Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Bilgelik - 1  (Okunma sayısı 5876 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 19, 2011, 09:02:42 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay




Bir hafta kadar önceydi…

Bu bölümde “bilgi” kavramı üzerinde irdeleme yaparken, Sayın Sahnesarsan, yaptığı bir katkıda “bilgelik” kavramını dile getirmişti. Ben de konu başlığıyla bağlantılı olmadığından ötürü uygun yara taşınması dileğinde bulunmuştum. Ancak bir yandan da, her ne kadar forumda daha öce bir başka başlık altında ayrıntılı olarak ele almışsam da, burada bu bölümde bu terimi de bir kez daha şöyle kısaca gözden geçirmenin yararlı olacağını düşündüm. Aşağıdaki derlemeyi yaptım. İlgilenenlerin katkısıyla bu açıklama daha da gelişecektir kuşkusuz.


………

Bilgelik olarak andığımız bu terimin eş anlamlı karşılığının eskiden kullanılanı günümüzde de geçerliğini sürdürüyor: Hikmet.

Forumda benim yazılarımı sürekli izleyenler biliyor ki ben olabildiğince Öz Türkçe kullanılmasından yanayım; ancak bunu aşırılığa kaçırmadan, bağnazlığa vardırmadan ve iletişimin oluşmasını güçleştirmeden. Böyle olduğu için, hikmet sözcüğünü değil, bilgelik sözcüğünü yeğlerim.

Ancak bu yeğleme öyle kuru kuruya, gelişigüzel bir seçim değil. Bu sözcükle az biraz uğraşalım. O zaman gerekçesini anlayacaksınız.

Türetme yapmadan önce köke doğru gidelim.

Soru: Bilgelik sahibi olan yani bilgeliğe varmış kişiye ne denir?

Yanıt: Bilge.

Eş soru: Hikmet sahibi olan yani hikmete varmış kişiye ne denir?

Bunun yanıtını vermiyorum. Bilen vardır elbette. Ancak ben bu forumda bu sorunun yanıtını bilmeyenler olduğunu da biliyorum.

Şimdi siz, bu sorunun yanıtını bilmeyen sayın okuyucu, bunun bilmemenin ayıp olmadığını da biliyorsunuz elbette, biraz sözlük karıştırın ve bu sorunun yanıtını bulun bakalım.

Şimdi şu sorunun yanıtını verin lütfen: Bu sözcüğü hiç duymuş muydunuz yaşantınızda?

Bunun sonrası da var… Diğer üretilecek sözcükler: Bilgece, bilgelikle, bilgesel… Bunların karşılıkları?

Eğer tüm bunlar size pek elverişli gelmiyorsa hiçin “hikmet” sözcüğünü kullanmakta diretiyorsunuz? Şayet Bilgelik sözcüğü için yeri geldiğinde eş anlamlı bir seçenek ise ona bir diyeceğim yok. Ancak bu diretmenin de akıllıca bir gerekçesi olmalı.

Bakın, Öz Türkçe deyince ben “akıl” sözcüğü yerine “us” sözcüğünü kullanmaktan olasıya kaçınıyorum. Kimi zaman “akılcı” sıfatı yerine “ussal” kullandığım olur. Fakat bir kök sözcük olarak karşı çıkarım. Çünkü akıl sözcüğünden en çok kullanılan ilk türetmelerden biri “akıllı” sıfatıdır. Bu sıfatı “us” ile nasıl yansıtırsınız? “Uslu” mu diyeceksiniz? Daha der demez, bunun olmadığını, zihninizde o kavramın oluşmadığını görmüyor musunuz? Çünkü “uslu” sözcüğü dilimize “us” kökünden âdeta bağımsız gibi girmiş ve bir kavramsal değer kazanmış. Öyle bir kavram ki bunun karşıtına bir de “yaramaz” denmiş. Yaş bakımından büyüklerin küçükleri aşağı ya da yetersiz görüşünden ileri gelen bir tutumun sonucu.

Masonlukta çok simge kullanılıyor ve bunların üzerinde nasıl uzlaşılabildiği insanı kara kara düşündürüyor ya… Bakın, sözcük üzerinde anlaşma sağlamak da öyle pek kolay değil. Hatta belki simge üzerinde bir uyuşma sağlamaktan daha da zor.

Uzun lâflar edip konuya giremedim.

Bakalım şu yukarıdaki soruma yanıt getiren olacak mı? Ondan sonra bilgelik kavramının ayrıntılı açıklamasına girelim.

Ancak benden önce bunu yapmak isteyen olursa kuşkusuz onu engelleyen yok.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Mayıs 19, 2011, 07:04:42 ös
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 667
  • Cinsiyet: Bay

Saygılar
Sayın ADAM; ''Bilgelik'' veya ''Hikmet sahibi olmak'' tüm bu dedikleriniz kime göre...
kime göre hikmet sahibi olunur?
kime göre bilge kişi olunur?
bunun ölçüsü ne? kim belirliyor?
İmam hatibe giden bir lise öğrencisi, köşe cami nin  hocasını ''çok bilge kişi'' görür. Bu mu?
yada çırak Mason, üstad Masonu çok bilge görür. Bu mu? kime göre bilge kişi?
Saygılarımla


Haziran 18, 2011, 06:31:29 öö
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Sayın ADAM'la bu konu üzerinde daha önce de iletişim kurduğumuzu hatırlıyorum.

İlk algıda bilgelik, olgunlaşmış bilgili olmasa da bilge olabilmiş gibi okunuyor;nitekim bu savı literatürde destekliyor.

Hatta,kişi bilgili olsada bilge olamıyabilir demiştim;bu savım hala geçerli...

Sonra sayın ADAM,bilgili olmayan bilge olabilir mi diye bir soru yöneltti;bunun üzerine biraz düşündüm.Haklıydı...

İlk savımın geçersizliğini kavradım.Bilgili olmadan bilge olunamaz;ama daha öncede belirttiğim ve savunduğum gibi her bilgilili de bilge olamaz,olamıyor.

Bana göre bilgeliğin kıstası;bilgili olduğu kadar kişilik sorunlarıyla baş etmeyi başarmış,kendine inanan,alçak gönüllü,sabırlı,töleransın sırrını çözmüş,çevresine ışık saçan,yorulmadan ve yılmadan insanlık için samimiyetle çalışan,herzaman değişime açık,dogmaları reddetmiş,dinlemeyi bilen,çevresine,kendisine ve tüm canlılara saygılı,yaratıcı,"Bilmiyorum"diyebilen,kanaatkar,paylaşmanın tadını keşfetmiş,gerçek huzurun almakta değil vermekte olduğunu samimiyetle benimsemiş,öğrenmenin ve gelişmenin sonu olmadığına inanan,sevilmenin değil sevmenin erdem olduğunu kavramış,değiştirilemeyecek şeylere isyan etmektense dğiştirebileceklerine yoğunlaşmış,aldıklarına verdiklerine ve kendisine kalanlara sevinebilen meziyetlerin birçoğunu kendisine ekleyebilmiş olmaktır.


Elbette,buna başka erdemler mutlaka eklenebilir;şimdilik aklıma gelenler bukadar.


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Mayıs 29, 2019, 06:48:51 ös
Yanıtla #3

Bilgelik kavramını kendi bakış açımla ifade etmeye çalışır isem;

Bazı kadim öğretilerde 3'ler 7'ler 40'lar .vb benzeri bazı erginleşme derecesini ifade eden mertebeler mevcuttur.

Gerçeğe doğru gidilebilecek tüm sayısız yollara karşın,en yukarılarda bu yol özün macro'ya yansımasıdır (........)  40 . 7 ve 3'e; daha yukarılarda 2'ye, en yukarılarda ise, 1'e iner.

2'de; (.......) "Cain ve seth" - "İsa ve İbrahim" - "Mu ve Atlantis" - "J ve B" gibi kavramların farklılık değerlerinde birleşerek netleşsek de, aslında 3'de ki ortak noktalardan buraya gelinmiştir.Asıl Bilgelik ise kanımca, karmaşanın içinde tersine tırmanılan son merdivende son ve ilk basamağa erişmektir....

Bu örüntünün aslında kaynağı birdir.Asıl mesele; oraya ulaşmak için direk mi yoksa öğrene öğrene gidilecek bir yol mu seçtiğimizdir.

Kısaca: Aşağının yukarıda "bir" karşılığı vardır.Karşılıkların ise bir ortak "köşe taşı".Bu durum yükseleni bir merkez taşının ruhen ve manen olan etkisinde kavuşturur,birleştirir.

Her konu istismara doğası gereği açıktır ki, bu yüzden; bilimin avam için kontrolsüz hayal gücünü kısıtlaması gerekliliğini de kanıtlar.
Konu bu mevzular ile kitle kontrolüne geldiğinde, herşey doğal olarak bulanıklaşır.Zira her konu toplumsal yönlendirmede denenmiştir.

Bu tip derin konular öyle yada böyle zamanla topluma yanlış,kısıtlı veya çarpık yansıtılmaya veya toplumca çarpıtılmaya açıktır.

Doğal olarak kitleleri, toplulukta ritüelik bir eylem yoksa üstbilinç ortak bir nokta da birleştiremez..

Bu durumda hurafi veya din temelli olmayan, birleştirici, ritüelik bilimsel ve ahlaki değerler oluşturulabilinir.

Tabi ki avam her daim dinler ile uyusun veya uyumak istemiyorsa, istenmiyorsa ...

Saygılar
« Son Düzenleme: Mayıs 29, 2019, 06:54:59 ös Gönderen: Tık-Tik-Tak »
Sen Özelsin


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
12 Yanıt
11388 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 07, 2014, 09:35:57 ös
Gönderen: emreg
2 Yanıt
3263 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 09, 2012, 02:43:50 ös
Gönderen: ADAM
23 Yanıt
13056 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 08, 2012, 04:50:14 ös
Gönderen: Rohani
1 Yanıt
2598 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 19, 2015, 03:24:05 ös
Gönderen: ARARAT
0 Yanıt
1766 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 26, 2015, 01:11:31 öö
Gönderen: evvah
0 Yanıt
1685 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 26, 2015, 01:15:40 öö
Gönderen: evvah