Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: 'İmam hatiplerin yüzde 75’i boş kaldı'  (Okunma sayısı 2960 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 18, 2012, 06:04:06 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, 4+4+4 sonrası bin 141 imam hatip ortaokulunun açıldığını belirterek, “İmam hatip ortaokullarının sınıflarının yüzde 75’i boş kalmıştır. İstanbul’da 73 imam hatip ortaokulu bir tek öğrenci kaydı yapamamıştır” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, TBMM’de, “4+4+4 eğitim modeli birinci ayında” konulu bir basın toplantısı düzenledi.

BİRLEŞTİRİLMİŞ SINIFLI OKULLAR
Okulların yüzde 33’ünün birleştirilmiş sınıflı ilköğretim okulu olduğunu kaydeden Serter,ilköğretim okullarının yüzde 78’inin de taşımalı eğitim yaptığını söyledi.

31 bin 480 ilköğretim okulunun, 16 bin 905’i ilkokula, 3 bin 558’i ortaokula, 11 bin 17’sinin ise ilkokul-ortaokula dönüştürüldüğünü belirten Serter, “İlköğretim okullarının yüzde 54’ünün ilkokula, yüzde 11’inin ortaokula, yüzde 35’inin ise ilköğretim okulu özelliklerini taşıyan ilkokul-ortaokul şekline dönüştürüldü” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın, 16 bin 905 ilkokuldan mezun olacak öğrencilerin, 3 bin 558 ortaokula nasıl sığacağını hesaplayamadığını iddia eden Serter, 4+4+4 ile ortaokulların sınıf mevcutlarının her geçen yıl artacağını söyledi.

“555 BİN 888 ÖĞRENCİ ZORUNLU EĞİTİM ÇAĞINA GİRDİĞİ HALDE KAYIT YAPTIRMADI”
2011-2012 eğitim-öğretim yılında 1 milyon 285 bin öğrencinin birinci sınıfa kayıt yaptırdığına dikkat çeken Serter, “2012-2013 eğitim-öğretim yılında e-okul üzerinden 2.313.888 öğrencinin ön kaydının yapıldığı, bu öğrencilerden sadece 1 milyon 758 binin kesin kaydının yapıldığı görülmektedir. 555 bin 888 öğrencinin zorunlu eğitim çağına girdiği halde kayıt yaptırmadığı görülmektedir. Bu veriler Milli Eğitim Bakanının, rapor alıp okula kayıt yaptırmayan öğrenci sayısının yüzde 3 olduğu açıklamasını yalanlamaktadır. Oranlara bakıldığında öğrenim çağındaki öğrencilerin yüzde 24’ünün kesin kayıt yaptırmadığı görülmektedir” dedi.

2011-2012 eğitim-öğretim yılında 344 bin 710 derslikte eğitim-öğretim sürdürüldüğünü kaydeden Serter, “Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında ilkokullardaki öğrenci sayısı 473 bin artmış, derslik ve okul sayısında herhangi bir artış sağlanamamıştır. Ülkemizde 2000 yılında 35 bin olan ilköğretim okulu sayısı AKP iktidarında 2012 yılında 31 bin 480’e, 4+4+4 eğitim modelinin uygulanması ile 27 bin 922’ye gerilemiştir. Artan öğrenci sayısına rağmen okul sayısındaki gerileme manidardır” dedi.

SEÇMELİ DERS
İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle, seçmeli derslerin okul genelinde en az 10 öğrenci tarafından seçilmesi şartı getirildiğini hatırlatan Serter, “Bu şart nedeniyle öğrenciler, okul yöneticileri tarafından sadece dinsel içerikli dersleri seçmeleri hususunda baskı altına alınmıştır” iddiasında bulundu.

“43 BİN SINIF ÖĞRETMENİ NORM DIŞINA ÇIKMIŞTIR”
4+4+4 eğitim modeli ile 43 bin sınıf öğretmeninin norm dışına çıktığına dikkat çeken Serter, şöyle dedi:
“69 bin 939 branş öğretmenine ihtiyaç duyulmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre toplam 144 bin 272 branş öğretmeni açığı ortaya çıkmıştır. Branş öğretmeni açığı, 350 bin atanamamış öğretmen varken, ücretli öğretmenlerle doldurulmaya çalışılmaktadır.
Okullar eğitim-öğretime başladıktan sonra alan değişikliği uygulaması yapılmış 42 bin sınıf öğretmeni branş öğretmenliğine geçirilmiştir.”
60-83 aylık farklı yaş gruplarındaki çocukların aynı sınıfa konulmasıyla, eğitimde niteliğin yok edildiğini savunan Serter, şöyle devam etti:
“İlkokul birinci sınıf müfredatı değiştirilerek, ilk 14 hafta oyuna dayalı bir program hayata geçirilmiştir. Okullarda, 60 ay çocuklarına yönelik fiziksel düzenlemeler yapılmadığı için, çocukların 14 hafta oyun oynamaları mümkün değildir. Milli Eğitim Bakanlığının bilimsel dayanağı olmayan bu uygulamaları 4+4+4’ün ilk ayından itibaren başarısız olmuştur.”

YIKIM KARARI VARDI, ÇATI ONARILDI EĞİTİME DEVAM ETTİ
Ülke genelinde birçok okulun eğitim-öğretim yapılamayacak durumda ya da yıkım kararı olduğunu ifade eden Serter, “Bu okullardan biri de Diyarbakır’ın Bismil ilçesindeki, 600 kayıtlı öğrencisi ve sadece 8 dersliği bulunan Fatih Anadolu Lisesi’dir. 2010 yılında yıkım kararı olmasına rağmen, 2012 yılında bu karardan vazgeçilerek, okulun sadece çatı onarımı yapılarak eğitim-öğretime devam edilmiştir” diye konuştu.

“SIĞINAK SINIFLAR”
Okulların tuvaletlerinin standart dışı olduğuna da işaret eden Serter, “Okullarda risk taşıyan bir diğer konu ise merdiven basım yükseklikleri ve tırabzanların ölçüleridir. Bu ölçüler mevcut hali ile çocuklar için büyük risk teşkil etmektedir. Okullarda kalorifer daireleri, sığınaklar sınıfa dönüştürülerek eğitim yapılmaya çalışılmaktadır. Havasız, karanlık bu salonlarda eğitim faaliyetlerinin yürütülmesi hiçbir şekilde açıklanamaz” dedi.
Birçok okulda sığınaklar, kütüphaneler, laboratuvarlar, bilişim ve teknoloji sınıfları, kantinlerin sınıf yapıldığını belirten Serter, sadece birinci sınıf öğrencilerinin olması nedeniyle (6-7-8. sınıf öğrencisi yok) İmam Hatip Ortaokullarının sınıflarının yüzde 75’inin boş kaldığını ifade ederek şöyle dedi:
“Bunun yanı sıra İstanbul’da 73 İmam Hatip Ortaokulu bir tek öğrenci kaydı yapamamıştır. Bir yanda 50-60 kişilik sınıflar varken, diğer yandan İmam Hatip Ortaokullarının yüzde 75’ inin boş olması, 4+4+4 eğitim modelinin başarısızlığının başka bir kanıtıdır. 1997 yılında 581 imam hatip ortaokulu kapatılmış, 4+4+4 sonrası bin 141 imam hatip ortaokulu açılmıştır

Bir Gün gazetesi


Ekim 18, 2012, 08:18:42 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
Diyarbakır’ın Bismil ilçesindeki, 600 kayıtlı öğrencisi ve sadece 8 dersliği bulunan Fatih Anadolu Lisesi’dir. 2010 yılında yıkım kararı olmasına rağmen, 2012 yılında bu karardan vazgeçilerek, okulun sadece çatı onarımı yapılarak eğitim-öğretime devam edilmiştir” diye konuştu.

Esefle ve nefretle kınıyorum.

Saygılar
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Ekim 19, 2012, 05:31:07 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1811

Çocuklara daha 'enfes' kitaplar bulamadınız mı?
19/10/2012
Haber: UMAY AKTAŞ SALMAN -

"Edison küpünü doldurdu, Einsten pasaklı bir Yahudiydi, Darwin'in gençliği maymunlara fıstık atmakla geçti." Bunlar, Maltepe'de öğrencilere dağıtılan ve önsözüne göre 'enfes' olan kitaplardan alıntılar...Arşive EkleArkadaşına GönderYazdırYorum Yaz


İSTANBUL - Maltepe Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü onayıyla 5,6,7, ve 8. sınıfa giden 1000 öğrenciye dağıttığı kitaplar, nefret diliyle şaşırttı.

Maltepe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, 21 Eylül tarihli yazısında Maltepe Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından 5, 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerine ‘Büyük Adım Yayınları’na ait kitap ve ayraç ile maddi durumları iyi olmayan öğrencilere 400 adet çanta dağıtımı yapılacağını duyurdu. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bahsettiği kitaplar Büyük Adım Yayınları’nın 15 kitaptan oluşan ‘Büyük Adım Biyografi Dizisi’ idi. Her biri 110 sayfadan oluşan kitapların yazarı yok. Kitaplarda “M. Sırrı Arvas editörlüğünde Büyük Adım Komisyonu tarafından hazırlanmıştır” notu var. Denetimden geçmeyen, bilimsel kaynakları belirtilmeyen kitapların dili sıkıntılı. Ayrımcı ifadelerin ve nefret dilinin hâkim olduğunu kitapların önsözünü H. Atmaca yazmış. Sıkıntı önsözde başlıyor:

“Büyük adam olmak hiç de uzak bir hayal değil. Sadece başaranlara ve kahramanlara değil, kötülükleriyle ve dalavereleriyle meşhur olan yöneticilere, bilim adamlarına ve nicelerine tanık olacaksınız… Bu hikâye tadındaki biyografilerin ‘enfes’ dedirten üslubuyla sizi baş başa bırakıyoruz.”



Eğitim Sen: Toplatılmalı



Kitaplardaki sorunları ortaya çıkaran Eğitim Sen 5 Nolu Şube Yönetim Kurulu kitapların toplatılmasını isteyerek, Maltepe Kaymakamlığı ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti. Şube Başkanı Mehmet Aydoğan “Henüz 10-13 yaş aralığındaki çocuklara milli eğitim aracılığıyla okutulan ,yalan-çarpıtma ve hurafelerle dolu aynı zamanda dil ve edebi açıdan kepazelik arz eden bu korsan kitaplarla amaçlanan nedir? ‘Dindar-Kindar’ bir nesil yetiştirme hedefinin araçlarından birisi olarak mı kullanılmıştır?” Yahudi, ermeni düşmanlığı, Hıristiyanlığı aşağılama,dindar olmayan insanları aşağılama, sol felsefi bakışı aşağılama yapılmıştır” diye konuştu.

 

‘İçeriğini bilmiyordum’



Maltepe İlçe Milli Eğitim Müdürü Faik Kaptan kitapların içeriğini bilmediğini söyledi:  “Kitapların adına bakınca olumlu mesajlar veriyor diye düşündüm. Üslubunu bilmiyorum, okumadım. Ama söylediğiniz argo üslup, nefret dili hoş değil. İnsanları yaftalamanın bir anlamı yok. Doğru değil. Dağıtılan kitapları ilçe milli eğitim müdürlüğünde denetlemek pek mümkün değil.”

 

KİTAPTAN ÖRNEKLER

 

(Hafıza Defterine Adını Yazdıranlar) Charles Robert Darwin: Küçük Charles’in iki derdi vardır. Birincisi Yahudi’dir ve kendini gizlemek zorundadır. İkincisi çıkık alnından, iri burnundan ve şekilsiz dişlerinden nefret eder. Okuldan ziyade hayvanat bahçesine takılır, maymunlara fıstık atar. Pasifik’te üç beş tane renkli kertenkele görünce nesli kesilmiş canlılarla yaşayanlar arasında münasebet kurmaya çalışır. Tam 20 yıl boyunca tezine uyacak malzemeler araştırır. Evet, şüphe içindedir ve kendini kandırdığının farkındadır...

Albert Einstein: Albert evde muhatap bulamadığından olacak ancak dört yaşında konuşmaya başlar. Okulu tırnağı kadar sevmez. Çekilir köşesine, bol bol hayal kurar. Tabiri caizse fazla uçar, ışık demetlerine filan binmeye kalkar. Albert iletişim özürlüdür. Çorapsız dolanır, ayda bir yıkanır ve sabun yemekten çok hoşlanır. (İşin acı yanı o yıllarda Gestapolar Yahudileri fırınlayıp sabun yapmaktadırlar) Dâhimiz pistir, pasaklıdır.

Thomas Edison: “Yapacak çok iş var ve hayat öyle kısa ki” sözüyle tanınan Edison, akarken küpünü doldurmaya bakar.”

(Mermerde kalanlar) Sır Isaac Newton: İşte ağaç altında pinekleyip sineklendiği günlerden birinde kafasına bir elma düşer. Newton “peki ay niye düşmüyor” dan hareketle yer çekimi ve merkezkaç kuvvet arasındaki hassas dengeyi yakalar. Bütün bunlar asırlar önce, Kindi, Razi, Biruni, Hazini ve İbn-i Heysem’in eserlerinde detaylarıyla anlatılmıştır.

Charlie Chaplin: Londra ’da doğar. Babası sirklerden sebeplenmeye çalışan çulsuzun tekidir. Anası deseniz ona keza. Bilirsiniz Amerika ’da parayı bulanlar ya karılarını değiştiriler ya da yeni bir araba alırlar. Şarlo ikisini de yapar, güzel arabalar alır ve alımlı kadınlarla takılmaya başlar.



Afife Jale ’ye büyük ayıp



Afife Jale: “Müslüman kadınlara sahnenin yasak olduğu dönemde ‘tiyatroculuğa’ merak salar. Asrın başında birileri maşa kullanmaktan hoşlanır. Ona ‘asrın yıldızı’ gibi davranırlar. Garibim ailesine de dönemez zira mahallenin bitirimleri ‘Afife’ye ‘Aşufte’ gözüyle bakar.”



Sapıkların babası Freud

Sigmund Freud: Sapıkların babası. Özellikle siyonistler ve Marksistler Freud’a sahip çıkar. Freud teorisi ise, Allahü tealanın kainatın şereflisi olarak yarattığı insanı, bir takım adi içgüdülerin esiri gibi gösteren bir teori.



Cemil Meriç: Meriç’i sahiplenen çok olur lakin üstad “sağcı” denilmesinden de “solcu” denilmesinde de hoşlanmaz. Ona göre bunlar hakikatleri kapamaya yarayan uydurma mefhumlardır. Sosyal sınıflara ayrılmamış bir ülke neye yarar? Yine üstadın kızdığı kelimelerden biri çağdaşlıktır. ..Ona sorarsanız çağdaşlık masalı , Batının ihraç metaıdır, kokain gibi, LSD gibi, frengi gibi…Şuuru felce uğratan bir zehir.



Cemil bu dönemde felsefeye çok takar, Marks, Engels, Freud derken bocalamaya başlar. İnançsız, yıldızsız, cıvıltısız, katran gibi geceler vıcık vıcık ısdırap… mümin desem değil, kafir desem hiç değil. Kemalist değil, Marksist değil, ateist değil, liberal değil, hümanist değil. Değil, değil, değil… Kendini “pozitivist” sandığı dönemlerde bile Hafız İdris Efendi’nin torunu olduğun unutmaz, seccadesinin üstünde sabahlayan ve cübbesinin içinde yok olan Allah dostunu hatırından çıkarmaz.



Ermeniler gerginlik çıkarır



Sütçü İmam: Maraşlı Ermenilerin bir eli yağda bir eli baldadır, henüz”millet-i sadıka”lıktan “güruh-u sabıka” lığa geçmedikleri içn memurluk yapar….adamlar bal kaymak yer, köşklerde, keşanelerde oturular….Sebeplendikleri çanağa tükürürler…Türklerin hoşgörüsüne sığınan çapulcular narsımıza basar…İngiliz askerler ekseri Hintli Müslümanlardan seçildiği için Maraşlılarla takışmazlar. Halk da onlardan rahatsız olmaz. Ermeniler havayı germek için çok uğraşırlar..” “Yol gözükmeli olunca Hintli Müslümanlar Türklere gizli gizli silah ve cephane sızdırırlar... Anladıkları dilden Ermeniler 31 Ekim 1919 günü hepten zıvanadan çıkar, arkalarını Fransız askerlerine dayayınca saldırılarının dozunu artırırlar.



Salvador Dali: ...Bunlar çarpık ilişki adına akla gelecek her haltı onaylar,gırtlaklarına kadar pisliğe batarlar. Göz ne görürse, gönül ona konar derler ya Dali’de “abuk saçık” resimler yapar. Kaldı ki yakın arkadaşları da sağlam papuç sayılmazlar, nitekim oda çizgi dışı bir adam olur çıkar. Saçlarını uzatır, dudaklarını boyar, gözlerini börtlete börtlete bakar ve aklını poşetlik resimlerle bozar.



Noel baba karaktersiz


Noel Baba: ...Sam amcalar her şeye “dolar” gözlüğüyle baktıkları için...

Her yıl yarım milyon saf çocuk Kuzey Kutbuna mektup atar, Noel Baba’ya sipariş yağdırırlar. Eh, bu iş için kurulan vakıflar da propaganda fırsatını kaçırmazlar...Ancak veledlerin istekleri gitgide büyür , bisiklet , motosiklet , araba derken Noel Baba’yla araları bozulur, dikçe kopiller geyik muhabbetinden sıkılmaya başlarlar...Avrupalılar Hristiyanlığa uymak yerine dini kendilerine benzetmeye çalışır, putperest kültürden kurtulamazlar... Çocuklar üzerine yazıp çizenler Noel Baba’yı Nasreddin Hoca’yla karşılaştırırlar ve ortaya bir “ medeniyetler çatışması” çıkar. Bir kere Noel Baba çocukları bedavacılığa iter, halbuki Hocamız düdüğü “parayı verene “ çaldırır. Hoca karakterlidir. ..Noel’i kapıdan kovsanız bacadan girer, bilirsiniz bu tipler bütün hukuk sistemlerinde “haneye tevavüzden” yargılanırlar.

Yaklaşık 2 milyar tıfıl olduğunu farz edelim. Noel Baba’nın Müslüman çocuklarına çarpı çektiğini ve sadece Hristiyan veledlerine servis yaptığını düşünsek dahi karşımıza 400 milyon gibi bir rakam çıkar

Radikal


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
52 Yanıt
23675 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 15, 2018, 03:52:13 öö
Gönderen: night manager
0 Yanıt
2179 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 18, 2007, 05:10:32 ös
Gönderen: nietzsche
0 Yanıt
2246 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 22, 2007, 04:41:37 ös
Gönderen: nietzsche
25 Yanıt
12164 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 16, 2007, 10:16:33 ös
Gönderen: shemuel
0 Yanıt
3737 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 23, 2008, 12:39:20 öö
Gönderen: nietzsche
4 Yanıt
3898 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 29, 2013, 03:54:51 ös
Gönderen: SEHERC
İmam ve Tanrı

Başlatan amurdad Mizah

2 Yanıt
2977 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 25, 2014, 05:49:11 ös
Gönderen: Alşah
0 Yanıt
2856 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 02, 2010, 11:38:33 öö
Gönderen: ceycet
1 Yanıt
2971 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 11, 2010, 03:23:56 ös
Gönderen: Prenses Isabella
1 Yanıt
3287 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 26, 2015, 08:40:29 ös
Gönderen: ARARAT