1-HER SANİYENİN FARKINDA OLMAK
Trafikte sıkışıp kaldığınızı düşünün ve inanmayacaksınız ama başka bir sürücü, bir deste doları arabasının penceresinden dışarı atmaktadır.
Sonra her beş dakikada bir dışarı bir dolar atar.
Büyük bir ihtimalle, böyle bir şey hiç görmediniz.Ancak beş dakikayı pencereden dışarı atan birilerini görmüş olabilirsiniz.
Belki bunu kendiniz bile yaptınız.Bir otobüste giderken manzaranın, bir tepenin veya her hangi bir güzelliğin keyfini çıkartıyorsunuzdur.
Bütün bunlar ilk beş dakika için pek fena sayılmayabilir.Ancak kasa görevlisi harcanan zaman için zili çalar.Ding! Ding! Ding!
Hepimiz biliriz , vakit nakittir.Ancak beş dakika mı, yoksa bir dolar mı daha önemlidir?Zaman, hayatınızın en büyük fırsatıdır ,onun bir dakikasını bile boşa harcamamanız gerekir.
Bi’ talmud, “ Sonuna kadar git ve çalış ” demektir. İnsanoğlunun kendisini yetiştirmesi için, varlığının son damlasına kadar kendisini aklına adaması gerekir.
Her şey, bir taahhüt ve bir karar ile başlar “ Hayat bir fırsattır, aklımı kullanıp geliştirmek istiyorum.Günün bir dakikasını bile boşa geçirmek istemiyorum” diye yüksek sesle kendi kendinize tekrarlayın.
Belki, zaman zaman içinizde birtakım protesto ve karşı gelmelerle yüzleşebilirsiniz.
’’ Sadece çalışıp başka bir şey yapmamak belki bizi aptal biri yapacaktır.Eğlence yok, güzellik yok. Fedakarlık ve mahkûmiyet var.Hadi biraz ara verip TV seyredelim !’’.
Bütün bunlarla başa çıkıp mücadele etmenin beş tane kuralı vardır
Süreklilik-Her saniye
Devamlılık- Kesintisiz
Tutarlılık-Gelişmelere göre
Dönüşüm-Tekrarlama ve gözden geçirme
Anlamak ve Kavramak- Hayat öğrencisi gibi
SÜREKLİLİK-Her saniye
Her hangi bir amaç peşindeki arayış, sürekli olarak günün yirmi dört saatini kapsamalıdır.Kendinizi bazı zaman dilimlerine bölüp çalışıp çalışmamak arasında çelişkiye düşmeyin.
Gayet doğaldır ki, bu sabit fikirli bir işkolik olduğunuz anlamına gelmez. Her şeye rağmen uykuya da ihtiyacınız vardır.
Daimi bir şekilde çabalayıp daha verimli olabilmek için uyumak isterseniz, bu işinizin bir parçası haline gelir.Bu ,yemek yemek veya egzersiz yapmak gibidir.
Şayet bütün bunlar, doğru amaçlar için yapılıyorsa, sizin gelişme ve başarılarınıza katkıda bulunur.
Kısa bir rahatlamaya ne dersiniz?
Dinlenme tabii ki gereklidir.Ancak Yahudi terimlerinde dinlenme, bir çarkın dişlilerini yenilemektir.Bitirmek değil yenilemek ve yenilenmektir.Sizin gevşeyip istirahat etmeniz maksatlı ve direkt olmalıdır. Ancak arayı fazla açmamanız gerekir.
Belki zor görünebilir, ancak bisiklete binmeyi öğrenmek için harcadığınız çabayı hatırlayınız. Denediniz, düştünüz veya ‘’ Bu alet iki tekerlek üzerinde duruyor’’ diye söylenirken ki tam pes edecektiniz ki komşu çocuğun kolaylıkla bindiğini gördünüz. Tekrar denediniz ve başardınız. Ve böylece bisiklete binmek sizin için gayet doğal bir eylem oldu.
Bu daimi bir farkındalığın ve kıymet bilmenin 48 yolundan biridir. Ancak zamanla bu konuda ustalaşır ve ellerinizle tutunmadan da bisiklete binersiniz.
Eğer, üst düzeylere ulaşıp kendinize bir ara vermek ve dikkatinizi biraz olsun dağıtmak istiyorsanız, zihninizi belli bir noktaya toplayıp orada yoğunlaşın. Fazla gayret gerektirmeyen ancak anlamlı bir şeyler düşünüp yapın.Kendinizi, müziğe, sanata veya doğaya verin , bu sizin yeniden şarj olmanızı sağlar. Hatta güzel bir içki, temiz hava,güzel bir manzara kendinizi yenilemeniz için faydalıdır.
Aklınızı ve dikkatinizi dağıtmamaya özen gösterin. Bir motoru uzun bir zaman çalıştırmazsanız, yeniden harekete geçirmek ve çalıştırmak daha zordur .Bu da hayatınızın kıymetli dakikaların avucunuzun içinden kayıp gitmesidir.
Zaman öldürmek
Hepimiz, zaman zaman hayattan arınmak ve biraz olsun uzaklaşmak isteriz.Cinayet işlemek gibi olmasa da “ Burada birkaç saat öldürelim’’ demek te zamanı olumsuz kullanmak hatta katletmektir . Biz bunu hiç dikkat gerektirmeyen bazı boş uğraşlardan sonra yaparız.Çünkü dikkat, zahmeti gerektiren bir şeydir ve her zaman bir konu üzerinde yoğunlaşamayız.
Bunu yok etmek için pes edip çıkış noktası yerine bir şeye odaklanın. Değişmez ve sürekli bir dikkat içinde olursanız, tecrübeler hayattan alınacak derslerdir. Örneğin; bir dişçi muayenehanesinde beklerken şöyle görüş ve kavramlarınız olabilir:
“ Dişlerim olduğu için şanslıyım. Dişsiz bir yaşam çok zevksiz olurdu.”
“ Eğer diş sağlığı ile ilgili bir kavram varsa, manevi ve ruhsal sağlık ile de ilgili bir kavram vardır. Acaba nedir? “
“ İnsan vücudu çok karmaşıktır. Dişlerin oluşumu, dil, tükürük veya çiklet gibi şeyler
anatomik ve psikolojik oluşumun bir başarısıdır. Peki, bütün bunlar nasıl oluştu?”
Ne zaman ve ne yapıyorsanız, örneğin TV seyrederken, işinizde, birisiyle konuşurken tüm dikkatinizi verin. Düşünmeye özen gösterin ve gün boyunca dikkatli ve haberdar olun.
DEVAMLILIK-Kesintisiz
Eğer belli bir amacın peşindeyseniz ve hedefiniz varsa bu kesintisiz olmalıdır. Sürekli olarak bir saat çalışmak, aralıklı ve kesintili olarak iki saat çalışmaktan daha verimlidir. Kesintiler düşüncelerimizdeki düzeni bozar ve elimizdeki bilgiyi sınırlandırır. Ayrıca öğrenme gücümüzü ve kapasitemizi de etkiler.
Belli bir süreyi kenara koyup, o süreyi kullanın. Kendinizi verdiğiniz ve odaklandığınız konu üzerinde çalışırken, bölünüp bir takım başka şeylerle uğraşmayın. Pencereyi açmak, bir içki içmek veya radyoyu açmak gibi…
Kararınızı verip “Ben bütün bunları bir saat süre içinde aralıksız olarak yapacağım.” Bunları on beş dakika süre içinde bölünerek ve dikkatinizi dağıtarak yapmayın.
Bunu bir otobüste seyahat ederken veya dişçi kliniğinde beklerken de gerçekleştirebilirsiniz. Kendinize bir hedef seçip on beş dakika süre ile kendinizi bir hedef doğrultusunda yönlendirin. Belki bu, iş seçiminizde, kişisel hedeflerinizde veya ailevi sorunlarınızda uygulanamayabilir. Kendi kendinize “Önümdeki on beş dakikayı, ailemi düşünmeye, onlara yardım edebileceğime ve onları nasıl sevebileceğime ayırıp düşüneceğim.” deyin.
Her gün on beş dakikanızı günlük yaşamınızda etrafınızda olup biten şeylere ve yaşantınıza ayırın. Ancak, bunu tüm damarlarınızda ve hücrelerinizde hissedin. Hayata uyum sağlamanın mucizelerini hissedeceksiniz.
Bu on beş dakika göreceksiniz ki zamanı iyi ve gerekli bir şekilde harcamışsınız. Bu zamanı yavaş yavaş otuz dakikaya, bir saate, iki saate çıkarın. Dört saate çıktığınız zaman yola çıktığınızı anlayacaksınız. 18. Yüzyılda yaşamış Vilna Gaon adındaki bir Yahudi bilge “ilk üç saatte kaplar ısınır, dördüncü saatte kaynamaya başlar” der.
Ancak durmayın. Kabı ateşten alsanız bile, yeniden kaynaması için bir müddet daha ısıtmanız gerekir ki bu da zaman kaybıdır.
TUTARLILIK-Gelişmelere Göre
Çarkın dişlileri arasında kendi ritminizi yakalamanız gerekir.
İnsan vücudu düzenden hoşlanır. Bazen en sıkıcı ve yıldırıcı işler bile belli bir program ve düzen içinde akıcı ve rahat olabilir. Eşit zamanda, aynı mekanda ve aynı şekilde yaparsanız işleriniz mümkün olduğu kadar kolaylaşır.
Bu nedenle Yahudilikte her gün uyguladığımız bazı alışkanlıklar vardır. Güne başlarken “Allaha şükür, bugün de hayattayım” deriz. Bu, bilinçli bir şekilde başka bir günümüzü ve şansımızı takdir edip, yeni bir güne iyi ve olumlu bir şekilde başlamaktır.
Herhangi bir amaç ve hedef için gününüzün herhangi bir bölümünü buna ayırın. Zamanın kısa veya uzun olması önemli değildir. Kararlılığınız ve sürekliliğiniz olsun. Bu kararlılıkta güç vardır. Hayatınızın değişeceğini göreceksiniz.
Deneyin ve kendinizi yılın 365 günü buna adayın. Sabahları uyandığınız zaman hayatta olduğunuza şükredin ve takdir edin.
DÖNÜŞÜM-Tekrarlama Ve Değerlendirme
Yaşam tek boyutlu değildir. Her yönüyle tekrar tekrar incelenmelidir.
Aynı konuyu uzun ve makul bir zaman dilimi içinde inceleyin. Yüzeysel olarak bir konudan diğerine sıçramayın , geçişler yapmayın. Kendinize bir görüş ve hedef belirleyin ve bunun doğrultusunda uzmanlaşın.
Kendinize edindiğiniz konu üzerinde öğreneceğiniz şeyler her zaman mevcuttur. Her ne kadar değişik bilgi ve deneyimler edinseniz bile, her zaman geçmiş bilgi ve birikimleriniz hakkında da bilgi edinin. Öğrenmek için her zaman tetikte ve hazırlıklı olun. Bütün bunlar, danışma, sorma ve anlama yolu ile elde edilir.
Ne öğrenirseniz öğrenin, unutmamaya çalışın. Bazen çok net bir şekilde kavradığınız bir konu , ertesi gün aklınızdan uçar gider. Bazı bilgi ve kavramlar çabuk hareket ederler. Bu sizin onları sıkıca kavramanıza bağlıdır. Hafızanıza kaydedip, iliklerinize kadar sıkıca sarılmanız gerekir.
Bazı kalıplar içinde öğrenmek, süreklilik dahilinde yeniden gözden geçirmek ve kavramaktır.
Sözlü tekrarlamalar güçlü olabilir. Bir fikre açıklık getirir ve gerçeği yansıtır. Bu yüzden “Şema” dediğimiz duayı günde iki kez tekrarlarız. Tora’yı ise her sene gözden geçiririz. Talmud’ daki bilgelik , her kavramı kırk kere ifade eder. Ayrıca hayatın gereklerini de yüz bir kere ifade eder.
Sizi harekete geçiren her ne ise sık sık fon müziği gibi tekrarlayın. Biri bitince ötekine başlayın. Çalışan ve işe yarayan her şey güçlüdür.
ANLAMAK VE KAVRAMAK-Hayatın Öğrencisi Olun
Birisi, size “Ne yaparsınız” diye sorduğu zaman “ Ben avukat veya mühendisim” diye yanıt verdiğinizi düşünün.
-Bu yanlıştır.
Uyumaya giden bir kişiye “Ne yapıyorsunuz?” diye sorduğunuz zaman,
“Ben uykucuyum” diye yanıt verir.
“Uykucu mu? Hayatını böyle mi kazanıyorsun veya sana uyuman için mi ücret ödüyorlar?”
Bu demektir ki, hayatınız avukatlık yapmaktan çok uyumakla geçiyor.
Buradaki gerçek, avukatlık değildir. Sizin düşünen, araştıran, yaşayan, seven, üreten ve erdemli olmanızdır. Bütün bu vasıflar sizin ne olduğunuzdur.
Dört çocuklu bir anneye kim ve ne olduğunu sorarsanız: “Ben bir anneyim” der. Bu o annenin sadece tek bir yönüdür. Anne, ayrıca bir arkadaş, gönüllü çalışan, eğitmen, hemşire veya bir düşünür de olabilir.
Maalesef, biz bu kimlik problemini çok erken yaşlarda geliştiriyoruz. Yukarıdaki gibi bir sorunun gelişme çağındaki bir insana sorulmasının yanlış sonuçları olabilir. Gelişen çocuk kendisi olmakta sanki bir yanlış varmış gibi hisseder ve büyüdüğü zaman değişik bir insan olması gerektiğini düşünür.
Bilgelere göre, hayattaki amaçları, hedefleri ve kariyerleri ikinci planda tutmak gerekir. Önemli olan yaşamak için ne yaptığınız değil, hayat ve yaşam için neler yaptığınızdır. Eğer düşünce adamı iseniz, düşünmek önceliklidir. Kendi kendinizi tanımlayın ve güncelleştirin. Yaşam nedenlerinizi araştırın ve dolu dolu yaşayın.
Hayat iyi ve yaşanmaya değer mi?
Bu sizin karar vermeniz gereken bir olgudur.
Hayatın bir amacı var mıdır? Eğer yoksa, zamanı boş yere harcamamak için bir neden yoktur. Eğer yaşamın bir amacı olduğuna inanıyorsanız neyi tüketmek isterdiniz? Hayatın her aşamasını anlamak isteyecek ve bunu kısıtlı bir zaman dilimi içinde gerçekleştireceksiniz.
Yahudi anlayışına ve kavramlarına göre en büyük suç cinayettir.
En kötü cinayet, tasarlanmış cinayettir.
Daha kötüsü ise, aileniz üzerine tasarlanandır.
Bundan kötüsü de intihardır.
Manevi intihar, fiziksel intihardan kötüdür.
Zamanı katletmek, manevi intihardır.
İnsanoğlu, iyilik ve güzellikler için yaratılmıştır. Adam ile Hava böyle güzellikler içinde bir bahçede kalmışlardır . - Eden’in Bahçesi-. “Eden” kelimesi İbranice’de güzellik ve iyilik demektir.
İnsanoğlunun, iyilikler ve güzellikler içinde bir hedefi olduğunu düşünürseniz, siz de en iyiyi ve güzeli aramaya başlayacaksınız. Aynı zamanda, bu yolda iyiliği ve rahatlığı, çekmeniz gereken acıları ve gereksiz ızdırapları çekeceksiniz. Bu çerçevede hayatın anlamını keşfedeceksiniz.
Tora der ki: “Avraam yaşlanmış ve son günlerine merdiven dayamıştır. Ancak bazı insanların aşama kaydetmeleri ve olgunlaşmaları için yaşlanmaları gerekmez. Avraam ile Sara her gün yeni erdemler kazanmışlar ve böylece hayattan daha çok yararlanmışlardır.
Faydalı bir yaşamla boşa geçmiş bir yaşam arasındaki ayırım işte bu erdemlerin arayışıdır.
KALICI KIYMET VE DEĞERLER İÇİN 10 KURAL
1. Neyi başarmak istediğinizin planını yapın. Hedefinizi tayin ederseniz, onun peşinde daha canlı ve büyük bir ruhla gidersiniz.
2. Sabah nasıl kalkacağınızı ve ne yapacağınızı bir gün önceden planlayın. Kısa aralıkların sizi ve hayatınızı yönetmesine engel olun.
3. Her sabah, on dakika erken kalkıp şema duasını okuyun. Doğru atılımlar ve doğruluk için bu çok gereklidir.
4. Gününüzü gözden geçirin ve engelleri tanıyın. Bu engelleri gelecekte nasıl aşacağınızın stratejisini yapın. Son yirmi dört saat içinde öğrendiklerinizi gözden geçirin.
5. Öğrenciler gibi , nerede olursanız olun, çalışın ve kavrayın. Kitap okuyun ve görüşlerinize sahip çıkın. Zihniniz her gelişime açık olsun.
6. İlim ve irfan sahibi olun ve bunları hafızanıza yerleştirin. Her yerde, yürürken, alışveriş yaparken vb… gereklidir.
7. Kendinize özgü bir ifade tarzı edinin ve her şeyden esinlenin. Bu sizi, hedefiniz hakkında ve yolunda dağınık olduğunuz zaman ayakta tutacaktır.
8. Sık sık kendinize, “Yaşamın amacı nedir?” diye sorun. “Bu gezegende ben ne yapıyorum?” deyin.
9. İleriye dönük planlar yapın. Arzularını gerçekleştirmek için neye ihtiyacınız var?
Ne üretip neyi geliştirmek istiyorsunuz?