Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Masonluk ve Ruh  (Okunma sayısı 15671 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 08, 2012, 02:44:18 ös

Bilindiği üzere muntazam bir Mason olabilmenin şartlarından biri de ruhun ölümsüzlüğüne inanmaktır. İyi de ruhun Masonluktaki yeri nedir? Masonluğun nasıl bir felsefesi vardır ki, bir ruha inanmak şart olsun?

Masonik ritlerde ruhun ölümsüzlüğünün de işlendiğini görmekteyiz. Ritlerde bile yer bulan bu ruh meselesinin, Masonlukta büyük bir önemi olsa gerek.

Bu sorunun cevabını bulabilmek için ben taa Mu'lara kadar gittim. İlk kardeşlik örgütü Naacal'a kadar. Buna göre Mu dini, tanrının tekliğini ve ruhun varlığını kabul ediyordu. Bununla beraber ruhun, mükemmelleşebilmek için değişik bedenlerde yeniden yeniden doğduğuna inanılıyordu. Mulara ait pek çok simge (ki  Hermes ile Mısır'a oradan Pisagor ile Yunanistan'a ve oradan da bugün Masonluğa taşınmış olan simgeler) ruhun yeniden doğuşu temasını aktarmakta.

Ruhun yeniden doğuşunda, evrimsel bir mantığın izlendiğini görüyoruz. Buna göre 12 kötü eğilimden sakınıldığı taktirde, ruh cansız varlıklar aleminden kamil insana, oradan kozmik insana ve nihayet tanrıya ulaşmakta.

Altı köşeli yıldız yani diğer adlarıyla "adalet yıldızı, davud yıldızına" bakacak olursak "iç içe geçmiş iki üçgen" görmekteyiz. Bunlardan birinin aşağıyı, birinin yukarıyı gösterdiği görmekteyiz. Bu hem iyilik ve kötülüğün iç içe olduğunu simgelerken hem de yeniden doğuş hakkında bazı fikirler vermekte. Bunlardan aşağı bakanı geriye dönüşü, yukarı bakanı ise tanrıya olan ilerleyişi gösteriyor olmalı. Peki bu gerileme ve ilerleyiş ne vasıtası ile olur? Acaba ruhun yeniden doğuşuyla mı?

Masonlukta Tanrının evrenden ayrı ve yoktan bir yaratıcı olarak kabul edilmediğini bilmekteyiz. Peki, yaşadığımız dünyada görüldüğü üzere insan varılacak en son noktalardan birisidir. Bundan ötede ne vardır? Elbette kamil-insan vardır. Peki, bunun ötesinde varılacak bir yer var mıdır? İlk kardeşlik örgütü olan Naacallarda kullandıkları simgelerde yaşadıkları dünyanın dışında başka alemlerin de oldukları mesajını verdiklerini görüyoruz. Masonlar kainatta insandan daha yüce canlıların/varlıkların olduklarına inanmaktalar mı? Kamil insan olarak varılmak istenen, uçsuz bucaksız kainatta, insanlardan da daha yüce canlılar/varlıklar aleminde doğabilmek midir?

Doğru yahut yanlış, benim edindiklerim bunlar. Edindiğim bilgiler içerisinde, en çok Muntazam Masonluktaki "ruh" meselesi ilgimi çekti. Bu edindiğim bilgileri hem paylaşmak hem de doğruluğunu öğrenmek ve tartışılabilirliğini görmek istedim. Yazıda bilerek reenkarnasyon ifadesini kullanmadım. "Muntazam" Masonlukta ruhun göçünden ziyada ruhun yeniden doğuşu kavramıyla karşılaşıyoruz ki, bunu reenkarnasyon olarak nitelendirmek yanlış olacaktı.

Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Aralık 08, 2012, 02:47:44 ös Gönderen: peacewings »
• Laborare est Orare XXII.
• ... Bense daha önce duyulmamış, yeni şeyler söylediğim için onların ilenç ve lanetlemelerine maruz kalmaya devam edeceğim.... Simon Magus


Aralık 08, 2012, 03:23:02 ös
Yanıtla #1

 "Masonluk, yoktan var edici Tanrı fikrini kabul etmez." kısımını anlayamadım aslında. Evren mutlaka bir devinim ve büyüme içerisindedir. Neden bu fikri kabul etmez ki!!


Aralık 08, 2012, 03:45:59 ös
Yanıtla #2

Öncelikle Sayın yazbenide'ye teşekkür etmekle beraber ne yazık ki buraya kırparak koymak zorunda kaldığı bu iletisinde, konumuzla doğrudan bir ilişki bulunmamakta. Alıntıdaki son paragrafı belki konuyla ilişkilendirebiliriz.

Masonlukta neden Tanrının kainatın dışında ve yoktan yaratıcı olarak kabul edilmediği meselesine gelince... O da ayrı bir başlığın konusu olabilir. Evrenin bir devinim ve büyüme içinde olması, "yoktan var eden ve kainat dışında bir Tanrı olduğunun" kanıtı olarak gösterilemez. Tam aksi, böyle bir düşünce olsa olsa panteist bir düşünceye daha yakın olur.

Saygılarımla.
• Laborare est Orare XXII.
• ... Bense daha önce duyulmamış, yeni şeyler söylediğim için onların ilenç ve lanetlemelerine maruz kalmaya devam edeceğim.... Simon Magus


Aralık 08, 2012, 03:54:40 ös
Yanıtla #3

Dünya'nın varoluşunu bir tesadüfe bağladıklarını da sanmıyorum.Bilgisi olan arkadaşlar paylaşırlarsa sevinirim. Teşekkürler...


Aralık 08, 2012, 03:56:43 ös
Yanıtla #4

Sayın yazbenide burada çok farklı kavramları birbirine karıştırmakla beraber, konuyla ilgisi olmayan iletileri de devam etmektedir. Sayın yazbenide'ye panteizm kavramını araştırmasını isterim. Bu kavram, en azından sorusuna bir ışık tutacaktır.

Saygılarımla.
• Laborare est Orare XXII.
• ... Bense daha önce duyulmamış, yeni şeyler söylediğim için onların ilenç ve lanetlemelerine maruz kalmaya devam edeceğim.... Simon Magus


Aralık 08, 2012, 04:07:10 ös
Yanıtla #5

"Tanrı yaradan değil, varolandır ve evrenin tümüdür." Evrende görülen şeylerden gayri bir Tanrı yoktur Panteizm'de. Konu farklı yerlere gitti kusura bakmayın. Farklı bir başlıkta tartışmak daha mantıklı. Saygılarımla...


Aralık 09, 2012, 12:41:48 öö
Yanıtla #6
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Ben sadece tek bir şey soracağım. Su Masonlukta kabul edilen edilmeyen Yaratıcı ifadesi. Nereden çıkardınız bunu? Hayır yazıyorsunuz iyi güzel hoş da ne bileyim oyle bir yazmışsınız ki konunun uzmanı babından kelle felli ifadelerle...
Mason musunuz? Ya da Masonlukta Tamri Kavramı ile ilgili ne gibi araştırmalarınız var. Yapmayın rica edeceğim, Masonluğun dayattığı bir Tanrı anlayışı yoktur. Dayattığı bir dinsel görüşte yoktur. Her Masonun kendi inandığı Yaratıcı vardır. Bu evrenden ayrı bir yaratıcı güç olabilir, olmayabilir, Masonluk uyelerini vicdan konusunda hür bırakır. O sadece bir Yaratıcıya inanma sartini Mason olmak icin bur on koşul olarak belirler (şimdi itiraz gelir diye not düşeyim Masonluktan site yönetiminin kastı Muntazam Masonluktur. Digerlerinin ne düşündüğü de açıkcası umurumda değildir). Bu ifadeden nasıl o sonucu çıkartıyorsunuz. Bunu açıklamanızı merakla bekliyor olacağım.


Aralık 09, 2012, 09:38:07 öö
Yanıtla #7
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Sayın Peacewings bu konuyu Forumun niçin bu bölümünde açmış ki? Buradan giderek varabileceğimiz telepatik, telestezik ya da magnetik bir sonuç mu var acaba? Göreceğiz.

Bugün kişilere dayak atma günüm.

Sayın SkullG’nin dediğine bakılırsa bu sitenin adını muntazam-masonlar.org diye değiştirmek gerekir. Demek ki burada sadece o muntazam denilen türdeki masonluk konuşulup görüşülecek, öyle mi?

Eh isterlerse kendi aralarında konuşup görüşebilirler. (Bunu yapmıyor da değiller zaten ama aralarında ona bile ilgi gösterenin pek az kaldığı anlaşılıyor.)

Sayın Peacewings der ki: “…. muntazam bir Mason olabilmenin şartlarından biri de ruhun ölümsüzlüğüne inanmaktır.”

Hayır! Yanlış! Şöyle olsa doğru olurdu: “Muntazam bir mason olabilmenin şartı, bu kuruma üye olarak girerken, o kişiye ruhun ölümsüzlüğüne inanıp inanmadığı sorulduğunda, buna evet diye yanıt vermektir.”

Nitekim başlangıçta ruhun ölümsüzlüğüne gerçekten de inanan ama Masonluğa girdikten sonra edindiği pozitif bilimsel bilgilerin ışığında bu inancını yitiren bir kimse Masonluktan çıkarılacak değildir.

Demek ki bu inanç koşulu sadece başlangıçta geçerlidir. Maszonlara değil, haricilere uygulanır. Sonra ne olursan ol; isten münkir, ister mecusî…

Birden kafama dank etti… Elbette… Sayın Peacewings bu konu başlığını Forumun bu bölümünde açmakta haklı. Doğu bir iş yapmış. Çünkü onun “ruh” sözcüğünün anlamını değerlendirişi farklı.

Dilimizde bu bağlamda bir sıkıntı var. İki ayrı anlamdaki iki ayrı kavramı tek bir sözcük ile yansıtıyoruz. (Bundan ötürü Türk dilini küçümsemeyelim. Böyle bir olguya birçok Batı dilinde çok daha fazla rastlanır.)

Konuya Batı dilleri açısından bakarsak, dilimizdeki “ruh” sözcüğü için birbirinden ayrı ikişer anlam görebiliriz.

Örneğin İngilizcede “soul” ile “spirit”, Fransızcada “âme” ile “esprit”,Almancada “seele” ile “geist” gibi.

Bunların ikincisi için dilimizde bir ara Fransızcadan dönüştürme “espri” sözcüğü de geçmiş ama sonradan o sözcüğün anlamı yozlaştığından, artık o anlamda kullanılmaz olmuş.

Eğer ruh sözcüğünü işte bu öteki anlamında alıyorsak tamam, parapsikolojinin tam göbeğindeyiz demektir. Fakat şu yukarıda yazdıklarımdan ilk anlama çekiyorsak, o zaman düşünülerimiz parapsiklojik değil, teolojik ya da teozofiktir.

Nitekim Bakı ülkelerindeki Masonluklarda ruhun ölümsüzlüğünden söz edildiğinde genellikle anlaşılan bunlardan telojik nitelikli anlamdır. Daha da ötesi bu anlamın Hıristiyan dinine uygun değerlendirmesidir.

İsa çarmıha gerilmiştir. Bedeni orada ölmüştür. Böylece İsa kendini feda etmiştir başka insanları kurtarmak (!) için. (O kurtardığı insanlar Yahudiler.) Ruhu gökyüzüne, cennete yükselmiştir.

İncillerde aşağı yukarı böyle yazar da o “ruhun gökyüzüne, cennete yükselmesi” sözünün aslında ne anlama geldiği, Arimatealı Yusuf’un çarmıhtan İsa’nın cesedini mi yoksa bedenini mi indirmiş olduğu üzerinde durulmaz.İbranice ve Grekçe anlatımlar arasında gidilip gelinir ve sonunda ne o zaman ne de şimdi hemen hiç kimsenin anlamadığı bir Latince metin üzerinde uyuşulup, sözcüklerin anlamı kesinliğe bağlanır.

Dolayısıyla insanlara bu işin doğrusu değil, olması gerekeni ya da isteneni kabul ettirilir.

Peki Masonlukta ruhun ölümsüzlüğünden söz edilirken denilmek istenen ne? Şu Hıristiyan inancı mı yoksa kuantum fiziğinin de pek yadsımaya yanaşmadığı ama henüz kendisini parapsikoloji alanından sıyıramamış olduğu, üstelik taürih bakımından İsa’dan çok çok eskilere uzanan dehşetli bir bilimsel/inançsal kökeni bulunan bir değerlendirme mi?

Eski çağların şu olgusunu unutmayalım: Halk bilimsel nitelikli bilgiyi anlayamaz. Ona deterministik nedenleri ve bağlantıyı oluşturan yasaları anlatmaya çalışmanın yararı yoktur; sadece deterministik sonucu benimseyip, ona inanmasını sağlarsınız. Bunun sonucu batıldır ama olsun. Amaç yerine gelir.

Ancak işte böyle olunca, ruh kavramı da bir başka anlam çerçevesinde yorumlanır, bambaşka bir kavram olmaya dönüşür.

Bu konu üzerine söylenebilecek o kadar çok şey var ki… Düşünün ki şu kadar çalaklavye yazdım da yazdım ama henüz Sayın Peacewings’in yazısının ilk paragrafından sonraya geçemedim. Kim bilir, belki de geçmemek daha iyi çünkü ne de olsa muntazam masonların sitesindeyiz; onların bize bağışladığı hürriyeti aşırıya kaçırıp, özgürlüğe dönüştürmeye kalkışmamalıyız.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Aralık 09, 2012, 12:55:27 ös
Yanıtla #8
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sn.Adam
Nitekim başlangıçta ruhun ölümsüzlüğüne gerçekten de inanan ama Masonluğa girdikten sonra edindiği pozitif bilimsel bilgilerin ışığında bu inancını yitiren bir kimse Masonluktan çıkarılacak değildir.

Peki ya ne olur?sonradan o inancını kaybederse bu harici iken uygulanan ilk en önemli şart un ufakmı olur.
Geçmişten bir anım geldi aklıma küçük oğlum denizci olmak istemişti gemi kaptanlığı bölümünü kazanmıştı ön mülakatı falan geçti kaydı yapılacaktı sağlık raporu alamadık gözlük kullanıyor diye rapor vermediler bizde kayıt yaptıramadık.Müdüre sordum bu çocuk burayı 2.cilikle kazandı mülakatada gözlükle girdi başvuruda gözlüğü vardı son anda neden söylediniz müdür bana bu okulun ön şartı bu göz problemi olamaz bende peki ya sonradan 6 ay sonra gözlük kullanırsa ne olacak dedim girerken olmasında dedi.Bu olay anlattığınız duruma benziyor.

Eğer hakikaten böyle ise durum vahim demektir lakin o ilk şartın sonradan önemini yitireceğini sanmıyorum ben ahenk açısından devamlılığı olması gereken bir kural oması gerek diye düşünüyorum.

Eğrisi doğrusu ve yanlışı ile ruh konusu çok ilginç bir konu benimde en çok merak ettiğim konulardan biridir.Çıktığın kaynağa geri dönebilmek mücadelesi Peki çıktığı kaynağa geri dönemeyenler yani tekamül edemeyenler ne olacak  Mu inanışındaki gibi başka bedenlerle tekrar geri gelip tekamülünü tamamlamayamı uğraşacaklar.

Sn.Adam'ın şu değerlendirmesine katılıyorum
Halk bilimsel nitelikli bilgiyi anlayamaz

onun içindirki halkı afyon vererek devamlı uyutuırlar tıpkı benim açmış olduğum bir diğer başlıkta anlatmaya çalıştığım spor olayı gibi eğlencelikler ile halkı yatırırlar.
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Aralık 09, 2012, 01:48:43 ös
Yanıtla #9
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

İdare Hukukunda bir ilke vardır: bir kişi bir statüye girişinde  gereken şartları o statüde bulunduğu sürece korumak zorundadır. Ornegin Devlet memurları, memuriyete girişte aranan şartları memuriyete devam ederken de korumalı/tasimalidir. Eğer bu şartlarda memuriyete devam süresinde bir eksilme olursa bu memuriyete son verme sonucunu doğurur. Benzeri olarak milletvekilliği icin de geçerlidir.

Sn ADAM, sitenin ismini değiştirin o halde demiş, gerek yok biz var olduğumuz zamandan beridir (düzenli) Masonluk içerisinde oldugumuzu zaten belirtiyoruz. Masonluk dediğimiz zamanda kastımızın bu olduğunu evvelde de söylemiş idik. Bizim bildigimiz tek bir Masonluk var, o da uyesi olduğumuz Localarimizin bağlı olduğu Buyuk Locaların benimsediği Masonluk anlayışıdır. Evet biliyoruz ki baskaları da var, varlıklarını hiç reddetmedik zaten, ancak onlarla Masonik bir iliski kurmuyoruz. O yüzden Masonlukta kısının Yaratıcıya inanması ve Ruhun ölümsüzlüğüne de inanması lazımdır. Yukarıdaki paragrafdan sonucu Masonluk icinde geçerli olsa gerektir.

Saygılarımla.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
8 Yanıt
18462 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 17, 2016, 06:51:04 ös
Gönderen: Tesla
1 Yanıt
9725 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 27, 2008, 02:54:49 ös
Gönderen: Isis
MASONLUK VE GUL

Başlatan bilmeliyimgalilei Evrensel Masonluk

2 Yanıt
9145 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 15, 2008, 01:22:06 ös
Gönderen: bilmeliyimgalilei
29 Yanıt
28277 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 16, 2011, 04:18:47 öö
Gönderen: Waldow
3 Yanıt
10539 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 20, 2011, 09:51:07 ös
Gönderen: Cin Ruhi
25 Yanıt
21691 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 20, 2012, 09:52:24 öö
Gönderen: peacewings
3 Yanıt
15709 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 11, 2016, 09:58:57 ös
Gönderen: Zennn
0 Yanıt
2468 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 06, 2013, 06:48:07 ös
Gönderen: GOASISG
0 Yanıt
2175 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 06, 2013, 06:56:05 ös
Gönderen: GOASISG
5 Yanıt
4487 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 16, 2015, 04:13:51 öö
Gönderen: karahan