Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İyi Düzenlenmiş Bir Hayatın Ahenk ve Güzelliği 1  (Okunma sayısı 1626 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 15, 2016, 02:13:25 öö
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 2105
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk ve Masonlar




Feza birçoklarımızın düşündüğü gibi bir hiç veya ıssız bir boşluk değildir. Atmosferimizden Güneşe, gezegenlere ve uzak yıldızlara değişik yönlerden ulaşan fezayı, ilim yüz yıllarca sadece boş ıssız bir yer olarak tahayyül etmiştir. Bu ıssız yerde daima hareket halinde olan Allahm sayısız kuvvetleri vardır. Ama bunlardan açıkça gözümüzün önüne serileni sadece 'aydınlık' dır.


Güneş gibi ziya merkezi olmayan Dünya ve diğer gezegenler ve küreler yörüngeleri etrafında gezer ve ışık saçarken, bir gölge konisini de beraberlerinde taşırlar. Karanlığın Evrende yeri ve evi olmamasına rağmen, bu kürelerin bir yüzünü aydınlatmak diğer yüzünde karanlık bir koni meydana getirir. Tıpkı bunun gibi insanların hatalarıda, Allahm ruhumuzu aydınlattığı gerçeklerin gölgesidir.


Issız boşluk dediğimiz fezada daima hareket halinde olan elektrik, ısı ve her yeri kaplayan eter vardır. Allah isterse görünmeyenleri görünür yapar. Netekim görünmeyen iki gaz oksijen ve hidrojen birleşerek su olur şeklini korur, denizleri doldurur, nehirlerde akar, tebahhur eder, yağmur olur tekrar yeryüzüne düşer, kar olur beyazlaşır, buz olur nehirlerde köprü kurar. Evrenin heryerinde hayat ve hareket, hız ve kuvvetlerin devamlı mücadelelerinin sonucudur. Bu aktif mücadele sona erdiği zaman hareketsizlik başlarki buda ölüm demektir.


Büyük hava cereyanları ekvatordan kutuplara nehirler gibi akarlar ve tekrar geri dönerler. Ekvatorun sıcaklığı ve kutupların soğukluğundan meydana gelen bu dengeli ve yararlı cereyanlar, bazen tayfunlara, kasırgalara veya siklonlara dönüşebilirler. Bunlar hepsi ayni büyük yasanın sonucudur. Allah herşeye kadirdir, ama sebepsiz netice olamayacağına göre, böyle kötü şeylerin meydana gelmesi de, tıpkı insanların bazen sapıtması gibi doğal karşılanmalıdır.
Bağımsız kimliği olan ruh da bir Allah yapıcıdır. Ama niçin yaratıldığını bilmediği gibi, kendi öz kimliğini de anlamış değildir. Hatta ruh ve bedenden meydana gelmiş bir yaratık, görme, işitme veya acı duymanın sebeplerini de anlayamaz.


Bu konuda Masonluğun bize öğrettiklerini bilmek kâfidir. Bedenimiz geçicidir, ama zekâ ve muhakememizi meydana getiren ve kendi öz benliğimiz olan ruhumuz çürümez, erimez, bedenimiz yok olduktan sonra da var olmaya muktedirdir. Ruhumuz İlâhi şeylere ait bilgilerini arttırma, daha akıllı, daha iyi ve ölümsüzlüğe daha lâyık olabilmek için lüzumlu gelişme ve ilerlemeye müstait ve muktedirdir. Öyleyse en asil ve şerefli gayemiz, içinde yaşadığımız geçici ve kusurlu Dünyamızda bütün insanları mükemmelleştirmek ve onları herşeyden yararlandırmak olmalıdır. Her insanın İlâhi ve beşeri tarafları birbirine karışmıştır. Hayatta bir savaştır. Bu savaşı iyi ve kahramanca yapmakta yaşamaya lâyık her insanın en büyük gayesi olmalıdır. En büyük şeref ve gerçek zaferin kazanıldığı savaş, zekâ, mantık, ahlâk gibi ruhsal mizacımızın şehvete tutkumuz, kötü eyilimlerimiz gibi Dünyasal, maddesel ve hayvansal mizacımıza karşı açacağımız savaştır. Gerçek kahramanlıklar ve bizleri başarıya götürecek zaferler ancak buradadır. Her insan bu savaşı verir. Kazanamayanlar kepazece yenilir, felâketli bozgunlara uğrarlar. Buda onlar için utanılacak bir yıkılımdır.

Mimar Sinan Dergisi / Sayı 47 / Devam Edecek

Gnothi Seauton

Yaşamak, kendini adam etmektir. Zeka ve bilgiyi kullanarak, etinden, kemiğinden kendi heykelini yapmaktır. - Goethe