Obeliskler
Obeliskler ya da bilinen adıyla dikilitaşlar, yüksek, daire ya da 4 kenarlı tepeye doğru incelen taştan anıtlardır. Önemli bir olayın durumu ya da bir zaferin anısı için dikilmişlerdir. Çoğu kez belirli bir şahsı ya da olayı anmak için yapılır. Antik dikilitaşlar tek bir taştan oluşurdu (bir monolit). Stel terimi genellikle klasik obelisk forumda olmayan diğer dikili duran farklı anıtlar için kullanılır.
Obeliskler, tepesi piramit şeklinde sivriltilmiş, 4 yüzlü dikili taşlardır. Firavun mezarlarının ve tapınakların önünde yer alırlar. Üzerlerindeki hiyeroglif metinlerde o tapınağı kimin yaptırdığı ya da hangi tanrı adına yaptırıldığı yazılıdır. Ayrıca, kralın gücünü, tahta çıkışını v.b anlatırlar. Obeliskler tarih boyunca Mısır dışına taşınmışlardır. Bugün Mısır'da ancak 5 obelisk kalmıştır.
Obelisk sözcüğünün tanımı uyarınca, her dikili taş obelisk değildir. Obelisk olabilmesi için, en kesitinin kare ya da dikdörtgen şeklinde olması zorunludur. Bu en kesit, aşağıdan yukarıya doğru giderek daralır; tepede bir piramit gibi sivri bir uçla sonuçlanır.[1]
Obeliskler, antik Mısır mimarisinin önemli bir bölümünü oluştururlar. Obeliskler, genelde çift halinde tapınakların girişine dikilirdi. Bu anıtların dekoratif nitelikleri dışında pratikte bir işlevleri yoktu. Genellikle yükseklikleri 15-30 metre arasında olurdu.
Obeliskler, piramitlere benzer bir formülle yapılmıştı. Obeliskler, Mısırlılar tarafından ölçeklerine göre kategorize edilmişlerdi: Büyük Obeliskler ve Ana Obeliskler. Bunlardan başka daha küçükleri de, tapınaklarda, mezarlarda, şapellerde bulunmuştur.
Bu dev büyüklükteki taşlardan sağ kalanlarının boyları 9 ile 32 metre arasında değişmektedir. Obelisklerin ucu ışıldayan metaller kullanılarak kaplanmıştır. Genellikle de altın ya da altın gümüş karışımından yapılırdı. Bu sayede güneşten gelen ışınları hemen yakalar ve parıldardı. Böyle yapılarak, yaratıcının yaşam güç verdiği dramatize edilmiştir. Bu tarz efektler genellikle Yeni Krallık obeliskleri kitabelerinde açıkça belirtilir. Kral ile güneş tanrısının samimi ilişkisini de belirtirdi. Çoğu kez bu dev büyüklükteki heykellerin kırmızı granitleri Aswan’dan getirilirdi. Güneşin bir sembolü gibi olan dev büyüklükteki obeliskler tapınaklarda sanki güneşe ibadetin bir şekliydi. Bu nedenden bundan sonra obeliskler tapınak önlerine koyulmadı, sadece tapınaklarda güneş tanrısıyla ilişkilendirildi.
Mısırlılar, obeliski aynen Güneş Tanrısı olarak görürlerdi. Tanrı’nın, obeliskin için de olduğu düşünülürdü. Bu yüzden obeliskler özel tapınakların önünde bulunmaktadır. Obeliskler, tapınakların her 2 taraflarına da yerleştirilmişti. Obeliskin her bir tarafında, hiyerogliflerde yazılmış yazıtlar, firavunun sıfatları ve Tanrı'ya övgüler yazılıdır.
Obelisk, güneş tanrısı Ra'yı sembolize ederdi. Akhenaton'un dinî reformunun ardından kısa bir süre için Aten'in ışınının taşlaşmış hali olduğuna inanılmıştır. Aynı zamanda tanrının obeliskin içinde var olduğuna inanılırdı.
M.Ö. 2600 dolaylarında ilk kaydedilmiş dikilitaş örnekleri ortaya çıkar fakat bu dönemden hiçbir obelisk bugüne ulaşamamıştır. M.Ö. 2400 dolaylarındaysa küçük obelisklere rastlanır. Daha sonraları yükseklikleri 20 metreyi aşacak olan Mısır dikilitaşlarının yükseklikleri bu dönemde çok az 3,5 metreyi aşardı. Bugüne ulaşabilmiş bilinen 27 antik Mısır dikilitaşı vardır, ayrıca bir tane de Aswan'da taşocağında kısmen yontulmuş tamamlanmamış bir dikilitaş bulunmuştur. Bugüne ulaşabilmiş en eski dikilitaş Heliopolis'e dikilmiş olan 1. Sesotris dikilitaşıdır.
Mısır'da dikilitaş yapmak için kullanılan madde genelde Asvan'dan gelen kırmızı granittir. Dikilitaşın tepesi genelde altın ya da gümüşle kaplanır. Dikilitaşın üstünde niçin dikildiğini anlatan hiyeroglifler yazılırdı. Fakat bu yasaklandı.
Bilinenlere göre Mısırlılara ait 26 tane obelisk vardır. Fakat şu an bunların hepsi Mısır’da değil; Türkiye, İtalya, Fransa, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’ndedir. En ünlüleri, Mısır’ın başkenti Kahire’dedir. Bunlardan başlıca olanları aşağıdadır:
Firavun Thutmosis3.Obeliski, İstanbul, Türkiye.
Firavun Thutmosis I Obeliski, Karnak Tapınağı, Luksor.
Firavun Ramses 2 Obeliski, Luksor.
Firavun Hatshepsut Obeliski, Karnak Tapınağı, Luksor.
Firavun Ramses3.Obeliski, Luksor Müzesi.
Firavun Sesotris I Obeliski, Heliopolis, Kahire.
Firavun Ramses 2 Obeliski, Concorde Meydanı Paris, Fransa.
Firavun Amenhotep 2 Obeliski, Oriental Müzesi, İngiltere.
Firavun Thutmosis3.Obeliski, Londra, İngiltere.
Firavun Ptolemy 9 Obeliski, Wimborne Minster, İngiltere.
Firavun Nectenabo 2 Obeliski, British Müzesi, Londra, İngiltere.
Firavun Thutmosis3.Obeliski, Newyork, Amerika.
Firavun Ramses 2 Obeliski, Ponzan Arkeoloji Müzesi, Polonya.
Karnak’taki Hatshepsut Obeliski, ünlü obelisklerdendir. Hatshepsut, 18. Hânedânlık’ın 5. Firavunudur. Obeliski, Amun’un Büyük Karnak Tapınağına yerleştirilmiştir. Bu obelisk, Mısır’daki en uzun obelisktir. Yaklaşık 30 metre yükseklikte ve 300 tondan ağırdır. Kırmızı granit kullanılmıştır.
Eski Çağ boyunca güç ve zenginliğin simgesi olan obeliskler, Mısır dışında sadece Roma ve İstanbul şehirlerinde yer almıştır. Şehirde meydanları süsleyen anıttan pek azı günümüze ulaşmıştır. Bunlardan Sarayburnu’nda bulunan ve Gotlar Sütunu adıyla anılan anıt, Roma İmparatorluğu’nun kuzeyli barbar halklardan Gotlara karşı kazandıkları zaferin anısına dikilmiştir. Yine bu dönem anıtları olan Mısır Dikilitaşı, Örme Dikilitaş ve Yılanlı Sütun Osmanlı dönemi boyunca varlıklarını sürdürerek birçok efsanenin de kaynağı olmuştur.
Konstantinapol'de de Doğu İmparatoru Theodosius 390'da bir dikilitaş getirtmiş ve özel bir temel üzerine hipodroma diktirmiştir. Her ne kadar Haçlı Seferleri sırasında yıpratılmış olsa da dikilitaş, Osmanlı Devleti döneminde korunmuştur. Bugün İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nda (hipodrom) hâlen dikilidir.
"Roma, dünyanın dikilitaş başkentidir" denilebilir. Birçok dikilitaş barındıran kentte, en ünlü dikilitaş Saint Peter Meydanı'nda bulunan 25,5 metrelik dikilitaştır. Bu dikilitaş M.S. 37’den beri aynı yerde dikilidir.
Roma dışındaki en ünlü dikilitaşlar, Londra ve Newyork'ta bulunan ve "Kleopatra'nın iğneleri" olarak tanınan bir çift dikilitaş, hem adları hem de biçimleriyle oldukça ilgi çekmektedir. Kleopatra'nın İğnesi olarak adlandırılan obelisk, Londra'da Embankment İstasyonu yakınlarında, Thames Nehri kıyısındadır. M.Ö. 1500’lü yıllarda Firavun 3. Thotmes tarafından Mısır'da yaptırılmış ve dikilmiştir. Nelson'un 1898'de Fransızları Nil Savaşı'nda yenmesi üzerine 1819'da İngiltere'ye hediye edilmiştir. Ayrıca Paris'te, Place de la Concorde'de bulunan 23 metrelik dikilitaş da oldukça ünlüdür.
"Cleopatra's Needles" (Kleopatra'nın İğneleri) olarak bilinen, granitten yapılan ve önce Heliopolis Tapınağı'nın önüne dikilen obeliskler, bugün dünyanın değişik yerlerine dağılmıştır. Kleopatra'nın ölümünü takiben yayılmaya başlayan Hıristiyan döneminden hemen önce de İskenderiye'ye getirilmiş oldukları düşünülmektedir.[2]
Obeliskler ve Masonluk
Masonların önem verdikleri sembollerden biri de, Eski Mısır mimarisinin önemli unsurlarından biri olan "obelisk"tir. Obelisk, tepesi piramit şeklinde olan, tek parça, dikine uzun bir kuledir. Çoğu okurun tanıyacağı bir obelisk, İstanbul'un Sultanahmet meydanında bulunan ve turistlerin büyük ilgisini çeken "dikilitaş"tır. Üzerlerinde Eski Mısır'ın hiyeroglif yazıları kazınmış olan obeliskler, yüzyıllardır toprak altında gizli kaldıktan sonra 19. yüzyılda gün ışığına çıkarılmış ve daha sonra da New York, Londra ve Paris gibi Batılı kentlere taşınmışlardır. Obelisklerin en büyüğünün gönderildiği ülkeyse ABD'dir ve bu işi masonlar organize etmişlerdir. Çünkü obeliskler ve üzerlerinde taşıdıkları Eski Mısır figürleri, masonlarca kendi sembolleri olarak kabul edilmektedir. Mimar Sinan dergisinde, New York'taki 21 metre boyundaki büyük obelisk için şu yorum yapılır: [3]
Mimari avadanlığın sembolik kullanılışında en canlı örnek 1878’de Mısır Hidîvi İsmail tarafından ABD'ne hediye edilen ve adına "Kleopatra İğnesi" denilen anıttır. Bu anıt, bugün New-York'taki Central Park'ta bulunmaktadır. Üzeri, masonik amblemlerle doludur. Anıt, aslında Heliopolis'te Güneş-Tanrı adına kurulmuş olan ve bir inisiasyon merkezi olan tapınağın girişine M.Ö. 1500’lü yıllarda dikilmiş bulunmaktaydı.[4]
Mason localardaki kimi ritüeller, Kabbala'nın mitolojik efsanelerine dayanır. Bunlardan birinde Güneş Tanrı Osiris öldürülerek 14 parçaya ayrılır. Kız kardeşi İsis bunlardan 13'ünü bularak birleştirir ve kayıp 14. parça olan cinsel organ yerine çamurdan yenisini yapar. Bu durum (suni cinsel organ -obelisk) tarih boyunca sütun ve dikili taşlarla remzedilmiştir. Masonik kaynaklarda Güneş tanrı Osiris ile Hiram Usta'nın aynı kişi olduğu söylenir ve bu efsaneyi yaşatmak için çağlar boyunca dikilen taşlar ve sütunlar Mason localarında temsili olarak yer alır. Masonlukta önemli bir yer tutan "Jakin" ve "Boaz" sütunları gerçekte erkek cinsel organını temsil eder.[5]
Rachel Hachlili, "Jewish Funerary Customs" adlı eserinde şunları belirtmektedir: "Yahudiler eski Mısır kökenli obelisk sütunlarını mezarlarında sembolik olarak kullanırlar. Mezarlarını obeliks taşlar üzerine inşâ ettirirler. Bunun nedeni, Obeliks’in Kabala tezahüründe bir anlamının olmasıdır. Bu anlam, onlara ayrıyetten Eski Mısır'da köle kaldıkları dönemdeki dayanışmayı ve gücü de anımsatmaktadır." [6]
John A. Weisse, "Obelisk and Freemasonry" adlı eserinde Obeliks’i şöyle tarif etmektedir: "Eski Mısır'ın mirası olan Obeliks, dünyadaki birçok masonların ve locaların da sembolüdür. Hiram, Süleyman Tapınağı'nın 2 sütunu Jakin ve Boaz’ı yaparken Obeliks’ten ilham almıştır. Obeliks,Kabala’da ihtişamlı gücün, kudretin bir tasviri görüntüsüdür. Obelisk yönüyle ezoterik anlamlar taşımaktadır." [7]
Kaynaklar
[1] "Obelisk" maddesi, Özgür Masonlar Büyük Locası.
[2] Doç. Dr. Candan Ülkü, "Londra'da Kleopatra'nın İğnesi", Arkeoidea, 3 Aylık Eskiçağ Bilimleri Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 5, s.6.
[3] Harun Yahya, "Global Masonluk", Kültür yayıncılık ve Dağııtm, 2002, ISBN: 9756579773, cilt: 1.
[4] Koparal Çerman, "Ritüellerimizdeki Allegori ve Semboller", Mimar Sinan, 1997, Sayı 106, s. 39.
[5] Z'ev Ben Shimon Halevi, Kabbalah, Tradition of Hidden Knowledge.
[6] Rachel Hachlili, "Jewish Funerary Customs", Second Temple period, BRILL, 2005, s.340.
[7] John A. Weisse, "Obelisk and Freemasonry", Kessinger Publishing, 1993, s.35.
[8] Arkeolog Erdem Yücel, "Bizans Devrinde Hipodrom", s.85-86.