Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Irkçılığın Gelişimi  (Okunma sayısı 3956 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Temmuz 31, 2007, 12:00:13 öö
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Avrupalılar kendileri gibi beyaz olmayan insanlarla ilk kez keşifler sırasında karşı karşıya geldiler.Beyaz ırkın üstünlüğü düşüncesi sömürge savaşları ve köle ticaretine paralel olarak gelişti ve zamanımıza kadar geldi.Irk ayrımcılığı nedeniyle ,bazı ülkelerde bir arada yaşayan değişik ırktan insanlar arasındaki düşmanlıklar kıyımlara yol açtı.
ABD’de ,Afrika’dan getirttikleri köleleri kırbaçla ,boğaz tokluğuna çalıştıran güneyli çiftçiler ,acımasız davranışlarını haklı göstermek için köleliğin aşağı ırktan olan Siyahlar için doğal olduğunu ileri sürdüler. Köleliğin 1865′te kaldırılmasıyla ırkçılık sona ermedi.Özellikle güneyde okullarda ,otobüslerde ,lokantalarda ,hapishanelerde Siyahlar’a karşı ayrımcılık uygulandı.Siyahlar sosyal hizmetlerden beyazlar ölçüsünde yararlandırılmadı.Bunun sonucu olarak yoksulluk yaygınlaştı ve Siyahlar arasında suç oranı arttı.Ayrıca ırkçı önyargılardan dolayı çoğu zaman Siyahlar işlemedikleri suçlardan bile sorumlu tutuldu.Oy hakkı kazanmalarının üzerinden 100 yıl geçmesine karşın ,Siyahlar bugün hala ekonomik ,kültürel ve siyasal açıdan beyaz ABD’lilerden daha geri konumdadır. Almanya’da Adolf, Hitler’in öncülüğünde 1993′te yönetime geçen Naziler , H.S Chamberlain’in Ari ırk kuramına sahip çıktılar.En katışıksız Ari topluluğunun Germenler, yani safkan Almanlar olduğunu öne sürerek,Almanya’nın içinde bulunduğu bunalımdan kurtulabilmesi için Ari olmayan Yahudiler’ den ,Çingeneler’den ve öteki yabancı ırklardan arındırılması gerektiğini savundular.Bunun için ,Almanya’da ve II. Dünya Savaşı sırasında işgal edilen topraklarda toplama kampları kurdular.Açlıkla yüz yüze bıraktıkları tutuklulara işkence ve şiddet uyguladılar.Yaşlı genç demeden milyonlarcasını gaz odalarında ölüme gönderdiler.



Mart 11, 2013, 11:04:24 ös
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 784
  • Cinsiyet: Bay

Arşivde kalmış bir yazı.

Wikipedi'den iki alıntıyı konuya eklemek istiyorum.


Etnosentrizm

Etnosentrizm (Yunanca ethnos halk ve centre merkez kelimelerinden Fransızca:éthnocentrisme) ya da Etnik merkezcilik; bir aşirete, kabileye, boya ve benzeri etnik gruba bağlılık ile tarif edilen, bir kimsenin kendi kültürünü temel olarak alması ve diğer kültürleri kendi kültürü açısından değerlendirmesi ile tarif edilen ilkel duygu.[1][2]

Etnosentrik bireyler diğer sosyal toplulukları kendi sahip olduğu belirli etnik grup veya kültüre göre özellikle dil, yaşayış, adet ve dine göre değerlendirmesidir. Bu etnik ayrımlar ve alt ayrıştırmalar her bir etnikliğin kendi benzersiz kültürel kimliğinin tanımlanmasına hizmet eder. Etnosentrik görüşler uç noktalarda çatışmalara neden olabilir. Siyasi bağdaşmazlıklar, savaş, terörizm ve hatta soykırımlarla sonuçlanabilir.[2] Yugoslavya etnik bölünmeye uğramış ve iç savaşta yüzbinlerce insan hayatını kaybetmiştir.

Etnosentrizm terimi William G. Sumner tarafından insanların kendi grupları ile diğerlerini ötekileştirmeleri üzerine yayınlanmıştır. Sumner, bu terimi daha çok gurur, kibir, bir grubun inançlarının diğerlerininkine üstün görme olarak kullanmıştır.[3].

Devamı:  http://tr.wikipedia.org/wiki/Etnosentrizm



Irkçılık

Irkçı, İnsan ırklarının renk ve fiziki şekil esas alınarak birbirlerinden üstünlüğünü temel alan Irkçılık felsefesini benimsemiş kişilere verilen addır. Irkçı insanların göstermiş olduğu bu tutuma ise "ırkçılık" adı verilmektedir.

Irkçılık genel olarak çeşitli insan ırkları arasındaki biyolojik farklılıkların kültürel veya bireysel meseleleri de tayin etmesi gerektiğine ve doğal sebeplerle bir ırkın (çoğunlukla kendi ırkının) diğerlerinden üstün olduğuna ve diğerlerine hükmetmeye hakkı olduğuna duyulan inanç veya bu değerleri kabul eden doktrindir. Ortaya çıkış nedenleri arasında çoğunlukla ekonomik nedenleri olması yanı sıra düşünsel nedenlere de dayanmaktadır.

Irkçılık terimi çoğunlukla, kendi etnik kültür değerlerini tek kriter olarak belirlemek (etnik merkeziyetçilik), farklılık korkusu (zenofobi), ırklar arasında birleşmelere ve ilişkilere karşıtlık ve milliyetçilik gibi kavramları da anlatıyor olabilir. Irkçılık, sosyal ayrımcılığı, ırklar arasında fark gözetilmesini ve soykırıma kadar varabilen şiddeti haklı göstermektedir.

Irkçılık genel hatlarıyla incelendiğinde kendi kanını taşıyan, aynı dili konuşan, ve aynı soydan gelenlerin başka soylardan gelenleri aşağılaması olarak algılanır. Kafatası ölçümlerine dayanarak insan türünü beş gruba ayırdı: Kafkasyalı(beyaz ırk) , Moğol, Etiyopyalı, Amerika Yerlisi ve Malayalı. Daha sonra bütün canlıları sınıflandıran İsveçli biyolog Carolus Linnaeus (1707-78) deri rengine göre ayırt ettiği dört değişik ırk tanımladı. Onu izleyen biyologlar da fiziksel özellikleri temel alan ırk grupları üstünde çalıştılar. Ne var ki, bu tür sınıflandırmaların bilimsel ve kesin olmadığı daha sonra anlaşıldı.

Devamı: http://tr.wikipedia.org/wiki/Irkçılık
« Son Düzenleme: Mart 11, 2013, 11:08:00 ös Gönderen: dogudan »


Nisan 03, 2013, 08:45:47 ös
Yanıtla #2
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

bazen tüm kelimeler nafiledir
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
11 Yanıt
7222 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 29, 2007, 02:56:11 öö
Gönderen: arteizm
1 Yanıt
5974 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 05, 2010, 08:13:37 ös
Gönderen: hakan_34_06
3 Yanıt
2661 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 10, 2014, 01:57:32 ös
Gönderen: Erg32
0 Yanıt
11263 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 09, 2015, 01:01:16 ös
Gönderen: Risus