Konuyu bireysel olarak almayıp, bilgi ve görüşlerimiz açısından tartışma ortamına getirelim.
Sayın Symbol diyor ki “Hür Masonluk “Yüce Varlık’a İnanç” temeli üzerine kurulu bir “Kardeşlik Kurumu”dur.
Ben diyorum ki, hayır. Bu sadece Tutucu Masonluk anlayışını benimseyenlere özgü bir dayatmadır. Eğer masonluğun önüne o hür yani özgür sıfatı konuyorsa, bu öncelikle masonlar için geçerli olmalıdır. Her mason vicdanında da özgür olmalı, istediği inancı istediği gibi benimseyebilmelidir. Ayırımsızlık sonra gelir; önce özgürlük…
Burada ondan ve benden söz edişim kolaylık içindir; kişisel değil.
O diyor ki “Üyelerini inançlı, hür, namuslu, şerefli, haysiyetli, aydın ve iyi ahlâklı erkekler arasından seçer.”
Ben diyorum ki ne âlâ… Ancak inançlı olmak ya da olmamak ile hür olmak çelişkisinin yanı sıra namuslu, şerefli, haysiyetli, aydın ve iyi ahlâklı olmak konusu bağdaşmaz. İnançlı olmak başka şey, töreli olmak başka şeydir. Biz inançlı olmadığı halde Masonluğa girerken inançlı olduklarını söyleyenleri biliriz. Bizce şerefli, haysiyetli, iyi ahlâklı olmaktır öncelikli olan. İnsanlara zorla, baskıyla yalan söyleten bir kuruma ne demeli?
Dahası ben diyorum ki erkek olacaklarmış ille de… Ne çağ dışı kalmış bir ayırımcılık bir geri kafalılıktır bu? Hangi dünyanın hangi döneminde yaşıyor bunda direten masonlar yeryüzünde yüz binlerce kadın mason varken?... Ancak onlar öyle benimseyebilir. Berikiler de onları saygın tutar; yeter ki kendi benimseyişlerini evrensel masonluğa mal etmeye kalkışmasınlar.
O diyor ki masonlar aralarına hiçbir inanç ve ülküye bağlı olmayan septikleri kabul etmez.
Ben diyorum ki, bakın, inanç ve ülküyü birbirine karıştırmayın. İnanç başka şey, ülkü başka şey. Septikler olmazsa, bu dünyada bilimsel ve düşünsel ilerleme olmaz; her şey olduğu yerde çakılır kalır. Masonluk ilerlemeden, gelişmeden, evrimselleşmeden yana ise böylesine bir metafizik Aristocu felsefeyi barındıramaz; barındırmamalıdır. Ha, bakınız, isteyen kendi içinde barındırabilir, o kendi bilecekleri bir şeydir. Fakat bunu genelleştirerek başkalarının özgürlüklerine ellerinden almaya kalkışırlarsa, yaptıkları iş en azından despotluktur.
O diyor ki “Masonluk, Allah’a inanan bir Kardeşlik Kurumu’dur”.
Ben diyorum ki, o zaman Masonluk bir teist din mezhebi olur ve antimasonik çevrelerin iddiaları doğrulanma yoluna girer.
O diyor ki “Bizlere göre, Tanrının insanlara verdiği en büyük vasıf, Akıldır. İnsanlar akıllarını kullanarak, İyiyi, Doğruyu ve Güzeli aramakla yükümlüdür.”
Ben diyorum ki çok iyi ama bu size göre öyle. Başkalarına göre öyle değil. (Not: "Biz" zaten çoğul. O yüzden ben sizler demiyorum. )
O diyor ki “Masonluğun uygulamadaki amaçlarından biri de ‘gerçeklerin araştırılmasıdır. Ancak gerçek, bulunacak olursa ille de umulduğu, istenildiği ve beklenildiği şekilde çıkmaz. Gerçek, hep iyi ve hep güzel de olmayabilir. Çünkü insan ‘iyilik’ ve ‘güzellik’ kavramlarını kendi değer yargılarına göre tanımlar; gerçek ise, bu insansal değer yargılarıyla bağımlı değildir. İnsanın beğenmediklerini ya da uygun görmediklerini ‘gerçek dışı’ tutması gerçeği değiştirmez. Bir mason, yaşamı boyunca yüz yüze geleceği, kendine göre olumlu ya da olumsuz olarak niteleyebileceği gerçeklerin tümünü soğukkanlılık ve sükûnet içinde, korkusuzca karşılayabilmelidir.”
Kesinlikle katılıyorum. Masonluğun en önemli, en güçlü, en değerli niteliklerinden biridir bu.
O diyor ki “Masonlar, tüm insanlık için bir ülkü mabedi yapmak amacıyla çalışırlar.”
Ben diyorum ki hayır. O öyle değil. Bunun nasıl olduğunu söylemek de bana düşmez. Sayın Symbol bunun nasıl olduğunu bir daha gözden geçirmeli. Nereye bakacağını biliyor. Orada bir nüans var. Çok önemli bir nüans o.
O diyor ki “Masonluğun bu görevi, ancak tüm insanların birlikte mükemmele ulaşmaları ile son bulacaktır.”
Buna Masonluğun görevi değil de ülküsü desek katılacağım. Fakat işte bu, o başta ortaya konular teist yaklaşımla olmaz. Hiç olmazsa bu kurumun ilk kez örgütlendiği zamandi deist yaklaşım olsa, belki biraz daha ılımlıca uyuşma sağlanır.
O diyor ki “Hür masonluk için insan ülkü mabedinin sıradan bir taşı değil, binanın bütün özelliklerini ihtiva eden bir taştır. Onun içindir ki bu mabet, hem bizim dışımızda, fakat bir o kadar da kendi içimizde yükselmektir. Masonlar insanlar arasında ayrımı hiç bir zaman gözetmez ve gözetmeyecektir de, sadece insanların uyanmalarını sağlayacaktır...”
Ben diyorum ki bu felsefede iyi anlaşılamayan bir yön var. Teist bir nitelikle başladıktan sonra panteist bir yöne mi gidiyoruz acaba? Pek anlayamadım doğrusu
O diyor ki “Biz masonlar yetkin insanlar olarak inandığımız iyi, doğru ve güzel yolda bağnazlık, batıl inançlar ve insanlığın tekamülü önündeki tüm engellerle savaşacağız; görev olarak üstlendiğimiz tüm insanlık için ülkü mabedi olacak yapının kurulması yolunda gerekli gördüğümüz hamleleri yapmakta bir an bile tereddüt etmeyeceğiz. Toplumların görmek istemediklerini gösterecek, uykudan uyanmalarına yardımcı olacak ve Hakikat ’in araştırılması için bir nefer gibi çalışacağız.”
Şahane!... İşte biz de masonlardan böylesini bekleriz zaten. Ancak böylesinin olabilmesi için o o kendi bağnazca dayatmalarını da kaldıracak, böylece kendi ilkelerindeki çelişkileri giderecek masonlar değil mi?
İşte o zaman her şey çok daha doğru, çok daha iyi, çok daha güzel olacak.
Konumuzun başlığı NEDEN MASONLUK.
Yanıt: İŞTE BUNUN İÇİN MASONLUK.
ÇÜNKÜ MASONLUK DEMEK YAPICILIK DEMEKTİR.
Kimi masonlar (çoğunluğu) üyesi oldukları bu örgütün tarihsel temeline yanlışlıkla (o sıralarda öyle gösterilmesi gerektiği için) Orta Çağın Avrupa (hatta İngiltere) yapıcılarını koysalar ama kendileri şimdi yapıcı olmaktan olasıya uzaklaşsalar bile...