Masonlar.org - Harici Forumu

 

Anket

ruhban okulu açılmalı mı?

Açılmalı özerk yapıda olmalı
Açılmalı Milli Eğitim'e bağlı olmalı
Kapalı kalması daha iyi

Gönderen Konu: Heybeliada Ruhban Okulu ülkemizin yüz akı olmalı  (Okunma sayısı 14833 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 11, 2009, 03:33:32 ös
Yanıtla #10
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Bay Amurdad

O dış destekli maşacılar Lozanı kabul etmiyor ki, Lozan'a göre hareket edelim, siz burada Lozan'dan söz edecekseniz öncelikle Amerika'nın Lozan ile çizilmiş sınırlarımızı neden kabul etmediğini sormanız gerekmekte.
Ayrıca karnemiz demişsiniz ne karnesi:) Sağlık karnesi mi yoksa siz Türkiye'yi sınavda zannedenlerdenmisiniz? Yoksa Avrupa Birliği mi, kim ister A.B.? Atatürk'ün böyle bir politikası yoktu. Belki de siz Laiklik olarak tanımlanan din ve devlet işlerinin ayrılmasını, Atatürk'ün Avrupalılardan öğrendiğini falan düşünmüyorsunuz değil mi.
Ayrıca Atatürk'ün Ruhban okuluyla alakalı düşüncelerini buraya yazmama gerek var mı, umarım biliyorsunuzdur.

Bay Amurdad kendimizi kandırmayalım, Lozan'da da açık bir şekilde ifade edilmiş, sadece Türk Vatandaşı olanlar bundan yararlanabileceklerdir, ayrıca herkezle eşit olmak zorunda.

YÖK başkanı açıklama yapmış isterlerse başvursunlar açalım demiş, onların amacı eğitim olsa zaten, başvurup açarlardı. Demek ki burada başka bir şey var. Yani anlayacağınız üzere kapalı olmasının nedeni kendi istekleridir.







Haziran 12, 2009, 06:37:37 ös
Yanıtla #11
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

Birincisi; devletimiz için Patrikhane, uluslararası bir statüde değil, İstanbul’da yaşayan Rum azınlığın dini ihtiyacını karşılayan bir Türk kurumudur.
 

Buradaki yanlışlık Patrikhanenin bir türk kurumu olduğu iddiasıdır ki gerçekte Patrikhane ile ilgili herhangi bir yasa, tüzük, yönetmelik bulunmamaktadır. Yalnızca 1923 yılında ve 1971 yılında olmak üzere (ki ikincisi hiç uygulanmamıştır) Patrik’in Türk vatandaşı olması ve patrik seçilememesi durumunda İstanbul Valisi tarafından atama yapılması (uygulanmayan hüküm budur) hakkında iki adet Valilik Genelgesi vardır. Meşhur yanlış Patriğin Türk vatandaşı olmasının Lozan hükmü olduğu doğru değildir. Bu Osmanlı zamanındaki 1862 tarihli Rum Patrikliği Nizamnamesinde ifade edilen Patrik’in Osmanlı vatandaşı olma şartının bir devamı niteliğindedir ve 1923 tarihli İstanbul Valiliği Genelgesine dayanmaktadır. Lozan’da Patriğin TC vatandaşı olmasına dair bir düzenleme mevcut değildir. Patrikhane’nin Osmanlı zamanındaki dinsel egemenliğinin ötesindeki yetkileri Lozan görüşmelerinde evet kaldırılmıştır ve sadece dinsel yetkisi olduğu kabul edilmiştir. Bu da Osmanlıdaki millet sisteminden TC Ulus-Devletine geçiş yönünden mantıklıdır. Ancak dinsel yetkisi sürmektedir. Dolayısıyla eğer İstanbul Patrikliği Ortodoks alemde ekümenik olarak kabul ediliyorsa laik bir devletin buna karışması, karşı çıkması veya bunu kullanması kabul edilemez.


İki; Lozan’da azınlıklara imtiyaz değil, Türk halkıyla eşit muamele görme hakkı tanınmıştır. Anayasa’nın 12. maddesine uygun olması gerekir. (Yani Müslümanların İlahiyat Fakülteleri gibi devlet denetiminde)

Lozan Sulh Muahedenamesi’nin 37 – 45. Maddeleri arasında “Azınlıkların Himayesi” başlığıyla yapılan düzenlemelere kısaca göz atarsak;

37. madde 38den 44e kadar olan maddelerdeki düzenlemelere aykırı hiçbir kanun, idari düzenleme ve resmi işlem çıkartılamayacağı ve hiçbir kanun, idari düzenleme ve idari işlemle bunların kaldırılamayacağı TC tarafından taahhüt edilmiştir.

38. madde azınlıklar açısından negatif özgürlük düzenlemesini içermektedir. “Türkiye Hükumeti, tevellüt, milliyet, lisa, ırk veya din tefrik etmeksizin Türk ahalisinin kâffesine hayat ve hürriyetlerince himayei tamme ve kâmile bahşetmeği taahhüt” etmiştir. 38/2de din, mezhep ve itikadın genel ve özel ircaının serbest olduğu hükme bağlanmıştır. Gayrimuslimlerin de diğer TC yurttaşları gibi seyahat, yerleşme özgürlükleri olduğu düzenlenmiştir.

39. madde de azınlıkların medeni ve siyasal haklardan yararlanacakları ve yasa önünde eşit olacakları din ayrılığının kamu hizmetine girmede engel oluşturmayacağı düzenlemiştir. Ayrıca dil özgürlüğü 2. Fıkra ile tanınmıştır.

40. madde de ise, “Gayrimüslim akaliyetlere mensup olan Türk tebaası hukukan ve fiilen diğer Türk tebaaya tatbik edilen ayni muamele ve ayni teminattan müstefit olacaklar” dendikten sonra “VE BİLHASSA MASRAFLARI KENDİLERİNE AİT OLMAK ÜZERE  HER TÜRLÜ MESSESATI HAYRİYE, DİNİYE VE İÇTİMAYİYEYİ, HER TÜRLÜ MEKTEP VE SAİR MÜESSESATI TALİM VE TERBİYEYİ TESİS, İDARE VE MURAKABE ETMEK VE BURALRDA KENDİ LİSANLARINI SERBESTÇE İSTİMAL VE AYİNİ DİNLERİNİ SERBESTÇE İCRA EYLEMEK HUSUSLARINDA MÜSAVİ BİR HAKKA MALİK BULUNACAKLARDIR” denilmiştir.

41. madde de Türk Devletine eğitim yönünden yükümlülük yüklenmiştir.

42. madde aile hukuku ve şahsiyet hukuku konularında azınlıkların örf ve adetlerinde hal ve fasledilmesine müsait her türlü ahkam vazına Türkiye muvafakat etmiş ve azınlıklara ait her türlü kilise, havra, mezarlık vs.yi korumayı ve bunlara kolaylık sağlamayı taahhüt etmiştir.
42. madde gayimüslimlerin inançlarına aykırı davranışta bulunmaya zorlanamayacağı ve hatta bu inanç yüzünden yasanın öngördüğü bir işlemi yerine getirmemeleri durumunda haklarını yitirmeyecekleri düzenlemiştir.

44. madde ULUSLAR ARASI KORUMA maddesidir.

45. madde “İş bu fasıl ahkamı ile Türkiyenin gayrimüslim akalliyetleri hakkında tanınan hukuk Yunanistan tarafından dahi kendi arazisinde bulunan Müslüman akalliyet hakkında tanınmıştır” hükmünü barındırır. Ve fakat 44. Madde hükmünün Yunanistan açısından uygulanması bu madde yönünden düşünülemez çünkü tanınan hukuktan bahsedilmiştir. Dolayısıyla Türkiye’nin bahsettiği gibi bir “karşılıklılık” söz konusu bile değildir. Kaldı ki eğer Patrikhane bir türk kurumu ise o halde niçin karşılıklılık yönünden değerlendirilmektedir? Gibi ayrı bir sual sorulabilir.

Heybeliada Ruhban Okulu Lozan’ın 40. Maddesi kapsamında bir okuldur ve 40. Madde hükmü açıktır. Özellikle 37. Madde hükmü ile Türkiye çok belirgin bir bağıtlanmayla bağıtlanmıştır. Lozanla azınlıklar yalnızca bireysel olarak değil kurumsal olarak da korunmuştur.

1982 Anayasasının 90. Maddesi hükmü de açıktır ki “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7.5.2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.”


Üç; 403 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereği dini eğitim cemaatlere ve özel kişilere değil, devlet görevi olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nca verilir.

TTK, ruhban Okulunun açılmamasına dayanak olamaz. Eğer TTK, Lozan’a aykırı hükümler barındırıyorsa bu Lozan 37ye göre geçersizdir. Kaldı ki 403 sayılı kanunun çıktığı 1924’ten Heybeliadanın kapatıldığı 1971’e kadar TTKya bir aykırılık görülmemişken bugün bunun ileri sürülmesi düşünülemez.

Dört; Anayasa’nın ikinci maddesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti laiktir; dolayısıyla dini öğrenim yapan özel okul açmak ve yönetmek yasaktır.

Yine Lozan 40 ve 37 diyeceğim. Uluslar arası hukukun en önemli ilkelerinden birisi “antlaşmanın taraflarından birinin, kendi iç hukukunun hükümlerini öne sürerek antlaşmayı uygulamaktan kaçınmayı meşru kılamayacağı” ilkesidir.

Laiklik yönünden yine ifade etmek gerekir ki Laiklik İlkesinin Anayasal bir düzenleme olarak hukukumuza girdiği 1937’den 1971’e kadar Heybeliada açıktı ve laiklik yönünden herhangi bir tartışma da yoktu.

Beş; 625 sayılı kanunun 3. maddesinde askeri okullar, dini eğitim ve öğretim yapan özel öğretim kurumları ile emniyet teşkilatına bağlı okulların aynı veya benzeri özel öğretim kurumu açılamaz
.

625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunun 25. maddesi, “Bu Kanunun yayımı tarihinde mevcut olup, 23 Ağustos 1923 tarih ve 340 sayılı Kanuna bağlı Andlaşmanın 40 ve 41 inci maddeleriyle ilgisi bulunan okulların özellik göstermesi gereken hususları yönetmelikle tespit edilir” demektedir. Bu düzenlemem 3. Maddenin bir ayrıksılığıdır. 340 sayılı Yasaya bağlı Andlaşma ise LOZAN’dır. Dolayısıyla Heybeliada Ruhban Okulunun açılması 625 s. K. açısından bir sıkıntısı oluşturmaz. Her ne kadar 625'in bazı maddelerinin Anayasa M. tarafından iptali üzerine MEB tasarrufuyla ve hukuka aykırı olarak kapatılmış olsa da

Altı; Anayasa’nın 132. maddesi gereğince vakıflar tarafından devletin denetiminde tabii yüksek öğretim kurumları kurulabilir, hükmüne göre Patrikhane, bir vakıf statüsünde olmadığı için Patrikhane’ye bağlı özel yüksek öğrenim kurumu açamaz. Sekiz; 1973 Milli Eğitim Temel Kanunu ve 1981 Yüksek Öğretim Kanunu ile belirlenmiş okul programının genel amaç ve temel ilkelere göre geliştirimlmesi zorunludur.
 

Eğer Okul kapatılmasaydı 1981 yılında çıkartılak YÖK’e aykırılığı ileri sürülmeyecekti. Türk yüksek öğretim sistemine egemen olan laiklik ilkesiyle bağdaşmazlık nedeniyle açılamayacağının söylenmesi yukarıda aktardığım uluslarası hukukun temel ilkelerinden olan antlaşmanın taraflarından birinin, kendi iç hukukunun hükümlerini öne sürerek antlaşmayı uygu¬lamaktan kaçınmayı meşru kılamayacağı” gereğince uluslararası hukukla çelişkilidir.

Ki zaten Patrikhane’de YÖK’te (şimdikini bilmiyorum ne der) Okulun MEB’e bağlı olarak açılmasına taraftardır. Patrikliğin kurumsal olarak korunması LOZAN 40. Madde ve 42. Maddede  yer almaktadır. Patrikhane eğer İHAM’a başvurursa büyük ihtimalle bu başvurusu kabul edilecek ve tüzel kişiliği olduğu İHAM tarafından kabul edilecektir. Hanya Katolik Kilisesi v. Yunanistan kararı bu noktada bir ön fikir verebilir.




Haziran 16, 2009, 02:57:46 ös
Yanıtla #12

Bence Ülkenin her tarafına Patrikhane temsilciliğinde Okul açılmalı, daha faydalı olur. Bir ülkede ne kadar çok kültürel zenginlik varsa ve hür iradeyle dinini, kültürünü yaşıyorlarsa bu o Ülkenin Saygınlığını gösterir. Şekil (a) ve şekil (b)'de gözüktüğü gibi diyecem gene az gelişmiş ve gelişmiş ülkeler arasında bir kıyaslama yapacam ama gelgelelim gereksiz polemiklerin hiç lüzumu yok:)

Amerikada ne güzel bütün Irklar mevcut ve sadece anayasal kimliklerini kullanarak her türden Irk Biz Amerikalıyız diyorlar ve her İnsan Amerikan vatandaşı olduğu için eşit haklara sahiptirler ama bunun Ülkemizde uygulanması çok zor, neden diyeceksiniz? Çünkü her kafadan ses çıkıyor :D

Seçimimi yapayım:) a şıkkı.
 
« Son Düzenleme: Haziran 16, 2009, 03:00:52 ös Gönderen: Isabell »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Temmuz 04, 2009, 12:04:47 öö
Yanıtla #13
  • Ziyaretçi

Okulun kapalı olmasının nedeni; YÖK ya da Millli Eğitim Bakanlığına bağlanmak istememeleridir, siyasetle falan alakası yok, bilmeyenlere duyurulur. Bu ülkede bütün kurumlar eşittir, İlahiyat'ta YÖK'e bağlanmıştır ancak ilgili Ruhban okulu bunu kabul etmemiştir. Kabul etmiyorlarsa kendileri bilirler.

Satın M. Akyol,

Bu ülkede bütün kurumlar eşittir diyerek mantıklı birşey söylemişsiniz. öyle olması gerekir ancak öyle değildir. Örneğin Pierre Loti Fransız Lisesi MEB'ye bağlı bir okul değildir direk olarak Fransız Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olup Anaokulundan Liseye kadar her türlü eğitim dönemindeki öğrenciye hizmet veren bir okuldur. Bu noktalarla Fransız Liselerinden ve diğer Yabancı okullarından ayrılır. Fransızlara bu ayrıcalığı veriyor Rumlara bu hak verilecekken neden gocunuyor devletimiz anlayamadım ben. Ya onlara da verilmemeli bu hak ya da Rumlar da bu haktan mahrum bırakılmamalı.

Saygılarımla...


Temmuz 04, 2009, 01:02:22 öö
Yanıtla #14
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Bayım aradaki farkı anlamanız için konuya hakim olmanız gerekmekte, konuyu bilmediğiniz yazınızdan parıldıyor. En azından forumda yazılanları okuyabilirsiniz.

Okulun kapalı olmasının nedeni; YÖK ya da Millli Eğitim Bakanlığına bağlanmak istememeleridir, siyasetle falan alakası yok, bilmeyenlere duyurulur. Bu ülkede bütün kurumlar eşittir, İlahiyat'ta YÖK'e bağlanmıştır ancak ilgili Ruhban okulu bunu kabul etmemiştir. Kabul etmiyorlarsa kendileri bilirler.

Satın M. Akyol,

Bu ülkede bütün kurumlar eşittir diyerek mantıklı birşey söylemişsiniz. öyle olması gerekir ancak öyle değildir. Örneğin Pierre Loti Fransız Lisesi MEB'ye bağlı bir okul değildir direk olarak Fransız Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olup Anaokulundan Liseye kadar her türlü eğitim dönemindeki öğrenciye hizmet veren bir okuldur. Bu noktalarla Fransız Liselerinden ve diğer Yabancı okullarından ayrılır. Fransızlara bu ayrıcalığı veriyor Rumlara bu hak verilecekken neden gocunuyor devletimiz anlayamadım ben. Ya onlara da verilmemeli bu hak ya da Rumlar da bu haktan mahrum bırakılmamalı.

Saygılarımla...


Temmuz 04, 2009, 01:12:41 öö
Yanıtla #15
  • Ziyaretçi

Bayım aradaki farkı anlamanız için konuya hakim olmanız gerekmekte, konuyu bilmediğiniz yazınızdan parıldıyor. En azından forumda yazılanları okuyabilirsiniz.

Okulun kapalı olmasının nedeni; YÖK ya da Millli Eğitim Bakanlığına bağlanmak istememeleridir, siyasetle falan alakası yok, bilmeyenlere duyurulur. Bu ülkede bütün kurumlar eşittir, İlahiyat'ta YÖK'e bağlanmıştır ancak ilgili Ruhban okulu bunu kabul etmemiştir. Kabul etmiyorlarsa kendileri bilirler.

Sayın M. Akyol,

Bu ülkede bütün kurumlar eşittir diyerek mantıklı birşey söylemişsiniz. öyle olması gerekir ancak öyle değildir. Örneğin Pierre Loti Fransız Lisesi MEB'ye bağlı bir okul değildir direk olarak Fransız Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olup Anaokulundan Liseye kadar her türlü eğitim dönemindeki öğrenciye hizmet veren bir okuldur. Bu noktalarla Fransız Liselerinden ve diğer Yabancı okullarından ayrılır. Fransızlara bu ayrıcalığı veriyor Rumlara bu hak verilecekken neden gocunuyor devletimiz anlayamadım ben. Ya onlara da verilmemeli bu hak ya da Rumlar da bu haktan mahrum bırakılmamalı.

Saygılarımla...

Sayın M.Akyol

Bilmediğim bir konuda yorum yapacak kalitede bir insan değilim. Önce bu noktada anlaşalım. Bu konuya da, siz anlayamamış olsanız da gayet vakıfım. Birşey söylemişsem aslı astarı vardır. Eğer bir şekilde yazdıklarımı çürütecekseniz bunu saygı çerçevesinde yapmalısınız yoksa düşen yalnız sizin saygınlığınız olacaktır. Ayrıca size göre nasıl bir parıldama olduğunu belirtebilir misiniz?

O okul FMB'na bağlıdır ve orada okuyan birçok arkadaşım olmuştur ve okulun tarihini ve işleyişini onlardan öğrenmişimdir. Dediğim gibi yukarıda yazılanlar harfiyen doğrudur. Kişinin vakıflığını denetlemektense, yazılanların doğru olup olmadığı konusunda küçük bir araştırma yapsaydınız o parıladama sizin içinizde olacaktı.

Saygılarımla...


Temmuz 04, 2009, 01:40:17 öö
Yanıtla #16
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

Bay quadriga;

1-Şaka yaptığınızı umuyorum, çünkü biri dini amaçlı bir okul. Siz elma ile armutu karşılaştırıyorusunuz.
Ayrıca size göre nasıl bir parıldama olduğunu belirtebilir misiniz?

2-Arkadaşlarınız Papaz mı oluyor Fransız liselerinden mezun olunca?
3-Ruhban okulu açılırsa hangi ülkenin milli eğitim bakanlığına bağlı olacak?
4-Türkiye'deki imamhatipler Arabistan Milli Eğitim Bakanlığına mı bağlı?
O okul FMB'na bağlıdır ve orada okuyan birçok arkadaşım olmuştur ve okulun tarihini ve işleyişini onlardan öğrenmişimdir.


Temmuz 04, 2009, 01:51:55 öö
Yanıtla #17
  • Ziyaretçi

1.Şaka yapmadığımı belirterek sorunuza cevap vermek istiyorum. Dinsel eğitim elma diğeri armut diye birşey kabul etmiyorum. Eğitim ne olursa olsun eğitimdir. İki türlü de insanlığın bir şekilde ihtiyaçlarını karşılayacak bir mezun kitlesinden bahsediyoruz bu noktada. Dolayısı ile ikisi arasında bir fark bulunmamaktadır.

2.Sorun okuldan mezun olunca papaz olmaları mıdır size göre M. Akyol?

3.Orda demek istediğim bir şekilde Türkiye'ye has yönetim birimlerine bağlı olmayan okulların var olabileceğini açıklamaktı Sayın M. Akyol. Algıda seçicilik tehlikelidir.

4.Konunun imamhatiple falan ilintisi bulunmamaktadır. Özerk bir okulun kurulması ile ilgisi vardır. Konu ile ilgili birçok kanun ortaya dökülmüştür ama bunların bir değeri yoktur. Böylesine önemli bir okul için gerekli yasal düzenlemeler yapılabilir şeklindeki düşüncemi de beyan etmek istiyorum.

Saygılarımla...


Temmuz 04, 2009, 02:08:28 öö
Yanıtla #18
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

1- Siz kabul edin diye söylemedin, insanlar özgürdür kabul edip etmemekte.

Dinsel eğitim elma diğeri armut diye birşey kabul etmiyorum.

2-İnsanlığın derken hangi insanlığın? Bu ülkede ve Dünyada bir çok dinden, inanışdan insan var ama siz nedense sadece Ruhban okulu açılmasından söz ediyorsunuz. Hiç şamanist inancında olanlara bir okul açılması gerektiğini ve bu okulda dini liderler yetiştirilmesi gerektiğini savundunuz mu?

İki türlü de insanlığın bir şekilde ihtiyaçlarını karşılayacak bir mezun kitlesinden bahsediyoruz bu noktada.


3- Bir devletin, ülkesinde yarınları daha güzel yapan bireyler yetiştirebilmeleri için verdikleri eğitimle, bir ve birden fazla kişinin inandığı dinin, din eğitimini aynı kefeye koyamazsınız. Bunlar birbirinden farklı yollardır. Yani birbirleriyle hiçbir alakaları yoktur.

Dolayısı ile ikisi arasında bir fark bulunmamaktadır.

4- Hayır, devlettin kurallarından bağımsız olmak istemeleridir.
Sorun okuldan mezun olunca papaz olmaları mıdır size göre M. Akyol


Temmuz 04, 2009, 02:21:51 öö
Yanıtla #19
  • Ziyaretçi

1.Tabi sizin kabul etme özgürlüğünüz nasıl sizde saklı ise aynı hak bende de saklıdır ama makbul olan mantıksal açıklamayı da yazıya ekleyebilmektir.

2.Burda konumuz Şamanizm ile ilgili bir okul açılması değildir, o nedenle değinmedim ama Şamanizm ile Ortodoksluk bu noktada birbirine karıştırmamamız gereken iki inançtır. O okul yüzlerce yıldır papaz yetiştiren, çok saygın bir kurumdur. Yani herhangi bir din okulundan çok farklı bir çizgidedir. Ayrıca kendisi İstanbul'da eğitime başlamış ilk okuldur. Böyle bir gelenekten ve yüce bir okuldan bahsediyorsak Şamanlık, Paganlık bizi uzaktan gıptayla seyreder.

3. Ordan mezun olan papazların dünyanın dörtbir yanındaki insanlara iyi ve doğruyu anlattığını hatırlarsak ve Ortodoksluğun ne denli büyük bir kitlesi olduğunu da gözardı etmessek hakkaten eşit değildir. Bahsi geçen okulun mezunları daha değerli kabul edilebilir.

4.Devletin kurallarından bağımsız okulların olabildiğini örneği ile açıklamıştım zaten. Dolayısı ile bu tezinize cevap vermeyeceğim.

Saygılarımla...


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
1 Yanıt
3146 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 16, 2007, 07:29:59 ös
Gönderen: SublimePrince
0 Yanıt
2942 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 30, 2007, 10:56:26 ös
Gönderen: shemuel
18 Yanıt
26538 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 22, 2008, 01:14:54 öö
Gönderen: blossom
4 Yanıt
7589 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 01, 2011, 10:01:33 ös
Gönderen: scherif
0 Yanıt
4312 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 15, 2011, 03:12:26 öö
Gönderen: AQUA
3 Yanıt
3560 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 10, 2012, 11:25:49 ös
Gönderen: NOSAM33
15 Yanıt
8875 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 23, 2018, 02:37:31 öö
Gönderen: Zennn
0 Yanıt
1783 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 28, 2014, 07:29:28 ös
Gönderen: MEDUSA
0 Yanıt
1800 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 23, 2015, 12:49:44 ös
Gönderen: propulsion