Modern bakterilerin ataları, ilk yaşam biçimi olan tek hücreli mikroorganizmalardı.Temel nokta, uygun şartlar oluşunca "çoğalma ve uyum sağlama" üzerine kurulu idi. Bölünerek çoğalma gen esnekliğine uygun değildi.
Çoğalma ve uyum sağlama döngüsü, daha komplex yaşam türlerinin var olmasını sağladı.Eşeyli üreme, eril ve dişil DNA yapısını tek bir yaşam formunda birleşmesini sağladı.
Eril ve dişil DNA dizilimini ve özelliklerini, tek bir yaşam biciminde birleştiren canlı türleri,Kendi zamanlarının doğa şartlarına göre evrimleşmelerine devam ettiler. "çoğalma ve uyum sağlama" isteği daha da komplex yaşam türlerini tetikledi.
65 Milyon yıl evvel Dünya'ya çarpan bir göktaşı Sürüngen türünü çok az bir sayıya indirdi. ve memeli olan ilk atalarımız Evrimleşme şansı yakaladı.
Eril ve dişil DNA dizilimine sahip memeli türlerinden olan ilk atalarımız.bu iki kutuplu var oluşlarını,yaşadıkları cevrenin muazzam hızlı şekilde değişen yapısı yüzünden geliştirerek, Eril ve dişil olarak ikiye ayrılmış beyin yapılarını birleştirerek düşünmeye başladılar.
Eril olan sol beyin lobu,Dişil olan sağ beyin lobu arasında bağ oluştukca, bütün evreni dahi anlayabilecek zekaya sahip biz, düşünmeye ve seçimler yapmaya başladık.
Eril ve dişil olan beyin loblarımız Düşünsel evrimin tohumlarını attı.Öğrenilenler kuşaklar boyu evrimleşti,
nesillere aktarıldı ve karmaşıklaştı.Yarattıklarımız ve düşüncelerimiz, taş bloklar gibi durmadan yükseldi.
"Çoğalma ve uyum sağlama" arzumuz, artık düşünsel anlamda "Merak etme" arzusu ile birleşerek, sonsuzluğa yelken açtı.
Aslında asıl soru,Bütün bu olayları tetikleyen, tek hücreli mikroorganizmaların, çoğalma ve var olma arzusu nerden geliyordu ?