona “dayicigim” derdim. Benim karakterimin gelismesinde cok onemli etkisi olmustur. Kendisi ayni zamanda Masondu. Bana rolemodel olmustu.  Benim yazilarimi okuyan uyelerimiz benim her zaman arastirip, iyice bildigimden emin olmadan birsey yazmayacimi heralde biliyorlardir. Masonluk da ayni boyle olmustu benim icin. Hep bir heves vardi icimde, cocukluktan gelen. Ulasabildigim butun kaynaklari, antimasonik kaynaklar dahil, okuyordum. Ogrendikce benim icinde olmak istedigim bir muessese oldugundan emin oldum. Biraz hayranlik, biraz heves, fazlaca merak ve tarifi zor bir aidiyet hissi diyebilirim. Hayatimda tanidigim butun Masonlar hep ornek aldigim, duzgun insanlardi. Onlarin da Mason olmak istememde etkisi buyuktur. 

 Locanız da hangi görevleri üstlendiniz? Şu an da bir görev üstleniyor musunuz?

Locamda rituellerin uygulanmasinda ufak tefek yardimlarim oldu. Yeni Tekris olan ve derece atlayan Kardeslere Rehberlik yaptim hala da yapiyorum. Su anda da Senior Steward gorevini ifa ediyorum. Eger bir aksilik olmaz ise Kasim ayinda 2. Diyakon (Junior Deacon) gorevini ustlenecegim. 

Amerika da yaşadığınızı iletilerinizden anlıyoruz. Ne zamandır oradasınız?

Cok olmadi Amerika’ya yerleseli. 4 senedir Amerika’da yasiyorum.

Size göre orası ile ülkemiz arasındaki en belirgin fark nedir?

Bunu hem insanlar, hem de sosyal yaşam açısından soruyorum?

Sosyal acidan ozetlemek gerekirse; Hayat standardi Turkiye’ye oranla biraz daha yuksek. Stres daha az. Ideoloji tartismalari minimum duzeyde.  Insanlar ise cok farkli bir konu. Turkiye’de sanilanin aksine, oldukca yardimsever ve guleryuzluler. Islerinde cok profesyoneller. Ben orta buyuklukte bir sehirde yasadigim icin gercek Amerikalilar ile tanisma firsatim oldu. Toplumlarimizin kulturleri bambaska. Bu kutlur farklari da bana cok sey ogretti diyebilirim.

Türkiye'ye ne sıklıkla geliyorsunuz?

En son ne zaman geldiniz?Amerika’ya geldigimden beri hic gitmedim Turkiye’ye. Olaganustu birsey olmadigi surece de en az 4 sene daha gidemeyecegim gibi gozukuyor.

 Biz Amerika'da ücret karşılığı derece atlanabildiği ve çok kısa sürede yüksek derecelere geçilebildiği gibi bilgiler okuyoruz. Bu gerçekten böye mi?

Eğer böyleyse işleyişi bize biraz açarak anlatır mısınız?

Para karsiligi derece atlamak ne demektir once onu dusunmek lazim bence. Siz butun yeterlilikleri tamamlarsiniz, zamaninizi doldurursunuz, tecrube kazanirsiniz, ama eger Loca tarafindan belirlenen meblayi odemezseniz derece atlayamazsiniz.  Sembolik derecelerdeki “terfi” ufak tefek farklar disinda Amerika’da da ayni Turkiye’deki gibi. En buyuk fark dereceler arasinda beklemeniz gereken sure. Eger sizden bekleneni verirseniz “teorik olarak” 2 haftada derece atlayabilirsiniz. Ancak sanilmasin ki herkes 2 haftada kalfa veya ustad oluyor. Eger ortalama bir rakam verirsek Tekrisinizden sonra ortalama 1 sene icinde ustad olabiliyorsunuz. Bir de isin Skoc Riti boyutu var. Benim bulundugum Kuzey jurisdiksiyonunda 1 gunde 32. Derece oluyorsunuz. Benim icin 1 gun veya 1 sene hatta 10 sene farketmiyor. Onemli olan calismak ve aldiginiz dersleri ozumsemek. Guney Jurisdiksiyonuna bagli Arizona’da 32. Derece 1 haftalik cok yogun bir program ile veriliyor. Yani anlayacaginiz en gec 1 hafta icinde 32. Derece (Sublime Prince of the Royal Secret) oluyorsunuz.  Amerika’da asil zor olan 33. Dereceyi almaktir. Bunun iki yolu var: Ya cok inanilmaz bir sey becereceksiniz ve size 33. Derece verilecek, ya da Skoc Ritinin icindeki vucutlardan birine baskanlik edeceksiniz (baskanlik edip 33. Derece alamayan Kardesler de mevcuttur). Eger basarabilirseniz 33. Derecenin size verilmesi ortalama 12 yil surer.

Türkiye'de bulunduğunuz zamanlar ülkemizdeki locaların çalışmalarına iştirak ettiğiniz oldu mu?

Herhangi bir farklılık var mı?

Ben Amerika’da Tekris oldugum, ve daha hic Turkiye’ye gitme firsati bulamadigim icin oradaki bir calismaya katilamadim. Ancak Turkiye’deki Kardeslerim eksik olmasinlar bazi derecelerin rituellerini bana ulastirdilar. Calismayi gormeden yorum yapmak olmaz ama illede bir cevap vermem gerekirse cok paralellik oldugunu soyleyebilirim.

Masonluğa kabul edildikten sonra kendiniz de en çok neyin değiştiğini hissettiniz?

Bir değişim oldu mu?

Hos bir ozellik degil ama harici iken ukalaligimin tuttugu cok olurdu. Biraz da kendini begenmislikten suregelirdi bu ukalalik. Ama Masonluk yoluna girdikten sonra aslinda daha kirk firin ekmek yemem gerektigini ve mutevaziligin cok buyuk bir erdem oldugunu ogrendim. Ama bunlarin hepsinin otesinde (!), kusurlarim oldugunu ve bunlarin hepsini duzeltmem gerektigini anladim ve elimden geldigince de duzeltmeye calistim/calisiyorum. Heralde en buyuk degisim bu olsa gerek.

 Masonluğa kabul edildikten sonra yaşadığınız en ilginç olay nedir?



Cok enteresan bir anim var bu sorunuz ile ilgili. Ustadliga Yukselisim henuz gerceklesmisti. Bir Persembe gunu Kardeslerimden birisi tutturdu “gel falanca Locayi ziyaret edelim, oradaki Kardesleri gormeyeli uzun zaman oldu” diye. Ben inanilmaz yorgundum, hic icimden gelmiyordu gitmek ama Kardesimi kiramadim, “Peki, gidelim” dedim.  Her zamanki gibi bir calisma oldu. Farkli birsey yoktu. Toplanti kapandiktan sonra Kardeslerden birisi geleneksel Kanada gezilerinden bahsetti, beni ve benimle birlikte o Locayi ziyaret eden Kardesi de davet ettiler. Maksat Kanada’daki bir Locayi ziyaret etmek oradaki Kardesler ile olan baglarimizi guclendirmekti. Cok hosuma gitti bu gezi. Hem de farklilik olur dedim. Vize islemlerini yapmam icin calistigim okuldan bir evrak almam gerekiyordu. Hemen o evraki istedim okuldan, ama bana gelen yanit, oturma/calisma iznimin oldugu belgenin suresinin doldugu (benim haberim yoktu o evrakin suresinin dolabileceginden cunku vizem zaten vardi) ve ulkeyi terketmem icin 40 gunum kaldigi idi. Sonra tabi halloldu hersey, ama kendime hala su soruyu sormadan edemem “ya o gece Kardesimi kirip, o Loca’yi ziyarete gitmeseydim?”.

Masonlukta bu kadar zaman geçirmiş biri olarak, eğer mason olmasaydım şu olmazdı dediğiniz her hengi bir şey var mı?

Var tabi, olmaz mi! Bu kadar sevdigim, gercekten gonulden Kardesim dedigim insanlar ile tanisamazdim. Onlarin destegini hicbir zaman hissedemezdim. Bu ne finansal bir destek, ne mevkisel bir destek. Bazen bir “merhaba Kardesim” demek kadar basit bir destek. Cunku biliyorsunuz ki, o “merhaba” alti bos bir merhaba degil. Gonulden gelmis bir merhaba.   

 Bir harici neden mason olmak istesin?

 Bu soruyu benim yanitlamam gercekten cok zor. Cunku her haricinin sebebi farklidir bence, ve bunu genellemek cok dogru olmaz. Ancak benim perspektifimden bir yanit verebilirim; kendisni gelistirmek, o buyulu ortami tatmak, kan bagi olmadan Kardes sevgisi nasil kazanilir onu ogrenmek icin. Aslinda bu kadar basit degil ama okuyucularimizi yormak istemiyorum. Foruma saklayayim kalan kismini…

 Bize masonluğun haricilere, özellikle masonluğa kabul edilemeyecek kusurları olan haricilere bakışını anlatır mısınız?

Bunu tüzüksel ilkeler açısından soruyorum.Kusur demeyelim ama eksik bir ozellik diyelim. Cunku ornegin, bana gore tanri inanci olmamasi bir kusur degil, bir –eger dogru kelime bunlar ise- secim/inanctir. Ateist bir insani ben kusurlu olarak tanimlamaya karsiyim. Ama bu secim, muntazam Masonlugun aradigi ozelliklerden birine ters dustugu icin kabul olmayacaktir. Tuzuksel olarak aslinda cevap cok basit; “Masonluk kimseye en ufak birsey borclu degildir”. Bu ozellikle teklif muessesesi icin yazilmistir. Bu ozelliklerin eksikliginden oturu kimseye kotu gozle bakilmaz. Bazi durumlar vardir, ben kendi adima soyleyeyim, keske falanca ozelligi olsaydi da Kardesimiz olabilseydi dedigim cok olmustur.

 Bir masonun günlük hayatında karşılaşabileceği en büyük sorun nedir?

 Mason olmak size harici alemdeki hayatınızda herhangi bir ekstra yük veya sorumluluk getirdi mi?Mason olmak harici alemde tahmin edilenden cok daha buyuk bir yuk. Bunun birkac sebebi var. Aklima gelen en onemli sebeplerinden birisi; surekli bir Masona yakisir sekilde yasamak. Cunku sizin yapacaginiz en ufak hata bazi kitlelerce butun Masonluga mal edilebilir. Gunun sonunda bir Mason olarak Masonlugu temsil ediyorsunuz. Diger ekstra yuk ise – bence bir yuk degil ama bazi kesimler yuk olarak gorebilir – ritueli calismak. Meslegime asik bir insan oldugum icin bikmadan usanmadan calisiyorum. Amerika’daki uygulamaya gore butun ritueller ezberden yapilir. Ezberlemek biraz zor oluyor, bir hayli de zamanimi aliyor ama gunun sonundaki huzur paha bicilemez. 

 Mason olmayı uman bir hariciye en önemli öğüdünüz ne olurdu?

Masonlugun, onun icin dogru birsey olup olmadigina cok iyi karar vermesi. Bolca okuyup, elinden geldigince bilgi edinmesi. Ama hepsinden onemlisi “Neden Mason olmak istiyorum?” sorusuna ictenlikle cevap vermesi. Bunlarin hepsi, sonradan hayal kirikligi yasamamasi icin onemli. 

 Ben sormamış olsam da iletmek istediğiniz bir mesaj, anlatmak istediğiniz bir konu var mı?

Beni konuk olarak sectiginiz icin tesekkur ederim. Bu vesile ile MASON Kardesime bizlere bu ortami sagladigi icin tesekkur ediyor, butun Kardeslerime ve degerli uyelerimize sevgi ve saygilarimi sunuyorum.

 Teklifimi kabul edip sorularımı yanıtladığınız için ben size sonsuz teşekkür ederim.

 Evet değerli üyeler; bir roportajı daha böylece bitirmiş bukunuyoruz. Umarım hoşınuza gitmiştir, umarım beğenmişsinizdir.

 Bir sonraki roportajımda buluşmak üzere. Mutlu kalın.

 En içten sevgi ve saygılarımla.
« Son Düzenleme: Temmuz 29, 2011, 11:59:20 öö Gönderen: enelsır »
enelsır


Ocak 08, 2012, 03:31:53 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Elinize sağlık kardeşim saygılar. 8)
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
3059 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 20, 2007, 03:04:13 ös
Gönderen: MASON
0 Yanıt
3671 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 01, 2007, 04:37:58 öö
Gönderen: MASON
34 Yanıt
20882 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 25, 2019, 02:14:24 ös
Gönderen: karahan
5 Yanıt
10205 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 25, 2013, 07:43:03 ös
Gönderen: Waldow
11 Yanıt
11617 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 03, 2011, 09:58:26 ös
Gönderen: Isis
0 Yanıt
2891 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 04, 2011, 02:31:25 ös
Gönderen: enelsır
1 Yanıt
3725 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 11, 2011, 04:52:33 ös
Gönderen: shakespeare
4 Yanıt
5637 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 25, 2011, 04:01:18 ös
Gönderen: Prometheus
5 Yanıt
7321 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 23, 2011, 08:03:13 ös
Gönderen: Lucian
33 Yanıt
63812 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 25, 2019, 01:00:43 öö
Gönderen: karahan