Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Hurafe tezgahında zırva dokumak-6  (Okunma sayısı 4053 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 12, 2013, 11:38:08 öö
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Zekat-Sadaka ve İnfak


Bilindiği gibi,İslam aleminin kutsal adlettiği ve resul Muhammed tarafından ifşa edilen kitabı, Kuran'ı Kerim dir.

Müslümanların bir çoğu,inandıkları dinin kitabını okuyup anlama gayretine girmeden,İslam alimi olarak dikte edilen kimselerin beyanlarını, mensup oldukları dinin gereği olarak kabul etmiş ve yüzyıllardır vecibelerini bu kimselerin dayatmaları doğrultusunda yerine getirmişlerdir.

Oysa,asıl olan Kur'anın dışında kalan söylemlerin tamamı, sadece ve sadece yorum olarak nitelendirilebilir;dolayısıyla,kasıd ibadet etmek ise, bu söylenenlerin hiçbirisinin uygulanma zorunluluğu yoktur.Nitekim,İslam dininin tek referansı Kur'anı Kerimdir.

Konumuza dönersek,bilindiği gibi İslam dininde yerleşik olan kabule göre, zekat ve sadaka verilmesi zorunluluğu vardır.Kur

an'da bu telkini onaylar.

Benim karşı çıktığım konu ise;müslümanlara,yapılacak hayrın oranının veya miktarının dayatılmasıdır.

Kura'da hernekadar zekat ve sadaka verilmesi telkin edilmiş ise de,bunun miktarı veya oranı konusunda hiçbir bahis geçmemektedir;sadece,hayrın yapılmasının uygun olacağı kimseler belirtilmiştir.

Kazancın 40 da birinin zekat olarak dağıtılması hususu,insanlar tarafından inananlara yutturulmuştur.

Peki,bunun sebebi nedir ?...

İşte can alıcı noktaya geldik!...

Zekattan daha önemli bir telkin vardır,Kur'an da...

İnfak edin !...Bakara suresi 219.ayet...

İhtiyacınızdan fazlasını dağıtın der !...

İşte bu 40 da bir uydurması bu telkini gölgelemek için dayatılmıştır.Ne acı ki,hala müslümanlar gerçeği bilmezler;çünkü,ihtiyacından fazlasını dağıtmak, din kasaplarının işine gelmez.

Yüzlerce yıldır,bu gelenek,Kuran'ın emri olarak biline gelmiş ve samimi dindarlar tarafından bu şekilde uygulanmıştır.

Nasıl başardılar ?...

Çünkü,müslümanlar okumadılar;akıllarını kullanmadılar,sorgulamadılar,düşünerek yorumlamadılar.

İstismarın öncül sebebi,inananların tembelliği ve ilgisizliği nedeniyle cahil kalmaları,din tüccarlarının meydanı boş bulmalarıdır.

Toplumun bu istismarcılara inancı o seviyeye gelmiştir ki,toplum içinden çıkan istisnaların yok edilmesi alkışlanmıştır.



Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Şubat 12, 2013, 01:27:24 ös
Yanıtla #1
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın ceycet'in bu anlatısı çok önemli...

Şu ana kadar hurafe tezgahında doan zırvalardan en önemlisi olarak gördüm bunu ben.

Öylesine önemli ki, bu anlatıyı yetersiz buldum. Çok daha ayrıntılı bir şekilde anlatılıp açıklanmasında yarar var.

Şimdi kimileri benim bu işe niçin bulaştığımı merak edecek. Hani ben hep Masonluk ile bağlantılı konular üzerinde dururum ya; bunun Masonlukla nereden bağlantısı olduğunu düşünecek.

Masonluk, insanların din ve inançlarının istismar edilmesine, özgür düşünce ve değerlendirme olanaklarının ellerinden alınarak belli birtakım uydurma ilkelere inanıp onların peşinde koşturulmasına, böylece bilgisizliğe hatta giderek bağnazlığa sürüklenmelerine olasıya karşıdır. Böyle yanlış tutum ve davranışların anlatılması, inananların bu bağlamda bilgilendirilmesi, Masonluğun amaçlarına uygun düşer.

Zaten öyle olmasaydı, bu sitede, bu Forumda böyle konular yer almazdı. (Aslında bu konuların yanı sıra yer almaması gerekenler de sokuşturuluyor, o bir başka olgu.)

Şimdi ben Sayın ceycet başta olmak üzere, bu konuyu iyi bilenlerin, kaynaklarını belirtelerek bilgi verebilecek olanların katkılarını beklerim.

   
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Şubat 12, 2013, 02:20:59 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Kuranda zekat ile alakali tahmini 32 ayet geçiyor


2:43 -   Hem namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.

2:83 -   Hani bir vakitler İsrailoğulları'ndan şöylece mîsak (kesin bir söz) almıştık: Allah'dan başkasına tapmayacaksınız, ana-babaya iyilik, yakınlığı olanlara, öksüzlere, çaresizlere de iyilik yapacaksınız, insanlara güzellikle söz söyleyecek, namazı kılacak, zekatı vereceksiniz. Sonra çok azınız müstesna olmak üzere sözünüzden döndünüz, hâlâ da dönüyorsunuz.


2:110 -   Siz namazı hakkıyle kılmaya bakın ve zekatı verin! Kendi nefsiniz için her ne hayır yaparsanız, Allah katında onu bulursunuz. Muhakkak ki, Allah bütün yaptıklarınızı görmektedir.


2:219-  Ey Muhammed! Sana şarap ve kumardan soruyorlar. De ki: Bu ikisinde büyük bir günah, bir de insanlar için bazı menfaatler vardır. Fakat günahları, menfaatlerinden daha büyüktür. Yine sana neyi infak edeceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaçtan fazlasını infak edin. İşte böylece Allah, size âyetlerini açıklıyor. Umulur ki siz düşünürsünüz.


2:177 -   Yüzlerinizi bazan doğu, bazan batı tarafına çevirmeniz erginlik değildir. Fakat eren o kimselerdir ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitabave bütün peygamberlere iman edip, yakınlığı olanlara, öksüzlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve esirleri kurtarmaya seve seve mal verirler. Namazı kılarlar, zekatı verirler. Bir de andlaştıkları zaman sözlerini yerine getirenler, hele sıkıntı ve hastalık durumlarında ve harbin şiddetli zamanında sabır ve kararlılık gösterenler var ya, işte doğru olanlar da bunlardır, korunanlar da bunlardır.


2:277 -   İman edip iyi işler yapan, namazı dosdoğru kılıp zekatı verenlerin Rabbleri katında elbette mükafatları vardır. Onlara hiçbir korku olmadığı gibi, onlar mahzun da olmazlar.

2:77 -   Kendilerine, "Ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın, zekatı verin" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir kısmı insanlardan, Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve "Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Ne olurdu bize azıcık bir müddet daha tanımış olsaydın da biraz daha yaşasaydık?" derler. Onlara de ki: "Dünya zevki ne de olsa azdır, ahiret, Allah'a karşı gelmekten sakınan için daha hayırlıdır ve size kıl kadar haksızlık edilmez."

4:162 -   Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve iman edenler, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler. Onlar, namazı kılan, zekatı veren, Allah'a ve ahiret gününe iman edenlerdir. İşte onlara büyük bir mükafat vereceğiz.

5:12 -   Allah, İsrailoğularından söz almıştı. İçlerinden on iki müfettiş göndermiştik... Allah şöyle demişti: " Ben, muhakkak sizinle beraberim. Namazı dosdoğru kıldığınız, zekatı verdiğiniz, peygamberlerime iman ettiğiniz ve onlara yardımda bulunduğunuz, (mallarınızı) Allah yolunda güzelce sarfettiğiniz takdirde, günahlarınızı mutlaka örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere korum. Fakat sizden her kim de, bundan sonra küfrederse, dosdoğru yoldan sapmış olur.


5:55 -   Sizin asıl dostunuz Allah'tır, O'nun Resulüdür ve namazlarını kılan zekatlarını veren ve rükû eden müminlerdir.

7:156 -   "Ve bize hem bu dünyada bir iyilik yaz, hem de ahirette. Biz gerçekten de tevbe edip senin hidayetine döndük." Buyurdu ki, azabım var, onu dilediğime isabet ettiririm, rahmetim de vardır , o ise her şeyi kaplamış ve kuşatmıştır. Onu da özellikle korunanlara, zekatını verenlere ve âyetlerimize inananlara mahsus kılacağım.

9:5 -   Şu haram aylar bir çıktı mı artık o müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, hapsedin ve bütün geçit başlarını tutun. Eğer tevbe ederler ve namaz kılıp zekatı verirlerse onları serbest bırakın. Muhakkak ki, Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.


9:11 -   Eğer tevbe ederler, namazı kılarlar, zekatı verirlerse dinde kardeşleriniz olurlar. Biz âyetleri, bilen bir kavme açıklarız.

9:18 -   Allah'ın mescidlerini, ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve Allah'dan başkasından korkmayan kimseler imar ederler. İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır.

9:60 -   Sadakalar ancak şunlar içindir: Fakirler, yoksullar, o işte çalışan görevliler, müellefe-i kulûb (kalbleri İslâm'a ısındırılacaklar), köleler, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmışlar. Allah tarafından böyle farz kılındı. Allah her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.


9:71 -   Erkek ve kadın bütün müminler birbirlerinin dostları ve velileridirler. İyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirirler, namazı kılarlar, zekâtı verirler, Allah'a ve Resulüne itaat ederler. İşte bunları Allah rahmetiyle yarlığayacaktır. Çünkü Allah azîzdir, hakîmdir.


19:31 -   "Beni, nerede olursam olayım mübarek kıldı. Hayatta bulunduğum müddetçe namaz kılmamı ve zekat vermemi emretti."


19:55 -   Ailesine ve çevresine namaz kılmayı ve zekat vermeyi emrederdi ve Rabbinin katında hoşnutluğa ermişti.

21:73 -   Onları buyruğumuz altında (insanlara) doğru yolu gösterecek önderler kıldık. Kendilerine hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı, zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk eden kimselerdir.


22:41 -   Onlar (o müminlerdir) ki, eğer kendilerini yeryüzünde iktidar mevkiine getirirsek namazı kılarlar, zekatı verirler, iyiliği emrederler ve fenalığı yasak ederler. Bütün işlerin sonu sırf Allah'a âittir.

22:78 -   Allah uğrunda gerektiği gibi cihad edin. Sizi o seçmiş, babanız İbrahim'in yolu olan dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır. Daha önce ve Kur'ân'da, Peygamberin size şahid olması, sizin de insanlara şahid olmanız için, size müslüman adını veren O'dur. Artık namaz kılın, zekat verin, Allah'a sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır!

23:4 -   Onlar ki, zekat (vazifelerini) yerine getirirler,

24:37 -   Birtakım insanlar (Allahı tesbih ederler) ki, ne ticaret ne de alış veriş onları Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.

24:56 -   Hem namazı kılın, zekatı verin ve peygambere itaat edin ki rahmete eresiniz.

27:3 -   Ki o (müminler) namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve ahirete de kesin olarak iman ederler.

30:39 -   İnsanların malları içinde artsın diye verdiğiniz faiz, Allah yanında artmaz. Allah'ın rızasını dileyerek verdiğiniz zekata gelince, işte onlar, malları kat kat artmış olanlardır.


31:4 -   Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler, âhirete de kesin olarak inanırlar.

33:33 -   Hem vakarınızla evlerinizde durun da önceki cahiliyet devrinde olduğu gibi süslenip çıkmayın. Namazı kılın, zekatı verin. Allah ve Resulü'ne itaat edin. Ey ehli beyt! Allah sizden kiri gidermek ve sizi tertemiz, pampak yapmak istiyor.


41:7 -   Onlar, zekatı vermezler, ahireti de inkâr ederler.

58:13 -   Gizli (özel) bir şey konuşmanızdan önce sadaka vermekten korktunuz da mı yerine getirmediniz? Fakat Allah da sizi affetti. Şu halde namazı kılın, zekatı verin, Allah'a ve Resulüne itaat edin. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.


73:20 -   Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını, seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor. Gece ve gündüzü Allah takdir eder. O, sizin onu sayamayacağınızı bildi de sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun. Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'ın lütfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka insanlar olacağını bilmiştir. Onun için Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun, namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin (Hayırlı işlere mal sarfedin). Kendiniz için gönderdiğiniz her iyiliği, Allah katında daha hayırlı ve sevapça daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan bağış dileyin. Kuşkusuz Allah bağışlayandır, merhamet edendir.


98:5 -   Halbuki onlar, dini sadece Allah'a tahsis ederek, Allah'ı birleyerek, ancak Allah'a ibadet etmekle, namazı kılmakla ve zekatı vermekle emrolunmuşlardır. İşte dosdoğru din budur.



Benim bulabildiğim ayetler bunlar.

Görüldüğü gibi,zekatın 40/1 verilmesiyle ilgili hiçbir telkin yok;olduğunu savunan bir üyemiz olursa yeniden araştırırız.



Saygılar
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Şubat 12, 2013, 06:10:22 ös
Yanıtla #3
  • Seyirci
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 286
  • Cinsiyet: Bay

Ben de kendimce yorumda bulunmak isterim benim de araştırdığım kadarıyla kazancın 40 da biri ifadesi yok.
http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=5480
Sitedeki bilgilere göre o dönemin kazanç yolu ve hayvan değerleriyle ilgili çeşitlemeler yapılmış  Kuran'daki anlayışa uygun mudur bilmiyorum o döneme ait iktisadi koşulları bilmek gerekli.
Günümüzdeki kazanca 40 da 1 olarak uygulanamayacağı okuduğum bilgilere göre çok açık.
Mallarınızı zekât ile koruyunuz. Hastalıklarınızı sadaka ile iyileştiriniz, bela dalgalarını dua ve niyaz ile karşılayınız.
Hz.Muhammed'in devlet başkanı özelliği olması dolayısıyla hadis doğruysa bu sözlerin toplumsal dinamiklere , bölgede hastalık yayılmasına engel olmasına yönelik olduğu söylenebilir. Kişi ve toplum faydası açısından. O dönemi az bildiğimden net konuşamam kişinin manevi hazzı , toplumun manevi hazzının somut karşılıkları günümüzde de olmakta niyet ve amel önemli.
 


Şubat 12, 2013, 08:14:44 ös
Yanıtla #4
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Şubat 12, 2013, 08:35:05 ös
Yanıtla #5
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

Sayın karahan'ın yönlendirdiği doktora tezinde,İslam hukuku çerçevesinde zekat adı altında toplanan vergilerin ve iktisadi yapının uygulama şekilleri araştırılmış.

Benimde vurgulamaya çalıştığım unsurlar bunu ifade ediyor.

Kuran emriyle verilmesi gerektiği savunulan zekatın,insan eliyle şekillendirildiği,kıstasların insan vicdanına terk edildiği açıkçanıyor.

Ben,şimdi buna ne derim ?

Zekat ibadet ise,bunun şartlarını nasıl olur da bizim gibi insanlar belirleyebilir ve bunu müslümanlara ibadet olarak dayatabilir.

Eğer;ibadetin şartları,insanlar tarafından belirlenebilecek kadar esnek ise,doğru olan,her inanın kendi ibadet şekillerini belirleme hakkının saklı olması demektir ki,asıl olması gereken de budur.

Kimse,kimsenin ibadetine karışmaz;İslam dini kurumsal yapıdan arındırılır,inananlar kutsal saydığı kitabın telkinleri doğrultusunda kendi çıkarımlarıyla kendilerine öz ibadet şekillerini belirlerler.

İnanın bu Tanrı'nın da hoşuna gider.


Saygılarımla
« Son Düzenleme: Şubat 12, 2013, 08:37:11 ös Gönderen: ceycet »
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Şubat 12, 2013, 08:49:26 ös
Yanıtla #6
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Ceycet

Konuya enteresan bir noktadan bakıyor,konu karışık gibide görükse örnekelri sanırım kurandada mevcuttur.
Kuranda namaz en temel ibadet olarak verilmiştir,ibadetin hangi vakitler içinde yapılacağı söylenmiş ama şekil itibarı ile bilgi yoktur ,o şekli veren ise bir insan yani muhammed peygamberdir tıpkı zekat,haç,oruç ve diğerlerinde olduğu gibi.

Allah şekli olarak ibadetlerin sistemini peygamberlerine bırakmış benim kurandan anladığım.

Allah ibadet etmemizi istiyor o ibadete asli ibadetler dışındada bir çok ibadet muhakkak yaparız ve oradaki şeklide yine biz insanlar belirleriz.

ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Şubat 12, 2013, 11:47:50 ös
Yanıtla #7
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

      Sayın Ceycet'in konu hakkındaki açıklamaları tek kelime ile doğru ve yerindedir. Ne var ki; Kur'an da yanlız zekat miktarı  belirtilmediği gibi abdest ve namaz da şekli olarak belirtilmemiştir. İşte bütün incelik te buradadır. Ben bu konu ile ilgili müteaddit yazılarımda bu konuyu çok detaylı olarak açıklamıştım. Şimdi bir kez daha bazı hususları anlatma zaruretim hasıl oldu.
        Şöyleki; Kur'an da yazılı olmayan bir çok uygulama, özellikle Hz. Muhammed'in vefatından sonra çok değişik şekillerde uygulanmaya başlamıştır. Daha önceki yazılarımda da vurguladığım üzre,  bunun sonucu olarak  meshepler ortaya çıkmış, daha da ilerledikçe mezhepler yetmemiş sayısız tarikatlar ortaya çıkmış, İslamiyet , gücü elinde bulunduranın istediği hurafelerle doldurulmuştur. Oysa Kur'an, ayetleriyle bölünülmemeyi, fırkalara ayrılmamayı emretmiştir. Bu nedenle meshepler ve tarikatlar Kur'an'ın ruhuna aykırıdır dediğim zaman birçok katılımcı muhalif kalmıştır.Nitekim Kur'an da yazmayan hükümlerin uygulanmasında Hz. Muhammed'in sünnet-i seniyelerinin örnek alınması gerekirken, bundan sarfınazar edilerek ne olduğu, kim olduğu dahi bilinmeyen, hiçbir özelliği olmayan bazı şarlatanların din adına uydurmaları yaşamın içine girerek hurafe daha da yaygınlaştırılmıştır. Bu yozlaşma o kadar ileri gitmiştir ki, aynı din mensupları meshep ayrılıklarından dolayı bir birlerini aynı din adına katletmiş, bunu dininin bir emri olarak kabul etmiştir. Bu şarlatanlar o kadar ileri gitmişlerdir ki, sözde din adına kurdukları uyduruk tarikatlerde bunu günlük kıyafetlerine kadar yansıtmışlar, kıyafetler bir birlerini tanıma vesilesi olmuştur.
      Ne yazık ki; ülkemiz insanının okumayıo sevmeyip, uyduruk masallara itibar eder özelliği ile yüzlerce yıl doğru düzgün hiç bir eğitim almamış, bir kaç dua ezberleyerek imam olduğunu zanneden akıldan yoksul insanların yönlendirmeleri sonucu İslamiyetin tam bir hurafe dini haline gelmesine sebeb olmuşlardır. 
        Şimdilik bu kadarın  yeterli olduğunu zannediyorum.
         Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
32 Yanıt
20067 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 19, 2009, 09:29:05 ös
Gönderen: sun
19 Yanıt
9207 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 21, 2016, 03:14:52 ös
Gönderen: Hendese
3 Yanıt
2953 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 15, 2013, 04:30:01 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
2112 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 30, 2010, 11:56:04 öö
Gönderen: ceycet
2 Yanıt
2751 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 01, 2010, 11:10:21 öö
Gönderen: ceycet
0 Yanıt
1881 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 01, 2010, 01:11:35 ös
Gönderen: ceycet
12 Yanıt
4335 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 11, 2013, 11:27:32 ös
Gönderen: symbol
3 Yanıt
2294 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 15, 2013, 08:44:32 ös
Gönderen: ceycet
2 Yanıt
2311 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 20, 2013, 07:28:55 öö
Gönderen: ceycet