Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Bir Pesah Öyküsü: Tanrı’ya bir mektup  (Okunma sayısı 4588 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 05, 2007, 09:36:46 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Pesah Bayramı yaklaşırken aile büyüklerini tatlı bir telaş sararken, aynı zamanda bütçelerini zorlayacak bir telaş içine de girerler. Özellikle geçim sıkıntısı çeken aileler için pesah gereklerinin layıkıyla yerine getirilmesi için gerekli alışverişler, yiyecekler, çocuklara alınacak yeni bayramlıklar, matza, şarap, tatlılar vs. vs. Tüm bunlar maddi gücü fazla olmayan aile babalarının üzerine kara bulutların çökmesine neden olur.


İşte öykümüzdeki Şemuel de bu açmazları yaşayanlardandır:
Şemuel, bir terzihanede ütücü olan, fazla okumamış, cahilce ve saf bir adamdır. Tüm gün boyunca atölyede ütücülük yapar ama evine, karısına ve on çocuğuna kıt kanaat geçinecek kadar kazandığı parayla azıcık birşeyler verebilmektedir. Oysa Pesah’a neredeyse hiç zaman kalmamıştır. Seder sofrası nasıl kotarılacak, beklentileri olan çocuklarını nasıl mutlu edecektir? Elindeki gömleğin yakasını umarsızca ütülerken aklına parlak bir fikir gelir. Tanrı’ya bir mektup yazmaya karar verir. Onun çok sevdiği ve yürekten iman ettiği Tanrısı ona kesin olarak yanıt verecektir.
Akşam olup işi bitince heyecanla evine koşar. Masanın başına geçer temiz beyaz bir kağıdı önüne koyar. Kalemin ucunu mürekkebe batırır ve yazmaya koyulur. Şimdi öncelikle Şemuel’i cahil bir adam olduğundan zaten söz etmiştik. Aksi halde kim Tanrı’ya mektup yazmayı düşünür ki? Sonuç olarak kalemi eline aldı, elleri titreyerek ama dikkatle mektubunu yazdı. Arzusu çok basitti, onu yazdı. Sonra bir zarfa koydu. Ucuna balmumu döküp yapıştırdı. Zarfın ön yüzüne ise Tanrı’ya diye yazdı. Kendinden çok memnun bir biçimde yatağına yattı. Huzurla içini çekti ve uykuya daldı. Sabah olduğu zaman terzihaneye gitmeden önce postaneye gitti. Zarfı postadaki memura uzattı. Pul parasını ödedi ve işine gitti.
Posta memuru zarfa baktığı zaman gözleri şaşkınlıkla açıldı. “Tanrı’ya mektup” diye bağırdı; “Bu ne yaman bir işti böyle?” “Ben bu mektubu nereye göndereceğim?” diye yardım ister gibi diğer memurlara baktı. Zarf elden ele dolaştı. Herkes çaresizlikle iki elini yana açtı, omuzlarını yukarı kaldırdı! Mektup son olarak postanenin müdürü Muhammed Ussif’in eline verildi. Muhammed Ussif mektubu açtı ve yüksek sesle okudu;

Sevgili Tanrı’m
Pesah bayramı yaklaşıyor ama benim yeterli param yok. Pesah sederini ailem için nasıl temin edeceğimi bilemiyorum. Sen mutlaka biliyorsundur, nasıl gece gündüz demeden çalıştığımı, didindiğimi... Ama yetmiyor işte kazancım daha fazlasına yetmiyor. Bütün sene elbise ütüleyip durdum ama Pesah için bir lira bile fazla param yok. İnan bana Tanrı’nın borç olarak para isteyebileceğim hiç bir yakınımda yok. Herkesin hali malum. Onun için umudum yalnız sende. Lütfen Tanrı’m bana yardım et. Yüzümü sana döndüm, lütfen. On çocuğum var. Onların hatırı için lütfen bana 10 lira gönder. Teşekkür ederim. Tanrı’m.
Şemuel
Şimdi de mektubu okuyan Muhammed Ussif öylece kalakalmıştı. Etrafındaki bütün memurları da sessizlik içindeydiler. Muhammed öksürerek boğazını temizledi.  Sesi alçak tondaydı ve merhametle titriyordu.
“Bu fakir Yahudi’ye yardım etmek lazım. Şimdi hepimiz cebimizi yoklayalım ve bu adamcağız için birer lira verelim. Sonuç olarak kaç kişiyi mutlu edeceğimizi bir düşünsenize” dedi.
Muhammed ve diğerleri ceplerinden çıkardıkları paraları ortaya koydular. Sayınca tam 9 liranın toplandığını gördüler. Bunu bir zarfa koyarak fakir Yahudi’nin evine postaladılar.
Zarfı alan Şemuel’in sevincini tahmin edebiliyor musunuz? Şarap ve matsa seder sofrasının baş köşesindeydi. Karısı Hava yeni elbisesinin içinde öyle güzel görünüyordu ki!  Şemuel ise mutlu ve gururluydu. Masanın başına geçmiş, Pesah gecesinin mutluluk ve gururunu derinlemesine yaşıyordu.
Aradan bir yıl daha geçti. Günler günleri, geceler geceleri kovaladı. Şemuel hiç durmaksızın gece gündüz çalıştı; çabaladı, ütüledi. Ama hayatında hala bir aşama yoktu. Pesah yine yaklaşmıştı ve o yine kara kara düşünüyordu. İhtiyaçlar boyunu aşıyordu. Fakir bir adam ve yapabilirdi ki? Tabii ki yine kağıda ve kaleme sarıldı. Bu kez şöyle yazdı;

“Sevgili Tanrı’m
Geçen yıl bana Pesah’ta gönderdiğin para için sana çok teşekkür ediyorum. Karım Hava kendine yeni bir elbise aldı. Seder sofrası için şarabımız ve matsamız da vardı.
Çok iyi bilmelisin ki bütün sene boyunca çalıştım durdum. İşte yine Pesah ve Tanrı’m benim tam on çocuğum var. Lütfen bize on lira gönder ki bayram için gerekli olan hazırlıkları yapabileyim.”
Şemuel tam mektubun altına adını yazacakken bir durdu ve düşündü. Mektuba son bir not eklemeye karar verdi;
“Sevgili Tanrım
Bunu sana söylemeye utanıyorum ama, geçen yıl zarfımı postaya verdiğim zaman, zannediyorum ki orada çalışan memurların arasında bir hırsız vardı. Bana gönderdiğim paranın bir lirasını aldı. Zarftan sadece 9 lira çıktı. O yüzden bu yıl senden özel bir ricam var. Lütfen Tanrım eğer sana çok zor gelmeyecekse bu yıl zarfı doğrudan bana gönder.
Şemuel

İran Yahudi halk hikayesi
 



Nisan 05, 2007, 10:06:19 ös
Yanıtla #1
  • Seyirci
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 920
  • Cinsiyet: Bay

Pesah bayramı tum Türk musevi cemaatine ve dunya yahudilerine bereket getırsın ve hayırlı olsun ....
Taslar yerine oturabilecek mi ? İnşaasına basladıgımız yapı nasıl olur da yarım kalır ..


Nisan 05, 2007, 10:48:24 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

çok saol
sadece yahudilere değil bütün insanlığa bereket getirsin


Nisan 23, 2008, 10:37:37 ös
Yanıtla #3
  • Administrator
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 9553
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk, Masonlardan Öğrenilmelidir

Bir Agada Pesah Hikayesi


Ağaçların çiçeklenip, güneşin insanın içini ısıttığı günlerden birinde, altı yaşındaki Yulya çok mutlu bir şekilde büyük annesine gülümser. Sabahın erken saatlerinde büyükannesi ve annesinin tüm rafları, dolapları indirerek yaptığı hazırlıklara merakla bakan minik Yulya Rusya’da doğmuştur. O beş yaşındayken İsrail’e göç etmişler, Rusya’nın soğuğundan sonra İsrail’e yerleşmek, onlar için hayat kaynağı olmuştu. Kfar Saba’daki küçük evlerinde o gün büyük bir hazırlık vardı. Küçük Yulya sarı bukleleri, mavi gözleriyle etrafı merakla süzüyor, konuştuğu Rusça kelimelerle “Bu neden, bu nedir?” diye soruyordu. Hala düzgün konuşamıyorlardı, ama minik Yulya büyük ihtimalle onlardan daha güzel öğrenecekti bu lisanı. Büyükannesi evdeki sandıklarından en güzel yemek ve sofra takımlarını çıkarırken, minik Yulya’ya “Pesah Bayramı hazırlıkları küçüğüm” diye cevap verir. Bu takımları yedi gün boyunca kullanacakları için hepsini yıkamakla meşguldür. Minik Yulya da elinden geldiğince onlara yardım etmeye çalışırken, Pesah Bayramı’nı anlamaya çalışıyordur. Daha sonra ev her türlü hamur, ekmek, maya, hububat türü gibi gıda maddelerinden temizlenir. Evde büyük bir bayram temizliği yapılır. Büyükanne torununa basitçe açıklamalar yapar. “Pesah Matsot Bayramı’dır. Yani hamursuz ekmek. Un ile yapılır ama pişirirken mayalanmaması na dikkat edilir.
Yıllar önce atalarımız Mısır’dan çıktıkları zaman ekmeklerini mayalamaya vakitleri olmadı. Bu yüzden ekmeklerini yolda giderken ancak güneşte pişirebildiler. Ve suratle oralardan uzaklaşmaya baktılar. Çünkü Mısır firavunu onlara birkaç kez serbest bırakacağını vaadetmiş olmasına rağmen, hep sözünden dönmüştü. Yeni Firavun Yahudilere çok kötü davranıyor, onları ağır inşaat işlerinde kullanıyordu. Bu durumda Tanrı Yahudilere Moşe adında kurtarıcı gönderdi. Moşe bu zalim firavunun karşısına çıkarak, Mısır’dan çıkmak istediklerini anlattı. Tam on beladan sonra Yahudilerin Mısır’ı terkedebileceğini söyleyen Firavun, bu sözünden de vazgeçerek Yahudilerin peşine düştü. İşte o sırada bir mucize oldu. Kızıldeniz Yahudilere yol açarken, Mısırlıların ordularını içine aldı. İşte Pesah Bayramı’nı Mısır’dan çıkış anısına kutluyoruz yavrum” dedi. Büyükanne Mişa - masayı kurmaya başladıklarında minik Yulya Sederin manasını, konuların adlarını ve nedenlerini tek tek öğrendi. Matsalara hamursuz dendiğini, Maror’un yeşil yapraklarının iyice yıkanması gerektiğini, katı yumurta yani Betsa’nın Kudüs tapınağına getirilen kurbanlık kuzu yanındaki diğer sunumları hatırlattığını, ‘Haroset’in elma, ceviz ve üzümden yapılarak, o dönem inşaatlarda çalışan esirlerin kullandıkları harcı ifade ettiğini öğrenir. Ayrıca sirkenin Yahudilerin acılı günlerinde döktükleri gözyaşları simgelediğini, acı bitkilerin sirkeye batırılarak o dönem yaşayan Yahudilerin çekmiş oldukları acı ve elemli yaşamı anmak için kullanıldığını öğrenir.
Minik Yulya masayı kurduktan sonra babasını beklemeye koyulur. Babası Alex sebze ve meyvalar getirmiş, Yulya’ya ve annesine de bayram için birer elbise almıştır. Yulya çok sevinir. Babasına Pesah Bayramı’nı öğrendiğini ve masayı kurduğunu anlatır. Akşam herkes masaya oturduğunda babası Yulya’ya bir kaç gerekli bilgi daha verir. Seder’in sıra düzeni olduğunu, Agada adlı kitabı gösterir Alex. Ayrıca Seder tabağı üzerine yerleştirilen kızarmış kemik Zeroa’nın, Mısır çıkışı kurban edilen kuzuyu simgelediğini babasından öğrenir Yulya. O akşam aile büyükleri Agada ve dualar okurken, Yulya fazla birşey anlamaz ama en gerekli şeyleri öğrenmiştir. Pesah’ın üç temel sembolü olan Pesah, Matsa ve Maror’u, masa kurmayı, Mısır’dan kaçış öyküsünü dinlemiştir. Evdeki hazırlıklara yardım etmiş, babasının aldığı yeni elbiseyi de giyinmiştir. Akrabaları da masayı doldurmuş, yerlerini almıştır. Amcası çocuklara dönerek, “çocuklar Seder özellikle sizin için çok önemli. Her Yahudi her Pesah Bayramı’nda Mısır’dan çıkışı hatırlamalı, o günü sanki kendisi kurtulmuş saymalıdır. Çünkü atalarımız o gün kurtulmasalardı , biz bugün özgür olamazdık. O yüzden hepiniz Mısır’dan çıkış hikayesini dinleyin” diyerek kendi dillerinde anlatmaya çalışır. Yulya zaten bu hikayeyi öğrenmiştir. Amcası hikayeyi anlatırken o da yardımcı olur. Tüm çocuklar ona hayran hayran bakmaktadır. Ailenin en küçüğü olmasına rağmen, büyükannesi onu bilgilendirmiş, diğer çocuklardan daha fazla bilgisi olmuştur. Yulya ve ailesi esir olmadan, özgür olarak yaşadıkları için, İsrail topraklarındaki küçük evlerinde Rusya’dan kurtuldukları için, Pesah Bayramı’nı mutlu, sağlıklı kutladıkları için ve yeni nesilin de bu bayram hakkında bilgi sahibi olduğu için Tanrı’ya şükrederler. “Pesah Bayramı aynı zamanda yeni başlangıçlar demektir” diye devam eder amcası. Yeni taşındığımız bu ülkede yeni başlangıçlara diyerek, şarap kadehlerini kaldırırlar. “
Kaynak:  Minik Yulya Hikayesi, ŞALAOM Haftalık siyasi ve kültürel gazetesi arşivinden alınmıştır.
- Sahsima ozel mesaj atmadan once Yonetim Hiyerarsisini izleyerek ilgili yoneticiler ile gorusunuz.
- Masonluk hakkinda ozel mesaj ile bilgi, yardim ve destek sunulmamaktadir.
- Sorunuz ve mesajiniz hangi konuda ise o konudan sorumlu gorevli yada yonetici ile gorusunuz. Sahsim, butun cabalarinizdan sonra gorusmeniz gereken en son kisi olmalidir.
- Sadece hicbir yoneticinin cozemedigi yada forumda asla yazamayacaginiz cok ozel ve onemli konularda sahsima basvurmalisiniz.
- Masonluk ve Masonlar hakkinda bilgi almak ve en onemlisi kisisel yardim konularinda tarafima dogrudan ozel mesaj gonderenler cezalandirilacaktir. Bu konular hakkinda gerekli aciklama forum kurallari ve uyelik sozlesmesinde yeterince acik belirtilmsitir.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
4 Yanıt
12926 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 26, 2012, 03:58:28 ös
Gönderen: hypatia
1 Yanıt
4392 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 14, 2007, 02:45:36 öö
Gönderen: LEON COMANDANTE
0 Yanıt
3107 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 08, 2007, 03:32:47 öö
Gönderen: Supeluta
2 Yanıt
6421 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 16, 2007, 08:55:00 ös
Gönderen: shemuel
3 Yanıt
3752 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 24, 2008, 07:29:25 ös
Gönderen: Ulu Mason
45 Yanıt
23837 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 18, 2013, 11:16:30 öö
Gönderen: serdar-turk
8 Yanıt
5325 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 02, 2009, 03:15:23 ös
Gönderen: Karakam
6 Yanıt
8327 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 16, 2009, 06:09:04 ös
Gönderen: Prenses Isabella
0 Yanıt
6632 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 23, 2010, 11:59:24 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4636 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 28, 2010, 12:50:37 ös
Gönderen: Mozart